-
1.
+1 -2birinci ağızdan yazılanları burada paylaşacağım. insanlık dışı şeyler oluyor...Tümünü Göster
" Öncelikle beni düşünen avukat arayan yardımcı olan merak eden herkese teşekkürler. Eve geldim iyiyim. Yaşadıklarımı yazmak istiyorum tek amacım gözaltında yaşananlardan herkesin haberi olsun. Başka bi amacım yok baştan söylemek istiyorum. Olayları en başından ve edilen tüm küfürler ve hakaretleri belirterek yazacağım. Tüm açıklığı ile..
Dün akşam (03.06.2013 tarihinde) saat 21:00 civarında Beşiktaş barboras bulvarı ışıkların orda gözaltına alındım. Ne bir küfür etme veya taş atma gibi bir eylemde bulunuyordum. Görür görmez kolumdan kıvırarak aldılar. Nasıl gözaltına alındığımı bazı arkadaşlarda televizyonda görmüş. Ardından cehennem başladı. Sahil tarafında ki ışıkları geçip sahil tarafında ki iett durakların başındayken gören her polis ve çevik kuvvet tekme yumruk atmaya başladı. Yaklaşık 100 150 metre boyunca yani kadıköy iskelesinin oraya gelene kadar önüne gelen yumruk tokat tekme atıyordu. Bu vatanı siz mi kurtaracaksınız .mına koyduğumun çocukları, .rospu çocukları gibi küfür ve hakaretlerin sonu gelmedi. Gözaltı otobüsüne gidene kadar kaş kişinin vurduğunu sayamadım bile. Tam otobüslerin yanına geldiğimde bir otobüsün arkasında bir kaç seslendi getir buraya. Otobüsün arkasına alıp onlarda tekme yumruk atmaya başladılar. Sonradan öğrendim kamera olduğu için otobüsle duvar arasına almışlar dövmek için. Gözaltı otobüsüne(iett) geldiğimde ışıklar sönüktü ve içerken bi kızın yalvarış sesleri geliyordu:"Ben bişey yapmadım abi" Otobüse binerken ve bindikten sonra vuranları göremedim bile. Karanlıkta tek yapabildiğim kafamı tutmaktı. Küfürler hakaretler devam ediyordu. Oturdum yanımdan geçen herkes vuruyordu. Ayağa kalktım ve köşeye geçtim. Oturmamı istediler oturunca her geçen vuruyor dedim yine küfür edip tokat yumruk atıp oturttular. Kıza vuruyorlardı boğazını sıkıyorlardı. ismi Süleyman olan bir sivil polis kıza aynen şunları söyledi: Seni burda domaltıp .ikerim. Ve kızın verdiği cevap içler acısı idi. Kız kısık bi sesle: “Tamam abi”, diyebildi. Ve ardından otobüste bulunan 3 kişiydik üçümüze zorla “Türk polisini seviyorum. “Vatanımı seviyorum” diye bağırttılar. Daha yüksek daha yüksek diyerek defalarca. Hakaretlerin dayağın ardı arkası kesilmiyordu. Ortam biraz durulur gibi oldu bu sefer başka bir arkadaşı getirdiler. Çocuğun burnu kırılmıştı. Çoçuğa neden yüzünü korumadın dediğimde iki kişi zorla tuttu üçüncü kişi üç kere burnuma yumruk attı dedi. Ara ara getirilenler oluyordu. Ardından getirdikleri Bahçeşehir üniversitesinden Mustafa diye bi arkadaştı. 20 tane çevik saldırmıştı ayakta durmaya hali yoktu ve gözaltı otobüsünün yanında tokat yumruk yetmedi kafasına kaskla vurdular o da yetmedi kafasını otobüsün cdıbına vurdular. Otobüse vurarak soktular. Elleri arkadan kelepçeli, başı kanayarak yere oturdular. Başının kanadığını gördük yanına gittim bez ile(burnu kırılan arkadaşın kanlı tişörtü) ile başında ki kan dinsin diye tutuyordum Süleyman denilen polis bana küfür etti ve s.ktir git yerine dedi. Kanıyor dedim. Kanasın dedi. Umrunda değildi. Adamı o yaralı halde kelepçeli tutuyorlardı bi kaç polise söyledik en sonunda birisi açtı kelepçeyi. Ve asıl ikinci içler acısı olay karakolda ifade için konuşurken oldu. Mustafa bana şöyle sordu: “Otobüste bana vurdular mı ne oldu?” dedi. Arkadaşımız hatırlamıyordu. Aklı tam olarak yerinde değilmiş otobüste iken. Son olarak gözaltı otobüsünde tuvalet ihtiyacımızı karşılamaydk sadece bir şişe su verdiler. Ardından rapor için hastane ve ardından karakola zütürüldük. Karakola zütürüldüğümüzde avukat ordusu vardı. Ve polisler artık bize ricayla konuşuyorlardı. Avukatlara, avukatlara çağrı yapan arkadaşlarımıza dostlarımıza ve bizim için endişelenen herkese çok teşekkür ederim. Bu yazıda en ufak bir abartma yoktur, yaşanan herşey gerçektir ve tek amacım gerçekleri herkesin birinci ağızdan duyması.
