dindar kankalar bi bakın liseliler siktirin gidin

net bir soru sorucam beyler: şimdi, ben dinsiz biriyim. açıkçası dindar olmanızla veya olmamanızla da ilgilenmiyorum.

ama, ben ramazanda içki içemiyorum neden? neden ben ramazan ayında içki içiyorum diye bana saldırılınıyor? ulan 2 hafta önce twitterda bir rakı balıkçıda tag attım diye millet bana küfür etti.

niye? arkadaşlar, benim dinim yok. yani içki içip içmemem sizi niye ilgilendiriyor gerçekten anlamıyorum.
eğer müslüman olsaydım ve ona rağmen içiyor olsaydım, tamam, derdim. en azından adamların dini, dine göre yaptığım yanlıştır.

ama ben dinsizim oğlum. niye ilgilendiriyor sizi benim içki içmem?

ciddi sorudur. liseliler gibtirsin gitsin.

neyse beyler, gördüğünüz gibi bu başlıkta da aynı mantıkta insanlar var.

"%98'i müslüman ülkede içemezsin" diyor biri.
öbürü "git evinde iç" diyor.

niçin? arkadaşım, niçin benim özgürlüğümü kısıtlıyorsun?
ben içkiyi sana içirmiyorum ki. seni günaha sokmuyorum. niçin?

inanmasan da saygı duymalısın diyor. napıyorum, müslümanlara domuz eti mi yediriyorum, ağızlarına hortumla zorla içki mi sokuyorum?

beyler. demokrasi bu değil.
demorkasi %99.9999'un içinde, %0.0001'in hakkını korumaktır. unutmayın bu cümlemi.
ben sizin ezanınıza, namazınıza karışmıyorum, ben sizi günaha da sokmuyorum.

ben gidip deniz kıyısında içkimi içip evime dönüyorum.

@34 özgürlük ayakları ne demek ergence?

napıyorum ben, sokak ortasında gibişiyor muyum? ya da çıkıp insanlara zehir mi dağıtıyorum? başka bir şey mi yapıyorum?

bir restoranda oturup içki içmek istemenin nesi ergence yahu. gerçekten anlayamıyorum ve anlayamayacağım.

insanlar birbirlerine niçin karışyor, anlayamayacağım.
dinse, senin dinin. istediğin gibi yaşa, kimse senin dinini engellemiyor. namazını kıl, abdestini al, orucunu tut, kurbanını kes.
bırak dindar olmayanlar da yaşasın.

niçin bir tek sen ve senin gibilerin yaşamasını istiyorsun?

siz 28 şubat dönemi zulüm görürken çok mu zevk alıyordunuz da, şimdi aynı şeyi başka insanlara yapıyorsunuz?
güzel bir şey mi özgürlüklerin kısıtlanması?

@43 nasıl bir saygısızlık yapıyorum şuan onu anlatır mısın arkadaşım?
dininize küfür mü ettim, kuran mı yırttım bir şey mi yaptım?

allahı falan da reddetmiyorum. allahın varlığına inanmıyorum. bu elimde olan bir şey değil. allaha veya herhangi bir tanrıya inandığım herhangi bir gün hatırlamıyorum.

nedir yani, herkes müslüman gibi mi yaşamak zorunda? ben niye içki içemiyorum, niye müslüman gibi yaşatılmaya zorlanıyorum?
ben müslüman değilim.

@48 bu yalnızca bu ülkede ve bu gibi ülkelerde oluyor.
zihinler değişmeli. değişmek zorunda. öyle devrimle falan değil, evrimle değişmeli. ingilteredeki gibi, toplumsal evrimle değişmeli.

dindarlar dinsizlere,
dinsizler dindarlara saygı göstermeli.

