-
101.
+1enfal suresi 1. ayet şöyledir; ”sana ganimetlerin (nasıl bölüşüleceğini) soruyorlar. de ki: “ganimetler, allah ve rasulünündür. onun için siz müminlerseniz, allah’tan korkun da birbirinizle aranızı düzeltin, allah’a ve rasulune itaat edin.” bu ayette savaş ganimetlerinin allah ve rasulune ait olduğu söyleniyor. allah’ın savaş ganimetlerine ihtiyacı mı vardır? gene enfal suresi 41. ayette ise şöyle denilmektedir; “biliniz ki, ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri, allah’a, peygambere, ona yakınlığı olanlara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlaradır.” 1. ayette ganimetlerin hepsi allah ve rasulünündür denirken, 41. ayette karar değiştirilmiş, ganimetlerin beşte biri allah’ın, peygamberin, ona yakın olanların, yetimlerin, yoksulların ve yolda kalmışlarındır denmiştir. allah neden ilk başta ganimetin hepsi allah ve resulünündür derken sonradan karar değiştirmiştir?
-
102.
+1enfal suresi 65. ayet şöyledir; “ey peygamber! müminleri cihada teşvik et. eğer sizden sabredecek yirmi kişi olursa, iki yüz kişiye galip gelirler. eğer sizden yüz kişi olursa, inkâr edenlerden bin kişiye galip gelirler. çünkü onlar, hakkı ve sonucu iyi kavrayamayan, anlayışsız bir topluluktur.” bu ayette görüldüğü gibi allah sizden bir kişi onlardan on kişiye bedeldir diyor. enfal suresi 66. ayet ise şöyledir; “şimdi allah, sizden yükü hafifletti. sizde bir zayıflık olduğunu bildi. şimdi sizden sabredecek yüz kişi olursa, iki yüz kişiye galip gelirler. eğer sizden bin kişi olursa, allah’ın izni ile iki bin kişiye galip gelirler. allah, sabredenlerle beraberdir.” bu ayette ise sizden bir kişi onlardan iki kişiye bedeldir denilmektedir. allah neden ilk başta bir müslüman on kişiye bedel derken sonradan karar değiştirmiş ve bir müslüman iki kişiye bedeldir demiştir? allah ilk başta bir müslümanın kaç kişiye bedel olacağını yanlış mı hesaplamıştır? allah hata yapar mı?
-
103.
+1secde suresi 3. ayet şöyledir; “yoksa “onu uydurdu” mu diyorlar? hayır, o, rabbinden gelen gerçeği (anlatan bir kitaptır). (bunu sana), kendilerine senden önce bir uyarıcı gelmemiş olan bir topluluğu uyarasın diye (gönderdik). belki doğru yolu bulurlar.” allah burada bu topluluğa daha önce bir uyarıcı göndermediğini söylüyor. ancak al-i imran suresi 183. ayet ise şöyledir; “onlar şöyle dediler: “allah bize şöyle ant verdi: bize ateşin yiyeceği bir kurban getirinceye kadar hiçbir rasule inanmayacağız.” de ki: “size benden önce bazı rasuller mucizelerle gelmiş ve o dediğinizi de getirmiş idi. sözünüzde doğruysanız, onları niçin katlettiniz.” bu ayette ise allah’ın daha önce rasuller gönderdiği ve o topluluğun onları katlettiği söyleniyor. bu ayetlerin hangisi doğrudur?
-
104.
+1uhud savaşından önce allah müslümanlara al-i imran suresi 125. ayette şu sözü vermiştir; “evet, siz sabreder, itaatsizlikten sakınırsanız, onlar da şu dakika üzerinize geliverirlerse, rabbiniz, işaretli beş bin melekle size destek çıkacaktır.” allah neden destek olarak melekler gönderir? eğer allah müslümanların kazanmasını istiyorsa, sadece bir sözüyle bir anda tüm kâfirleri helak edemez mi? ayrıca uhud savaşını müslümanlar kaybetmişlerdir. allah söz verdiği beş bin meleği göndermemiş midir? ya da gönderdiyse beş bin melek de kâfirleri yenememiş midir? allah kaybedilen savaştan sonra şu ayeti göndermiştir, al-i imran suresi 153. ayet; “o sırada siz boyuna uzaklaşıyordunuz, kimseye dönüp bakmıyordunuz. peygamber ise, arkanızdan sizleri çağırıp duruyordu. bunun üzerine allah sizin elinizden kaçıp giden zafere ve başınıza gelen musibete üzülmemeniz için, sizi keder üstüne kederle cezalandırdı. allah, ne yaptığınızı bilmektedir.” allah kullarını üzülmemesi için mi keder üstüne kederle cezalandırmıştır?
