1. 31.
    0
    Up up upppp
    ···
  2. 30.
    0
    @30 bi sen mi varsın panpa
    ···
  3. 29.
    0
    devam et pamp
    ···
  4. 28.
    0
    Yok mu dinleyen amk hepiniz mi uyudunuz, devam edeceğim ona göre

    edit1: madem kimse yok bırakıyorum. reserved dinleyecekse devam ederim panpalar ben buralardayım
    ···
  5. 27.
    0
    uyudunuz mu panpalar ne durumdasınız?
    ···
  6. 26.
    0
    velhasıl hala şoktayım. boynumda 5. ve 6. omurda iki tane kırık var. sağ el baş parmağım eğer deri tutmasaymış kopup gidecekmiş. sonra sağda solda parmak arayacaklar. iki bacağıma da femur şaft kırığı diye adlandırılan yani kasıktan dize kadar diye tabir ettiğimiz bölgede kırıklar var. inanmayan açıp bakabilir bu kemikler vücuttaki en sağlam ve kırılması en zor kemiklermiş ki ben bunların ikisini birden kırdım. tam tdıbına 9 gün kaldım hastanede. mübalağa etmiyorum her gün en az 100 kişi dolanıyordu hastanede kantinde ya da odaya girip çıkıyorlardı sırayla falan. kimi doktorlara göre hemen ameliyata alınmam gerekirken kimilerine göre de beklenmeli iç kanama tehlikesinin geçmesi gerekiyordu. omurdaki kırıklarım çok değil yarım santimetre kadar daha solda olsa ben şuan felç yatıyordum. bacaklarım da kangrenden son anda döndü. 17 şubat günü kaza yaptık ve 21 şubat sabahı saat 9da benim ameliyat için hazırlanmam gerektiğini söylediler. taktan bi bez parçası giydirdiler. şöyle özetleyeyim bu dokuz günü; su ve çorbadan başka besin kaynağım yok. 9 günde 3 tabak çorba içmemişimdir. yediğim serum ve iğnenin, takılan kan takviyelerinin haddi hesabı yok. büyük tuvaletimi yapamadım. boynumu sağa sola çeviremiyordum. babam başımdaki yastığı düzeltmek üzere yastığa dokununca ben bacaklarımın ağrısından nasıl bağırıyordum anlatamam. velhasıl saat 9da hazırlığına başladığımız ameliyatın masasına yatırıldığımda saat 9.20 idi. ölüm soğuğu vardı bildiğin ameliyathaneye girdiğimde, geçtiğim koridorlarda. bir daha açamam korkusuyla gözlerimi kırpmamaya çalıştığımı hatırlıyorum.
    ···
  7. 25.
    0
    öndeki arabadakilere göre araba 6 civarı takla atıyor ve tekerlekler yukarda duruyor. ve yine onlara göre ben arabadan yaklaşık on metre sola savrulurken o da aynı şekilde sağa savruluyor. benim bilincim açık fakat o kızcağızınki değil. o anı az önce yaşamış gibi hatırlıyorum. kapkaranlık hatırlıyorum ama hatırlıyorum. kemerimi düğmemi aç diye bağırıyormuşum açık olmasına rağmen. bacaklarımı hissetmiyorum diye bağırıyormuşum. onu soruyormuşum hep o nasıl diye. köy yolunda olmamıza rağmen şükür ki ambulans 15 dk içinde gelmiş olay yerine. beni sedyeye yatıracakları zaman bağırmışım bacağım acıyor diye. o zaman bizimkiler rahatlamış allahtan hissediyor bu bacakları diye. eskişehir osmangazi üniversitesi tıp fakültesine kaldırıyorlar ikimizi de. onu benden daha önce alıyorlar durumu daha ağır diye. darbeyi beynine alıyor. acil servise kaldırıyorlar ki gözümü açtığımda onlarca insan gördüm. popüler bi oğlandım ve aile falan derken hastane çok fena. ambulans gelene kadar sadece dizlerimden 1.5 ünite kan kaybediyorum. iç kanaması tehikesi olduğundan su içirmiyorlar. acil servis için hatırladığım bir kaç şey var. çöl susuzluğunu yaşıyorum ağzımda, dudaklarımda. doktora yalvarıyorum. doktor nolur şu ağzıma bi tükür de ıslansın yeter ki. en nihayetinde serçe parmağım kadar pamuğu suya batırıp sonra da dudaklarıma sıkmıştı sakın içme diye. nasıl minnettarım anlatamam. sonda (bkz: çüke hortum sokuluyor işediğini anlamadan sidik bi torbaya doluyor) takacaklarını söylüyorlar. onun acısını hissetmeyeyim diye birileri elimdeki yaralara dokunuyor birileri bacaklarımla oynuyor. o gecenin sonuna doğru acil servisten normal odaya çıkartılıyorum. üzerimde tanınan o lanet teşhislerden şimdi bahsedeceğim.
    ···
  8. 24.
    0
    saat akşamüstü 5 civarı biz evi toparladık yola çıktık. virajlı köy yolları, mıcırlı da biraz. sanki akşam gitmeyecekmişim gibi açmışız radyoyu. neşeli şarkılara bağıra bağıra eşlik ediyoruz. Filmlerde olur ya benim elim viteste onun eli de benim elimde. Gözlerimiz her zamankinden daha fazla aşkla bakıyor. 2 dakika önce birlikte şarkı söylerken araba içinde son hatırladığım adını haykırıp, ellerimle yüzümü korumaya çalıştığım.

