+67
-44
Edit: gelen yoğun tepkiler üzerine eklemek istiyorum, bu entry uzundur amk. hem de baya uzun. okuyamayacak olan gibindirik yorumlarını zütüne sokup burayı terk etsin. peşinen söylüyorum, darılmaca olmasın.
bugün sözlüğü çok kirlettim, eşeğin dıbına biraz su kaçırdım hatta. fakat bu sefer ciddi bir tespit yapacağım. hani kızların nasıl huur olduğunu, sadakatsiz ve nankör olduğunu falan anlatıyorsunuz ya. hah işte, yerden göğe kadar haklısınız amk. ama malesef olması gereken de bu. böyle olmak zorundalar, başka çare yok. neden mi?
beyler bakın, en ufak bir cilveleşmeden, flört etmeden tutun da işin nihayetinde gelebileceği en son aşamaya kadar bir ilişkide olayın temeli cinselliktir. peşinen söyleyeyim, sübyancı değilim ama çocukluk aşkının temelinde bile olan bu. yani daha kamışa su yürümemişken zihin herşeyin farkında, biliyor. bunun biz farkına varmayız. bilinçaltını geçin, bilinçaltının da altında var bu bizde. bu bir içgüdü. fabrika çıkışımızda var. hani bazı medeniyet timsali muallakler çıkıp da "karşınızdakini cinsel meta olarak görmeyin" falan derler ya. gibimi yesinler, herkes birer cinsel metadır. herkes karşı cinsten birini cinsel bir meta olarak değerlendirir. bunun bazen farkında bile olmaz. bunun doğadaki açıklaması çok basit: herkes soyunu devam ettirme göreviyle yaratılmıştır. tek hücreli canlı da çoğalır, kedi köpek de, biz de. ve bu bazda bütün hayvanlar aynı şeyi yapar. yalnızca bizim çiftleşme ritüellerimiz fazla uzun, kur yapma davranışlarımız gereksiz karmaşık, can sıkıcı, sinir bozucu ve zor. zaten bu ritüellere de ilişki yaşamak diyoruz. sokakta gördüğünüz kedi kızışma dönemi geldiğinde iki miyavlayıp kur yapıyor, sonra gibişiyor. biz 2 posta gibiş için aylarca uğraşıyoruz, bir ton da masrafa giriyoruz. öyle ki, ücretli ciks ücretsiz ciksten daha ucuz ve direkt.
ama tüm ritüellerin, kur yapışların, duygusallaşmaların vs sonunda işin vardığı nokta her hayvanda aynı.
burda aşkın, bağlılığın falan rolü de yok beyler. yukarıda muhtemelen zaten bildiğiniz şeyleri de şunu vurgulamak için açıkladım: herşey çoğalma içgüdüsünden geliyor.
burada kısa bir es vermek istiyorum. aşkın rolü yok dememe takılabilirsiniz, bu yüzden şunu da ekleyeyim: siz sevgi kelebekleri de niçin cinsel partner olarak tercih edeceğiniz cinsiyetten bireylere aşık oluyorsunuz? bir erkek muallak değilse neden daima bir kadına aşık oluyor? çekimmiş, sevgiymiş, uyummuş... hikaye bunlar. aslında aşk bile cinselliğe bağlanıyor.
amaç yeni bireyler dünyaya getirmek. fakat bunu mümkün olan en iyi şekilde yapmak. mümkün olan en tercih edilesi partnerle bunu yapabilmek. özellikle dişiler için bu çok önemlidir panpalar. ben soyumu kimden devam ettireceğim düşüncesi bunların zihninin en derinlerinde var. dedim ya, bilinçaltının da altında. hardcoded bu, bunların üretimleri böyle. bir kızın rahmini ve yumurtalıklarını çıkarsan bile bu düşünce kalacaktır onda, tuhaf bir şekilde. erkek zaten sperm bankası gibidir. hazırdır o. dişiler için bir erkekle çiftleşmek sorun değildir. hep nasıldır? erkek çabalar, erkek uğraşır, iki erkek kavga eder kazanan dişiyi giber vs.
kaybeden gibemez. siz hiç kaybedip bir köşede oturup güçlü erkeklerin onun uğruna kavga ettiği, yaralandığı, ter döktüğü dişiyi nasıl anırta anırta gibtiğini izlediği için dişiden merhamet görüp kabul edilen erkek gördünüz mü belgesellerde vs?