Zulme isyan devam ediyor. Bu faşist düzen bozulacak. "
Erkan Y. -
2.
+1 -2bu da direnişlerin birilerinin bahsettiği gibi terörist olmadıklarını, aslında iyi insanlar olduklarını anlatan bir anı...
" Bu gece akaretler direnişinde bir ara polis yine biber gazıyla saldırdığında önden arkaya doğru çekilirken telefonumun olmadığını fark ettim. Karmaşada düşürmüşüm. Yanımdaki arkadaşım bir süre beni çaldırdı ve tam kaybolup gitti derken biri açtı telefonu, "bjk plazanın önündeyim" dedi. Beşiktaş formalı, gençten bir çocuk elinde telefonla bekliyordu. "Abi karambolde yerde buldum eziliyordu zor aldım, bu arada annen aradı başka biri açarsa telaşlanır diye ben açmadım" dedi. Şimdi sen bana inandırabilir misin sokaklara dökülenin kötü insanlar olduğunu olduğunu! iphone 5 ulan diyip alıp gitse bir daha nerde bulucan ama almadı işte, çünkü sokaktakiler, okulda, işyerlerinde karşınıza çıkan normal insanlar, birilerinin diline doladığı marjinal gruplar değil! Böyle üçüncü beşinci ağızdan değil bizzat bugün başıma gelmiş birşeydir. "
altuğ i. -
3.
+1 -1otostop çekerken dikkat !!!
" dün gece beşiktaş akaretlerden dönerken otostopla bir sivil polisin arabasına bindik. adam elinde bira şişesiyle ben de taksime çıkmaya çalışıyorum yolu tarif edebilecek misiniz durum nasıl orada gibi bizi test eden birkaç soru sordu. biz onun sivil polis olduğunu anlamamıştık ancak okula yurdumuza dönmek istediğimizi söyledik ve yol boyunca sürekli teşekkür ettik. bizim provakator olmadığımızı anlayınca durdu ve ben de polisim bekleyin bira alıp geliyorum dedi ve bir anlamda bizim kaçmamıza izin verdi. dün de eylemler sırasında kalabalığı bölmek isteyen ve karışıklık yaratmaya çalışan düzgün giyinimli sivil polis olduğunu düşündüğümüz insanlar çok fazlaydı. herkesi dikkatli olmaya davet ediyorum ve son olarak bizim gibi safça davranıp otostop çekmeye çalışmayın. "
aybüke ç. -
4.
-1...
" Hayatımın en uzun gecesiydi. Uzun uzadıya anlatmayacağım. Artık umuyorum ki herkes polisin takdire şayan kenara sıkıştırmalarının, taşlı-sopalı-bıçaklı yurdumun nadide gençliğinin, orantısızdan da öte öldürme amaçlı polis&sivil saldırılarının, 15 yaşındaki gençlere utanmadan 10-20 kişi dalan polislerin, kör edecek dozda biber ve portakal gazlarının, provokatörlerin, aslı astarı olmayan haber ve istihbaratların, tuzakların, hatta ve hatta üzülerek söylüyorum ki vicdansız mahalle sakinlerinin (bkz: polislerin elinden alıp apartmana soktukları insanı aşağıda onu linç etmek için küfürler savurup bağırarak 2-3 saat boyunca yılmadan bekleyen 15-20 tane polisin yanına evlerinde sadece yarım saat barındırdıktan sonra geri yollamaya çalışmak), olayı eğlence sanan grupların, olayı bayrak kavgasına dönüştüren kesimlerin, şiddetin, vahşetin, katliamın farkında. Daha da bir şey söylemiyorum.
