dokunamayısın gunlugu

tesadüfen, akıl yürüterek, hissederek hakkında o kadar iğrenç şeyler öğrendim ki..bir de onca zaman dışarıda geçirdiğin vakitleri düşünüyorum, şimdileri düşünüyorum, gerçekten midem bulanıyor. kim bilir daha neler neler döndü.

sevdiğim bir yemekte ufak bir kıl çıkmıştı. eh ufak bir kıl için o çok sevdiğim şeyi yememezlik etmeyecektim elbet. meğer ne kıllar yutmuşum.

çıkardığım ders o kadar akıllı olmadığım. ama ben kendimi akıllı sanan biri olarak gayet mutluydum. böyle bir derse ihtiyacım yoktu lorelei.

bana "sana ihtiyacım var" dedirtecek kadar kötü davrandın. düşün, ne kadar kötü davranmışsın. nicedir sakladığımı söylemek zorunda kalmışım.

günaydın masum duyguların katili. umarım sevgisizliğe müebbet olursun.

bir ruha sahip olduğumu ve öldüğümde o ruhla tepene binebileceğimi bilsem, hemen şu an öleceğim.

en güzel yanı sevildiğin zaman bile bunu bilemeyecek olmam. gerçeği her şeyi bir şekilde öğreniyorum ama artık denk gelmez sanırım. böylece sevgisizliğe hapsolduğunu düşünüp mutlu olabileceğim. 24 senedir kendini kandırmayan biri olarak buna da başladım.

"Dun gece ona dokundugumu sana nasıl anlatabilirim ?
Biraz şarap içtik..Ve bilirsin biraz dedikodu...
Aslında Chet Baker'ın bunla hiçbir ilgisi yoktu...
O ruj lekesi... Dagınık bir yatak.. Sıcak bir gulumseme...
Bunlara katlanabilir misin ? "

"Dün gece senin hoşlanıdıgn kadınla yattığımı sana nasıl anlatabilirim ?
Ona dokundugumu sana nası söyleyebilirim ?
Onun eti, benim vücüdumun altında titrerken"

tam fatih'lik bir şarkı olmuş değil mi?

"onun eti, benim vücudumun altında titrerken" çok vurucu... ve SEN DE o anlığına sadece bir et parçasıymışsın.

yaz kardeşim yaz çok iyi yazıyorsun

@216 bugün bir söz duydum.

"insanlar ikiye ayrılır, aşkı yazanlar ve aşkı yaşayanlar" ne kadar yazıyorsam o kadar güçsüzüm aslında.

yine belden aşağısı felç bir uyku. yine yarım. yine istemsiz uyanışlar. teşekkürler lorelei, hepsinin mimarısın.

belki de tek kötü davrandığın kişi bendim, ha buradan benim sıkıntılı bir kişi olduğum anldıbını çıkarmamak lazım.

kötü ve dengesiz davrandığında itirafta bulunmuştum.. böyle filmlerde olur, adam işkence eder, en sonunda silahı çeker adama, adam yerde ağzı burnu kan içinde "abi,dur yapma, çoluğum, çocuğum var benim" der... ben hep saçma bulurdum o sahneyi. evet çok çaresizsin ama bahsettiğin senin çocukların, adamın çocukları değil ki, seni öldürmekten neden vazgeçsin.

benimki de böyle değil miydi? dur yapma der gibi senden hoşlanıyorum falan. hayır neden söylediysem, bu senin sevgin değil ki, benim sevgim sonuçta. başka bedenler altında manasızlığa titremeni kesme sebebin değil.

galiba bugün birine uykusuz dergisi için yardımcı oldun rahibe teresa, gerçeği bana da vermiştin o dergiyi, son kahvaltıda. bazen o olayı düşünüyorum. neden?

senden ayrıldıktan ve banka hesabını kontrol ettikten sonra arkadaki parka oturdum, hatta o banka yattım. güneş güzel vuruyordu. 2 arkadaşıma telefon açtım. birine, aslında iyi biri olduğunu anlattım. "zor durumda olduğumu bilip para verdi bana, sanırım dediği kadar nefret etmiyor, dediği kadar nefret etse vermezdi" dedim. diğerine " sanırım beni şantajcı olarak görüyor, ısrarla da parayı geri istemedi" dedim.

neye inanacağımı ben de bilmiyorum lorelei. tavrın benden kurtulmak için her şeyi yapacak gibiydi. ne istesem yapacaktın sanki o anda. belki de sadece vicdanındı o. vicdansa da iyi aslında. kendini suçlu hissetmiş olman gerek. aynısını taksi parasını vermeye çalışarak da yapmıştın. o davranışın çok tatlıydı lan.son treni kaçırdığımda aklımdan bile geçmemişti senin yüzünden olduğu, hatta sevinmiştim bile biraz daha takılırız diye, gitmek de istemiyordum ki hem. gitmem için niye para veriyorsun hep?

bir şeyler ısmarladın, bir de önceden muz göndermiştin. sonra iki kere o muzu göndermenin pişmanlığından bahsetmiştin. elim bollaşınca hesabına bir 50 lira daha atacağım. hiç hakkın kalsın istemiyorum. umarım banka hesabını da değiştirmemişsindir.

çayı da çorba gibi üfleyerek içmeni garipsemiştim başta. sonra hoşuma gitti ama narinlik katıyordu sana eheh.

yani belki onun sebebi dişinde bir problem olmasıydı, belki sıcak ve soğuk sızı yapıyordu sana ama onun büyüsü öyle değil lorelei.

hatırlarsın. su motorunun denizde çıkardığı köpüğe ağlayan ufak bir velet vardı. anlayamazsınız diyordu. çok ufak bir şey değil mi. köpük işte altı üstü. ama onun büyüsü başka. çocuk denize aşık. kim bilir nasıl gözüküyordu o dalgalara çocuğa.

işte, birkaç ben, tırnaklarının yapısı, gülüşünü kapaman, uyandırdığında özür dilemen, memelerin... ufak şeyler sonuçta ama bana başka gözüküyorlar sanırım.

tamam memeler ufak değildi lorelei alınma ahah

bugün nefretimi hissetmiyorum. hafifim. yüzümde sırıtış var anılarının kondurduğu. güzel lan.