-
1.
+45 -2[1]
istanbul’a çalışmaya gittiğim ve kafamda bir sürü planların dolaştığı yıllardı.Bir kaç yıl önce aldığım işletme diplomamla zar zor olsada özel bir bankada iş bulabilmiştim.ilk aylar tek başıma kiraladığım evde bekar hayatı yaşadım. Fakat artan masraflar kafamdaki planlar için para artırmayı bırak ay sonunu bile zor getirmeme sebep oluyordu.Bu durum yaptığım aşırı harcamaları kontrol etmem gerektiği anldıbına geliyordu. Aynı bankada beraber çalıştığım Murat isminde bir çocuk vardı. Kendisi benle aynı yaşlarda çok iyi birisiydi. Ufak krizlerimde ne zaman istesem borç verir ‘acele etme istediğin zaman ödersin’ derdi. Muratda aynı benim gibi kirada kalıyordu. Cebimin sıkışık olduğu bir gün Murat bana aynı evde kalmayı teklif etti.Bu sayede kira masraflarını yarıya indiririz dedi. Bunu duyduğuma çok sevinmiştim. Ayrıca Murat çoğu yemeği yapmayıda biliyordu.Ben ise nadir zamanlar dışında sürekli dışarıdan yemek yiyordum. Teklifini kabul ettim.O haftasonu Muratla aynı evde kalmaya başladık.
Aradan aylar geçti. Birbirimize oldukça alışmıştık. Aynı evde iki kardeş gibiydik. Bahar’ın sonlarına doğru Murat yazın ortasında düğününün olduğunu söyledi. ‘Semih ben yıllık iznimi erkenden alıp memlekete gideceğim. Düğün zamanı mutlaka sende geleceksin. Sana bizim oralarıda gezdiririm’ dedi. Bende buna çok sevinip ‘tabi ki kardeşim’dedim. Murat izne çıkıp memlekete döndüğünde bende ailemin yanına gittim. Ailemin yanında kısa süre kaldıktan sonra Muratın memleketi olan Manisaya biletimi aldım.
SON Part atıldı hikaye tamamlandı.
Diğer yazdıklarım için burayada bir uğrayın. > le hospital -
2.
+21[2]
Sabahın erken saatlerinde şehir merkezine girer girmez Muratı aradım.Ona nerde olduğumu söyledim. Yarım saat sonra arabasıyla geldi. Yüzü oldukça neşeliydi. ‘Hayrola evleneceksin diyemi bu neşe?’ diye sordum. Utangaç bir gülüş atıp ‘Yok kardeşim seni gördüm mutlu oldum. Hoşgeldin.’ dedi. Tokalaşmamızın ardından ‘Aç mısın? Yolumuz uzun istersen şurda bişeyler atıştıralım.’ dedi. Bende akşamdan beri boş olan mideme elimi atıp olur dedim. Yemekten sonra Murata yaşadığı yerden sorular sordum. Ailesi şehir merkezinden oldukça uzak köyde kalıyordu.Şehir içinde de evleri vardı fakat yaz aylarını köyde geçiriyorlardı. Köye gitmeden önce şehirdeki evlerine uğradık. Murat evden birkaç parça eşya aldı.
Saatler süren yolculuktan sonra nihayetinde asfalttan çıkıp toprak yola girdik. Yaklaştığımızı sanmıştım fakat Murat ‘Dur hele daha yarım saatimiz daha var’ diyince artık sınırdan çıktığımızı düşünmeye başlamıştım. Muratında dediği gibi yarım saat sonra düz bir alanda kurulu olan köyü gördük. Murat gülerek‘işte benim büyüdüğüm topraklar’ dedi. Aracın hızını düşürerek evlerin arasına daldık.Üç katlı bahçeli bir evin önünde durduk. Kapıda köpek kulübesinin yanında yaşlı bir adam köpeğe yemek veriyordu. Araba sesini duyunca yaptığı işi bırakıp bize doğru yöneldi. Bana bakarak ‘hoş geldin oğlum’ dedi. Murat araya girerek bizi tanıştırdı ‘ bu babam ibrahim’dedi. Sonra babasına dönerek ‘buda bahsettiğim arkadaşım Semih’ .Ayak üstü tanışmadan sonra eve girdik. Evde Muratın ablası ve annesiylede tanıştım. Hepsi iyi insanlara benziyordu. Akşam yemeğinden sonra yolculuğun verdiği yorgunluk uykumu getirmişti. Muratın annesi bana hazırladıkları boş odayı göstererek erkenden yatabileceğimi söyleyince kendimi hemen odaya attım.Üzerimi değiştirip yatağa uzandım.
