/i/İnanç

İnanç
  1. 13.
    0
    Reserved
    ···
  2. 12.
    0
    Heıl satan
    ···
  3. 11.
    0
    AGA BiRiNCi BAŞLIK DA GEREKEN ŞEYLERi YAZDIM ORADA TARTIŞA BiLiRiZ PM DE ATABiLiRSiN BUNA DA BAKTIM DA KONU SAPMIŞ BURADA. ROMAYA FiLAN GiTMiŞSiN. NEYSE iLK BAŞLIĞA EDiT YAPSAN DAHA iYi OLUR.
    ···
  4. 10.
    0
    Reserved
    ···
  5. 9.
    0
    Rezzz alayım
    ···
  6. 8.
    0
    Reverze
    ···
  7. 7.
    0
    kardesim pm gelirmisin dinler hakkinda sohbet ederiz ben sorgulama asamasindayim
    ···
    1. 1.
      0
      Bu yoldan donme kardeşim. Bunu yaparak diğerlerinden daha cesur oldugunu gosteriyorsun. Tebrık ederim.
      ···
  8. 6.
    0
    Eezezeesiz rsz
    ···
  9. 5.
    +1
    Panpa naptın sen modelleme yi bitince okuyucam rez
    ···
  10. 4.
    +1
    "Biz her millete peygamber gönderdik"
    ···
  11. 3.
    0
    Güzel bilgiler
    ···
  12. 2.
    -1
    kardeşim sen tengri misin?
    ···
  13. 1.
    +24 -2
    Dikkat
    Bu bir devam entrysidir tek başına bir anlam ifade etmez.
    Okumaya ana konudan başla:

    ANA KONU: (bkz: dinlerin kökenleri 1 aydınlanmak isteyen gelsin)

    • ***
    • ***

    2- CENETTEN KOVULMA
    Erlik Han lanetlenmiştir, Tanrı [Ülgen] ve yarattığı karada dokuz dallı çam ağacının dokuz dalından kendi halkını türetir. Erlik bu halk benim olsun der tanrıya. Tanrı da ona git kendi halkını kendin bul deyip Erlik'i geri çevirir. Tanrının halkının bu agacın yalnız doğuya bakan 5 dalından istifade etmelerine izin verilmiştir. Kalan dört dal yasaklamıştır. Erlik gidip bu halkı baştan çıkarır. Erkek olan Törüngey ile dişi olan Eje, Erlik'in şu sözüne kanarlar "Bu dört dal aslında size yasak değildir, meyveleri de pek tatlıdır. Dilediğinizce yiyin." Erlik sonra ağaca bekçi bulunan yılan uyurken ağzına girer ve ağaca çıkar, Ece'ye müsaade ettiğini söyler. Bunun üstüne Ece meyveden yer, Törüngey'in de agzına sürer. Tanrı durumu fark eder ve Erlik'i yer altına gönderir. Eje'ye "Sen benim sözümü tutmadın bundan sonra gebe kalasın ve doğum sancıları çekesin" der. Yılana "Sen benim sözümü tutmadın, bundan böyle Şeytan diye bilinesin, herkes seni ezmeye öldürmeye çalışsın" der. Törüngeye "Sen benim sözümü tutmadın, 9 kızın 9 oğlun olacak ve hepsinden sen sorumlu olacaksın, insan neslini sen çoğaltacaksın"der. "Hepinizi hanemden kovuyorum, dünyaya gönderiyorum, burda sizi ben beslerdim, ben korurdum, artık kendinizi besleyip koruyacaksınız, bir dahada sesimi duymayacaksınız" diye ekler. Böylece Erlik insanoğluna ilk kötülüğünü etmiş olur.
    (bkz: https://tr.wikipedia.org/wiki/Erlik)

    EK BiLGi: Ayrıca mitte bahsedilen "9 Dallı Ağaç" Karahanlı Devletinin bayrağında da görülebilmektedir.






