dişi cinle 2 yıl evli kaldım

arkadaşlar inci sözlüğe yeni katıldım. diğer arkadaşların anlattıkları ve gerçek olmayan hikayelerini okuyunca ben de yazmaya karar verdim. başımdan geçtiğini tahmin ettiğim olayları artık anlatmam gerektiğini düşünüyorum. Kimsenin başına gelmesini istemediğim şeylerin başıma geldiğini tahmin ediyorum ve çok acı çektim.
başımdan geçtiğini tahmin ettiğim olayları dinlemek isteyen varsa yazmaya başlayacağım yok dinlemek istemiyorum diyorsanız yaşadıklarım benimle mezara gidecek.
(bkz: reenkarnasyon)

burada okuduğunuz hikaye tamamen hayal ürünü olabilir de olmayabilirde

@5 onu hikayenin sonunda anlatırım panpa. spoiler vermek gibi olmasın.

anlatmaya başlayalım.
anadolunun ücra bir köyünde doğdum. doğduğumda çokça yağmur yağmış ve köyümüzü sel alıp gitmişti. doğduğum köye normalde çok az yağmur yağarken sel vuracak kadar yağmur yağması bütün köylüyü endişelendirmişti. her neyse annem ben doğduğumda nefes almadığımı ölü doğduğumu sanmışlardı ama doğduğumdan yaklaşık bir dakika sonra ağlamaya başlamamla yaşadığımı anlamışlar. tuhaf bir doğumdun diyordu annem. ailemin en küçük çocuğuydum. iki abim bir de ablam vardı. işte hayata böyle bir tuhaflıkla başlamıştım. annem beni diğer çocuklarından çok severdi.
evimiz 2 katlı bahçeli köyün dışında bir evdi. üst katta dedem ve ninem alt katta da biz kalıyorduk. bahçemiz de dut ağaçları ve üzüm bağı vardı. emeklemeye ve yürümeye bu bahçede başlamıştım.

ilkokula başlamamla tuhaflıklar baş göstermeye başladı. ilk kez rüya görmeye başlamıştım. rüyalarımda hep aynı şeyleri görüyordum. gördüğüm bu 3,4 rüya hep tekrar ediyordu. rüyalarımı tek tek zamanı gelince anlatacam ilk gördüğüm rüya ise evimize 1 km uzaklıkta bulunan yıkık bir kilise kendimi uzanmış şekilde buluyordum. ayağa kalktığımda kilisenin dışında saz ve cümbüş seslerinin geldiğini duydum. dışarı çıktığımda maviye benzer bir ateşin yandığını ve etrafında dönen ve eğlenen insanların olduğunu fark ettim. onlara yaklaşınca beni farkeden iki kişinin beni ellerimden tutup bir yere oturttular. etrafımı anlamaya çalışrken yanımda bir kadının olduğunu fark ettim. o yana döndüğümde kadının bana baktığını farkettim korkmuştum. kadın 2 metre boylarında gözleri kırmızı yüzü tuhaf bir şekilde olan biriydi. bundan sonrasını hatırlayamadım. uyandığımda babam başımdaydı. uykumda ağladığımı ve bağırdığımı söyledi. kötü bir rüya gördüğümü söyleyip beni telkin etti