Ha unutmadan, sırf laf olsun, iş çıksın, zaman geçsin diye sınavların ertelenmesini istiyor taklidi yapan insanlar: lütfen bir gram da olsa karakteriniz olsun. Bir şeyi savunuyor taklidi yapmayın. Kimse sizden bir şeyi savunmanızı beklemiyor. Yalancılığa gerek yok. Açık açık ne düşündüğünüzü, ne istediğinizi söyleyin. Keza binlerce insan şu günlerde sizin istediğinizi söyleme hakkınız olsun diye savaşıyor. "
başak c. -
5.
0bilinmeyen numaralara dikkat !!!
" Arkadaşlar ben özel ders veriyorum normalde ve özel dersle ilgili bi sitede numaramın da olduğu bi hesap var. ilk olarak bi twitter hesabından ağır küfür ve tehdit içerikli mesajlar aldım dün akşam. Daha sonra bi numara beni özel ders için aradı, nerde oturduğumu sordu. Karşıyaka olduğunu söyledim ve on dakikaya Karşıyaka'da olacağını söyledi ve gelin bi görüşelim dedi. Kabul etmedim. Beş on dakika ısrar etti ama o an mümkün olmadığını ama başka bi gün olabilceğini söyledim ama şuan amacının farklı olduğunu anlıyorum. Tamam gerek yok deyip kapattı. Az önce de tekrar birisi aradı ve kamu görevlisi olduğunu ingilizce dersi almak istediğini söyledi. Neden istiyosunuz dediğimde öylesine dedi ve görüşme talep etti. Öğrenci dışında kimseye ders vermediğimi söyledim biraz bekledi ve suratıma kapattı telefonu. Bu adamlar belli li twitter hesabımdan adıma soyadıma, özel ders hesabıma ordan da numarama ulaşmış ve beni bi yerlere çağırmaya çalışıyolar. Gittiğim takdirde ne yapıcaklarını allah bilir. Bu konuda arkadaşlarınızı da bilgilendirin. Bunu başka şekilde de yapabilirler çünkü. Arkadaşınız ailenizle ilgili bişey söylerler. Bilmediğiniz numaraların çağrılarına kulak asmayın. Bunlar artık napcağını şaşırmış çünkü. "
zühre g. -
6.
0okuduklarım arasında en tüyler ürperteni de bu sanırım...Tümünü Göster
" bugün gündoğduda herşey sakin başladı. saat 1 e doğru burgerkingin önünde sloganlar atıyorduk. polis bir anda tomalarla ilerlemeye ve kalabalığın gerisine 15 ten fazla gaz bombası atmaya başladılar. kalabalıkla birlikte sevincin önüne sürüklendik. sunsetin oraya çıkmaya çalışıyorduk ama o yola da 5 6 tane gaz bombası atıldı. o yüzden sol taraftan caddeye doğru koşmak zorunda kaldık. arkama baktığımda 30 metre kadar ötede polisi gördüm. koştuk ve ilk aradan sahile attık kendimizi. nefes alınmıyodu. çimlerin üzerinden swiss otelin hizasına kadar koştuk. orada toplanmaya çalıştık. alsancak tarafından toma ilerlemeye başladı pasaportun otarafta da polis vardı. toma çimlerin üzerinden üzerimize geldi ve o cildi yakan nefes aldırmayan suyunu üzerimize sıktı. geri dönmeye çalıştık gözümü açmaya çalıştığımda iki toma olmuştu. göz açmak çok mümkün olmadı açtığımda da ıslanmış olan gözlüğümden pek bişey göremedim. üç kez sanırım su sıktılar üzerimize. kaçabileceğimiz bir yer yoktu denize atlayanlar düşenler oldu. polis anonsunu duyduk gözaltına alma emri verildi. sahil kenarında sıkıştık. oraya oturduk. 4 kızdık, bir tane çocuk yanımıza oturdu. kimsenin elinde bırak polise saldırmayı kendini savunacak bişey yoktu. polisler yanımızda oturan çocuğu "biz sizden daha vatanseveriz huur çocuğu" "sizi biz koruyoruz çakallar" diyip jopladı. ben ömrümde böyle nefret görmedim. bize "kalkın" dediler ellerimiz havada yürüyoduk. iki tane polis "siz anca içip içip çimlerde s.kişmeyi bilirsiniz" diyip bizi de jopladı. yanımdaki kız arkadaşımın yüzünden maskeyi koparıp "bunu mu takıyosunuz bi de huurlar" dedi. cafeler tarafına koştuk bir tane doblonun içinde adam gördük bizi zütür abi bi yere diye yalvardık. 