dinleyin beyler hikaye anlatıyorum

bu düşünce muhasebeleri arasında boğuşurken uyuyakalmışım.o gün pazartesiydi. mezun gruplara dersane sadece salıdan cumaya olurdu. işede akşam başladığım için boştaydım. öğlen saat 2 ye kadar uyudum. uyandığımda telefonumda iki mesaj vardı. ikiside merveden. 1. Kalktınmı 2. Kalkınca ara.
Aradım hemen.
-kalktım dedim.
-tamam geliyorum dedi.
geldi. oturduk bişeyler hazırladı beraber yedik. sonra havadan sudan ottan taktan konuşmaya başladık ama asıl istediği konuya geçmeden önceki ön hazırlık bu her halinden belli. soru soruyor cevabını bile beklemeden başka soru soruyor. sonunda sadede geldi.
-Dün akşam ne yaptınız siz? Sabah konuşamadık. dedi.
Ben uzatıp kafaya takmazda kapanır gider inşallah derken. takmış bile. kıza yalan söylemeyeceğime dair söz vermiştim hemde erkek sözü ama ondan sonra bi sürü yalan daha söylemiştim ve yine söyleyecektim..onu kaybetmemek için mecburdum. ona yalan söylemek beni o kadar rahatsız ediyorduki. anlatamam.cevap verdim.
-sabah anlattığım gibi barış aradı işte discoya gittik biraz içtik. sonra eve gidip yattım. malum sonra sadullah arayıncada tekrar döndüm. dedim.
-sadece içki içip oturdunuzmu? Dedi
-dansda ettik dedim.
Kiminle? Dedi.
Kiminle olacak barışla dedim.(yanlış anlamayın disco orası slov müzik çalıpta kucak kucağa dans ediyorduk manasında değil. karşılıklı zütü başı salladık manasında.)
-başka kimse yokmuydu yanınızda dedi.
Aha dedim kesin kızları duydu. değilse neden bu kadar üstelesinki.ama ben inkar etmeye karar vermiştim bile. hiç bilmiyormuş gibi davrandım.bi taraftanda kim söylemiştirki lan acaba bin kuzenden başka bizi görenmi vardı. eğer başkası söylediyse bide o bin söyleyince tuz biber olur. diye düşünüp ulan işallah bin kuzen söylemiştir diye dua ediyordum.ama huur çocuğunu kız kovmuş bi daha geri dönüp konuşmaya çalışıyorsa bu adam hem yüzsüz hem puşt hemde korkusuz olmalıydı.o kadar uyarıdan sonra hala akıllanmamışsa iyi bi dersi hak ediyordur dedim. rikis budur deyip
-hayır yoktu. sadece ikimizdik. merve sen neyi öğrenmeye çalışıyorsun söylede ona göre konuşalım. noldu biri bişeymi söyledi? dedim.
Önce k emküm etti biraz.
-sabah mesaim bittiği saatte o geldi yine(bin kuzenden bahsediyor.)bişeyler saçmaladıda boşver inanmadım zaten dedi.
inanmadım diyordu ama o kadar sorgulamasından içine kurt düştüğü belliydi.
-ne saçmaladı o şerefsiz dedim. aşşa yukarı biliyordum ama.

-Senin ne işin var burada bu saatte dedi. uygun bi cevap aradım kafamda.ya kaşımı gösterip sadullah kavga etmiş onun için geldim deyip yalan söyleyeceğim. yada kısmen gerçeği anlatıp doğruyu söylemiş olacaktım.o 10 saniyelik cereyanda ikinci fikir daha mantıklı geldi çünkü kuzen bini görmüştü beni. eninde sonunda söylerdi merveye. kaşıda görecekti mutlaka.
-ya barış aradı uzun uzun zamandır görüşmüyoruz biliyorsun.bi ara görüşelim dedi. bende
-kanki bu gece izinliyim görüşelim dedim.
-illaki ısrarla discoya gidelim dedi. gittik oturduk oturduk çıktık. gidip eve yatmıştımki sadullah aradı kavga etmiş onun yanına geldim. ufak bi sürtüşme oldu sadullahı eve bırakıp yanına geldim işte dedim.
Hemen çenemi tutup yüzüme baktı. kaşı gördü tabi balon gibi.
-hıhı baya ufakmış dedi.
-neyse ben gideyim sen gir içeri iştende atmasınlar dedim.
-tamam ama tekrar konuşalım bu konuyu habersiz discolara gitme falan dedi imalı imalı.
-tamam konuşuruz dedim.
Gittim eve yattım ne yaptım lan ben bu gece diye kendi kendime sövüyorum. gecenin muhasebesini yaptım yatakta.
Merveden habersiz discoya gitmiştim. discoda kızlarla sarmaş dolaş dans etmiştim. hatta onu düşünce olarak aldatmıştım (giberim mervesini o hiç veriyormu verseydi iş buralara hiç gelmezdi zaten dedim.)üstüne barışa yumruk atmıştım hak etmişti ama yinede pişman oldum. sarhoştu çünkü. bunlar yetmezmiş gibi merveye yine yalan söylemiştim söz vermeme rağmen.
• **
Üst üste hatalar yapmıştım.ama beni asıl rahatsız eden yaptığım bu hatalar değil mervenin bunları öğrenebilme ihtimaliydi.bu konuda strese girmeme sebep teşkil eden olayda bin kuzenin beni discoda kızlarla görmüş olması ve bunu merveye er yada geç söyleyecek olması.ilk denemesini daha o geceden yapmıştı bile. fırsat yakalamış bin kaçırırmı. yine yalan söyleyip inkar edecektim başka çarem yoktu. zaten o bine inanmaz bana güvenir diye düşünüyordum.ama daha önce ona yalanlar söylediğim için şüpheye düşebilir o zamanda barışa sor der öyle kurtulurdum.ama barışı arayıp böyle böyle söyle diye tembihleyemezdim. kavga etmiştik. suçlu olanda oydu. satışın kralını yapmıştı. ama bunu yutup arayıp ve söylemesi gerekenleri tembihlemeye karar verdim. huur çocukluğu yapıp her şeyi olduğu gibi anlatacak birisi değildi ama onun söyledikleriyle benim söylediklerim arasındaki tutarsızlıklar merveyi şüpheye düşürürdü. yani gibe gibe arayacaktım. değilse o satıştan sonra gibse aramazdım ama merve söz konusuydu. gurur yapıp aramasam merveyi kaybetme riskim vardı. çok seviyordum. gururumu hiçe sayacak kadar.onu kaybetmeyi göze alamazdım. sarhoşluğun verdiği bulanık kafayla ve barışın muallakliğiyle çok büyük tehlike almıştım. şimdi bunu temizlemek için çabalamam gerekiyordu.bu durumdada gurur yapmam bi kızın sevişmek istiyorum ama bakire kalmak istiyorum demesi kadar saçma bişey olurdu.