    3- KIYAMET SAVAŞI
    Kalganan (sıçrayıp kalkılan) gün. Kıyamet günü. Dünyanın ve/veya evrenin yok olacağı daha sonra tüm ölülerin tekrar diriltileceği gün. Bu inanca göre, yeryüzü yaşamı sürekli değildir; günün birinde sona erecek ve insanlar, hayvanlar, bitkiler yok olacaktır. Bu sona doğru insan soyunda azalma başlayacak, suçlar çoğalacak, günahlar alıp yürüyecek, insanlarda tanrı korkusu kalkacaktır. iyilik simgesi Ülgen’le, kötülük simgesi Erlik arasında oluşacak büyük savaşın sonunda, Ülgen dışında bütün savaşanlar ölecektir. Bay Ülgen bütün canlıların öldüğünü, yeryüzünde kendisinden başka kimse kalmadığını görünce “kalkın ey ölüler” diye bağıracak, bu çağrı üstüne bütün ölüler yattıkları yerden kalkacaktır. “insanların yeniden dirilmesi” anldıbına gelen “kalkancı çağ” (kalıcı çağ) budur. insanlar azalacak, kötülük artacak, Erlik Han dünyaya yaklaşacaktır. Sağış Günü (Hesap Günü) tabiri de kullanılır. Bazı lehçelerde Kirti Gün (Gerçek Gün) veya Uluğ Kün (Büyük Gün) adı verilir.
    (bkz: https://tr.wikipedia.org/wiki/Kalgan%C3%A7%C4%B1)

    4- YAŞAMIN 6 GÜNDE YARATILMASI
    Bir Altay efsanesine göre, Ülgen yeryüzündeki yaşamı altı günde yaratmıştır. Bu efsanenin izlerini haftanın günlerine verilen adlarda görmek mümkündür.

    Birinci günde hayatı nasıl yaratacağını düşündü (sanangan); onun için birinci güne Sanan (Pazartesi) adını verdi. ikinci gün ruhları yarattı (tındı cayagan); bu güne Cayal (Salı) adını verdi. Üçüncü gün fiziki bedenleri (erene) topraktan, sudan, havadan, ateşten, ağaçtan ve madenden yarattı (bıçıgan); bu güne Bıçıl (Çarşamba) adını verdi.

    Dördüncü gün yaşamı uygulamaya koydu (etken); bu güne Edil (Perşembe) adını verdi. Beşinci gün bilinçli yaşam başladı (edilgen); bu güne Edilgel (Cuma) adını verdi. Altıncı gün Tanrı'nın gönlü rahatladı; sakinleşti (tokunagan); bu güne Tokunal (Cumartesi) adını verdi. Yedinci gün dinlendi (amıragan); bu güne Amıral (Pazar) adını verdi.
    (bkz: Nikolay Şodoyev in Diliyle Altay Bilik)

    5- 7 KAT GÖK VE 7 KAT YER
    Tengricilikte 7 kat gök ve 7 kat yer vardır.
    (bkz: https://tr.wikipedia.org/wiki/Tengricilik)

    6- KUT iNANCI (Kağanın tanrının yeryüzündeki temsilcisi olması)
    Hem Türklerde hem de Sümerlerde olan bir inanç.

    7- BENGi SU
    Yaşam Suyu ve ya Ab-ı Hayat Suyu olarak da bilinir.
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Bengi_su

    NOT: Ay, Yıldız (Venüs) ve Güneş tanrıları Türklerde de vardır.

    Bu liste uzar gider ancak konumuz Türk-Sümer benzerlikleri değil.
    Peki bütün bunlar göz önüne alındığında Sümerlerin Orta Asya'dan geldiklerini söyleyebilir miyiz? Tam olarak değil, evet pek çok şey benzer ancak Orta Asya Mitlerinde başörtü, namaskar gibi kavramlar bulunmuyor.

    Yapılan araştırmalar Sümerlilerin çok büyük olasılıkla - Ön Türklere ait bilinen ilk medeniyet olan - Orta Asya'daki Anav Medeniyeti kökenli olduklarına, sonradan Hindistan bölgesine göç edip Hindi-Kus ve indus Medeniyetlerinden etkilendiklerine, ve daha sonra da Mezopotamya bölgesine göç ettiklerine işaret etmektedir.
    (Ayrıntılı bilgi için kaynağı okuyabilirsiniz -> bkz: http://bit.ly/2tvZYGW )
    Bu da bize nasıl hem Türklerle hem de Hindistanlılarla ortak yönlere sahip olduklarını açıklamaktadır.

    • **

    SÜMER MEDENiYETiNDEN GÜNÜMÜZ DiNLERiNE

    Sümer Medeniyetinin en önemli şehirlerden biri olan Uruk, Gök Tanrı An'a atfedilmiş bir zigguratın çevresinde 6 kilometrelik bir alana yayılmış tahminlere göre yaklaşık 80.000 insanlı bir şehirdir. Sümer tabletlerine göre inanna sonradan kendisine bu önemli şehirde bir tapınak yaptırtarak Gök Tanrı An'ın tapınağıyla yarışmaya başlar.
    Bu yarışın galibi inanna olur, çünkü inanna aşk ve bereket tanrıçasıdır, rahibeleri kutsal fahişelerdir. Bu sebeple insanlar inanna'ya rağbet gösterir, diğer tüm tanrıların babası olan Gök Tanrı An da zamanla değerini yitirir.