    arkadaşlarım o sırada önde gidiyor. arabayı süren arkadaşımın anlattığına göre benim arabayı tıpkı şöyle fark ediyor: aynada göremedim seni. bi baktım her tarafı toz bulutu kaplamış. bi afalladım bi baktım o toz bulutlarının içinden takla ata ata geliyor araba.

    evet panpalar kaza yapmıştık. öyle yüksek hızdan falan değil bayır çıkıyormuşuz. o yolu yürüyerek, otostopla, bigibletle, otobüsle arabayla her şekilde gittim. nerde ne taş var ezbere bilirim ama şuan kaza yaptığım yeri hatırlamıyorum.
    ···
  9. 23.
    0
    rezeveeee
    ···
  10. 22.
    0
    kaç kişi dinliyor amk boşa anlatmayayım hikaye bitince yorum falan bekleyeceğim ona göre
    ···
  11. 21.
    0
    reserved
    ···
  12. 20.
    0
    nasıl gidiyor panpalar. kafam çok bozuk. dinleyen varsa devam edeyim
    ···
  13. 19.
    0
    eskişehire 30 km mesafede bi köyde bizim bağ evimiz var. ailem gider gelir ama ben arada arkadaşlarla mangala rakıya giderim. plan şöyleydi ki ben sabah sevgilimi alacaktım. ardından doğum günü çocuğunun sevgilisini alacaktım. sonra gidip evinde doğum günü çocuğunu uyandırıp bi kahvaltı edip bahsi geçen bağ evine gidecektik. 17 şubat pazartesi sabahı oldu. tam da plandaki gibi oldu. çok hoş bi kahvaltıdan sonra yola koyulacaktık.

    ---

    evdekilerin gelme demesini aklınızda tutun. plana göre tek araba gidecektik bağ evine sabah verilen ani bi karar değişikliği ile iki araba peşpeşe gittik. bunu da aklınızda tutun. garajdan otomatik kapının anahtarını bulamadığımız için yarım saat rötarlı gittik onu da alınızda tutun. hani belki hepsi bi işaretti diye.

