/i/İnanç

İnanç
  1. 8.
    0
    Müslümanım rez
    ···
  2. 7.
    +2
    Yararlı suku
    ···
  3. 6.
    +5 -11
    çok güzel bir çalışma dostum. Müslimonlar kuduruyor şimdi
    ···
  4. 5.
    +2
    Rezerved
    ···
  5. 4.
    +26 -9
    Kardeşim, kusura bakma ama entelektüel birikim sergileyeyim derken kendini küçük düşürmüşsün.

    "Namaz" sözcüğünün kökenleri hakkında yazdığın şeyler kısmen doğru. Ama Araplar namaza zaten namaz demez. Kuranda namaz sözcüğü geçiyor mu? Geçmiyor. Namaz, o ibadete biz Türklerin taktığı ad.

    Hilale gelince... Osmanlı imparatorluğu sırasında icat edilmiş bir simgedir. Yani Türklere ait bir semboldür. Islamla sonradan, Osmanlının Islam aleminin büyük bölümünü kendi bayrağı altında birleştirmesinden sonra özdeşleşmiştir.

    Allah da, tanrılar tanrısı anldıbına gelmiyor. Sadece "Tanrı" demek. Ve evet, Islam öncesinde de Araplar Allah'a inanıyordu. Zaten Kuran da putperestleri Allah'a inanmamakla itham etmez, sadece şirk koşmakla suçlar.

    Putperestlik çok yanlış anlaşılan bir inanç sistemidir. Bugün putperest diye anılan çoğu (tarihi veya çağdaş) millet, aslında kainatı yaratan bir büyük güce inanır. Zira aklın yolu birdir.

    Ama Mekkeli putperestler, birine öfkelendikleri zaman Roma'dan ithal edilmiş ve Hubal niyetine tapılan bir Zeus heykelinin önüne gider; o heykele: "Bir düşmanım var, onu öldüreyim mi?" diye sorarlardı. Sonra heykelin önündeki sepetten bir ok çekerlerdi (Kuranda da anılan "fal okları") ve okun üstündeki yazıyı okurlardı. Okta, EVET yazıyorsa hemen gider kızdıkları adamın kafasını keserlerdi. Ve: "Bunu yapmamı Hubal emretti," derlerdi.

    Yani Islam evvelinde Arap kabileleri hem Allah'a, hem de bir takım başka ilahlara tapıyorlardı. Hubal ve Allah aynı şey değildir
    ···
    1. 1.
      +5 -3
      kardeşim sen nerenle okuyosun öyle
      ···
    2. 2.
      +3 -4
      Şunları eklemeyi unutmuşum.

      Hintlilerin ya da Islam öncesinde yaşamış Iranlıların namaz dediği şey, bizim namaz dediğimiz ibadet değil.

      Tengri'nin etimolojisi hakkında üfürülen şeylerin hepsi yalan. Kimse Tengri sözcüğünün kökenini bilmez. Yüksek ihtimalle Çince kökenli bir sözcük, ama bizim Milliyetçi kanat bu teoriden pek hoşlanmıyor.
      ···
      1. 1.
        0
        yüksek ihtimalle çince kökenli? nerden biliyorsun amk yüksek ihtimalliymiş
        not: müslümanım
        ···
      2. 2.
        0
        Kaynağının doğruluğunu kesin olarak kanıtlayamadığın şeylere nasıl yalan diyebiliyorsun?
        ···
      3. 3.
        0
        Birader birisi sana "bu sözcük Sümerce kökenli" diyorsa orada siper al. Sümerlilerin Türk olduğuna veya dillerinin Türkçeyle akraba olduğuna dair hiçbir kanıt yok. Tarihteki en eski medeniyeti "Türk" ilan etmek için bir takım yarı-okumuş yarı-cahil Milliyetçilerin kendilerine göre uydurduğu bir etimoloji var sadece.
        ···
      4. diğerleri 1
    3. 3.
      +3 -3
      sizin namaz dediğiniz şeyi kendiniz bile bilmiyorsunuz 483438315 tane mezhep türedi her biri farklı şekilde kılıyor sen hangi namazdan bahsediyorsun.