4 kız iki de tanımadığımız ama direnen pırıl pırıl iki gençle birlikte bindik arabaya. burdan ona teşekkürler. bizi güvenli bir yerde taksiye bırakmasını rica ettik. o da bi yerde bizi taksiye bıraktı, neresi olduğunu bilmiyorum gözümü açamıyordum. taksiyle eve dönebildik. evet sevgili arkadaşlarım, yemediğimiz hakaret, kimyasal, dayak kalmadı. arkadaşımın kolunun fotoğrafını paylaşmıyorum ebeveynlerimiz endişelenmesin maksat. biz de bu vatanı seven insancıl erdemli insanların çocuklarıyız. ne nefret ettik ne bir sopa taş attık. ama o polislerin bize ve özellikle erkek arkadaşlara davranışını gördüğümde insanca onlara birşey anlatmanın mümkün olmadığını anlamış bulunuyorum. bir sitemim de çeşitli örgütlere partilere, NERDESiNiZ!! neden insanları örgütlemiyorsunuz? nerdesiniz ya? "birazdan polis dağıtır burayı" diyip meydanlardan çekilip insanları yalnız bırakmak mı dava anlayışınız? diğer sitemim de kendi arkadaşlarıma,, sözü lafı geldi mi demokrası parti yok efendim özgürlük akp ülkeyi satıyor diye konuşmayı biliyorsunuz... NEREDESiNiZ? ayrıca şunu belirtmeden geçemeyeceğim, artık akp li olmanın cehaletle cahillikle bi ilgisi yok. artık kendinizi savunabileceğiniz hiçbişey yok. vicdansız kansız satılmış nefret dolu insanlıktan bir nebze olsun nasibinizi almamışsınız! bir süre dinleniyoruz şimdi, yarın meydanlarda yine görüşürüz nasılsa candostlarıyla. kendinize iyi bakın. "
ezgi s. -
7.
0@9 hee hepsini ben uydurdum huur çocuğu seni
-
8.
0@13 sen insan mısın lan
-
9.
0@16 sen ne anlarsın amk, gibtir git ayranını iç hadi sen
-
10.
0" Gezi Parkı Direnişi 01.06.2013Tümünü Göster
Geçen gün sınavlarına girmeyerek yaralılara insanüstü bir şekilde müdahale eden istanbul Tıp Fakültesi öğrencilerinin sayıca çok az olduğunu düşünüp, yanımıza bol miktarda ilaçlı su, yara bandı vb. insani yardım malzemeleri alıp Taksim’e doğru yola çıktık. inanılmaz bir şekilde polis yolu boşaltmıştı. Gezi Parkı’na kadar olaysız bir şekilde hafif bir gaz bulutu eşliğinde ilerledik. Park’a girdiğimizde şahit olduğum atmosfer dünyada hiçbir yerde görülebilecek bir şey değildi. Bütün vatanseverler, şenlik havasında kutlama yapıyorlardı, şarkılar türküler eşliğinde halay çekenler, mutluluktan zıplayanlar, ağlayanlar… Yaşlı çocuk demeden herkes kutlama yapıyordu. Derken olanlar oldu, ansızın parkın içerisindeki o barış ortamı Bostancı Dolmuş Durağı tarafından yapılan yoğun gaz bombardımanı sayesinde bir kaos ortdıbına döndü. insanlar Meydan’a ve Taşkışla’ya doğru kaçışmaya başladılar. Meydan ekibi, orada bulunan fakat hiçbir şekilde görüntü kaydetmeyen, yayın yapmayan medyayı yuhaladı. Çok sürmeden orası da duman altı oldu. Göz gözü görmüyordu. Bu barış ortdıbının bu şekilde bozulmasına sinirlenen halk birden direnişe geçti ve polisi Bostancı Dolmuş Durağı’ndan Taşkışla’ya kadar geri püskürttü. Bu süreç arkadaşlarımdan koptum ve elimde sprey mümkün olduğunca insana yardım ettim, bayılanları geri taşıdım. Bir süre saldırı yoğunlaşınca daha fazla dayanamayıp Gümüşsuyu Askeri Hastanesi önüne geçtik dinlenmek ve toplanmak için. Bu sırada polisin attığı bir gaz bombası Ceylan Intercontinental Hotel’in çalılarını tutuşturdu, ve polis değil vatandaş bu yangını söndürmek için