dişi cinle 2 yıl evli kaldım

hikaye yalan acayip saçmaladığının çoğumuz farkındayız ve 3 harflilerin kraliçesi bir çocuğu neden istesin onunla neden evlenmek istesin? kraliçenin işi gücü yok bir çocuğun rüyasına hergün girecek... girmez giremez amk bu kadarda zütten uydurma olamazki..

alın size o cinin koluma yaptırdığı dövme

http://666kb.com/i/cpy3zhprzmrxtznn5.jpg

devam et aq

ne kadar baygın kaldığımı bilmeiyorum ama uyandığımda ali amcam ve dedem kadınla konuşmuş. kadın artık bir şey yapamayacağımı. bu çocuğun kaderi olduğunu otuz yaşına geldiğinde bu işin olacağını ifade etmiş. bu böyle devam edeceğini ama cinlerle anlaşma yapılabileceği otuz yaşına kadar onu rahat bırakmaları için. bir şeyi feda etmek gerektiğini bunu da burada yapamayacağını bu işi sadece mecusilerin gizli ilimlerinden biri olduğunu. mecusilerinde çok az kaldığını ifade etti. bu sözleri ali amcam ve dedem büyük bir umutsuzlukla bana açıkladılar ve bu işin çözümünün olmadığını burada bırakmak gerektiğini söylediler. biz de ali amcama teşekkür ettik ve bir kaç gün sonra evimize türkiyeye döndük

kadın: ey koruyucu cin bu çocuğu neden ele geçirdiniz
cin: bu çocuk bizim kralımız olacak
k: neden?
c: bunu söyleyemem
k: söylemezsen seni bu çemberin içinde ömür boyu tutar çıkmana izin vermem
c: gücümün sınırını bilmiyorsun sen galiba mahluk
k: senin gücün burada biter bir şey yapamazsın burda
cin bir şey yapmaya çalışır ve yapamayacağını anlayınca
c: bırak beni ey melun
k: bana cevap ver
cin zor durumda kaldığını anlayınca ve kadının çok güçlü olduğunu duyunca dayananmaz ve ağzından bu laflar dökülür
c: kutsal kitabımız ... da yazan bir efsane için çalışıyoruz der. bu kitapta ... kabilesinden erkek hükümdar kalmaz ve bir dişi hükümdarlık eder. bu dişi doğacak olan insan evladı bir erkeğe ana rahminde kutsal cin ateşi ekler ve bu insan evladı bu hükümdarın eşi olur. çocuk 30 yaşına geldiğinde dişi hükümdar bu erkeği eşi yapar ve ondan iki çocuk doğurur. bu çocuklardabn biri doğu cinlerinin diğeri batı cinlerinin başı olur. zamanı geldi ve bu efsaneyi gerçekleştirmek için çalışıyoruz ve ben buı çocuğun koruyucusuyum. 30 yaşına kadar bu büyüyü bozmak isteyen kim olursa ona karşı ben geleceğim
k:Tamam ey cin yerine dön ve şimdilik çocuğu serbest bırak

bu sözlerden sonra kendime geldim ve baygınlık geçirip yere düştüm.

okurum bir ara

daha hızlı geçiyorum panpalar. işte türkiyeye döndük. rüyalarım falan bitmişti. huzurluydum. liseye 2 yıl aradan sonra başladım ve ilk senem de üniversiteyi kazandım. üniversiteyi kazanınca yaşım 21 idi. istediğim üniversiteyi kazanmıştım. istanbul da çok güzel bir üniversitede öğretmenlik okuyordum. hem başarılı hem de sevilen biriydim. herkes beni takdir ediyordu. gec alemim de vardı. çokça arkadaşım oldu ve hocalarımla da takılmaya başlamıştım.