aklıma takılmış hep bu rüyayı düşünüyordum. babama rüyamı anlattıktan sonra babam dedeme anlatmış dedem de hocadan bir muska yaptırıp bana göndermişti. ben de muskayı yanımdan hiç ekgib etmiyordum. bu muskayı taktıktan sonra böyle rüyalar görmemeye başladım. muska işe yaramıştı. ama hep kafama takılmıştı. o harabe kiliseye gidecektim. büyüklerimiz bizi hep korkutmuşlardı. o harabede canavar var kurt adam var diye ben de hep gitmekten korkardım. ilkokul bitip ortaokula gelince ergenliğin verdiği heyecanla harabe kiliseye gitmeye karar verdim. yanıma köyden maceraperest olan iki arkadaşım ismet ve yasini alıp yürümeye başladık. kiliseye yaklaştığımda birşeyler beni daha çok çekiyor. gel gel diyen bir ses kulaklarımda şiddetini artırıyordu. arkadaşlarla korka çekine harabe kiliseye girmemizle çıkmamız bir oldu. mavi bir ışık görmüş paniğe kapılmış ve korkudan köye doğru koşmuştuk. ismet ve yasin o kadar korkmuştular ki bir koştular ki atletlere taş çıkartıyorlardı. ben de korkudan koşmaya çalışmış ayağım bir taşa takılınca düşmüştüm. ayağım incinmiş ayağa kalkamıyordum. muskamı boynumdan alıp elimle sıkıca tutmaya başladım. elimde bir sıcaklık hissettim. avucumu açtığımda muskanın ısındığını ve elimi yakmaya başladığını hissedince hemen attım. muska oracıkta küle döndü. ismet ve yasin köye doğru koşunca annem onları görmüş benim nerede olduğumu söylemiş ve koşarak bana doğru gelip beni almış. muska yandıktan sonra bayılmışım ne olduğunu sonradan annemden öğrendim.

hikayemi dinlemek istemiyorsanız burada kesebilirim panpalar.

o günden sonra bir değişim geçiriyordum. artık sesler duymaya ve bazı şeyler görmeye başlamıştım. rüyalarım da geri dönmüştü. rüyam bu kez farklıydı. bu kez rüyamda sisli bir yolda yürüyorken kendimi gördüm. kolumda yine o 2 metrelik kadın vardı. önümüzde koşan iki tane çocuk. bir anlam verememiştim. kolumda olan kadına baktım yüzü belirsizdi ve gözleri yanan kırmızı ateş gibiydi. önümde koşan iki çocuk bana baba demeye başladılar. onların da yüzü belli olmuyordu. bir çocuk koluma atladı onu koluma aldım. ayaklarını gördüm ayakları insan ayağı değildi. ayakları tersti. çocuğu elimden attım. birden yanımdaki kadın sert kaba bir sesle 'çocuğuna niye böyle yapıyorsun' dedi. bağırarak uyanmışım. uyandığımda annem babam başımdaydı. ne oldu dediler. rüyamı anlattım. muskan nerede diye sorunca kiliseye giderken yandığını ifade ettim. onlarda çok korkmuşa benziyorlardı. sabah olunca beni dedeme zütürdüler.

dedem namazında niyazında biridir. hisleri keskindir. oğlum rüyaların yine mi başladı dedi evet dedim. muskan nerede diye sorunca yandığını söyledim. tamam oğlum dedi öğleden sonra hocaya gideriz dedi. öğleden sonra beni alıp şehire bir hocaya zütürdü. kapıyı vurduk kapıyı genç bir delikanlı açtı. babam hocayı sordu delikanlı da bizi içeri buyur etti. bir 15 dakika kaldıktan sonra hoca bizi içeri aldı. hoca beni görür görmezz kızardı ve bildiği bütün duaları okudu. genç delikanlıya bu bu çocuğu hemen çıkar burdan diye bağırdı. genç delikanlı elimi tutup beni dışarı çıkardı. çok korkmuştum. dedm içeride hararetli hararetli hoca ile konuşuyordu. bağırışmalar çağırışmalar geliyordu içeriden. hoca çılgına dönmüş gibiydi. 30 dakika tartıştıktan sonra dedem odadan çıkıp elimi tuttu ve dışarı çıkardı.

panpalar saat 14.00 gibi yazmaya başlarım tekrar. işim çıktı da

@60 yeni üyeyim dedim ya huur çocuğu.

