disarda kestigi kiz ile konusup sikebilen erkek

benimde içlerinde bulunduğum erkek grubudur. öncelikle neden disarda kestigi kiz ile konusabilen insan başlığı açmadım onu belirtmek isterim. bildiğiniz üzere türk kızları asla ilk adımı atmaz, erkekler gidip ego organlarını kaşımalı, onları rahatlatmalıdır. yoksa isterse erkek josh holloway olsundur, faide etmez.

hepimiz sokakta, alış veriş merkezlerinde, cafelerde vs yerlerde hoş kızlar görüyoruz. bazıları pas veriyor, göz ucuyla kesiyor, bazıları nadirde olsa ki genelde çirkinlerdir, gelip yanınıza kadar oturup ilk adımı bekliyor. sürekli bir ilk adım bekleyişi vardır.

he bazen hiç şansınız yoktur o ayrı, sevmemiştir, kendinize yakıştırmıyordur sizi. ki bunu irdelemeyeceğim çünkü sonucu açıktır. kibarsa ufak bir gibtir ile yırtabilirsiniz.

bu yazımı yazarken ilginçtir ki ronnie james dio'nun don t talk to stranger'ı çalıyor*. ne perhiz ne lahana turşusu.

velhasıl ben her kız ile gidip konuşamam ki sizde öyle olmalısınız. ben yakışıklı bir adam olduğum halde kendimi aşacak, havalı, taşıyamayacağımı düşündüğüm kızlar ile konuşmam ne kadar hoşlansamda. he bilemezsin ne olacağını ama bazı şeyler açıktır. daha hanım, hafif çocuksu ve gülüşü güzel olan kızlara yönelirim.
alın size yannan gibi uzun bir yazı. okuyup birşeyler öğrenin de abaza kalmayın amcıklar.

size tavsiyem giyiminize, saatinize, cüzdanınıza ve konuşmanıza önem verin. bunlar olduktan sonra gözünüze kestirip elde edemeyeceğiniz kız olmaz kanımca. he olayı iyi anlamak lazımdır. bazı kızlar bu salak neden bana bakıyor diye kesebilir sizleri iyi ayırd etmek lazım. birkaç kere temas edin gözlere, çünkü über yakışıklı ve karizmatik olmadığınız sürece ilk fasıllar hep gibtirle geçecektir. tecrübeyle sabittir.

mesela ergenliğimin ilk zamanlarında ne konseriydi hatırlamıyorum bir dilbere arkadaşımla ;

- saatiniz var mı?

demiştik . ve kolunda saati olduğu halde yok cevabını almıştık. bu kadar ucuz mu lan salak? saatiniz var mı ne demek yani. iki saat hatunların başında dikil sonra zar zor alınan bir karardan sonra saat sor.

herneyse, bunun gibi birçok tecrübeden sonra belli bir birikime ulaşıyorsunuz. gerekli şartları sağladıktan sonrası iş biraz dile biraz da kızın afedersiniz kızın kaşarlığına kalıyor. doğru ama yalan değil? hiç tanımadın adam ile neden konuşuyorsun yani? münevver'e olanları hatırlayalım.

yalnız bu olayın birde pskolojik boyutuna değinmek istiyorum. erkeğin bu olaydan alacağı zevki, heyecanı dile dökmem mümkün değil. yaşanan tereddütler, konuşmak için yaratılacak bahaneleri konuşmalar falan pek hoş oluyor. özgüveniniz tavan yapıyor, buralar hep benim moduna bürünüyorsunuz?

tabi negatif bir tepki sonucunda zayıfsanız dünyanız yıkılabilir ama takmamak lazımdır. kız bol, manita bol. hemen 10 metre ötedeki kıza odaklanabilirsiniz.

valla benim şu zamana kadar kullandıgım iki yöntem vardır. birincisi naber ikincisi anketor numarası. naber

sorusuna iyi cevabını alamadıysanız, gibtir edin hemen kalkın ve ona şunu deyin uzaktan bakınca güzel sanmıştım pardon. reaksiyon gecikmeyecektir.

(bkz: itme çekme momentum)

ikinci yöntem yani anket olayı baya zahmetli ve plan program isteyen birşey. kıza tutulduysanız yapın. ankete alternatif olarak elinde kağıt ile reklam dağıtan adamlardan bir tomar alıp kıza gidebilirsiniz.