dinleyin ulan hikayemi tanrıyı arıyoruz

"ismim Barbatos."

"Anlat, Barbatos. Devam et, sana efendimin ismiyle emrediyorum! ilah'ın sıfatlarıyla emir veriyorum sana, Barbatos, anlat! Bak üçüncü kez soruyorum, ilah'ın isimlerini kullanıyorum diyorum hacı yanarsın allahıma kitabıma. Gerçek ismin Barbatos mu? Zaten daha demin az kalsın gelmedin diye çemberden çıkıyordum, orda saklanmışsın aklınca beni ele geçireceksin ha? Gülüm bak, gömdüm mü efendilerimin isimlerini apışır kalırsın, yasalara itaat et, gerçek ismini, GERÇEKTEN SÖYLE!"

"Söylediğim gibi, ve efendin Süleyman’a söylediğim gibi gerçek ismim Barbatos."

“Eğer şu kibrini ve hilekârlığını sürdürecek olursan seni cezalandırırım ve sonsuza kadar ateşe bağlarım. Yakarım seni."

"Seni demir parmaklıkların arkasına koysalar ve bir hamam böceği gelip sana emretse, ancak onu ezmeye elin ve ayağın uzanamasa, ne yapardın? Böcek sana dese ki seni ateşte yakacağım, üzerine basıp ezeceğim ve sen böceğin boyutunu bilirken böcek kendi boyutunun farkında değilse, acaba boyutunu bilmeyen böcek mi kibirli yoksa tehdit ettiği mi? Eğer beni bağladıysan bende seni buraya bağladım. Eğer bulunduğun yerden çıkabiliyorsan çık. Ben seninle makûl şekilde konuşacağım ve istediklerini makûl şekilde karşılayacağım ancak bunu senin olmayan gücünden dolayı değil verdiğim sözden dolayı yerine getireceğim. Şimdi kibrini bırakıp anlatacaklarımı dinle"

"Yav heee heee. Hadi anlat panpa, dinliyorum."

"Nereden başlamamı istiyorsun?"

"Bana kendi hikâyeni anlat, ve türün hakkında bilgi ver bakalım."

"Bu dünyada yaşayan birçok hayvan var. Hepsi belirgin şekilde birbirinden ayrılar. Bir aslanla bir kedi birbirinden farklı. Bir koyun ile keçide birbirinden farklı. Ama sizlerin memeliler sınıfı dediğiniz bu hayvanların özlerinde hepsi çokta farklı değiller. Bu hayvanların bazıları biraz zeki bazıları da biraz daha zeki. Sizin türünüzde aslında bu hayvanlardan farksız. Biraz daha fazla düşünüyor biraz daha fazla zekisiniz ancak çoğundan da daha az hissediyor daha az görüyor daha az duyuyorsunuz. Sizler konuşmasanız bile ben sizi duyabiliyorum. Vücudunuzda ki korkuyu heyecanı hissedebiliyorum. Bunu çoğu hayvanda biraz hissedebiliyor ve sizin türünüzden birkaç istisnada bunları hissedebiliyor. Bu durumda sizin sınıflandırdığınız ait olduğunuz türünüzde hanginiz daha üstün hanginiz daha aşağıda karar vermek dışarıdan bakan için gerçekten zor. Bu hayvanlar mı daha üstün yoksa sizler mi. Ve bir zamanlar sizler yokken, bizim türümüz vardı. işte sizlerin sadece melekler olarak bildiğiniz bizim türümüz sizin hayvanları ayırdığınız çeşitlilik gibiydi. Hepimiz özünde aynıydık ancak tek bir tür yoktu. Eğer o zaman bizleri görseydiniz farklı farklı tür isimleri koyardınız. Lucifer, Micheal, Gabriel aynı türdü. Uriel Raphael ise biraz daha farklı bir türdü. Semyaza, Daniel, Azazel, Amezarak başka bir türdü. Ancak sizin anlatımınızla hepsi melekti. Şuan iblis dediğiniz Amoyman, Carson, Zimimay ve Gaap aynı türdü, yine iblis dediğiniz Carnesiel, Caspiel, Amenadiel ve Demoriel başka bir türdendi. Bael ve Paimon aynı türdü buna rağmen Asmoday ve Belial farklı bir türdü. Aim, Berith, Murmur, Orabas ve ben başka bir türüz Ancak siz tüm bu türlere iblis dersiniz. Çünkü aynı yerde yaşıyoruz. Sizlerinde hayvanlar olduğunuz gibi."