çoğunluk, azınlığa saygı göstermeli. başa geçen, başa geçtiği zümrenin değil, herkesin isteklerini yapmalı. yoksa 3000-4000 korumayla dolaşır.

ingiltere başbakanı çıplak ayak ve çakma gözlükle rock konserine gidiyor, etrafında bir tek koruma yok.
neden? çünkü o adama oy atan da, o adama oy atmayan da saygı duyuyor. o da, oy atana da oy atmayana da çalışıyor.

herkes birbirine saygı duyuyor. arada elbette ırkçı şerefsizler çıkıyor, ama öyle azınlık durumda ki onlar, zamanla yok olacaklar.

toplumsal bilincimiz düzelmeli. o zaman işler daha yaşanabilir hale gelecek.

türbanla okula girdi diye o insanı tartaklayan şerefsizler de,
alkol içen insana saldıran şerefsizler de, toplumun bilincinin düşüklüğünden yapıyor bunu.

karşısındakiyle empati kurmuyor, kuramıyor. kendini onun yerine koyamıyor. onun haklarına saygı duymuyor.

ama duyacaklar.
duymayan herkes, 500 yıl önce köle alıp satan adamlara ne gözle bakıyorsak, bugünden 300 yıl sonra o gözle anılacaklar.

@52 kimi genelledim arkadaşım ben?

@54 nedir arkadaşım toplumsal kural?

caddede içmiyoruz,
caddede gibişmiyoruz,
başımızdan aşağı vodka fıskiyesi de dökmüyoruz.

alkol ruhsatlı bir yerde içki içiyoruz, evimize dönüyoruz. nedir toplumsal kural onu söyler misin sen?

toplumsal kural, müslüman gibi yaşamak mıdır?
ben anlatamıyorum herhalde: ben müslüman değilim. müslüman gibi yaşamak zorunda da değilim. sizin müslüman gibi yaşamanıza karışmıyorum, sizin de benim müslümanlığa aykırı yaşamıma karışmayın.

ben size, siz bana dokunana kadar, istediğiniz gibi yaşayın.

@56 niye arkadaş?

ya ben sizi asla anlayamayacağım herhalde.

orucu sen mi tutuyorsun, o adam mı tutuyor? sen oruç tutacaksın diye, niçin o adam su içemiyor? gerçekten asla anlayamayacağım sizin bu mantığınızı.

sizin istediğiniz şey, siz çile çekiyorsanız, herkes çeksin.
siz bir yükümlülüğün altındaysanız, herkes o yükümlülüğe girsin.

böyle bir şey olabilir mi yahu?
müslüman olan sensin; orucunu biz tutacaz, alkolden biz uzak duracaz. niye? bana bir sebep söyle.

naptı adam ağzını açıp içine su mu boşalttı senin?
orucunu bozacak naptı?

@58 neyse birader. benim yazmaya mecalim yok daha fazla.

ama ben anladım, bu memleketin, bir diğerine saygı duyacağı güne kadar önümüzde en az 200 yıl var. en az.
adam kendi ağzıyla "bana karışsınlar, toplum buna hazır değil" diyor. işte, bu sindirilmişlikle, en az 200 yılımız var.

bi 20 yıl, dindarlar ateistlere işkence eder.
sonra bir şekilde cumhuriyetçiler başa geçer, bi 20 yıl onlar işkence eder.
sonra bi 20 yıl da dindarlar
sonra bi 20 yıl daha cumhuriyetçiler.

o sırada ezilenler "abi toplum buna hazır değil sinecez mecbur" der.
ezenler "saygı duyacaksın içki içmeyeceksin/türbanla okula girmeyeceksin" der.

bu böyle sürer gider.
ben anladım. ingiliz halkının toplumsal bilincine ulaşmamış olasılıksız.

@70 saygı senin söyleidğin şey değil arkadaşım.
kim ağzınıza verdi şu saygı lafını bilmiyorum ama;

saygı başkasının hayatına, yaşam tarzına karışmamaktır. ona müdahale etmemektir. ona karışmamaktır.
ben senin oruç tutup tutmamana karışmıyorum, ben sana hakaret etmiyorum, ben senin dinine karışmıyorum.
ben sana saygılı davranıyorum.

ama sen bana saygılı davranmıyorsun.
"ben oruç tutuyorum sen su içemezsin"
"ben namaz kılıyorum, sen müzik dinleyemezsin"
"ben ibadet ediyorum, sen rakı içemezsin"

saygısızlık budur arkadaşım. adamı hasta etmeyin artık. bi tutturmuşsunuz saygı saygı diye.
ben size saygılı davranıyorum. "ben rakı içiyorum sen oruç tutamazsın" demiyorum. ama sen bunun tam tersini söylüyorsun.