      bize iranlılardan geçtiğini zaten söylüyorum yazıda

      Kimsenin Tengri sözcüğünün kökenini bilemediği nereden çıkarıyorsun. yok bir de yüksek ihtimal çin kökenliymiş filan, o kadar basit şeyler değil bunlar kafalarından uydurmuyor heralde kimse hangi kelime türkçe hangisi çince ve ya moğolca büyük çoğunluğu biliniyor günümüzde
      ···
    4. 4.
      +3
      yanlış,483438315 tane mezhep türemedi bizim mezhepimize göre 4 tane hak mezhep var
      1 - Hanefî mezhebi,

      2 - Mâlikî mezhebi,

      3 - Şâfiî mezhebi,

      4 - Hanbelî mezhebi.
      ki müslümanların büyük büyük çoğunluğunu hanefi mezhebine bağlıdır. Yinede hak mezhepler arasındaki farklar sünnetler hakkındadır yani farzlar üzerinde değil madem kendin bilmiyon bari milletin aklıyla oynama.
      ···
    5. 5.
      +1 -2
      sizin mezhebinize göre 4 tane, zilyon tane mezhep var islamda, mezhebi geçtim islam içerisinden ayrı dinler bile çıktı amk boş konuşma (bkz: https://tr.wikipedia.org/wiki/Bah%C3%A2%C3%AElik)
      ···
      1. 1.
        0
        islam içerisinde değil ayrı bir din bari önce oku sonra at.Yinede hadi en çok kabul gören mezhepleri yazalım.
        1. Cebriye,

        2. Mu'tezile,

        3. Mürcie,

        4. Haricîlik,

        5. Şîa,

        6. Vehhâbîlik.

        7 - Hanefî mezhebi,

        2 - Mâlikî mezhebi,

        8 - Şâfiî mezhebi,

        9 - Hanbelî mezhebi.
        Ki müslümanların yarısından fazlası hanefi mezhebine mensuptur. Kaç mezhep oldu 9.Dünyada 1.5 milyar müslüman var ve 9 başlıca mezhep.
        ···
    6. 6.
      0
      Sen ne saçnalamışsın allah kelimesi kibeleden gelir kibele sümerlilerden ithal edilmiş bir tanrıdır kadın olduğu için ay tanrıçasıdır o zamanlar tanrıçalar ayı tanrılar güneşi temsil ederdi hilal de buradan gelir hatta kibelenin vajinası hilal şeklindeydi daha sonra kibellah allah olarak modifikasyona uğramıştır hatırladıklarım bunlar allah tanrıların tanrısı anldıbına gelirdi arapçaya ilk girdiğinde araplar kibeleyi yani kibellahı yani allahı en büyük tanrıları ilan etmişlerdi arap aklı işte
      ···
    7. diğerleri 4
  6. 3.
    +3 -30
    15 temmuz etkinliği yapıyoruz.15 temmuzda15 temmuz ruhunu tekrar yaşatmak için nöbette olucaz. Cumartesi saat 12:30 da kızılay avm nin önünde buluşacaz. Burda katılacaklar yaz moruk demesi yeterli
    ···
    1. 1.
      +1 -1
      el ilah kelimesi tanrıların tanrısı anldıbına gelmez. arapçada enön eki e dir el belirtme ekidir şimdi sg amk cahili
      ···
    2. 2.
      +2
      el al il ve ya ilah kelimeleri arapça bile değil amk andavalı bir de cahil diyor, bu kelimelerin kökeni sümer dilindeki "il"dir. ibranilerdeki elah/eloah kelimesi araplara ilah olarak geçmiştir
      ···
  7. 2.
    +7 -9
    okumadım xd
    ···
    1. 1.
      +5 -3
      helal et halil abi

      "Ve ya müslümanlar "Allah'tan başka hiç bir şeye secde etmeyiz." dedikleri halde neden kabeye secde ederler?"