dedem dışarı çıkar çıkmaz bak oğlum burada geçenleri hiç kimseye anlatma tamam mı. tamam dedim ve eve doğru yola koyulduk. eve gelince annem bena odama gitmemi istedi ben de ne olduğunu merak ediyorum. odaya geçtim kapıyı sertçe kapattım sonra yavaş yavaş açmaya başladım babam ve dedemin sesini duyabiliyorum. babam dedeme ne olduğunu sorunca dedem hoca çok korktu dedi. hocanın dediğine göre ben içeri girerken arkamda beni koruyan 2 koruyucu üç harfli varmış. hayatında ole bir şey görmediğini ifade etmiş. kendisinin bir şey yapamayacağını. verdiği muskanın çocuğun onlara yaklaştığı için mührü yıktığını ve bir sürü şey söyledi. dedemin son söyledikleri ise beni benden almıştı. hoca en iyi çözümün çocuğu yakıp öldürmek olduğunu dedeme söylemesiydi. dedem anneme ve babama bunları anlatınca annem fenalık geçirmeye başladı. dedem her şeyin bir çözümü olduğunu ve bölgenin en iyi hocasına zütüreceğini söyledi.

dedem ve babam araştırdıktan sonra mısırda ... el fatani adında çok ünlü bir hocanın olduğunu duymuş ve aracılar bulmaya çalışmıştı. 3 ay uğraştıktan sonra hocaya ulaşabilmişti. yol hazırlıklarımızı yapar yapmaz uçak bileti aldık ve mısıra yarın uçacaktık. o gece içimde sıkıntı vardı hep aynı rüyaları görmeye devam ediyordum.en son daldığımı hissettim. rüya görmüştüm. bu sefer rüyamda çok güzel bir ormandaydım. yavaş yavaş akan bir nehir vardı ve insana huzur veren bir havası vardı. ilk kez bir rüyamda kendimi bu kadar huzurlu hissediyordum. etrafıma bakınca yine o 2 metrelik kadını gördüm. çok güzel bir elbise giymişti. yeşil gözleri, çocuksu bakışı olan bu kadının yüzünü görüyordum.bu sefer bana farklı görünmüştü. bana doğru yürümeye başladı ve yanıma geldi. bana mısıra gitme gidersen ölümün yolu sana açılır, beni terketme dedi ve kırmızı bir toz halini alıp ağzımdan içeri girdi. gözümü açtığımda hastanedeydim. 14 yaşıma bastığım gün kalp krizi geçirmiştim.

hastanede uzun süre kaldıktan sonra işlemlerimizi tekrarladık ve mısıra doğru uçtuk. mısırda dedemin çocukluk arkadaşı olan ali dayı karşıladı ve bizi ağırladı. iki gün geçtikten sonra ... el fatani hoca ile görüşmeye gittik. kapıyı çaldık kapı açıldı içeriye buyur ettiler. geniş bir hole girdik. holde hocayı ziyarete gelmiş 3 kişi daha vardı. 3 kişide bana ters ters bakıp duruyorlardı. ali amca bunları farkedecek olacak ki niye böyle bakıyorsunuz diye sordu karşıdaki adamlar arapça cevap verdiler. ali amcada bize tercüme etti. Adamların çocuktan çok korktuklarını, hocanın evinde böyle mahluklar istemediğini ifade ettiler. odadaki diğer 3 adam rahatsız olacaklar ki teker teker dışarıya çıkmaya başladılar. hocanın odasından çıkan kadın da bana ters ters bakıp başını çevirip evi terk etti. 10 dakika sonra hoca efendi bizi çağırdı. odaya girer girmez hocanın alnından terler aktığını bir şeylerden korktuğunu dedem ve ali amcanın da ilkirdiğini hissettim. hoca bana bakıp bir kaç bilmediğim laf söyledi bir kaç dua okudu ve beni hole gönderdi. dedem ve ali amca içeride hocayla konuşmaya başladılar. yaklaşık yarım saat sonra odadan çıktılar beni alıp dışarı çıktık.