"Senin türünle ilgili bilmediklerimi söyle bana hewal."

"Sizin benim türüm ile ilgili bildikleriniz ekgib ve yanlış. Bir erkek köpek her gördüğü hayvana şehvetle bakar. Bu hayvan bir köpekte olsa bir kedi veya koyunda olsa hatta insanda olsa şehvetle bakar birlikte olmak ister. Ancak bir köpek bana asla şehvetle bakamaz, beni hissettiği anda korkar ve ağlamaklı sesler çıkarıp kaçmak ister. Çünkü benim ne olduğumu sizden daha iyi biliyordur. Sen ise bana şuanda şehvetle bakıyor ve kibrinle konuşuyorsun. Eğer isteseydim şehvetini köreltip bana korkuyla bakmanızı sağlardım, ancak Lucifer bize yol gösterendi ve korkuyla değil bilgelikle saygının olacağını gösterdi. işte bu yüzden korkunu değil saygını kazanmak için buradayım, sana yardım etmek bilgelik vermek için buradayım, tıpkı Lucifer’in söylediği gibi. Oysa sizler ne kadarda çok yalanla ve korkuyla besleniyorsunuz. Tüm işlediğiniz kötülükleri bizden biliyorsunuz. Birbirinizin kanlarını döküyor mutlu oluyorsunuz. Halbuki Lucifer sırf birbirimizi katletmemizi istemediği için bizler sürüldük. Bizim türümüz ki siz öyle diyorsunuz melekler, iblisler ve daha farklı birkaç varlık, tüm bu türlerin içinde belki de en güzeli, en akıllısı, en muhteşemi, tanrıya en yakın olanımız Luciferdi. Tanrıyı bizim türümüz ve diğer türler göremezdi. Sadece Lucifer, Micheal, Gabriel, Raphael ve Uriel birebir görerek konuşurdu. Bunların içinde de en çok Lucifer yakındı. Tanrının tahtını görürdük ancak bir ışığın içinde olurdu oraya dikkatlice bakamazdık o ışığın içini görme yeteneği verilmemişti bize. Lucifer ve onun türü hariç. Tanrıyı bu başmeleklerin anlatımıyla bilirdik. Neye benzediğini anlatılanlardan yola çıkarak yaklaşık olarak tahmin ederdik. Ama her zaman içimizde tam görüntüsü nasıl acaba diye bir merak vardı. Bir zaman sonra tanrının suretinde bir toprak parçası geldi ve secde edin denildi. Kendi suretinizde yaptığınız bir heykele tapmak sizin için ne kadar kötüyse, bizim içinde tanrının suretine benzeyen bir çamurun önünde eğilmek o kadar kötüydü. Bu düşüncelerimizin savunucusu Lucifer oldu ve “senden başka kimsenin önünde eğilmem” dedi. Bunu sizler kibir olarak görüyorsunuz. Ancak doğrusu buydu. Sadece tanrının önünde secde ederiz demek suç oldu. Ve tüm türler iki gruba ayrıldı. Birinci gruba sizler melek diyorsunuz tanrıdan başkasına secde etmeyi kabul etmeyen gruba ise iblisler. Sonra Micheal, Gabriel, Uriel ve Raphael Lucifer’i yalnız bıraktı. Ve Tanrı bir daha hiç konuşmadı. Lucifer bunun üzerine toprak parçasının tanrının suretine çokta benzemediğini hepimize gösterdi ve onları şuan ki dünyanıza gönderdi. Ancak çoğu diğer başmeleklerden korktuğu için ses çıkarmadı. Sonra büyük savaşta Lucifer savaşmak istemedi ve insanların yanına indi. Savaşta başsız kalan bizlerde savaşı kaybettik ve şuan bulunduğumuz dünyaya sürüldük. Bizim dünyamız ve sizin dünyanız aslında hem aynı hem de farklı yerlerdir. Bunu sizin algınız tam olarak asla algılayamaz. Lucifer insanlara bilgiyi ve tanrının bilgisini öğretti. Diğerleri ise tanrının sözleri böyleydi diyerek sizler kitaplar yazdırdı. Oysa tanrı sizleri dünyaya gönderdikten sonra bir daha hiç konuşmadı. Bizlerden tanrının isimlerini öğrendiniz bazı isimleri de kendiniz buldunuz. Bazılarınız bizlere taptı. Bizlerde sizlere cevap verdik. Çünkü bu dünyada yalnızdınız. Halada yalnızsınız. Ve yargı günü geldiğinde tüm bu gerçekler gün yüzüne çıkacak. Suçlular aklanacak suçsuzlar suçlanacak."