      bu noktadan sonra ciddiye almadım. hala Kabeye tapıldığını zanneden cahiller var
      ···
      1. 1.
        -2
        @1 "tanrı iyiyse hitlere neden engel olmadı haa"
        "Ya afrikadaki çocuklar???"
        "21.yüzyılda cinler falan komik böyle şeyler"
        ···
    2. 2.
      +1 -1
      yok canım kabeye secde ediyoruz ama aslında allaha tapıyoruz xd
      bu sana bir şey hatırlatmıyor mu? hani o sövüp durduğunuz putları mesela ?
      ···
    3. 3.
      0
      inanç insanın ihtiyacı
      ···
    4. diğerleri 1
  8. 1.
    +80 -32
    Amk kafiri! ateist oç! Cehennemde yanacan huur çocuu!!
    demeden önce lütfen biraz sakinleş, derin derin nefes al.

    Hiç merak ettiniz mi Hintli kadınlar semavi dinlerle hiç bir alakaları olmamalarına rağmen neden başörtüsü takarlar?






    Ve ya müslümanlar "Allah'tan başka hiç bir şeye secde etmeyiz." dedikleri halde neden kabeye secde ederler?






    Elimden geldiğince kaynak atmaya özen göstereceğim. Ve atacağım kaynaklar genellikle Vikipedi'den olacak, bu sebeple vpn kullanmanız kaynakları görebilmeniz açısından iyi olur.

    Başlayalım..

    Çoğu kişinin gözünden kaçmamıştır diye tahmin ediyorum. Peygamberin babasının adı nasıl "Abdullah" olabilir?
    Bu o zamanki insanların zaten allahı bildiğini göstermez mi?
    E o zamanki insanlar zaten allahı biliyorsa peygamber ne için geldi?

    En temel soru: O zamanki allah denilen şeyle şimdiki allah aynı kişiler mi?
    Bunun cevabı hayır olacak.

    "Allah" kelimesi sanılanın aksine isim değil zamirdir ve "Al-ilah"tan gelir. "Tanrıların tanrısı" yani en büyük tanrı anlamındadır.
    (bkz: http://bit.ly/2t1mpRP)

    Yani o zamanki her arap kabilesi kendi tanrısına en büyük tanrı anlamında allah(el-ilah) diyordu.

    muhafazidin doğduğu dönemde mekke civarını yöneten Kureyş Kabilesinin en büyük tanrısının adı "Hubal"dı yani insanlar ona allah diyorlardı.
    Hubal bir ay tanrısıydı ve putu da kabenin içerisindeydi. Bu yüzden kabeye "allahın evi" manasına gelen "beytullah" denmiştir.
    Günümüzde müslümanlığın simgesi olan ve camilerin tepesinde bulunan hilal şekli Hubal'ın ay tanrısı olmasından ötürüdür.






    Hubal'ın 3 de kızı vardı; Lat, Menat ve Uzza. Günümüzdeki "Üç Hilal" sembolünün kökeni de yine ay tanrısının bu 3 kızına dayanmaktadır.
    (bkz: http://bit.ly/2tZaHr0)






    Hubal ve 3 kızı





    O zamanlarda da namaz kılınıyordu ancak kabeye değil, kabenin içerisindeki Hubal'a.

    Peki o zamanki insanlar namazı nereden biliyordu?
    Asıl soru namaz nedir?
    Az dindar biriyseniz arapların namaza "namaz" değil de "salat"(Dua etmek) dediğini bilirsiniz. Bu farkın sebebi ney?
    Haşa yoksa araplardan daha mı müslümanız?

    Bu farkın sorumlusu biz değiliz, iranlılar. Çünkü Türkler müslümanlığı sanıldığı aksine araplardan değil iranlılardan öğrendi.
    Peki iranlılar arapların "salat" dediği bir şeye niçin "namaz" diyordu?
    Bunun sebebi iranlıların müslümanlık diye bir şey ortaya çıkmadan önce bile "namaz ibadeti"nden haberlerinin var oluşudur.
    (Kılıyorlar demiyorum biliyorlar)
    Nereden biliyorlar sorusuna gelirsek de, yanı başlarındaki Hindistan'dan. Evet Hindistan'daki bazı insanlar araplardan çok daha önce namaz kılıyordu. Ve "namaz" kelimesi de Sanskritçedeki (Eski Hintçe gibi bir şey) "Namaskar" kelimesinden gelir. Anlamı ise "Selamlamak"dır. Hintliler de kendi tanrılarına bu şekilde tapıyordu.
    Genellikle de güneşe.
    izleyin, bu da bir Namaskar ritüeli:
    (bkz: https://www.youtube.com/watch?v=1ZJM2qEPwGo&feature)

    Bu yüzden Güneşin doğduğu ve battığı zamanlar namaz kılmak yasaklanmıştır. Çünkü bu Güneşe tapmak olurdu ancak arapların tanrısı Hubal'dı.