seferber oldu zira yanan yapı yine bir vatandaşın mülküydü… Kontrollü bir şekilde iTÜ Taşkışla Kampüsü önüne kadar gerileyen polis, sağ taraflarında bulunan belediye otobüsleri nedeniyle tomalarına manevra yaptıramadı ve tazyikli su etkisini kaybetti. Şiddetli gaz bombardımanına rağmen halk yılmadı ve polis tamamen geri çekildi. Bu sırada çok sayıda insan ciddi şekilde gaza maruz kaldı. Hemen orada bulunan Hyatt Otel yine muhteşem bir bilinçle kapılarını vatandaşa açtı, orada bulunan sorumlu bir bayan, herkese limon, su ve ilaçlı su dağıttı, yardımcı oldu. Adını bilmiyorum fakat kendisi adeta bir melekti. Dışarıda bayılmak üzere olanları içeri taşıdım yapabildiğim kadar ve içeride elimden geldiğince müdahale ettim. Gaz dağılınca, polis te gitmişti ve tekrardan bir kutlama başladı, herkes Gezi Parkı’na dönüyordu. Kendimizi topladık, arkadaşlarımızla buluştuk ve neler yaşadığımızı anlattık... " -
11.
0devamı...Tümünü Göster
"Ardından Beşiktaş’ta Çarşı ekibinin zor durumda olduğunu öğrendik ve 20.00 sularında Kabataş üzerinden Beşiktaşa doğru harekete geçtik. Beşiktaş tam bir savaş alanıydı. Gazdan göz gözü görmüyordu. Her an üzerinize bir gaz bombası düşebilirdi. Art arda yere yığılıyordu insanlar kanlar içinde. Bunu yapanlar Türk Polisi idi. Vicdansızca taş atıyorlar ve gaz bombalarını direkt insanların üzerine atıyorlardı. Tazyikli suya değinmiyorum bile… Bir an o kadar yoğun bir gaz bombardımanı oldu ki, görüş neredeyse 5 metreye düştü. Artık sadece insanların inlemelerini duyabiliyordum, tek başımaydım. Her duyduğum sese yöneldiğimde gördüğüm manzara içler acısıydı. Yere yığılmış, pes etmiş, ölmeyi bekleyen genç kızlar ve kadınlar ya da çaresizce yön bulmaya çalışan erkekler. Gücüm yettiğince kadınlara yardım ettim, ayağa kaldırıp, geri çekene kadar ilaçlı suyla yüzlerini yıkadım. Gerek sırtımda taşıdım, gerek kollarına girdim. Yön bulmaya çalışan erkekleri ilaçlayıp geriye çektim. Bu olay bu şekilde uzun bir süre devam etti ve artık tükenmek üzereydim. Derken polislerin yaklaştığını gördüm yoğun bir gaz bulutu içerisinde ve hemen önümde yerde yığılmış bir kadın vardı, yanında da 17 yaşında kızı ağlıyordu annem ölüyor diye. O an hissettiklerimi anlatmam için ne yazık ki hiçbir dilde yeterli kelime yok. Kadını sırtıma alıp kıza koşmasını söyledim. 10-15 adım atmıştım ki sırtıma gelen bir tekmeyle yere yığıldım. Anlamıştım, polis yetişmişti. Kadını korumak için bağırıyordum, ona dokunmayın diye. Bu sırada her yerimden darbe alıyordum, üstüne bir polis te biber gazı sıkmaya devam ediyordu yüzüme 5cm mesafeden. Ardından bir polisin “ Yeter vurmayın üzerimize kalacak, direnmiyor zaten!” diye diğerlerini tutmaya çalıştığını gördüm. Fakat aynı anda 5 çevik kuvvet polisine karşı direnmek zaten mümkün değil… Sadece insanlara yardım etmek için orada olduğumu, hiçbir şiddet yöntemine başvurmadığımın kamera kayıtlarıyla görüleceğini söyledim fakat nafile. iki polis koluma girip kelepçe takmaya çalıştılar arkadan, onlara omzumun önceden çıkık olduğunu ve tekrar çıkabileceğini, önden takmalarını istediğimi söylediğimde önce biber gazı sıkıp ardından sert bir cisimle ağzıma vurdular. Bu arada duyduğum küfürler ve hakaretler, kendisine saygı duyan bir insanın asla başka bir insan evladına etmeyeceği türden cümlelerdi. Ne teröristliğim kaldı, ne vatan hainliğim, annemi zaten hiç rahat bırakmadılar. Benim