niye? seni müslüman olarak yaşatmak için niçin ben kendi haklarımdan taviz veriyorum?

bir akrabanız öldüğünde, o sırada son ses serdar ortaç çalan gece kulüplerine saldırıyor musunuz?
ya da siz annenizin cenazesinden dönerken, yandaki arabadan eğlenceli müzikler çalması durumunda "ulan kapat şu müziği" diyor musunuz?

demiyorsunuz. çünkü onların annesi ölmedi, onların bir yakını ölmedi. çünkü annenizin yasını siz tutacaksınız, o insanlar değil. o insanların eğleniyor olması bir suç değil, bir saygısızlık değil, bir ayıp değil.

herkesin kendi hayatı.
sen oruç tutuyorsun diye, ben niçin hayatımı sekteye uğratıyorum? müslüman olan ben miyim?

içki ruhsatı olan yerlerde, yasalara uygun bir şekilde içkimi içip evime dönüyorum.
oruçlu adamın ağzına bira dökmüyorum. sokakta çıplak dolaşmıyorum. içtiğim içkiyi fıskiyeyle püskürtmüyorum.

sizin orucunuzu engellemiyorum.
sizin orucunuzu, ibadetinizi bozmuyorum.

neyse daha da girmicem bu başlığa.
gerçekten bazı insanlara bazı şeyleri anlatmak olanaksız. uğraşmayacağım da artık.

bir insanın, diğer insanın hayatına karışma hakkı olmadığını anlatabilmem, onların da anlayabilmesi malesef mümkün değil.
başkasının hayatına müdahale etmeyi "saygı" olarak görüyorlar. böyle bir zihniyetle mücadele etmem mümkün değil. bu düşünceleri değiştirme ihtimalim yok. karşısındaki insana saygı duymasını sağlama ihtimalim yok.

bunlar hep basit savunma mekanizmaları.
karşısındaki insanın içki içmesine gıcık oluyor ve bunu "saygısızlık" olarak yaftalıyor, böylelikle o adama saldırdığında "saygısızlık yaptı" diyerek vicdanını temizleyebilecek.
ama saygının ne olduğundan haberi yok.

saygı, karşındaki insanın hayatına müdahale etmemektir. inançlarına karışmamak, yaşam tarzıyla ilgilenmemektir.
ben de tüm müslümanlara saygı duyuyorum, ibadetlerine karışmıyorum.
ama malesef bazı zihniyetler, benim kendi yaşam tarzımı onlara saygısızlık olarak görüyor.

tekrar ediyorum, böyle bir düşünce yapısıyla başetmek mümkün değil. çünkü bu arkadaşların savunma mekanizmaları çok farklı çalışıyor. karşısında saldırmak istedikleri bir insan varsa, ne yapıp ne edip onu "saldırılabilir" ilan ediyorlar.

kimi çıkıp "sen ermenisin, yunansın" diyerek saldırıyor, dövüyor.
kimi çıkıp "sen bana saygısızlık yaptın" diyerek saldırıyor.
kimi çıkıp daha dürüst oluyor "ne bakıyon lan" diyip saldırıyor.

gerçekten mümkün değil.
benim bu dakikadan sonra dileyebileceğim tek bir şey var: müslümanlar, mutlu oldukları gibi herkesin müslüman olduğu, herkesin müslüman hayatı yaşadığı insanların olduğu bir toplumda yaşasınlar.
biz de, bize karışılmayan, kimsenin hayat tarzına müdahale edilmeyen bir toplumda yaşayalım.

çeşitli fikirlerin değiştirilme ihtimali yok malesef.
bu fikirler değişmediği sürece de, farklı düşüncelerin aynı toplumda barınması mümkün değil.
bazıları asla ama asla türbanlıların toplumdaki yerini kabullenemeyecek, bazıları da asla ama asla müslüman gibi yaşamyan insanların yaşamlarını kabullenmeyecek. bu dava asla bitmeyecek. çünkü kafalar kalın, gözler perdeli.

hadi eyw herkese.