dişçimi siktim anlatıyorum

sıcak yaz bir günüydü sağ üst dişim öyle bir ağırıyordu ki anlatılmaz bir acı çekiyordum artık diş hastanesine gitme vaktinin geldiğini düşünüyordum. o gün ağrı kesiciyle falan idare ettim. akşam oldu yattım. sabah olduğunda diş hastanesine gitmek için hazırlandım. saçlarımı yıkadım. ayıp olmasın diye dişlerimi fırçaladım ve hastaneye gittim. hastaneye girdiğimde burnuma çarpan ilaç kokuları ve oldukça cool (soğuk anlamında) olan ortam beni germişti. aşağıdaki kata indim ve bir randevu aldım. randevu aldığım doktor genç bir bayandı. işini çok iyi yaptığını duymuştum. ilk seans yarın başlayacaktı. eve gittim ve ağrı kesicilerle idare etmeye çalıştım. akşam oldu uyudum.

sabah şiddetli bir diş ağrısıyla uyandım ve hemen ağrı kesici içtim neyseki ağrı biraz dinmişti. kahvaltımı yaptım, saçlarımı yıkadım, ayıp olmasın diyerekten yine dişlerimi fırçaladım ve hastaneye doğru yol aldım. hastaneye girdim yine ilaç kokuları burnuma çarpmıştı bu kokudan çok korkuyor ve tiksiniyordum fakat insanlara bu durumu belli etmiyordum. yukarı kata çıkarak doktorumun kapısının önünde sıramın gelmesini bekledim.

vee sıra sonunda bana geldi. titreyen ellerimle aralanmış kapıya yavaşça vurdum. "gel!" diyen bir kadın sesi duydum ve kapıyı açtım. doktorumu gördüğüm an kalbim küt küt atmaya başlamıştı. doktor hasta koltuğuna oturmamı söyledi. yavaşça hasta koltuğuna oturdum ve sırtımı yasladım. tertemiz güzel görünen ellerine beyaz bir eldiven taktı ardından ağzımı açmamı söyledi ve ağzımı açtım. güzel elleriyle dişlerimi bir alet yardımıyla inceliyordu. tabi ben yavaştan tahrik olmaya başlamıştım.

doc- dişleriniz gerçekten kötü durumda 4 kanal tedavisi yapmamız gerekiyor ayrıca çok fazla çürük var işe başlamadan önce dişlerinizin röntgeni'ni almamız gerekiyor.
ben- tamam doktor hanım nereden alacağım bu röntgeni ?
doc- alt katın hemen sol tarafında.
ben- tamam anladım. teşekkürler.

hemen alt kata indim. Röntgen yazan koridorun içine girdim. Orada ki boş bir yere oturdum ve bekledim. birden radyasyon işareti gözüme çarptı. o işaret bana hayatım boyunca korkunç gelmiştir nedenini bilmiyorum ama o işareti görünce içimde bir huzursuzluk hissediyordum. aralanmış kapıdan kafasını uzatan hemşire "gelin!" diyerek bana seslendi. titreyerekten oturduğum yerden kalktım ve radyasyonlu odaya doğru yol aldım.

içeri girdim röntgen odası o kadar sıcaktı ki bu sıcaklık benim iyice huzursuzlanmama neden olmuştu. hemşire beyaz röntgen makinesinin yanına gelmemi istedi.

hemşire - funky bey lütfen makinenin ortasında ki elastik cismi ısırın ve gözlerinizi kapatın. çenenizi canlatmayın.
ben - tamam gözlerimi kapattım, sizi bekliyorum.
hemşire - bilgisayar yardımıyla makineyi başlatıyorum. makineden gürültü çıkabilir sakın korkmayın.

böyle şeylerden hep korkmuşumdur nedense röntgen tomografi vb. neyse devam ediyorum ;

makine çalıştı ve titremeye başladı. makineden gelen garip ses benim gözümden yaş gelecek kadar korkmama neden oldu. radyasyondan ağzımdaki kaslar oynuyordu sanki.

hemşire - işlem tamamdır. röntgen'i doktorun bilgisayarına yolladım.

neyse ki korkulu rüyam olan röntgen'i başarıyla çektirmiştim. yukarı kata çıkmak için merdivenlere doğru yol aldım.

merdivenlerden çıkarken güzel doktorumun odasından çıkıp hava almaya gittiğini gördüm ve o anda elindeki bir kağıdı düşürmüştü. jest yaparız diye hemen koşup kağıdı aldım. hızlıca koşarak yanına gittim.

ben - doktor hanım kağıdı düşürdünüz de.
tam o anda güzel, büyük ve narin gözleriyle hafifçe bana bakıp ;

doktor - aa çok teşekkür ederim funky bey.

evet, hayatımda ilk kez güzel bir kadın bana teşekkür etmişti o an kalbim küt küt atmaya başlamıştı.

ben - ö-ö önemli de-değil do-doktor hanım. (hasgibtir kekeledim olamaz ya rezil olduk.)