-
105.
+1ahzab suresi 50. ayet şöyledir; “ey peygamber! biz, sana şunları helal kıldık: mehirlerini vermiş olduğun eşlerini, allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altındaki cariyeyi, amcanın kızlarından, halalarının kızlarından, dayının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle beraber hicret etmiş olanları. bir de mümin bir kadın, kendini (mehirsiz olarak) peygambere hibe eder, peygamber de onu nikâh etmek isterse, onu, diğer müminlere değil sadece sana (helal kıldı). onlara, eşleri ve elleri altında bulunan cariyeleri hakkında ne farz kıldığımızı biz biliriz. bunları, sana darlık olmasın (diye yaptık). allah, çok bağışlayan, çok acıyandır.” allah burada “allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altındaki cariyeyi” sözüyle hz. muhafazide savaşta esir aldığı kadınları helal kılmıştır. savaşta bir kadını esir alıp onu köle yapmak allah katında helal midir? allah savaşta esir alınan kadınları ganimet olarak mı görür? o kadınların hakları yok mudur ki, doğrudan peygambere helal kılınmıştır? ayrıca günümüzde bilinmektedir ki akraba evliliklerinde sakat doğum olma oranı çok yüksektir. peki allah neden hz. muhafazide akrabalarının kızlarını helal kılmıştır? ahzab suresi 52. ayette şöyledir; “bunun dışındaki kadınlar sana helal olmaz. bunları başka eşlerle değiştirmek de olmaz. isterse güzellikleri çok hoşuna gitsin. ancak elinin altında bulunan cariyeler, (bu hükmün) dışındadır. allah, her şeyi gözetleyendir.” gene bu ayette de cariyeler normal insanlardan farklı görülmektedir, cariyeler her türlü helaldir ve istenirse başka cariyelerle değiştirilebilir. allah köleliği neden serbest bırakmıştır? o köleler de allah’ın kulu değil midir? günümüzde kimsesiz bir kadını yakalayıp onu köle yapmak, ve kendisiyle istenilen şekilde cinsel ilişkiye girmek helal midir?
-
106.
+1ahzab suresi 53. ayet şöyledir; “ey iman edenler! vaktine bakmaksızın, size yemek için izin verilmedikçe, peygamberin evlerine girmeyin, fakat çağırıldığınız zaman da girin. yemeği yediğinizde, hemen dağılın. söz, sohbet için de izinsiz girmeyin. çünkü bu (davranışınız), peygambere sıkıntı veriyor, (ancak bu rahatsızlığını) size (söylemekten) utanıyor. ancak allah, hakkı söylemekten sıkılmaz. hem onlara (eşlerine), gerekli bir şey soracağınız zaman, bunu onlara bir perde arkasından sorun. böyle yapmanız, hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temizdir. sizin, allah’ın rasulüne sıkıntı vermeniz olamaz. o (öldükten) sonra, ebedi olarak eşlerini nikâhlamanız da olamaz. çünkü bu günah, allah katında çok büyüktür.” allah neden tüm insanlığa ve ahiret gününe kadar gelecek olan herkese gönderdiği kitabına peygamberin evine olur olmaz girmeyin, o sıkılıyor, gibi ayetler eklemektedir? bugün bu ayeti okuyan kişiye hitap etmediği apaçık ortadadır. peki neden kur’an-ı kerime yazılarak bu ayet tüm insanlara gönderilmiştir? bu ayet de “levh-i mahfuz da yazılı mıdır? ayrıca neden hz. muhafazid öldükten sonra eşlerinin başkalarıyla evlenmesi haram kılınmıştır?
-
107.
+1ahzab suresi 60 ve 61. ayetler şöyledir; “60- yemin olsun, münafıklar, kalplerinde hastalık bulunanlar ve şehirde dedikodu çıkaranlar (yaptıklarından) vazgeçmezlerse, seni onların başına musallat ederiz. sonra orada, senin yanına çok az yanaşabilirler.” 61- onlar, lanete uğramışlardır. nerede ele geçirilirlerse, tutulurlar ve öldürülürler.” bu ayetlere göre şehirde dedikodu çıkaranları öldürmek farz mıdır? günümüzde dedikodu yapan birini gördüğümüzde onu öldürmek üzerimize farz mıdır? öldürmezsek günaha girmiş olur muyuz?
-
108.