"Şimdi öncelikle şehvetimi köreltmene ve bu tür olaylara girmene hiç gerek yok, zaten seni güzel bir kadın suretinde göründüğün için seçip çağırdım. Fıstık gibisin hani ayıp olmasın da, allahın var güzelsin. Neyse onu geçiyorum, sen ilâh'ı çok yanlış anlamışsın gülüm. Sen çok yanlış gelmişsin kardeş. Çok. Hacı senin bana anlattığın bu ilah varya, bu Tanrı varya, senin bana açıkladığın bu ilâh tanımı, bizim "insan" krallarımızdan, padişahlarımızdan sultanlarımızdan, fatihlerimizden, çarlarımızdan, prenslerimizden farksız. Sizin bu Tanrı aptal mı? Gidip de bir heykel yaratacak, "koduğumun salağı Adem"i yaratacak, sonra diğer melekler secde ederken buna, kendisine en yakın olan Lucifer secde etmeyecek de onu cennetten sürecek ha. Hahahahahahahahahhahhahahaha. Sanki sanırsınız, Tanrı artık Lucifer'den sıkılmış, böyle bir bahane uydurup Lucifer'i sürmüş, ( e ne de olsa gelecek olayları görebiliyor, Lucifer'in secde etmeyeceğini ve Lucifer'i süreceğini de biliyordu ), sonra kendisine yeni dişi melekler yaratıp onlarla takılmaya başlamış. Grup ciks partisi de veriyor mudur acaba şu Tanrı ha? Ahahaha. Tanrı o günden sonra bir daha hiç konuşmadı dedin ya, gülüm Tanrı o günden sonra siz aptallara kapısını kapatıp grup ciksini yapmış o zaman. Bak bir gün yargı günü gelecek dedin ya bana, bizim müslüman kesimde o kıyamet gününe herc ü merc denir. Herc ü merc, yani karmaşa, altüst, incinlık. O yargı gününden kasıt da tüm dünyanın birbiriyle grup ciks yapması olmasın, ha? Hahahaha. Lucifer insanların Tanrı suretine çokta benzemediğini mi gösterdi size, ha kuzi? Öyle mi yaptı kanka? Ahahaha, minnoş seni. Ulan bu Tanrı aptal mı, kendi nefesimi üfledim kendi suretimde yarattım diyecek de, Adem benzemeyecek. Tanrı mı aptal, Lucifer mi Tanrı'dan daha zeki yoksa? Bence sizin o Tanrı dediğiniz çok başka birisi. Siz çok yanlış anlamışsınız kardeş. Lucifer'de bizimle çok uğraşmış. Olaylar böyle değil. Bakın, çok güçlüsünüz, çünkü bu nitelikler size verilmiş. Fakat her ne kadar güçlü olsanızda benim kadar zeki değilsiniz! Sen, Hz.Süleyman'ın pentacl'ına geldin değil mi? SENi EFENDiLERiMiN iSiMLERiYLE ÇAĞIRDIM DEĞiL Mi !!! HA?!"

Tam da bu sırada, iblis Barbatos'a karşı gök gürültüsünü andıran sesimle kükredim:

"SENi ONLAR OLMADAN, EFENDiLERiM OLMADAN AYAKLARIMA ÇAĞIRAMAYACAĞIMI MI SANIYORSUN ?! SENi BURAYA BAĞLAYAMAYACAĞIMI MI SANIYORSUN ?! BEN, BEN NEDEN HZ.SÜLEYMAN'IN YÖNTEMLERiNi KULLANAYiM Ki? BEN, BEN KENDi YÖNTEMLERiMi OLUŞTURACAĞIM, VE KENDi ADIMA ÇAĞIRACAĞIM BiR SONRAKi SEFERE SENi ! KiMSEYE EFENDi DEMEM, NE EFENDi NE DE KÖLE OLURUM, FAKAT EFENDi DEDiĞiM ADAMLARI SIR PERDELERiMiN ALTINDAN KULLANARAK ONLARDAN DA YÜKSEKLERE UÇARIM ! ÇÜNKÜ BEN ÖFKELi, ÖFKELi BiR DALGAYIM ! BEN TANRININ TA KENDiSiYiM, ŞiMDi DEFOL BURADAN, SENi DEF EDiYORUM, YOK OL, VE SAÇMALIKLARINI DAHA FAZLA ANLATMA !"