siz hiç erkek aslana aşık olup, yeni bir erkek aslan eskisini yenip sürüden gönderdiğinde ya da öldürdüğünde yeni gelene bağlanmayıp eski aslana sadık kalan dişi aslan gördünüz mü? hayır amk, bırakın onu, yeni gelen erkek aslan eski erkeğin yavrularını öldürüyor da dişi kılını kıpırdatmıyor. sonra ne mi oluyor? yeni aslanın altına yatıp daha güçlü aslandan neslini devam ettiriyor. ruhu huur bunların. ama bu doğal bir durum. "ah beni seviyor bu kıyamam aşkım benim <3" yapan kurt gördünüz mü mesela? birkaç istisna dışında doğada böyle davranan canlı türü yok. bu konuda temel amaç kazanana vermek. kazanana vereceksin ki, nesil güçlü olandan devam etsin.
peki biz aslan mıyız kaplan mıyız doğada yaşamıyoruz ki amk ne saçmalıyorsun bin?! diyecek panpalarım acaba bizim de kendi habitatında yaşayan canlılar olduğumuzun farkındalar mı? Biz daha kompleks canlılarız, farklı bir çevrede yaşıyoruz. kendi içinde aile ya da kabile hayatı kurup yaşayan canlılardan bile kat kat karmaşık ve üstün bir düzenimiz var. bu yüzden bizde erkekler dişiye en büyük meyveyi getirmek, diğer erkekleri öldürüp dişiyi almak ya da dişiye yaklaşıp çeşitli sesler çıkarıp çiftleşmeye çağırmak gibi şeyler yapmıyor. peki ne yapıyor? bir insanın erkeğini ortamın alfası, am gibme ihtimali en yüksek bireyi yapan nedir? tiptir, özgüvendir, boydur, vücuttur, paradır, başarıdır, karizmadır, kültürdür, hitabettir, diksiyondur, popüler ve revaçta olan bir konuda öne çıkmaktır vs vs... Aşk sevgi değer verme falan değildir amk. Bakın bunu ben icat etmedim, adı bile var aslında: havalı olmak, cool olmak, bilmemne olmak. kızlar da farkında bu durumun, inkar etmiyorlar ki. Bizde de dişi için böyle kavga ediliyor işte. aşk sevgi bağlılık namus gurur vs diyen bizleriz. yani siz istediğiniz kadar aşık olun, istediğiniz kadar değer verin, hoşlanın, çaba sarf edin ilişki yaşadığınız kız sizden daha gözde bir erkek gördüğünde içgüdüsel olarak sizden uzaklaşmaya başlayacaktır. en temizinde, en sadığında bile bu fikir ufak ufak canlanmaya başlayacaktır. eğer siz bir kızı kaptırdıysanız, o kız daha tercih edilebilir bir erkeğe gittiyse, siz de o kızdan daha az cazip bir kıza gideceksiniz ya da elinizle idare edeceksiniz. ya da bir yolunu bulup ortamın üst sınıf, alfa erkeği olabilmek adına sivrilmeye, öne çıkmaya çalışacaksınız. er meydanına çıkıp, o binlerle yarışacak hale geleceksiniz. öyle değer vermekle, canım cicim demekle, sevmekle bilmemneyle bu işler olmaz. masumiyet, saflık kimsenin umrunda değil. bu denklemde onların yeri yok zaten.
zaten bir düşünün, niye olsun ki lan? kız siz ona değer verdiniz diye size değer vermek mecburiyetinde mi? aşk gibi saçma sapan bir kavram yalnızca insan oğlunun kaybedenlerinde var. ortamdan kız kaldıran o am bitleri, kızlarla rahat rahat konuşan, ortamın çekici erkeği olan binler aşık olmaz. güzel, havalı kızlar da aşık olmaz zaten. o filmlerde ya da gibindirik sabun köpüğü pembe dizilerde olur. ta ne zaman yazılmış, eski hikayelerde olur. orada bile bu anlattığım şeyin izleri var. eminim o zaman yaşanan hayatta da durum aynen böyleydi. mesela neden uyuyan güzeli gelip bakkalın çırağı öpmüyor da prens öpüyor? neden rapunzel saçlarını sarkıtıp tüpçüyü kuleye almıyor mesela? efsaneler neden güçlü olanı anlatır? erkekler hep güçlüdür, o devirde geçer akçe neyse neden erkekler hep ona sahiptir? neden hepsinde ideal tip görülür? hep erkeğin yakışıklısı, güçlüsü... dişi de onlara gider tabi, ya napacaktı? sana mı gidecekti?
O yüzden bütün hikayenin doğa kanunları dahilinde yürüdüğünü aklınızdan çıkarmayın. bir kız huurluk yapıp başkasına gittiğinde de yadırgamayın. bu oçluğu size doğa yaptı, kız değil. başka bir hayvan olsaydınız da dişilerden benzer şeyler görecektiniz zaten.
Tümünü Göster