+1nisa suresinde miras paylaşımının anlatıldığı 11, 12 ve 176. ayetler şöyledir; “11- allah size çocuklarınızla ilgili miras paylaşımında şunu emrediyor: erkeğe, iki kadının payı kadar. eğer hepsi kadın olmak üzere ikiden fazla iseler, bunlara terekenin üçte ikisi. eğer bir tek kız ise, o zaman ona yarısı. eğer çocuğu varsa, anne-babanın her birine ölenin terekesinden altıda bir. ama çocuğu yok da anne-babası varis bulunuyorsa, annesine üçte bir. eğer ölenin kardeşleri de varsa, o zaman annesine altıda bir. (bunlar) hep, (ölenin) yaptığı vasiyet yerine getirildikten veya borcu ödendikten sonradır. babalarınız ve oğullarınız, onların hangisinin fayda bakımından size daha yararlı olduğunu bilemezsiniz. bütün bunlar allah’tan size bir emirdir. kesinlikle allah, her şeyi en iyi şekilde bilendir, yaptığını sağlam yapan ve yaptığında bir hikmet bulunandır. 12- eğer bir çocukları yoksa eşlerinizin terekesinin yarısı sizindir. yok, eğer bir çocukları varsa, o zaman terekesinin size (düşen payı) dörtte birdir. (bunlar), ettikleri vasiyet yerine getirildikten veya borcu ödendikten sonradır. onlara da, eğer çocuğunuz yoksa, sizin terekenizden dörtte bir. yok, eğer bir çocuğunuz varsa, o zaman onlara terekenizden sekizde bir. (bunlar), ettiğiniz vasiyet yerine getirildikten veya borcu ödendikten sonradır. eğer bir erkek veya kadına (çocuğu ve babası olmadığından) kelale yoluyla (yan koldan) varis olunuyorsa bir erkek kardeşi veya kız kardeşi bulunuyorsa, her birine altıda bir. eğer bundan fazlaysalar, o zaman üçte birine ortaktırlar. bunlar, zarar verme kastı olmaksızın, edilen vasiyet yerine getirildikten veya borcu ödendikten sonradır. bunların hepsi allah’tan fermandır. allah hem her şeyi en iyi şekilde bilendir, hem de kullarına merhametle davranandır. 176- senden fetva istiyorlar. de ki: babası ve çocuğu olmayanın (mirasıyla) ilgili fetvayı size allah veriyor. bir kişi ölür de, çocuğu olmayıp bir kız kardeşi varsa, buna terekenin yarısı verilir. eğer onun, (kız kardeşinin) çocuğu yoksa o, buna (tamamen) varis olur. eğer onlar iki kız kardeşseler, bunlara onun terekesinden üçte ikisi verilir. eğer (ölenin) erkekli kadınlı kardeşleri varsa, o zaman erkeğe iki kadın payı kadar (verilir). allah, bunu size şaşırıyorsunuz diye açıklamaktadır. allah, her şeyi çok iyi bilendir.” şimdi bu ayetlere göre birkaç farklı şekilde miras paylaşımı yapmaya çalışalım, örnek 1: 120.000 lira parası olan, çocuğu, anne-babası, kardeşleri olmayan bir kadın vasiyet ve borç bırakmadan ölür ve geride sadece kocasını bırakırsa yukarıdaki ayetlerden “eğer bir çocukları yoksa eşlerinizin terekesinin yarısı sizindir.” sözüne göre paranın 60.000 lirası kocaya verilir, ama geri kalan 60.000 lira hakkında bir hüküm yoktur. kalan para ne yapılmalıdır? örnek 2: 120.000 lira parası olan, çocuğu, kardeşleri ve babası olmayan bir kadın vasiyet ve borç bırakmadan ölür ve geride sadece kocası ve annesini bırakırsa “çocuğu yok da anne-babası varis bulunuyorsa, annesine üçte bir.” sözüne göre 40.000 lira anneye verilir, “eğer bir çocukları yoksa eşlerinizin terekesinin yarısı sizindir.” sözüne göre de 60.000 lira kocaya verilir, bu durumda kalan mirasın 40.000 + 60.000 = 100.000 lirası paylaştırılmıştır, peki kalan 20.000 lira ne yapılmalıdır? örnek 3: 120.000 lira parası olan, kardeşleri olmayan bir adam, vasiyet ve borç bırakmadan ölür, geriye üç kız çocuğu, annesi, babası ve karısı kalırsa; “eğer hepsi kadın olmak üzere ikiden fazla iseler, bunlara terekenin üçte ikisi.” sözüne göre 80.000 lira kalan üç kız çocuğuna vermelidir. “eğer çocuğu varsa, anne-babanın her birine ölenin terekesinden altıda bir.” sözüne göre 20.000 lira anneye, 20.000 lira da babaya verilmelidir. “yok, eğer bir çocuğunuz varsa, o zaman onlara(eşlerinize) terekenizden