    ---

    sevgilim benim yanımda. onlar da benim arkadaşın arabasında. züt züte gidiyoruz. gittik on numara mangalımızı yaktık. köfte söğüş salata falan takıldık. baraj vardır yakınlarında bilen varsa eskişehiri özet geçerim. baraja gittik görmeye gezmeye. sevgilim pek sevmezdi fotoğraf çektirmeyi orda bir sürü fotoğraf çektik. konum olarak barajın tepesinde kalıyorduk. taş atıp yetiştirmeye çalışıyorduk suya. yetiştiremeyenle de alay ediyorduk kahkahalar boyu. orda öyle eğlendikten sonra artık şehre dönmenin vakti gelmişti ama canımız hiç gitmek istemiyordu. sadece doğum günü için gelmiştim yani bir geceliğine. oradan döndükten bir kaç saat sonra biletim vardı tekrar denizliye dönecektim. eve gidip toparlandık ve artık yola çıkıyorduk.
    ···
  14. 18.
    0
    @17 dötüncü nesildim onu beğenir misin bilmem ama yine de sen bilirsin panpa. kafa aynı kafa hesap yeni sadece
    ···
  15. 17.
    0
    kaçamak bitti ben denizliye geri döndüm. aklımda bir tek o vardı. tekrar görüşmek için deli gibi bekliyordum tatili. her gün arayıp sesini duyuyordum. normalde karışmazdım gittiği yere arkadaşlarına falan ama uzakta olunca bildiğin benden izin alıyordu şuraya gidebilir miyim diye. bu acayip hoşuma gidiyordu. yaktık ilk dönemi sömestr oldu ben yine geldim eskişehire. ehliyetimi de yeni çıkarttırmıştım. hazırlığı bilen bilir tatil süresi uzun olur. tam 40 gün tatilim vardı ve en az 38 günü arabayla vur patlasın çal oynasındık. hiç unutmam 'çok yakışıyorsun şoför koltuğuna' derdi. bir de 'seninle arabaya binince karı koca gibi hissediyorum. senden çocuk yapacağım günleri de görecek miyiz acaba' derdi. sömestr bitti ve ben tekrar denizliye döndüm. bir hafta geçti aradan. 14 şubat geldi çattı. ben evine çiçek yollattım nasıl mutlu oldu. 16 şubat arkadaşımın doğum günüydü. bir şekilde eskişehire gelmem gerekiyordu. ailem istemedi 'onca yol parası vereceğine o paraya hediye al çocuğa' falan dedi geçiştirdiler. giberler kardeşim dediğim adamın doğum günüydü. onun sevgilisiyle gizli gizli plan yaptık şöyle kutlarız böyle kutlarız diye. geleceğimden ne doğum günü çocuğunun ne de sevgilimin haberi vardı. Hikaye ufaktan başlıyor beyler.
    ···
  16. 16.
    0
    bu nesille dinlemem
    ···
  17. 15.
    0
    panpa rezerve edildi anlat dinlioz
    ···
  18. 14.
    0
    @13 ben anlatayım panpa da okuyan okusun
    ···
  19. 13.
    0
    neyse ygs lys sonuç tercih derken bana denizli geldi, denizli pamukkale üniversitesi. hazırlıktaydım ev tutmuştum on numara takılıyordum. bi de kısmi zamanlı öğrenci dediklerindendim. param var takılmasını bilen kıza zamanda da bulunduğum ortamların aranan ismi olmuştum. sınıftan pınar diye bi kızla yakınlaşmıştık. manita ayağına takılıyorduk ama ben mutlu olamıyordum. varsa yoksa eski sevgilimdi. bir hafta falan devamsızlık çakıp eskişehire kaçmıştım. otobüsteyken de pınarla bir daha görüşmeyeceğimi söylemiştim pınara. eskişehire geldim ve eski sevgilimle buluşma ayarlamaya baya dil döktüm. neyse ikna da ettim. her zaman gittiğimiz parka her zaman gittiğimiz kafeye gitmiştik. soğuktu ve kafeden çıktığımızda yine el eleydik. barışmışlık yoktu sanki ya da bahsi geçmemişti ama el eleydik. o beni ben onu seviyordum başka ne olabilirdi ki
    ···
  20. 12.
    0
    <<<<< okunmuyor
    ···