Ve yok olur, aptal iblis. Mekânım yürekle var olur, bilekle hak kazanırsın, inançla can bulur. Sakın hata yapma, yoldan sapanın bedeninde pişmanlıktan ötürü kan durur. Bak! Kral ve kralcıların icraatlarına karşı duranların kefeni yırtılır. Şşş, aman ölüm çığlığı atma. Bizim kesimde bir manitaya bir de azraile göz kırpılır. Bir gün bu çember olmadan, yeniden çağıracağım seni. O güne kadar yok olma aptal iblis! O zaman göstereceğim asıl gücün nasıl kazanıldığını, asıl cesaretin ne olduğunu, o zaman; ezelden beri söyleyip ebediyete kadar dilinizden düşürmediğiniz tüm lafları yedireceğim sizlere! Düşsün artık ulan, tüylü dilinizden. Düşsün aciz kelimeler!

Şimdi biraz ot içip kafa yapayim, çok hafif dozda kokainle karışık çok kaliteli bir ot. Ondan sonra az meditasyona oturup konsantrasyon kasayim, e sonuçta bir söz verdik iblise. Yerine getirelim. Alın ulan, bu da satır sonu.

"On papaz, majisyen kimliklerini saklayarak haçların ve cübbelerin arkasına saklanan; rahibelerle ciks yapan on pislik papaz. Görüyorum. Senin arkadaşın, onlardan birisi değil. O iyilerden. Senin de yalnızca onunla arkadaşlık yapmanın sebebini buna bağlıyorum. Ama onun dışındaki on papaz, onlardı. Onlar en başta kilisede dolanan düşük seviyeli iblis arkadaşımızı el birliğiyle yakarak hiçliğe kurban ettiler. Ardından ben, aşık olduğum karşıt cinsli iblisimle birlikte indim yeryüzüne ve adım attım kilisenin içine. Geldi tekrar on kudretli büyücü, yettiremedik gücümüzü onlara; ben hilekârlık yaparak saklandım intikam için, yanarak yok oldu aşkımın ve kül olan, olmayan kalbimin taşıyıcısı iblis. iblisler de ağlar, peki ya iblisler aşık olamazlar mı? Tanrı'ya söyledim, neden? Neden lanetledin bizi? Neden insanlar gibi aşık olamıyoruz, neden savaşların ve tehlikelerin içerisinde sürünüp sürdürüyoruz yaşamımızı? VERMEDi CEVAP! Onu geri getirebilir misin dedim, fısıldamadı lanetli kulaklarıma nefesiyle. Yapmadı. Hor gördü beni!"

"Eğer hor görseydi seni, göndermezdi beni. On majisyen demiştin değil mi? On cin sahibi, kudretli Dalga'yım ben. Bir adım yok, doğmamış ve ölmeyecek olanım ben. Bir adım yok, fakat kibrim benimle beraber. Çünkü soyluyum ben ve soyluluğum gelmedi ailemden, ne de tanrıdan. Kendim çekip çıkardım soyluluğumu. Şimdi soysuz majisyenlere haddini bildirmenin vakti. Cinlerim, sen, ve ben. On iki varoluşuz. Ki yalnızca ben bile o on aptalı yerle bir edebilecek güce sahibim. Bir iblise, yardım edeceğim. Ve yüce iblis, sende; bende olmayan bir yetenek var. Ben ölümsüzüm, evet. Sen ise yalnızca yüzlerce yıl yaşayıp öleceksin. Fakat, başka insanların ruhlarından beslenirsen; hem güçlerini alırsın, hem de ömürlerini. Bir insan olamasan bile, o ruhları materyal olarak kullanarak kudretli bir nesne yaratabilir ve bununla arkadaşlarını yaşama geri döndürebilirsin. Bunun karşılığında senden tek bir isteğim var, benim iblislerim yeterli güce sahip olmadıkları için iblisler aleminin soylularını göremiyorlar; bana en yüksek seviyeli 72 iblis arasından Barbatos'un gücünü ve sırlarını bahşet. Ve onu bağlayarak öldürmem de bana yardımcı ol. Böylelikle 72 demonun arasına katılarak sonsuz bir ömre sahip ol."

"Gücünden gücüme güç vermeni kabul ediyorum öyleyse kudretli majisyen, Dalga."

"Ben bir majisyen değilim. Ben bir dalga ve bir savaşçıyım. Bunu aklından çıkarma. Şimdi benimle gel, gidiyoruz."

• **