sekizde bir.” sözüne göre 15.000 lira da eşlere verilmelidir. bu durumda 80.000 (kız çocuklarına) + 20.000 (anneye) + 20.000 (babaya) + 15.000 (eşlerine) = toplamda 135.000 liraya ihtiyaç vardır, ancak ölen adamın sadece 120.000 lirası vardır, 15.000 lira ekgib çıkmaktadır. böyle bir miras paylaşımını yapmak matematiksel olarak imkansızdır. örnek 4: 120.000 lira parası olan, çocuğu ve babası olmayan bir kadın vasiyet ve borç bırakmadan ölür, geriye annesi, kocası ve bir öz kız kardeşi kalırsa; “çocuğu yok da anne-babası varis bulunuyorsa, annesine üçte bir.” sözüne göre 40.000 lira annesine verilmelidir. “eğer bir çocukları yoksa eşlerinizin terekesinin yarısı sizindir.” sözüne göre kocaya 60.000 lira verilmelidir. “bir kişi ölür de, çocuğu olmayıp bir kız kardeşi varsa, buna terekenin yarısı verilir.” sözüne göre 60.000 lira da kız kardeşe verilmelidir. bu durumda 40.000 (anneye) + 60.000 (kocaya) + 60.000 (kız kardeşe) = toplamda 160.000 liraya ihtiyaç vardır, ancak ölen kadının sadece 120.000 lirası vardır. 40.000 lira ekgib çıkmaktadır. kur’anın emrettiği şekilde mirası paylaşmak yukarıdaki durumlarda imkansızdır. allah nasıl böyle bir yanlış yapabilir? allah matematik hatası yapabilir mi?Tümünü Göster
-
109.
+1nisa suresi 24. ayette şöyle denilmektedir; “bir de savaş esiri olarak ellerinizin altında bulunan cariyeler dışında, evli kadınlar (da size haram kılındı).” bu ayete göre savaş esiri olarak alınan kadınlar evli de olsa, onlar müslümanlara helaldir. normalde evli bir kadın müslümanlara haram iken savaşta esir olarak alınan evli bir kadın müslümanlara neden helal kılınmıştır? allah esir alınan kadının hakkını gözetmez mi?
-
110.
+1nisa suresi 82. ayet şöyledir; “hâlâ kur’anı iman ile düşünmezler mi? eğer o, allah’tan başkası tarafından gönderilmiş olsaydı, elbette içinde birçok karşıtlık bulacaklardı.” allah burada kur’anda karşıtlık bulamazsınız demektedir. peki yukarıdaki sorularda sorulanlar birer karşıtlık değil midir?
-
111.
0nisa suresi 89. ayet şöyledir; “onlar, kendilerinin inkâra saplandıkları gibi, sizin de sapıp onlarla beraber olmanızı isterler. onlar, allah yolunda hicret edinceye kadar, içlerinden hiç kimseyi dost edinmeyin. yok, eğer aldırmazlarsa, o zaman onları bulduğunuz yerde tutun, öldürün. onlardan ne bir dost, ne de bir yardımcı edinin.” bu ayete göre, müslüman olmayan herkes öldürülmeli midir? eğer bir kâfir görüp de onu öldürmezsek allah’ın emrini uygulamadığımız için günaha mı girmiş oluruz?
-
112.
0muhafazid suresi 7. ayet şöyledir; “ey iman edenler! eğer siz allah’a yardım ederseniz, o da size yardım eder, ayaklarınızı sağlamlaştırır.” bu ayette allah iman edenlerden yardım istemektedir. allah insanların yardımına muhtaç mıdır? allah insanlardan yardım ister mi?
-
113.
0talak suresi 4. ayet şöyledir; “hayızdan kesilmiş kadınlarınız, eğer şüphelendiyseniz, onların iddeti de üç aydır, hayız görmeyenler de öyle. hamile olanların süreleri, doğumlarını yapmalarıdır. her kim allah’a (karşı gelmekten) korunursa, allah onun için işinden dolayı bir kolaylık verir.” bu ayette “hayız görmeyenler de öyle.” kısmı ne anlama gelmektedir? islamda daha hayız (adet) görmeye başlamamış çocuklarla evlenmek serbest midir ki onları boşamak hakkında ayet vardır?
-
114.
0münafikun suresi 4. ayet şöyledir; “sen onları gördüğün zaman, vücutları, görüntüleri senin hoşuna gider. (bir şey) söylerlerse, dediklerine kulak verirsin. onlar (birbirlerine) dayanmış keresteler gibidirler. her bağırmayı, yüksek sesi kendi aleyhlerine sanırlar. onlar düşmandır. onun için onlardan sakın. onları allah gebertsin! (haktan batıla) nasıl döndürülüyorlar!” bu ayet allah’ın kelamı mıdır, yoksa hz. muhafazid’in kelamı mıdır? eğer allah’ın kelamıysa allah neden “onları allah gebertsin!” demektedir?