aklıma takılmış hep bu rüyayı düşünüyordum. babama rüyamı anlattıktan sonra babam dedeme anlatmış dedem de hocadan bir muska yaptırıp bana göndermişti. ben de muskayı yanımdan hiç ekgib etmiyordum. bu muskayı taktıktan sonra böyle rüyalar görmemeye başladım. muska işe yaramıştı. ama hep kafama takılmıştı. o harabe kiliseye gidecektim. büyüklerimiz bizi hep korkutmuşlardı. o harabede canavar var kurt adam var diye ben de hep gitmekten korkardım. ilkokul bitip ortaokula gelince ergenliğin verdiği heyecanla harabe kiliseye gitmeye karar verdim. yanıma köyden maceraperest olan iki arkadaşım ismet ve yasini alıp yürümeye başladık. kiliseye yaklaştığımda birşeyler beni daha çok çekiyor. gel gel diyen bir ses kulaklarımda şiddetini artırıyordu. arkadaşlarla korka çekine harabe kiliseye girmemizle çıkmamız bir oldu. mavi bir ışık görmüş paniğe kapılmış ve korkudan köye doğru koşmuştuk. ismet ve yasin o kadar korkmuştular ki bir koştular ki atletlere taş çıkartıyorlardı. ben de korkudan koşmaya çalışmış ayağım bir taşa takılınca düşmüştüm. ayağım incinmiş ayağa kalkamıyordum. muskamı boynumdan alıp elimle sıkıca tutmaya başladım. elimde bir sıcaklık hissettim. avucumu açtığımda muskanın ısındığını ve elimi yakmaya başladığını hissedince hemen attım. muska oracıkta küle döndü. ismet ve yasin köye doğru koşunca annem onları görmüş benim nerede olduğumu söylemiş ve koşarak bana doğru gelip beni almış. muska yandıktan sonra bayılmışım ne olduğunu sonradan annemden öğrendim.

@338 köle mi dedim lan. doğru düzgün oku be.

@ 248 tercüme yapılıyor bana zaten. dedem arapça bilir ben ise bana anlatılan şeyleri yazıyorum burda arada bir böyle diye bana çevidiler demem olayı uzatır ve hikayenin akışını kilitler.

arama entry'ler x
nobrano
önüncü nesil inci sözlük yazarı

(online)
genel ulan
bugün: 16
bu hafta: 19
toplam entry: 19
toplam başlık: 0

arkadaşlar hikayemi dinlemek istemeyenler varsa lütfen okumasın. nedir bu polise verecem mavraları. ipini aldım. ver amk. insanlar burada eğleniyor amcımız eğlenmek ve buranın büyük bir kısmı bu olaya inanmadn okuyor.

arkadaşlar saat 1 de tekrar yazmaya devam edecem. hatta kalın.

panpalar saat 14.00 gibi yazmaya başlarım tekrar. işim çıktı da

Amları nasıl lan biz de gibek cin min farketmez veriyorsa sıkıntı yok

arkadaşlar bugün bu kadar yeter. biraz sahaya çıkmam lazım.
@348 polise vermesen huuur çocuğusun.

dedem namazında niyazında biridir. hisleri keskindir. oğlum rüyaların yine mi başladı dedi evet dedim. muskan nerede diye sorunca yandığını söyledim. tamam oğlum dedi öğleden sonra hocaya gideriz dedi. öğleden sonra beni alıp şehire bir hocaya zütürdü. kapıyı vurduk kapıyı genç bir delikanlı açtı. babam hocayı sordu delikanlı da bizi içeri buyur etti. bir 15 dakika kaldıktan sonra hoca bizi içeri aldı. hoca beni görür görmezz kızardı ve bildiği bütün duaları okudu. genç delikanlıya bu bu çocuğu hemen çıkar burdan diye bağırdı. genç delikanlı elimi tutup beni dışarı çıkardı. çok korkmuştum. dedm içeride hararetli hararetli hoca ile konuşuyordu. bağırışmalar çağırışmalar geliyordu içeriden. hoca çılgına dönmüş gibiydi. 30 dakika tartıştıktan sonra dedem odadan çıkıp elimi tuttu ve dışarı çıkardı.

anlatmaya başlayalım.
anadolunun ücra bir köyünde doğdum. doğduğumda çokça yağmur yağmış ve köyümüzü sel alıp gitmişti. doğduğum köye normalde çok az yağmur yağarken sel vuracak kadar yağmur yağması bütün köylüyü endişelendirmişti. her neyse annem ben doğduğumda nefes almadığımı ölü doğduğumu sanmışlardı ama doğduğumdan yaklaşık bir dakika sonra ağlamaya başlamamla yaşadığımı anlamışlar. tuhaf bir doğumdun diyordu annem. ailemin en küçük çocuğuydum. iki abim bir de ablam vardı. işte hayata böyle bir tuhaflıkla başlamıştım. annem beni diğer çocuklarından çok severdi.
evimiz 2 katlı bahçeli köyün dışında bir evdi. üst katta dedem ve ninem alt katta da biz kalıyorduk. bahçemiz de dut ağaçları ve üzüm bağı vardı. emeklemeye ve yürümeye bu bahçede başlamıştım.

hikayemi dinlemek istemiyorsanız burada kesebilirim panpalar.

panpalar bu gün bu kadar yarın hikayeyi sürdüreceğim.