Edit:imla -
3.
+18[4]
Eve döndüğümüzde güneş batmak üzereydi. Kapıda Paşaya laf atıp içeri girdik.Ev milleti masayı hazırlamış bizi bekliyordu. Hemen sofraya oturduk. Yemekten sonra ibrahim amca evin önünde bir yandan sigarasını içip diğer yandan telefonla düğün için ayarlamalar yapıyordu.Bir ara Muratın köyde arkadaşları geldi. Toplamda beş kişilik grup halinde küçük bir göl kıyısına gittik. Yanlarında malzemede getirmişlerdi. Araba farları arasında kendimize güzel bir masa kurduk. Muhabbet üstüne muhabbet derken saat gece yarısını geçti. Daha fazla uzatmadan herkes evine döndü. Muratla eve girdiğimize herkes uyuyordu. Fazla ses çıkarmadan üst kata çıktık. Merdiven çıkarken Murat yine göğsünü tutuyordu. Birbirimize iyi geceler deyip odalarımıza geçtik. Hafif kıyak olan kafayla yatar yatmaz uykuya daldım.
Paşanın havlama sesiyle uyandım.Öyle havlıyorduki hiç durmuyordu.Bir süre sonra artık sinirim bozulmuştu. Yataktan kalkıp ışığı açtım. Camdan aşağı baktım. Köpek deliler gibi kafasını eve çevirmiş havlıyordu. Tasmasını o kadar çekiştiriyordu ki neredeyse bağını koparacaktı. Elimle işaretler etsemde havlaması kesilmedi. Tekrardan yatağıma dönüp beklemeye başladım. Beş dakika sonra Paşanın sesi kesildi. Işığı kapatıp yatağıma uzandım. Fakat bu seferde yan odadan gelen sesler uyumama engel oluyordu.Yan tarafım Muratın odasıydı. Horlama sesine benzer boğuk boğuk sesler geliyordu.ilk başta Muratın horladığını sandım fakat son günlerde sürekli elini göğsüne zütürmesi beni kuşkulandırmıştı. Aklıma kötü şeyler gelmeye başladı. Acaba kriz mi geçiriyordu? Hemen yatağımdan kalkıp koridora çıktım.Az önce duyduğum seslerin şiddeti daha da artmıştı. Sanki birisi Muratı boğuyordu. Odasına yanaştığımda kapının altından soluk renkte ışıkların çıktığını gördüm. Elimi kapıya atıp hızlıca açtım.
Başlığı şukulayın beyler devamı gelecek. -
4.
+17[3]
Sabah dışardan gelen seslerle uyandım. Saati kontrol ettiğimde vakit neredeyse 12 ye geliyordu.O kadar deliksiz uyumuştumki kimse uyandırmamıştı heralde. Aşağı indiğimde Muratın ablası beni görünce ‘annem uyandırmak istemedi şimdi kahvaltını hazırlarım.’dedi. Bende ‘keşke uyandırsaydınız zahmet olacak’ deyip avluya çıktım. Dışarıda Murat ve babası birkaç adamla konuşuyordu. Düğün hazırlıkları için yapılacakları ve alınacakları hesaplıyorlardı. Murat beni görünce ‘günaydın. rahat uyudun mu?’ dedi. Bende kafa sallayıp düğünün ne zaman olduğunu sordum. Düğün dört gün sonraydı. Avlunun girişindeki adamları bırakıp köpek kulübesine baktım. içerde siyah beyaz oldukça sevimli bir köpek yatıyordu. Islık çalınca dışarı çıkıp benimle oynamaya başladı. Tasmasında paşa yazıyordu. Paşayla oyunumuzu bitirdikten sonra kahvaltımı yaptım. Kahvaltıdan sonra Muratla arabayı alıp köyü gezdik. Murat bana düğünün yapılacağı yeride gösterdi. Düğün alanı oldukça düz ve genişti. Orta bölümünde boyu beş metreyi geçmeyen birkaç ağaç vardı. Sonra evleneceği kız hakkında Murata sorular sordum. Kızın adı Meryemdi. Muratların köyüne yakın bir köyde ailesiyle beraber yaşıyordu. Uzun süre konuştuktan sonra bir ara Muratın sürekli göğsünü ovuşturduğunu gördüm.ilk başlarda dikkatimi çekmesede sonrasında iyi olup olmadığını sordum. Murat gayet emin ses tonuyla ‘ birşeyim yok bazen bir ağrı oluyor ama geçiyor.’dedi. Kendisine sırıtarak ‘ aman koçum düğün gününe kadar dikkat et kendine.’dedim. ikimizde kahkaha atıp arabaya bindik.