-
115.
0mücadele suresi 12. ayet şöyledir; “ey iman edenler! peygambere gizlice bir şey söylemek istediğiniz zaman, bu gizli konuşmanızdan önce bir sadaka sununuz. bu, sizin için hem bir hayır, hem de daha iyi bir temizliktir. ancak gücünüz yetmezse, şüphe yok ki allah, çokça bağışlayandır, çokça acıyandır.” bu ayette görüldüğü gibi allah insanlara peygamberle konuşmadan önce sadaka sunulmasını emretmiştir. ancak bir sonraki ayet olan mücadele suresi 13. ayet ise şöyledir; “ya! gizlice bir şey söylemeden önce sadakalar sunmaktan korktunuz mu? madem ki yapmadınız, allah da size tövbe lütfetti, artık namaza devam edin, zekatı verin, allah ve rasulüne itaat edin. allah her ne yaparsanız, haberdardır.” bu ayette ise denilmektedir ki, madem ki sadaka sunmadınız, allah sizi affetti diyerek bir önceki ayette emredilen sadaka sunma şartı kaldırılmıştır. allah gönderdiği emirlerde değişiklik yapar mı? allah bir önceki ayeti yanlış mı göndermiştir de bir sonraki ayette verdiği hükmü değiştirmiştir? eğer kur’an-ı kerim ahiret gününe kadar ve tüm insanlara gönderildiyse bugün bu ayetleri okuyan kişi bundan ne anlamalıdır? günümüzde yaşayan insanların peygamberi ziyaret etmesi ihtimali yoktur. o zaman bu ayet neden kur’an-ı kerim’e eklenmiştir?
-
116.
0hz. muhafazid’in kölelerinden “maria” ile ilişkisi hakkında birçok kaynakta ve çoğu islam kaynaklarında geçen rivayetler, bunu destekleyen hadisler ve kur’an-ı kerim ayetleri vardır. ibn-i cerir ve ibni ishak'ın aktardıkları bir hadiste şöyle denir: “peygamber efendimiz hz. hafsa'nın evinde oğlu ibrahim'in annesi mariye ile birlikte olmuştu. hz. hafsa buna alınmış ve bunu kendisini küçük düşürücü bir olay olarak algılamıştı. bunun üzerine peygamberimiz, o'na bir daha mariye ile birlikte olmayacağına söz vererek yemin etmişti. ayrıca bunu kimseye söylememesini istemişti. ancak hz. hafsa gidip olayı hz. aişe'ye açmıştı.” rivayetler ise şöyledir; “mısır piskoposu hz. muhafazid'e 4 cariye armağan eder. bunlardan biri de maria'dır (mariye, hz.mariye). maria kipti hristiyandır. bu cariye hz.muhafazid'e bir erkek çocuk doğurmuş (ibrahim), ama bu çocuk 16 aylıkken ölmüştür. bir gün hz.muhafazid karılarından hafsa bint-i ömer'in evindeyken maria da içeridedir ve hafsa ortalıkta yoktur.hz. muhafazid maria ile ilişkiye girer, tam bu sırada hafsa içeri gelir, ortam gerilir. hafsa "benim günümde, benim yatağımda neden bu köle ile birlikte oluyorsun" diye kızar. hz.muhafazid onu sakinleştirmek için kendisinden sonra ebubekir'in, ondan sonra da hafsa'nın babası ömer'in halife olacağını söyler. tabi ki bu "sevindirici" haber hafsa'nın sinirini geçirmez. bunun üzerine muhafazid hafsa'yı sakinleştirmek için maria ile bir daha yatmayacağına dair yemin eder. ama bunu kimseye söylememesini ister. hafsa'nın siniri geçmesine geçmiştir de hz.muhafazid maria'dan bir türlü vazgeçememektedir. bunun üzerine kendisine yardımcı olan şu ayetler iniverir; (tahrim suresi ilk 5 ayet): “1- ey peygamber! sana allah’ın helal kıldığını niçin haram edersin, hanımlarının hoşnutluğunu ararsın? bununla birlikte allah çok bağışlayandır, çok acıyandır. 2- allah size, yeminlerinizi bozabilme imkânı sağlamıştır. allah, sizin koruyup kollayanınızda. her şeyi bilen, her şeyi sağlam yapan ve yaptığında bir hikmet bulunan odur. 3- hani peygamber, hanımlarından bazısına gizlice bir söz söylemişti. ne zamanki o, onu haber verdi, allah da peygambere onu açtı. açınca peygamber o hanımına birazını anlattı, birazından ise geri durdu. ona bunu, bu şekilde anlatıverince “bunu sana kim haber verdi?” dedi. “bana her şeyi çok iyi bilen ve her şeyden haberdar olan (allah) peygamberlikle bildirdi” dedi. 4- eğer allah’a tövbe ederseniz, ne iyi! çünkü ikinizin de kalpleri eğildi. yok, eğer ona karşı birbirinize yardım ederseniz, haberiniz olsun ki, allah onun koruyup kollayanıdır. hem ayrıca cebrail, müminlerin salih olanları, onlardan sonra, melekler de (onun) destekleyicisidir. 