    (EK BiLGi: Hint filmlerinde gördüğümüz hafif öne eğilerek yapılan "Namaste" selamı da yine "Namaskar"dan gelmektedir.)

    Peki Hint kökenli bir ritüel olan namazın arabistanda ne işi var?
    Buraya bir virgül atalım daha sonra bu konuya geri döneceğim.

    Şimdi biraz da "Tavaf"a değinelim, bir şeyin etrafında dönmek anldıbına gelir.
    Mekkedeki kabe araplar için büyük bir panayır ve tapınma yeri idi. "Zilhice" denilen ayda bütün arabistan hacca gelirlerdi. Kabenin etrafında dönüp oradaki taşı öpmek haccın en önemli hareketi idi. Hani Hubal'a tapıyorlardı niye kabeyi öpüyorlar, derseniz. Evet en önemli tanrıları Hubal ancak Hubal dışında 300'den fazla tanrıları var, kabe de bunlardan birisi.

    Yine dindarlar bilir, kâbe sol tarafa alınarak etrafında dönülmeye başlanır. Hacerü'l-esvedden başlanıp yine Hacerü'l-esvede gelinen her dönüşe bir şavt denir. Bir tavaf, 7 şavttan ibarettir. Tavafın ilk üç şavtında erkekler sağ omuzlarını açarak ve pehlivanlar gibi omuzlarını silker bir vaziyette hafif hızlı ve çalımlı bir şekilde yürürler.
    Sonraki 4 şavtta ise normal bir şekilde yürümeye devam ederler.

    O zamanki araplara göre bütün evreni ve gezegenleri kendi tanrıları yaratmıştır. Ve bütün gezegenler de - kendi yaptıkları gibi - tanrılarının etrafında dönmektedir.
    Venüs, Merkür, Mars, Jüpiter ve Satürn, bir de Ay ve Güneş (Onlar da gezegen sayılırdı.). Araplar da kendi tavaflarında bu 7 gezegeni taklit etmektedirler. Dünyaya yakın olan üç gezegen (Ay, Merkür ve Venüs) hızlı, geri kalan 4 gezegen (Güneş, Mars, Jüpiter ve Satürn) ise yavaş dönerler.

    Biraz önceki sorumuza geri dönelim, Hint kökenli bir ritüel olan namazın arabistanda ne işi var? Bunu öğrenmek için bölgedeki diğer inanç sistemlerine de göz atmamız gerekiyor.
    Namaskar ritüelini gerçekleştiren çeşitli dinlerdeki insanlar:
    https://www.youtube.com/watch?v=4_JEqIZeqRg

    Farkettiyseniz videodaki bütün dinlerin ortak noktası Mezopotamya bölgesinden çıkmış olması. Hiç namaz kılan bir Afrikalı, Amerika Yerlisi ve ya Aborjin yok.

    Mezopotamya bölgesinde namaskar ritüeline sahip en eski uygarlık ise Sümerlilerdir. Demekki dikkatimizi Sümerliler üzerinde yoğunlaştırmalıyız. Ufak bir araştırmayla nuh tufanı, yaratılış, tanrının yanından kovulma, başörtü gibi pek çok dini kavramın da yine Sümerlilerde kök bulduğunu görüyoruz. Sümerlilerden önce ise bu mitlerin hiç birisi Mezopotamya bölgesinde bulunmuyordu.
    (bkz Nuh Tufanının Sümerdeki versiyonu Gılgamış Destanı: http://bit.ly/2srZ2P7 )