Beyler az canlandırın şu başlığı. Eğer okuyan varsa kendini belli etsin. Olay yazdıklarım arasında en iyisi. -
5.
+12[11]
Çantamı hazırlayıp üzerimi değiştirdim. Odanın kapısını sessizce açıp koridora çıktım. Kimseye görünmek istemiyordum. Muratın odasına son kez bakıp bakmamak konusunda kararsız kalmıştım. Muratın kapısının önüne kadar gittim.Tam kapıyı tıklatacaktım ki vazgeçtim. Hızla merdivenlere doğru yürüdüm.ilk basamağı inmiştimki ‘ Semih’ diye bir ses geldi. Sesi duyar duymaz kalbim tekrardan hızlanmaya başladı. Arkamı döndüğümde Murat odasının kapısına yaslanmış bana bakıyordu. Gözlerinden gözyaşı gibi siyah bir şey akıyordu. Yüzü diğer zamanlara göre çok daha fazla beyazdı. indiğim basamağı çıkıp gövdemi Murata çevirdim.Bir şeyler söylemek istiyor gibiydi. Sonrasında Murat bana doğru bir adım atıp ‘hepsi benim hatam’ dedi.Ne dediğini anlamamıştım. ‘Ben gidiyorum Murat’ desemde beni duymamıştı. Odanın içinden çıkan bir kol Muratı bileğinden tutup odaya çekti. Murat tekrar odasına girdiğinde kapı sert bir şekilde üstüne kapandı. Muratın aklını iyice kaybettiğine ve artık benimde aklımı kaybetmeden bu evi terk etmem gerektiğine o an karar vermiştim.Alt kata indiğimde kimseler yoktu. Hemen avluya çıkıp hızlıca yürümeye başladım. Paşanın kulübesinden geçerken aklıma geçen gece gördüklerim geliyordu.Son bir kez dönüp eve baktım. Muratın odasında yanıp sönen o tuhaf ışık vardı ve Muratın ağlamayla karışık çığlık sesleri dışardan rahatça duyuluyordu. Adımlarımı yola çevirip hızlıca köy meydanına gittim. Göl kıyısındaki çocuklardan birini gördüğümde şehir merkezine gitmem gerektiğini söyledim.Çocuk düğüne az bir süre kala nereye gittiğimi sorunca ‘şehirden birşeyler alıp döneceğim’ dedim. Merkeze inmek için yoldan geçen arabalara el atmamı söyledi. Akşam saatleri yaklaşırken şehire indim ve terminale gidip istanbul biletimi aldım.
Sona geliyoruz beyler başlığı şukulamayı unutmayın. -
6.