5- eğer o sizi boşarsa, rabbi ona sizin yerinize sizden daha hayırlı eşler verir. (bu yeni eşler, allah’a) boyun eğen, iman eden, namaz kılan, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan gerek dul, gerek bakire (hanımlardır).” olayı destekleyen bazı hadisler ise şunlardır; mariya olayı: hadis no : 0838, ravi: enes, tanım: “resulullah (sav)’ın zaman zaman birleştiği bir cariyesi vardı. hz. aişe ve hz. hafsa peşini bırakmadılar. sonunda resulullah bu cariyeyi nefsine haram etti. bunun üzerine: “ey peygamber, sen zevcelerinin hoşnutluğunu arayarak, allah’ın sana helal kıldığı şeyi niçin kendine haram ediyorsun?…” diye başlayan tahrim süresi nazil oldu.” kaynak: nesai, işretu’n-nisa, 4, (7, 71) taberi olayı şöyle anlatır: “gün, hz.muhafazid’in hanımlarından hafsa’nın günüydü. o gün hz.muhafazid, hafsa’yla cinsel ilişkide bulunmak üzere kalkıp evine gider. ama hafsa’yı evde bulamaz. tam o sırada, bir zamanlar, mısır mukavkısı’nın kendisine armağan ettiği cariyelerden mariya çıkagelir. hz.muhafazid, cariyeyi hafsa’nın yatağına atar ve işini görmeye başlar. hz.muhafazid’in, cariyesiyle yatması doğaldır. kur’an da, hanımlarının dışında cariyeleriyle de yatmasına olanak verilmiştir. (bkz. ahzab suresi, ayet: 50, 52.) ne var ki cariyeyle özgür (hurre) olan bir kadının, üstelik ömer kızının, hafsa’nın yatağında beraber olmaktadır . işte bu olağan değildir. terslik bu ya, o sırada, hafsa da çıkagelmiştir. hz.muhafazid’in mariya ile ilişkisini görünce büyük tepki gösterir: “tann elçisi! sen beni kötü duruma düşürdün, aşağıladın. öyle birşey yaptın ki, benzerini hiçbir karına yapmadın! benim günümde, benim sıramda ve benim yatağımda bir cariyeyi yatırıp yapıyorsun!” sonra hz.muhafazid’le hafsa arasında şu konuşma geçer: hz.muhafazid: “hafsa! marya’yı kendime haram etsem de ona bir daha yaklaşmasam; bundan hoşnut olur musun?, hafsa: “evet!”, hz.muhafazid: “vallahi billahi mariya ile bir daha yatmayacağım!” hz.muhafazid hemen ant içmiştir. hz.muhafazid: ”hafsa! aramızda kalsın, bunu sakın kimseye söyleme, olmaz mı?”, hafsa: “tamam!” ne var ki, hafsa bu durumu aişe’ye anlatır. olayın duyulması ve hanımlarının aralarında dayanışmaya gidip kendisine karşı tavır alması üzerine hz.muhafazid eşlerini terk eder ve bir odaya uzvete çekilir. hz.muhafazid’in eşlerini boşadığı dedikodusu yayılır. bir rivayete göre ise cezalandırmak için sadece hafsa’yı boşamış ve diğerleriyle de 1 ay beraber olmamaya yemin etmiştir. hafsa ömer’in, ayşe ise ebubekir’in kızıdır. babalarının konumuna güvenerek asiliğe cesaret edebilmişlerdir. 4. ayette geçen “ikiniz” sözü ayşe ile hafsa’yı kasteder. ömer, olayı öğrenince hiddetle hz.muhafazid’e gider ve görüşmek ister. 3 kez geri çevrilen isteği sonunda kabul edilerek içeri alınır ve bu görüşmeden sonra tahrim ayetleri gelir. ardından hafsa ile nikah tazelendiği ve 29. gün eşlerine dönüp ayşe’yle beraber olduğu söylenir. ayşe, henüz bir aylık sürenin dolmamış olduğunu düşünerek kendisine sorar: “hani sen, bir ay boyunca hanımlarından uzak duracağına dair yemin etmemiş miydin? bugün daha otuz gün bile olmadı; yirmi dokuzuncu gündeyiz!”. hz.muhafazid kendisine şu yanıtı verir: “bu ay yirmi dokuz gün çeker.” olayı destekleyen bir diğer hadis ise şöyledir; hz. aişe: “ma era rabbeke illa yüsariu fi hevake” mealen: “bakıyorum da senin efendi tanrın yalnızca senin şeyinin keyfini yerine getirmek için koşuyor.” (kaynak: buhari, hadis no: 1721)” bu rivayetler doğru mudur? eğer doğruysa kur’an da açıklanmayan milyonlarca şey varken, tüm evreni, yıldızları, galaksileri yaratan allah neden böyle çok küçük olaylarla yakından ilgilenmekte ve bu ayetleri tüm insanlığa göndermektedir? eğer bu rivayetler yanlışsa tahrim suresi ilk 5 ayeti ne için indirilmiştir? ayrıca kur’an-ı kerim bir günde (kadir gecesi) indirilmemiş midir? neden olaylar olduktan sonra başka başka ayetler inmektedir? bu ayetler de, zamanın başlangıcından beri her şeyin yazılı olduğu allah katında bir kitap olan “levh-i mahfuz” da yazılı mıdır?Tümünü Göster
-
117.