Türk olmadığımı, Manukyan torunu olduğumu iddia eden bilinçsiz ve eğitimsiz polis, bu direnişin sadece Türkler’e ait olduğunu sanıyordu. Fakat bu direniş bu topraklarda yaşayan herkesin direnişiydi, Ermeni’si, Kürt’ü, Türk’ü herkes tek vücut olmuş ve şanlı bir mücadele veriyordu. Dayak yiyeceğimi bildiğim halde dayanamadım ve ona, bu vatanı onlardan daha çok sevdiğimi, sırf bu yüzden safımın bu taraf olduğunu söyledim, yaklaşık 2 sn. içinde iki tarafımdan ağzıma yine sert bir cisimle vuruldu. Biber gazı beni bitirmişti. Bütün bitkinliğin üzerine, nefes alamamaya başladım. Ve dayanamayıp yalvardım, “Durun 1 dk. Nefes alamıyorum, izin verin soluklanayım.” Cevap ise şaşırtmadı; “Biz seni gözaltı aracında s.ke s.ke iyi ederiz merak etme!” Artık başıma ne geleceğini çok daha iyi biliyordum. Beni ite kaka gözaltı otobüsüne getirdiler ve üstümü en ince yerine kadar aradılar türlü hakaretler eşliğinde. Ardından kimliğimi alıp beni otobüse bindirdiler. Fatih isminde bir komisere bana edilen hakaretler hakkında şikayette bulunuyordum, o böyle bir şeyin olmayacağını inatla savunurken. O sırada beni tutuklayan çevik kuvvet mensubu, “Amirim işte şerefsiz bu!” dedi. “Bakın şerefsiz dedi” dedim. “Vallahi ben duymadım” dedi… Özür dileyip sustum çünkü giderek endişelenmeye başladım. içeride bulunan Yusuf adında bir polis memuru adeta bir insanlık timsaliydi, çamura düşmüş altındı. Gizli gizli bize su verdi, sakinleştirdi.
Derken içeri bir vatandaş daha getirildi. Burnundan şelale gibi kan boşalıyordu. Hemen ilk yardımını yapıp kanı durdurdum. Fakat burnu kırılmıştı. Adamın gururu daha fazla kırılmış olacak ki sürekli isyan edip duruyordu kendisine yapılan muameleye karşı. Ancak yarım saat sonra! bir ambulans geldi ve arkadaşı aldı. Bu süre zarfında, eylemden ve gazdan bunalmış olan polisler tek tek içeri girip türlü işkenceler yapıp stres atıyorlardı. Önümüzde gülerek su içenler, bizi kaldırıp yere dizlerimizin üzerine çöktürüp boyun eğdirenler, parmaklarımızı iki kalem arasında sıkıştıranlar, kafamıza vuranlar ve tabii ki türlü hakaretler. Kelepçelerimizi zevk için sıkıp, sonra çok sıktıysa açalım deyip, ardından da kahve de ister misin o.çocuğu diyorlardı. Fakat Fatih Komiser ne yazık ki yemin ediyordu bütün bunları görmediğine… Bu sırada sürekli bizim varlığımızı unutan çevik kuvvet mensupları kendi aralarında konuşup duruyorlardı; Birinin ağzına yapıştırdım taşı yere yığıldı şerefsiz o.çocuğu – Eğer olay burada değil Kemerburgaz gibi bir yerde olsaydı o zaman görürlerdi müdaheleyi ( demek ki daha kötüsünü de yapabilirler! ) – Kendi aralarında türlü hakaretler ve bizi kışkırtmaya yönelik bir takım cümleler. Ne yazık ki her seferinde Fatih Komiser onları susturdu…
Sonunda bizi bir motora bindirip deniz yoluyla, istinye Devlet Hastanesi’ne zütürdüler. Burada sağlık raporu aldık, ve darba uğradığımız raporlandı. Sağolsun bizi zütüren ekip inanılmaz duyarlı ve insanlık bilinci yüksek memurlardı, özellikle Orhan Komiser. Onlarla olaylar hakkında gayet samimi ve sakin bir şekilde düşüncelerimizi paylaştık. iki tarafında geçerli düşünceleri var. Onlar emir kulu olduklarını belirtiyorlar. Sert müdahalenin ise 40 saattir uykusuz kalan ve sürekli taşa maruz kalan polisin sinirini çıkartması olduğunu itiraf ediyorlar. Bu arada bize, istifa eden polis memurları hikayesinin yalan olduğunu söylediler.