+11[10]
Gözlerimi açtığımda ibrahim amcanın ‘uyan’ diye bağırdığını duydum. Odamın kapısının girişinde baygın halde bulmuşlardı beni. Yerden kalkar kalkmaz alt kata inip avluya çıktım. Paşanın kulübesine gidip Paşayı kontrol ettim. Hayvan kulübesinde değildi. ibrahim amcaya dönüp ‘Paşayı öldürdüler’dedim. ibrahim amcada ‘ne öldürmesi oğlum?Kim öldürdü?’ diye sordu. Kendimi toplarlayıp avludaki sandalyelerden birine oturdum. ibrahim amcaya karısını çağırmasını, başımdan geçenlerin hepsini anlatacağımı söyledim. Muratın annesi ve ablası geldikten sonra dün gece yaşadıklarımın hepsini en ince ayrıntısına kadar anlattım. Anlatırken bir ara üst kata baktığımda Murat perde arasından bana bakıp, cam arkasından bir şeyler söylüyordu. ibrahim amca Muratın odasındaki duvaklı kadını ve Paşaya yaptıklarını duyunca hızlıca eve girdi. Bizde gerisinden onu takip ettik. Muratın odasının kapısına geldiğinde kapıyı yumruklamaya Murata küfretmeye başladı. Kapı kilitli olduğu için sürekli kapıyı zorluyor ve açmaya çalışıyordu. Kısa süre sonra Murat kapıyı açtı. ibrahim amca içeri girip Muratı dövmeye başladı. ‘Ne yaptınlan sen, odanda kadının ne işi var senin?’ diye söyleniyor bir yandanda Muratı dövüyordu. Muratın annesi elbise dolabını açtığında gördükleri karşısında çığlık atmaya başlamıştı. Kadın daha fazla dayanamadı yere yığıldı. ibrahim amca dolaba bakınca Paşanın delik deşik olmuş ve kanlar içinde kalmış postunu alarak odadan çıktı. Murat o sırada yatakta garip şekilde oturmuş kendi kendine tuhaf cümleler kuruyor ara ara gülüyordu.Bu yaşananlara daha fazla dayanmaya gücüm kalmadı. Odadan çıkıp kendi odama geçtim. Yatağın altındaki çantamı çıkarıp tüm eşyalarımı topladım. Artık ne Murat’la olan dostluğumuz,ne düğün, ne de evdekiler umrumda değildi.Bir an önce bu köyden gitmek istiyordum. -
7.
+10[7]
Akşam vakti ibrahim amca eve geldi. Tüm düğün hazırlıklarının tamamladığını söyledi. Hemen ardından da Muratın durumunu sordu. Annesi ‘gün boyu odasındaydı, birkaç defa kapısına gittim ama içeri girmemi istemedi.’dedi. Bunları duyunca ibrahim amcanın yüzü kızarmaya başlamıştı. ‘Biz kimin için uğraşıyoruz.Ne oldu bu çocuğa?’ diyerek eve girdi. Muratın annesi birde Muratı benim kontrol etmemi istedi.Eve girip üst kata çıktım. Kapının önüne gelip seslendim ‘Murat kardeşim yemek yemeyecek misin?’ dedim. Murat karnının tok olduğu söyledi. ‘Dünden beri bişey yemedin nasıl karnın tok oluyor?’ dedim. Cevap vermedi.Tam arkamı dönüp aşağı inerken kapı açıldı içerde yine o soluk ışık vardı. Tekrardan gerilmeye başladım. Bacaklarımın titremesini hissediyordum. Kapının önüne gelince odanın içine baktım. Murat yatakta oturuyor ve önünde bulunan tahta kaptan ağzına siyah taneli bulamaç halinde birşeyler zütürüyordu. Gördüklerim midemi bulandırmaya başlamıştı. Yedikçe yiyor bir yandanda odanın karşı tarafında birisine değişik bir dilde birşeyler söyleyip gülüyordu. Kapıya doğru yanaşıp ‘Murat ne yapıyorsun?’ diye bağırdım. Murat aniden gülmeyi kesip kafasını bana çevirdi ve tuhaf bir sesle ‘Görmüyor musun yemek yiyorum!’ diye bağırdı. Onun bağırmasıyla kapı şiddetli biçimde üstüne kapandı. Korkudan tutmaz hale gelen bacaklarımı zar zor hareket ettirerek merdivenleri indim. Aşağı indiğimde ibrahim amca tam yere düşüyordum ki beni gördü. Hemen yan taraftaki koltuğa beni yatırdıklar. Kısa süreli konuşamadım. Kendime gelmeye başladığımda gördüklerimi anlatmaya çalıştım. Bunun üzerine ibrahim amca üst kata çıktı.Üst katta ‘Aç lan şu kapıyı.Aç kapıyı valla kıracam kapıyı!’ sesleri yankılanıyordu.Bir kaç dakika sonra ibrahim amca tekrardan aşağı indi.Öfkeden teninin rengi kıpkırmızı olmuş dudakları morarmıştı. ‘Kapıyı kilitlemiş.’ dedi. -
8.