ince ve rujlu dudağıyla hafiften gülümseyerek ;

doktor - hehe röntgen sizde heyecan yaptı sanırım.

aslında beni heyecanlandıran röntgen değil doktorun ta kendisiydi.

ben - hehe evet benim biraz röntgen fobim var da.

doktor - tamam o zaman odaya geçip işlemlere başlayalım.

ben - olur doktor hanım.

yavaşça yürüyerek odaya doğru gitmeye başladık. birden gözlerim doktorun bacaklarına çarptı öyle güzel bacaklara sahiptiki benim için bir sütundan farksızdı.

güzel ve narin elleriyle kapıyı açtı. içeri girdik. bende hala bacakları dikizliyordum ve ;

doktor - funky bey koltuğa geçebilirsiniz.
ben - tamam doktor hanım.

yavaştan koltuğa oturdum ve sırtımı yasladım. hafiften ağzımı aralamış onu bekliyordum. hemşirenin gönderdiği röntgene bakmak için bilgisayara oturdu ve benim röntgen'in bulunduğu dosyayı download etti. garip bir program yardımıyla röntgen dosyasını açtı ve dişlerimi incelemeye başladı. o anda doktorumun güzel narin büyük gözlerine bakmaya başladım. gözleri o kadar güzel ve ışıltılıydı ki röntgenimin görüntüsü güzel gözlerinde ayna gibi yansıyordu adeta.

doktor - funky bey röntgen temiz fakat dediğim gibi dişleriniz gerçekten çok kötü durumda. işlemler tahminen 1 ay sürecektir. kısacası siz sıkılana kadar yapacağız bu işi.

bu sözü duyduğum anda gözlerim faltaşı gibi açıldı. kalbim pat pat atmaya başladı, bacaklarım titredi. sevinçten ölecektim sanki adeta johnny sins'in boşaldığı andaki gibiydi tipim.

ben - anladım doktor hanım. neyse dişlerim eskisi gibi sağlam olsunda artık sürekli fırçalarım. ( olum ne yapıp edip bir ay içinde bu karıyı kendine aşık etmen lazım. bıkmadın mı artık elini gibmekten ?)

bilgisayardan yavaşça kalkarak bana doğru gelmeye başladı mis kokulu ellerine bir eldiven taktı. incecik parmaklarıyla eline bir şırıngayı aldı ve içine ultracainli ilacı doldurdu.

şırıngayı doldurdu ve hafifçe ağzıma doğru zütürdü. yıllarca iğne fobisi sahip olan ben ilk kez bir iğne'den tahrik olmuştum. iğne diş etime girmişti. o anda gözlerim tekrardan yaşarmaya başladı ama bu olay yediğim iğne'nin etkisi değildi doktorumun güzel gözleriydi.

doktor - funky bey 5-10 dk odamda bekleyin. dişiniz uyuşana kadar bende bir dosyayı alıp geleceğim.
ben - hı hı dohtour hoanum beahliyorum. ( ananı gibeyim yine rezil olduk. bu nedir yaa :@)

hafifçe bana bakarak güldü ve odadan çıktı.

hafifçe odayı incelemeye başladım. gözlerim birden masanın üstündeki kağıtlara gitti ve hemen dişçi koltuğundan kalktım. masanın oraya gittim vee ;

ben - oha lan ! bu kağıtta doktorun bilgileri yazıyo. (içimden)

cebimdeki galaxy s3'ü çıkarıp hemen kağıdın fotosunu çektim. kağıtta doktorun adresi, telefon numarası her tak yazıyordu. kağıdı yerine koydum, telefonu da kapatarak cebime koydum ve tekrardan dişçi koltuğuna oturdum ve yaslandım. o anda gözlerimi kapatarak ;

-bunu başarıcam, bu kadını bir şekilde kendime aşık edicem. (içimden)

dedim. bunun için kendime söz vermiştim. bunu başarmak zorundaydım.

hayatımda daha önce bir kadından bu kadar etkilenmemiştim. bu kadını gibmeye bile kıyamazdım o derece aşık olmuştum. anlamıyorum kadın doktorlar genelde çirkin ve öğrencilik hayatını ineklikle geçirmiş insanlardır. bu kadın nasıl bu kadar güzel olabilir ? buna anlam verememiştim.

koridordan tak tak diye topuklu ayakkabı sesleri duydum ve birden bire kapı açıldı.

doktor - funky bey ben geldim. ağzınız uyuştumu işlemlere başlayalım mı ?

ben - hoş geldin yavruum. (içimden)

ben - övet dohtour hanm bashlashak ıyü ölür. ( hay gibicem bu ultracain'i yaa)

narin dudaklarıyla hafifçe gülümseyerek ;

doktor - hehe görünüşe göre ağzınız uyuşmuş. *

ben - ( dur, yakında bende seni uyuşturucam. )

doktor - anlamadım ?

ben - ağzöm çoh uyıştı diyorum.

devamı öğlene beyler çok uykum geldi... şimdilik bunlarla yetinin.

yatmadan son kez up yapayımda okusun millet.