Sonra bizi alıp Beşiktaş Şubesi’ne getirdiler, Çırağan’ın önünde, hayvan barınağının gerisinde olan. Burada, Baro’nun görevlendirdiği iki avukat hanım bizimle özenle ilgilendiler ve ifademiz alınırken yardımcı oldular. Dört arkadaş serbest bırakıldı fakat ben ve bir genç arkadaş gözaltına alındık. Görevli memur Nurullah Abi muhteşem bir insandı, çok yardımcı oldu. Komiser ve o devriye iyi kalpli insanlardı. Sabah 7 gibi ifademizi verdikten sonra tekrar nezarethaneye alındık. 09.00da uyandırılıp, Fiziki Kimlik Tespitine katıldık. Parmak izleri alındı ve fotoğraflar çekildi. Ve tekrar nezarethaneye alındık. Fakat bu sırada yeni devriyeden gelen bir memur 13.30’da bizi hayvanmışız gibi bağırarak uyandırdı ve ite kaka elimize kelepçe taktı. Su istediğimizde ki gözaltına alındığımızdan beri ne doğru dürüst bir şey yedik ne de içtik, söylene söylene temizliğinden emin olmadığımız bir pet şişeye doldurduğu suyu bırakıp gitti. Bizi arabayla Adliye’ye zütüren iki memur yine iyi kalpli insanlardı. Adliye’de savcının odasına geldik ve bizimle yoğun bir şekilde ilgilenen avukat Emel Hanım orada da başımızdaydı. Savcı dosyayı inceleyip bizi serbest bıraktı fakat konunun bir üst kademe tarafından da değerlendireleceği, oradan da ya dava açılacağı ya serbest bırakılacağımızı söyledi. Vedalaşıp eve döndüm.
Kanallar hala hiçbir şey göstermiyor. Yüzüm hala yanıyor, burnumdan nefes alamıyorum. Sağ bacağım yediğim tekmeden ötürü topal ve alnımda büyük bir morluk var. Koluma parmaklarını geçiren çevik kuvvet mensuplarından ötürü kollarım mosmor ve belim çok ağrıyor. Bu işkenceye ve yaşananlara sessiz kalmayın, sosyal medya sesimizi duyurmamızın tek yolu. Lütfen bunu paylaşın ve dağıtın herkesin yaşananları duyması için… Sessiz kalmayın! "
nur t.
-
inci sözlük diriliş 2024 2025
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 15 12 2024
-
hayat artıgı nick yorumlamaa
-
qutu denen arızalı
-
mematinin annesine ev ziyareti yapicz
-
engeli memati part 5
-
560 bini olan adan şöyle bir araba al
-
yarın çiş var
-
ankaralı turgut hayatını kaybetti
-
sadece besleyip buyutmekle ana baba olunmuyo
-
habiscan bulge kendinlemi konuşuyorsun
-
adamın biri cinle anlaşma yapmış cin ona
-
mematinin annesi oldunuzu dusunun
-
qutu bir çeşit kerhane beçidir
-
annesi güzel olanlar liste part 1
-
gay pataklayan seni bu pozisyona getirip
-
inci sözlük olarak malike bir gözükseniz
-
kayra olarak yeni projeler için
-
qutu hornetci çıktı
-
şu ifşanin videosunu atsaniza bana da
-
41 onlaaaaayyynn olley beee
-
ferre altincisinin sorumlusu hangi arkadas
-
melih07 ile mazo baba kavga etse
-
çaycı hüseyinle hiko baba kafes dövüşünde
-
mematinin annesi böyle olduğu için
-
taşaklar neden paslanmış metal gibi kokar
- / 1