+10[6]
Sabah erkenden uyandım. Zaten kegib kegib uyumuştum. Hemen alt kata indim. Gece yaşananlar tüm evi etkilemişti. Murat hariç herkes masadaydı. Muratın annesi bana bakarak ‘ Murat kalkmadı mı ?’ dedi. Bende kontrol etmediğimi söyledim. Muratı çağırmak için tekrar yukarı çıktım. Koridorda Muratın kapısına yaklaşırken nefes alıp verişimin ve kalp atışlarımın hızlandığını hissettim. Sonra içimden kendime kızıp ‘ O senin arkadaşın, saçma saçma şeyler düşünme.’ dedim. Kapının önüne geldiğimde kapıyı tıklattım. Yanıt gelmedi. Tekrardan tıklatıp ‘Murat uyandın mı kardeşim?’dedim. Yine ses çıkmadı. Kalbim ağzımda atıyordu. Artık sinirlerim bozulmuştu. Hızlı şekilde kapıyı açıp içeri girdim.
Murat yatağında değildi. Kafamı sağa çevirdiğimde Muratın hemen kapının girişinde tuhaf bakışlarla bana baktığını gördüm. Koridora çıkıp sinirli bir şekilde ‘Napıyon lan sen manyak mısın?’ diye bağırdım. Bağırmamı duyan ibrahim amcada yukarı gelip ‘Noluyor?’ dedi. Murat babasının yanına gidip bütün gece uyuyamadığını bu yüzden biraz uyumak istediğini söyledi. ibrahim amca Murata kahvaltı yaptıktan sonra uyumasını söylesede hiç birimize cevap vermeden odasına girdi bana doğru dönerek kapıyı kapattı. Muratın yaptıklarına anlam veremiyordum. ibrahim amcayla birlikte aşağıya indik. Kahvaltıda Muratın annesi ve babası bana sürekli sorular sordu. Dün geceyi anlatmamı istediler. Bende olup biteni en ince ayrıntısına kadar anlattım.Eve döndüğümüzde Muratın normal olduğunu, benim tahminimce gece yaşanan olaydan sonra bu hale geldiğini söyledim. ibrahim amca düğüne birkaç gün kala evladının bu hale gelmesine çok üzülmüştü. Sürekli bana Muratla konuşup derdinin ne olduğunu öğrenmemi söylüyordu. Bende ibrahim amcaya Muratı tekrardan eski haline döndürmek için ne gerekiyorsa yapacağımı söyledim. Murat o gün öğle yemeği için bile odasından çıkmamıştı. Gün boyunca dışarıda Paşayla vakit geçirdim. -
-
1.
0Murat gibecek seni kaç amk o köyden
-
1.
-
9.
+10[9]
Kalbim neredeyse durma noktasında çalışıyordu. Cesaretimi toplayıp arkamı dönemiyordum. ibrahim amcaların kapısına dokunmak onları uyandırmak istiyordum fakat elim hareket etmiyordu.En sonunda kendimi toparlayıp yavaşça arkaya dönmeye başladım. Arkaya döndüğümde gördüğüm ilk şey Muratın gözlerine düşen ateşti. Soru sormak istiyordum. Fakat dilim dönmüyordu. içimden ‘Murat bana zarar verme.’ diye geçirdim. Murat bunu anlayacakki ‘Merak etme sana zarar vermeyeceğim.’ diye cevap verdi. Sonra arkasını bana çevirerek odasına yöneldi. ‘Gel seni karımla tanıştırayım.’dedi.
Muratın ne dediğini tam anlayamamıştım. Peşinden gitmek istemesemde yürüyordum. Odanın kapısına geldiğimde içerisi en son gördüğüme göre çok değişikti. Camlarda siyah kalın perdeler, kırmızı yazı ve işlemeli duvarlar ve yine o iğrenç koku. Murat yavaşça yatağa oturdu, bana doğru elini kaldırıp ‘gel’ dedi. Odaya girdim. Tüylerim diken diken olmuştu. Muratın yanına yaklaşmak istemiyordum.Çünkü bana zarar vermesinden korkuyordum.’Karımı görmek istiyormusun?’ dedi. Cevap veremiyordum. Daha yüksek ve kalın sesle ‘görmek istiyor musun?’ diye bağırdı. Dilim tutulmuş konuşamıyordum. Zorda olsa kegib kegib kekelemeyle ‘Eevet’ dedim. Murat parmağını kaldırıp karşıdaki büyük elbise dolabını gösterdi. Parmağını kaldırdığında parmak uçlarında siyah siyah boyalar vardı. Gösterdiği yerde bir şey görememiştim. Fakat yatağın yanındaki masanın üstünde dün gördüğüm tahta kabın içinde kanlı ve tüylü et parçaları vardı. Dolaba doğru gidiyordum. Ayaklarım benim kontrolümden çıkmıştı. Elimi büyük dolabın kapağına doğru uzattım kapağı yavaşça açtıkça dolaptan odaya soluk ışık hüzmesi yayılmaya başladı.Ben açtıkça ışık artıyordu. Dolaptaki ışığa bakmamak içi gözlerimi kapamaya çalışıyordum. Fakat gözlerim bir şekilde açılmak istiyordu. Daha fazla direnemeden gözlerimi açtım. Dolapta gelinlik giyen kadın elindeki bıçakla kucağındaki hayvanı parçalıyordu. Hayvanı parçaladıkça kanlar gelinliğine damlıyordu. Gözlerimi kaldırıp kadının yüzüne baktım. Gözlerinin içi yok gibi bembeyazdı. Yaptığı işi bırakmış bana bakıyordu.Ona baktığımı görünce tekrardan gözlerimi kucağındaki hayvana çevirdim. Hayvanın boynunda tasma vardı ve tasmada Paşa yazıyordu. -
10.