0tevbe suresi 5. ayet şöyledir; “(içinde savaşılması) haram olan aylar çıktı mı, müşrikleri nerede bulursanız öldürün, yakalayın, hapsedin, onların bütün geçitlerini tutun. eğer tövbe ederler, namazı kılıp zekatı verirlerse, yollarını serbest bırakın. çünkü allah çok bağışlayan, çok acıyandır.” burada bahsedilen “haram aylar” islamiyetten önce de arap kabilelerinde bulunan, sürekli savaş olması sebebiyle bazı aylarda savaşmayı yasaklayan kurallardır. haram ayları allah mı belirlemiş ve bu aylarda savaşılmasını haram kılmıştır, yoksa cahiliye dönemindeki arapların uyguladığı kuralları mı kur’an-ı kerim’e eklemiştir? ayrıca bu aylar dışında nerede bir müşrik görülürse öldürülmeli midir? müşriklerin cezasını ahirette allah vermeyecek midir? allah neden tüm müşriklerin öldürülmesini emretmiştir? yukarıdaki ayet bakara suresi 256. ayet ile neden çelişir? bahsedilen ayet; “dinde zorlama yoktur. doğruluk, sapıklıktan iyice ayrılmıştır. artık her kim tâğûtu inkâr eder, allah’a da iman ederse, işte o, en sağlam tutamağa, ki onun için kopmak yoktur, yapışmıştır. allah işitir, bilir.” bu ayetlere göre dinde zorlama var mıdır yoksa yok mudur?
-
118.
0islamiyetten önceki arap mitolojisi araştırıldığında mekke’de bulunan 360 adet puttan en bilinenleri ay tanrısı olan al-ilah ve 3 kızı al-lat, al-uzza ve al-manat’tır. bu al-ilah’ın kızları kur’anda da geçer. (bkz: necm 19 ve soru 43) hatta hz. muhafazid’in babasının adı da “abdullah”tır yani “abd al-ilah” bu da al-ilah’ın kulu anldıbına gelmektedir. buradan hz.muhafazid’in ailesinin de ay tanrısı olan al-ilah’a taptıklarını anlayabiliriz. “british müzesinde babil bölümünde bölüm b de 3-4 heykel ve onların önünde 1 heykel şeklinde heykeller vardır. arkadaki 3-4 heykel ellerini müslümanların dua ederken açtıkları gibi açmış önlerindeki "ay tanrısı" na dua ediyorlar bunun ismi al-ilah. al-ilah ın kızları al-lat, al-uzzat, al-manat ta bu 3 yıldız olarak simgeleniyordu.” (kaynak: the archeology of world religions, jack finegan, 1952, p482-485, 492) (görsel: http://www.bible.ca/islam/islam-hazor1.gif ) müslümanların dua ediş şeklinde ellerini hafif kapatarak açmış ay tanrısı al-ilah'a dua ediyor. aşağıdaki görselde ise al-ilah'ı simgeleyen bir adam ve islamiyetin sembolü hilal görünmektedir. (görsel: http://www.bible.ca/islam/islam-babylonian-moon.gif ) bulunan diğer heykellerin de al-ilah’a dua ederken aynı müslümanlar gibi ellerini havaya açtıkları görülmektedir. islamiyetin sembolünün hilal olması ve her caminin minaresinde hilal sembolünün bulunması ise al-ilah’ın ay tanrısı olmasıyla bir bağlantısı olabileceği konusunda soru işaretleri oluşturmaktadır. işte eski mısırlıların "sin" adını verdiği ve eski putperest arapların ise "al-ilah" adını verdikleri ay tanrısı al-ilah ve onun 3 kızı al-lat, al-uzza, al-manat (bkz: necm 19-20) “araplar islamiyet öncesi dönemde kabe deki 360 tane put arasından en yükseği, en güçlüsü olarak ay tanrısını görüyor ve buna al-ilah (en güçlü ilah) şeklinde ellerini iki yana açarak dua