    Sümerlilerin aslen Mezopotamyalı olmadıkları, sonradan bölgeye yerleştikleri yapılan arkeolojik çalışmalar neticesinde biliniyor. Nereden gelmiş oldukları hakkında ise hala soru işaretleri bulunuyor.
    "Namaskar" Hindistan kökenli bir ritüel demiştik, Hindistan'dan gelmiş olamazlar mı? Olabilirler elbette ancak Sümer Mitolojisi Hint Mitolojisinden çok daha büyüktür. Ve Sümer Mitolojisindeki çoğu şeyin Hint Mitolojisinde karşılığı yoktur.

    isterseniz Sümer Mitolojisini biraz tanıyalım;
    Tanrılarına "Dingir" derler.
    En büyük tanrıları diğer tanrıların babası ve gök tanrı olan "An"dır.
    Ay Tanrıçası Nanna, Güneş Tanrıçası Utu, Yıldız Tanrıçası (Aslında Venüs) inanna'dır. Kralları tanrının yer yüzündeki temsilcisidir.
    Burada bir şey dikkatinizi çekmiş olmalı; Tanrılarına "Dingir" diyorlar ve en büyük tanrıları ise "Gök Tanrı".
    Hayır, öylesine bir tesadüf felan değil, nasıl "Tanrı" kelimesi "Tengri" kelimesinin zamanla değişime uğramış haliyse, "Tengri" kelimesi de "Dingir" kelimesinin zamanla değişime uğramış halidir.
    Tam olarak ise şöyle:
    EDiN-ER -> EDiN-iR -> DiNGiR -> TENGiR -> TENGRi -> TENRi -> TANRI
    (bkz: Sümerolog Muazzez ilmiye Çığ)

    ED= et, yap; EDiN= eden, yapan; ER= kişi; EDiN-ER= eden kişi, yapan kişi, YARATAN KiŞi. "Er" sözcüğü Sümercede de "Kişi, Asker" anlamındaydı. Sadece bunlarla da sınırlı değil, günümüzde Sümerce ile Türkçe arasında yüzlerce ortak sözcük tespit edilmiştir.
    (bkz: http://bit.ly/2sxodAc)
    (bkz: http://bit.ly/2twE3iq)

    E o zaman Sümer mitolojisiyle Türk Mitolojisinin benzer olması gerekmiyor mu?
    Evet Sümer Mitolojisiyle Türk Mitolojisi çok büyük oranda benzerdir.

    SÜMER MiTOLOJiSiNE BENZER TÜRK MiTOLOJiSiNDEKi MiTLER

    1- TUFAN
    Özellikle kuşlarla olan öyküsü çok özgündür. Sular çekilmeye, denizler alçalmaya başlayıp gemisi bir dağa oturduğunda ilk önce bir kuzgunu pencereden serbest bırakır ama geri dönmez. ikinci gün alakargayı dışarıya gönderirler, gelmeyince üçüncü gün saksağanı salar fakat o da geri gelmez. Dördüncü günün akşamında güvercini uçurur pencereden; hava kararmadan ağzında bir zeytin dalıyla gemiye girince, Nama bu kuşu kutlu kılması için Tengri’ye yakarır. O günden sonra güvercinler insanların evlerine girdi, ulak olarak haberlerini zütürdü getirdi. Kuzgunun ve alakargayla saksağanın ne yaptıklarını sorduğunda; birinin ölmüş hayvanların leşlerini yediğini, diğerinin sağa sola birikmiş çöpleri karıştırdığını ötekinin de su yüzüne çıkan malları çaldığını öğrendi güvercinden Nama. O üçüne kargışta bulunarak, güvercine ise alkıyarak, o anda ne yapıyorlarsa Dünya durdukça aynı şeyi yapmalarını diledi; kuzgunlar leş yemeye, alakargalar çöp karıştırmaya ve saksağanlar da hırsızlığa mahkûm edildiler. Güvercin ise insanlara habercilik yapmaya, evlerde yaşamaya hak kazanmıştı. O yüzden o günden beri de öyle yapar dururlardı.
    (bkz: https://tr.wikipedia.org/wiki/Nama)

    • **

    DEVAMI: (bkz: dinlerin kökenleri 2)
    Tümünü Göster
    ···