+9[8]
Akşam yemeğinde kimse konuşmuyordu. Herkes Murata neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Yemeğin sonunda akşam üzeri Muratın odasında gördüklerim hakkında bana sorular sordular. Muratın annesi söylediklerime inanmak istemiyor, anlatırken her seferinde emin olup olmadığımı soruyordu.Bu gün gördüklerim benide oldukça etkilemişti. Artık Muratı eski arkadaşım olarak göremiyordum.Bir an önce düğünün olup bitmesini ve ailemin yanına dönmeyi istiyordum. ibrahim amca yemekten sonra tekrar Muratın odasına çıktı. Murat yine kapıyı açmamıştı. Geç saatlere doğru herkes odasına çekilince bende istemeyerek odama çıktım. Kapıyı kapatıp kilitledim. Gördüğüm onca şeyden sonra ev halkına belli etmemeye çalışsamda korkuyordum. Yatağa uzanıp uyumaya çalıştım. Işığı kapatmadığım için uyuyamıyordum. Kalkıp ışığı kapattım. Tekrardan yatağa uzandım.Bir ara derinlerden konuşma sesleri duyuyor gibi oldum. Sesler Muratın odasından geliyordu. Murat sanki biriyle konuşuyordu. Konuşması bittiğinde bu seferde Paşa havlamaya başladı.Çıldırmak üzereydim. Kalkıp tekrardan ışığı açtım. Aşağı baktığımda Paşa öteye beriye saldırıyor yerinde duramıyordu. Sanki yabancı bir hayvan görmüş gibiydi. Paşayı izlerken odamın ışığı kapandı. Perdeyi bırakıp odanın içine baktım. Hemen tek hamlede ışığı açtım.Ne yapacağımı düşünürken yan taraftaki konuşmaların sesi artıyor, Paşa daha fazla havlıyordu. Odadan çıkıp ibrahim amcaları uyandırmanın doğru olacağını düşündüm. Odamdan çıktığımda Muratın odasının kapısı açıktı. içerde yine o ışık vardı.O tarafa bakmadan ibrahim amcaların kaldığı odaya doğru yürüdüm.Tam odanın kapısını tıklatacakken arkamda ‘Semih!’ diye bir ses duydum. Sesin sahibi çok iyi tanıdığım, arkadaşım Murattı.Tam arkamdaydı. Nefesini ensemde hissedebiliyordum.Her nefes verişinde ortalığa kötü bir koku yayılıyordu. -
11.