ediyorlardı. yani arapça da "ilah" olan tanrı kelimesi islamiyetle beraber "allah" a dönüştürüldü.” (kaynak: southern arabia, carleton s. coon, washington, d.c. smithsonian, 1944, p.399) “çeşitli arap kabileleri aslında bu ay tanrısına değişik adlar veriyordu bunlardan bazıları "sin", "hubal" ve kureyş te al-ilah. dil bilimciler "allah" kelimesinin "al-ilah" tan türediğini söylerler.” (kaynak: islam muhafazid and his religion, arthur jeffery, 1958, p 85, muhammad at mecca, w. montgomery watt, 1953, p 23-29) “"allah" kelimesi islamiyetten önceki arap yazıtlarında bulunmuştur.“ (kaynak: encyclopedia britannica, i:643) “islamiyet öncesi bazı putperestlerin ilginç gelenekleri vardı bunlar ramazan dedikleri ayda 1 ay oruç tutarlar, mekke ye hacca gidip kabe’nin etrafında 7 kez dönerler, "kara taş" ı kutsal sayar onu öper ve günde 4 veya 5 vakit namaz(salat) kılarlar şeytan taşlarlardı. tabi bunlar kur’an da da bulunur.” (kaynak: is allah the same god as the god of bible?, m. j. afshari, p 6, 8-9, islam, beliefs and observances, caesar e. farah) “ay tanrısını ifade eden "al-ilah" kelimesi islamiyet öncesi dönemde arap şiirlerinde yaygın olarak kullanılıyordu.” (kaynak: encyclopedia of islam, eds. lewis, menage, pellat, schacht; leiden: e.j.brill, 1971, iii:1093) müslümanlar neden putperestlerin al-ilah’a dua ettikleri gibi allah’a dua ederler? ay tanrısı olan al-ilah’ı simgeleyen ay neden islamın da simgesidir ve tüm minarelerin üstünde ay simgesi bulunur? allah’ın adı neden al-ilah a bu kadar çok benzemektedir? allah kendisine isim seçerken ay tanrısı olan al-ilah tan mı esinlenmiştir?Tümünü Göster
-
119.
0o kadar salaksın ki cevap vermek istemiyorum
-
120.
0azhab suresi 56. ayeti şöyledir; “şüphesiz allah, (rahmeti ve nimetleriyle) ve melekleri (de onun bağışlanması için dua ederek), peygambere salât ve selamda bulunurlar. ey iman edenler! siz de ona salâvat getirin, ona tam bir bağlılıkla selam verin. (kendisine bağlılığınızı bildirin)” allah kendi yarattığı hz. muhafazide salât mı eder?
-
kaliteli dondurma varmı alayım 20 kg
-
gerceklikten koptuk
-
köle geldi isten
-
sozlukte herturlu ılegal seyı yazın
-
felaketi beklemek felaketi yaşamaktan zordur
-
kaale alinmayan adam cok cirkinsin
-
feyzo sen intihar etmiyo muydun
-
tayyibe bir hastalık gelse
-
ibrahim tatlıses abdullah uçmak yorumu
-
artık kayra bahsetmeyı bırak saka olsun
-
iki dk güneş alayım dedim
-
focal nickli kayra anayin insta hesabi fln yok mu
-
şeytan yolunu değiştirir
-
kayra bana ozelden komsu kızını
-
bu devirde peygamberlik tutmuyor
-
mematiden inci sözlüğe sesli mesaj
-
bicirik ölmüşş
-
30 da kaldi fettulah sana bana yazma
-
mutlak butlan fln ne
-
yannanımın kıllı başı uzadı yine ahhğ
-
kac kiloya artirdin agiriligi
-
yannanım aşağı inmiyor
-
hiç bir kadın 0r0spu değildir
-
pazarda limon satan oc umarım
-
bakir ya da iliskisi olmayan kardeslerim
-
büfedeki kadın cır cır cır cır konusuyor
-
feyzo uplama
-
feyzo kayradan daha mal
-
1000 dolar versinler ben de yakarım
-
kayra denen kralda
- / 2