dışarıda ali amca gelin açız yemek yiyelim dedi yemek yemek için bir lokantaya gittik. iştahım kalmamıştı. ali amca ağzında bir şeyler gevelemeye başladı. oğlum bak dedi hocayla konuştuk bize yarın gelin dedi. ikinci gün hocanın yanına gittik hole de beklerken burnuma çok kötü bir kokuu geldi. dede bu ne kokusu diye sorunca oğlum koku moku yok dediler. hoca 10 dakika sonra bizi çağırdı. yanına gittik. karşıma geç otur dedi. oğlum dedi senin elini ve kolunu bağlayacağız biraz acı çekebilirsin ama korkma. hoca elimi kolumu bağladı ve üzerime dua okudu. sesi alçalıp yükseliyordu. yardımcısı ona bir tas getirdi tasın içine suya benzer ama kokusu ilginç olan bir şey döktü sonra içine bilmediğim bir kaç malzeme koydu ve en sonunda o suyu yaktı. suyu yakar yakmaz bayılmışım. uyandığımda ali amca ve dedemle kendimi dışarıda buldum. hocayı hastaneye kaldırmışar ve içinde bulunduğumuz oda ise yanmıştı. dedem ve ali amcamın ise çok korktukları yüzlerinden belli oluyordu.

dedem ve ali amca biraz nefes aldıktan sonra odada ne olduğunu sordum onlar da anlatmaya başladılar
dede: oğlum hatırlarsın hoca bir şeyler getirdi ve yaktı yanında sen bayılmışsın sonra birden gözünü açtın gözlerin kıp kırmızıydı. saçların mavi bir ateş gibi yanıyordu. hoca hey iblisin çırağı bu çocuğa niye musallat oldunuz dedi. iblis de ne yaparsanız yapın bu çocuk bizim kraliçemizin eşi olacak dedi. hoca tekrar sordu neden bu çocuk diye iblisin cin çırağı ise bu çocuğun annesinin bedenine cin ateşini biz koyduk dedi. bu bizim çocuğumuz.
dedem ağlamaya başlayınca ali amca araya girdi
oğlum hoca bu iblisin cin çırağını içinden göndermek isterken. cin hocayı çarptı. hoca şu an hastanede inşallah iyileşirde seni kurtarırız bu durumdan.

panpalar bu gün bu kadar yarın hikayeyi sürdüreceğim.

arkadaşlar kusura bakmayın devlet dairesinde çalıştığım için sabahçıyım. sabahları yazabiliyorum. bazı arkadaşlar caps falan istemiş. elimde olan capsleri atacağım. ama cinin capsini falan istemeyin amk. elimde olsa da atmam. kaldığımız yerden başlıyoruz. bu sefer daha hızlı yazacağım.

http://666kb.com/i/cpxxcu2rx1oegfott.jpg

devam ediyorum

başımızdan geçen cin çarpması vakasından sonra al fatani hoca 20 gün hastanenin yoğun bakımında kaldı ve çok kötü darbe almıştı. akciğeri ve karaciğerinde ödem oluşmuştu. boynunu hareket edemiyor sol kolunda da kısmi felç meydana gelmişti. hoca yoğun bakımdan çıkarırdıktan sonra onu ziyarete gittik. ali amca ve dedemle beraber odaya girdik. halını hatrını sorduk. al fatani hoca iyi olduğunu ifade ettikten sonra. artık bize yardım edemeyeceğini ve musallatın çok güçlü olduğunu. öyle bir durumla daha önce karşı karşıya kalmadığını ifade etti. bakın dedi az kalsa ölüyordum dedi. gitmemizi istedi ve biz de gittik. yapacağımız bir şey kalmamıştı. bu konuda en ünlü hoca bile bize yardımcı olamamıştı. çok üzülmüştüm depresyona girmiştim. bir kaç gün daha mısırda kaldık. ali amca bu işi bir müslüman çözemiyorsa biz de hristiyana gideriz dedi ve hristiyan cemaatiyle iltibata geçti. şeytan çıkarma işinde çok ünlü olan kıpti bir rahibin bize bakmayı kabul ettiğini ifade etti ali amca. hristiyan olmadığımız için de bunun yasak olduğu ama on bin dolar verdiğimiz takdirde bizimle ilgileneceği haberini ali amcamdan aldık. dedem babadan zengin toprakları olan bir adamdı. benim için bir kaç dönüm arsasını satıp parayı temin etti ve rahibin bize randevu verdiği gün rahibin evine gittik.