+8[5]
Kapıyı açtığımda az önceki ışıktan eser yoktu. Muratı tam olarak göremiyordum. Işığı açtığımda Murat yatağın üzerinde sırt üstü yatıyordu. Kıpkırmızı olan gözleri nerdeyse yerinden çıkmışçasına tavana bakıyordu. Neler olduğunu anlamadan yanına gidip ‘Murat ne oldu iyimisin?’dedim. Cevap vermedi. Hala hızlı hızlı nefes alıyor ve tavana bakıyordu. Elimi omzuna attığımda birden kafasını bana çevirip bana baktı.Tam anlayamadığım şeyler söyleyip bağırmaya başladı. Bağırdıkça ağzından dayanılmayacak kadar kötü kokular çıkıyordu. Daha fazla dayanamayıp ‘ibrahim amca!’ diye bağırdım. Sesimi duyan ev halkı saniyeler içinde Muratın odasına geldi. Onlarda neler olup bittiğini anlamaya çalışıyordu. ibrahim amca bana dönüp ‘ ne oldu?’ diye sordu. Bende olanları anlattım. Annesi ve ablası ağlayarak sürekli Murata sorular soruyor, ondan cevap bekliyorlardı.Tam o sırada Murat kuvvetli bir şekilde tüm nefesini verip gözlerini kapadı. Herkes o korkuyla Muratı sarsmaya başladı. Fakat kontrol ettiğimizde nefesi normal alıyordu. Birden bire uyanıp ‘Anne?’ dedi. Muratın sesini duymak herkesin içine su serpmişti. ‘Ne oldu niye ağlıyorsunuz?’ diye sordu. Dakikalar önceki Murat gitmiş yerine tanıdığımız çocuk gelmişti. Benide yatağının başında görünce yatakta doğruldu.Her tarafı sırılsıklam terlemişti. Tuhaf ve uykulu gözlerle bize bakıyor neler olup bittiğini anlamaya çalışıyordu. Kimse konuşmayınca horlama seslerini duyduğumu ve başına bişe gelmesinden korktuğum için odasına geldiğimi söyledim. Murat da iyi olduğunu uyumak istediğini söyledi. ibrahim amca ‘tamam şimdi yatalım sabah olunca herşeyi konuşuruz.’ dedi. Odadan çıkıp kendi odama geçtim. Hala az önce gördüklerimi anlamaya çalışıyordum. Muratın bana söyledikleri, kırmızı gözlerinin yuvalarından çıkmışçasına bakışı bende şok etkisi yaratmıştı. Zorda olsa uyumaya çalıştım. Uykuya daldığımda dışarıdan sabah ezanının sesi geliyordu. -
12.
+7[12] SON PartTümünü Göster
istanbula öğle vakitlerinde geldim. Otobüsten iner inmez kendimi bir taksiye atıp eve gittim. Evde ne kadar eşyam varsa toparladım. Yaşadıklarımdan sonra Muratla aynı evde kalamazdım. Hatta gittiğim gün bile o evde kalmadım. Yeni bir kiralık ev bulana kadar otelde kaldım.Çalıştığım bankaya uzak olmasına rağmen bulduğum yeni evi kiraladım. Kiraladığım günün akşamı eşyalarımı taşıyıp eve yerleştim. istanbula dönüşümden sonra günler geçti.Her gün Muratın banka kapısından içeri girmesini bekliyor, düğünün olup olmadığını ve ona sormadan evimi ayırdığım için bana ne gibi bir tepki vereceğini düşünüyordum. Fakat düşündüklerimin hiçbiri olmadı.
Aradan yıllar geçti. Artık evli ve 2 çocuk babası bir insandım. Evlendikten sonra istanbulda çalışmayı bırakmış artık izmirde bir bankada şube müdürlüğü yapıyordum. Eşimin anne ve babası Manisalıydı. Yıllık izine ayrıldığımız yaz ayında onları ziyarete gitmiştik. Trafik levhasında Muratın bulunduğu şehrin adını görünce birden kendimi ortamdan soyutlamış ve yıllar önce yaşadıklarımı tekrar yaşamış hissine kapılmıştım.Ben bu hisleri yaşarken eşimin uyarısıyla son anda kaza yapmaktan kurtulmuştuk. Aklımda tekrardan o köye gidip Murata neler olduğunu öğrenme fikri dolaşıyordu.Önce çocuklar ve eşimle gideceğimiz yere gittik.Bir gün sonra eşime çok samimi bir arkadaşımın bu civarlarda oturduğunu ve onu kısa süreli ziyaret etmem gerektiğini söyleyerek yanlarından ayrıldım.