    Şimdi de başka bir tanrıya geçelim,"Dumuzi", tarım ve hayvancılık tanrısı. Bir domuz tarafından tam kasığından ısırılarak öldürülmüştür.
    ismi de kendisini öldüren hayvana verilmiştir; bkz: "Domuz"
    Ve elbette insanlar da tanrılarını öldüren bu hayvanı lanetli olarak görmüş ve etlerini yememişlerdir.
    (bkz: https://tr.wikipedia.org/wiki/Tammuz)

    (EK BiLGi: Dumuzi/Tumuzi isimli tanrı Roma Mitolojisine "Adonis" ismiyle geçmiştir. Biraz önce bu tanrının kasığından ısırılarak öldüğünü söylemiştim. "Adonis Kası"nın isim kökeni de buradan gelmektedir.)

    (EK BiLGi 2: Türk Mitolojisinde de bulunan bir tanrıdır ve Türkçedeki "Damızlık" sözcüğüyle ilişkilidir. "Damızlık hayvan" derken aslında "Damız Han için hayvan" kastedilir.)

    (EK BiLGi 3: Tarım ve hayvancılık tanrısı olduğu için ismi ekinlerin hasat edildiği ay olan "Temmuz"a verilmiştir.)

    Roma Mitolojisine göre Adonis'in ölümü:





    (Dikkatli bakarsanız arka planda bir domuzun kaçtığını görebilirsiniz.)

    Sümerliler zamanlarına göre gelişmiş bir medeniyet kurmuşlardı.
    Ancak çok önemli bir sorunları vardı, hüküm sürdükleri bölgede çoğunluk Sami ırktandı. Durum böyleyken yöneticilerin Sümerli olması rahatsızlık yaratıyordu.

    Çivi yazılı tabletlerin anlattığına göre; Bir gün Sümer Prensesi Akki nehirde içerisinde bebek olan bir sepet buldu, ve bulduğu bebeği evlat edindi, kendi çocuğu gibi büyüttü. Çocuk büyüdükten sonra önemli görevlere getirildi, kralın baş muhasebecisi oldu.
    Bir gün Sümer Kralı savaştan yenik bir şekilde dönünce, onu tahttan indirip Sümer Krallığına son verdi, yerine Sami Akad imparatorluğunu kurdu.

    Bu kişi tarihte "Büyük Sargon" olarak bilinir. Topraklarını Elam, Suriye, Lübnan ve Toroslar'a kadar genişletmiştir. Hayatını ise kendi ağzından şu şekilde anlatıyor:

    "Ben Agade’nin kralı büyük kral Sargon!

    Annem yüksek bir rahibe idi, babamı bilmiyorum.

    Yüksek rahibe annem beni gizlice doğurdu.

    Beni bir kamış sepete koydu, onu ziftle kapladı.

    Beni nehre bıraktı, dışarı çıkamayacaktım.

    Nehir beni sürükleyerek su çekici Akki’ye zütürdü.

    Akki beni sudan çıkardı, kendi oğlu gibi büyüttü beni. "

    (bkz: https://tr.wikipedia.org/wiki/B%C3%BCy%C3%BCk_Sargon)

    (Bu hikaye tanıdık gelmiştir umarım, ileri ki bir konuda buraya değineceğiz. bkz: Musa )

    Büyük Sargon'dan sonra yerine oğlu Manishistu tahta geçti, ondan sonra da torunu Naram Sin. Naram Sin'in hükümdarlığı sırasında imparatorluk doruk noktasına ulaştı. ilk defa bir dünya devletinin ortaya çıktığından bahsedebiliriz. Naram Sin o kadar güçlendi ki kendisini tanrı ilan etti. Ay Tanrıçası Nanna bu olaydan sonra erkillik kazandı, baş tanrı konumuna yükseldi ve "Sin" adıyla anılmaya başlandı. Bu vesileyle Sümer inanç Sistemi çok daha geniş alanlara yayıldı.
    (Evet, Akad imparatorluğu Sümer Devletini yıktı ancak dinini benimsedi, halkı dini ritüellerinde Sümerceyi kullanmaya devam etti.)

    • **
    • **

    DEVAMI: (bkz: dinlerin kökenleri 3)
    Tümünü Göster
    ···