hadi burda bırakmak istemiyorum devaam ;

yavaşça yanıma geldi ve ağzımı kocaman açmamı söyledi fakat çok utanıyordum. yılların takunu pisliğini gül gibi bir bayan temizleyecekti. dişçi lambasını açtı ve işlemlere başladı.

doktor - evet ilk olarak ağıran dişinize kanal tedavisi uygulayacağım.
ben - hı hı (aşkıım yaa bide anlatıyor ne yaptığını * )

garip bir makineyle ağıran dişimi deldi.

doktor - şimdi hastalıklı pulpa'yı çıkaracağım.

ben o anda dişi falan gibtir ettim. doktorumun gözlerine bakıyordum o da bana bakıyordu sanki yada ben öyle hissediyordum.
öyle güzel gözleri vardı ki anlatamam. nasıl oldu bilmiyorum ama telefonum yere düştü bir de ne göreyim telefon kapanmamış.

ben - hasgibtir laan çektiğim fotoğraf açık mıydı lan ? (içimden)

doktor - ayyy telefonunuz düştü sanırım.

eldivenin tekini hızlıca çıkarıp telefonu almak için güzel kokulu narin elini uzattı tam alacakken elini sıkıca tuttum ve o an kalbim yerinden çıkacak gibiydi çok feci tahrik olmuştum ayrıca birbirimize çok feci bir şekilde bakıştık.

ben - dörün zöhmet ötmeyin bön alırım. yörülmayın siz ( ananı gibeyim geçsin şu uyuşukluk.)

doktor - cok ince düşüncelisiniz. *

bu sözden sonra gözlerim yine parladı iyice zevke gelmiştim gibim kalkmıştı ama onu oracıkta gibmek etik olmazdı öncelikle onu kendime aşık etmeliydim ki her gün 4-5 posta şirinleyeyim. bu arada zütü iyi kurtardık telefonu alsaydı tüm planlarım suya düşecekti.

daha sonra çıkardığı eldiveni tekrardan güzel ve lavanta kokulu ellerine takarak işleme devam etti.

- funky bey kök kanallarını temizliyorum ardından dolgu işlemiyle ilk seans'ı bitiricez.

garip bi aleti dişime sokup çıkarıyordu. bu arada bende onu tahrik edercesine gözlerine bakıyordum. bu arada ağzımda çok fazla tükürük oluşmuştu. aşkımın yüzüne böğürcem diye çok korkuyordum ve son olarak ocakta garip bi madde ısıtarak dişime yapıştırdı sanırsam yapıştırdığı dolguydu. 5 dakika sonra ;

- funky bey ilk seans bitti. uyuşukluk geçene kadar bir şey yiyip içmeyin eğer anormal bir durum olursa randevu kağıdındaki numaramı arayarak bana ulaşabilirsiniz.

- tamam doktor hanım çok teşekkür ederim. ( düzgün konuşabiliyorum artık uyuşukluk azalmıştı. )

- sizin için uygunsa ikinci seansı yarın saat 10'da yapalım ?

- evet olur uygun benim için.

daha sonra dişçi koltuğundan yavaşça kalkarak kapıya doğru yol aldım, odadan çıktım ve aşağı kata indim ardından hastaneden çıktım.
hava çok güneşliydi bir yere tükürmem gerekiyordu. önümde bir çöp kutusu vardı hızlıca yürüreyek yanına gittim ve içine tükürdüm. ardından eve doğru yol aldım.

doktor - göğüslerimide yala hadi hadi!
ben - tamam tamam ( fart çartt !)
doktor - funky aşkıım beni amcığımdan gib hadi sok biraz sok sok sok!
ben - hayır bu kadarını yapamam seni seviyorum, sana kıyamam!

tam gibimi çıkarıp dıbına sokacaktım ki ;

ben - (oh oh!) rüyaymış allah kahretsin dıbına koyim. olum ne uyumuşum ya saat 20:23 :S

evet, rüyaydı ne yapıp edip o kadını etkilemeliydim. bilgisayarıma oturarak inci sözlüğe girdim. bir bin "kadınları manipüle etmek" diye başlık açmıştı başladım okumaya... bu başlık beni hedefime ulaştıracaktı buna inanmıştım.

up up up

bu başlıkta işime yarayacak bir takım şeyler vardı fakat bana daha güçlü bilgiler lazımdı doktorumu kendime deliler gibi aşık etmem gerekiyordu ve bir an duraksadım ve ;

- tabi yaa deep web!

hemen bilgisayarıma tor browser'ı indirdim. ardından hotspot shield'i kurarak zütümü iyice sağlama aldım. ardından hidden wiki'den yasaklı kitapların indirildiği bir forum sitesine girdim ve manipülasyon ile alakalı tüm yasaklı kitapları buradan indirdim. indirirken fişlenirim diye o kadar çok korkuyordum ki bunu size anlatamam. o gece bilgisayarım tüm pdfler inene kadar açık durdu. pdf boyutları büyüktü ve indirme hızı oldukça yavaştı.

up up up

@45 panpa kusura bakma cahilliğimiz oluyo bazen.