Muratın köyüne yaklaştıkça arabanın içine nefes alıp verişim hızlandı. Kendimi kontrol etmeye çalışsamda kalbimin şiddetli çarpışına engel olamıyordum. Aradan geçen yıllar köyü oldukça değiştirmiş, yeni yeni evler yapılmıştı. Bilmeme rağmen Muratların evinin olduğu yeri zar zor buldum.Ben 3 katlı evle karşılaşmayı beklerken aynı noktada yapımı devam eden 2 katlı inşaat halinde bir ev buldum. Dışarıda 3-4 işçi sökülen kalıpları kamyona yüklüyordu. Yanlarına yaklaşıp kolay gelsin dedim. Ufak bi muhabbetten sonra konuya girdim. Fakat hiç birinin ne Murattan nede ibrahim amcadan haberi yoktu. inşaatın içinden bir adam çağırıp o daha iyi bilir dediler.
Çağırdıkları kişi yıllar önce köyden şehire nasıl gideceğimi sorduğum çocuktu. Oldukça değişmişti.Ben onu tanıdım fakat o beni tanıyamamıştı. Onunlada selamlaştıktan sonra Muratı aradığımı söyledim. Adamın suratı birden düştü. Yüzünü yere çevirip ‘Haberin yok öyle mi?’ dedi.Ben ‘Neyden haberim yok ?’ diye sordum. Adam oturabileceğimiz bir yer gösterdi. Oturduktan sonrada ‘Murat öldü.’ dedi.ilk duyduğumda aramızda birkaç saniye sessizlik oldu. Sonra kendimi toparlayıp ‘ Nasıl öldü’ dedim. Anlatmaya başladı: ‘Seneler evvel Muratın düğününe bir gün kaldığı geceydi.Çoban Ahmetin anlattığına göre Murat gece kalkıp babasının, annesinin ve ablasının odalarında uyuduğu bir zamanda evi ahırdan en üste kadar benzin döküp ateşe verdi. Yangın okadar büyüktü ki köylü yangını farkettiğinde ev yıkılmış kül olmuştu.Öncesinde yangını normal bir yangın sanıp Muratında ailesiyle birlikte öldüğünü sandık. Fakat yangında 1 hafta sonra köyün çocukları göl kıyısında simsiyah bir insan cesedi buldu.ilk bakmaya gidenler arasında bende vardım. Cesedin gözleri oyulmuş, dili kesilmişti. Kolları arasındada bebeğe benzeyen ama suratı insan suratında olmayan bir şey vardı. Hemen jandarmayı aradık.Bir kaç gün sonra cesedin Murata ait olduğunu söylediler. Muratın başına nasıl böyle bişeyin geldiğini kimse anlamadı. Cenazeden birkaç gün sonra köyde bir takım söylentiler dolaşmaya başladı. Söylenti şu şekildeydi. Güya Murat çocukluğunda dişi bir cinle gönül ilişkisi kurmuş ve bunuda sadece amca oğluna söylemişti. Zaten bu söylentinin kaynağıda Muratın amca oğluydu. Murat ne zamanki evlenme yaşına gelmiş,bu varlık Muratı esir almış onun bir başka kadınla evlenmesine izin vermemişti. Fakat Muratın evi yakmasını ve ailesini öldürmesine kimse anlam veremedi. Muratla beraber kucağında bulduğumuz tuhaf bebeğinde Muratın, o kadından bebeği olabileceğini düşündük.
Adam anlatmayı bitirdiğinde ben yaşadığım olayları kafama oturtmaya çalıştım.Bir kaç sorudan sonra adamla vedalaşıp arabayla eşimin yanına gittim. istanbula dönerken yıllar önce yaşadıklarımı ve canımdan öte kardeş gibi sevdiğim bir insanın nasıl bu hallere geldiğini düşünüyordum.
Zaman ayırıp okuduğunuz için eyvallah. ilerleyen zamanda başka olaylarda paylaşacam.
Diğer yazdıklarım burda > le hospital - 13.
-
-
1.
0bin bu ne ahdhdhsgsh
-
1.
-
14.
+2Kanka öyle bi anlatıyon ki murat bi an seni gibecek sandım
-
15.
+2Korktum oç
-
-
1.
+2 -11dk da okudun bide korktun he ? helal huur çocuğu
-
1.
-
16.
+1paşadan ne istediniz muallakler
-
17.
+1okuduğum bir şeye benziyor ama güzel rez +1 9
-
-
1.
+1yazdıklarımın hepsi bana ait. kendim kurguluyom.
-
1.
-
18.
+1okumayın yeni gelin oldum
-
-
1.
+1bak işte tutma onu öyle yeni gelin gibi
-
1.
-
19.
0Rez huur
-
20.
0Rezerved
başlık yok! burası bom boş!