soruların çok ciddi ve güzel..
içlerinden bir tek hac ile ilgili olanı cevaplayabilirim.. veya bir ikisi hakkında bildiğim kadar yorum yapabilirim.
herşey affolunur, kul hakkı asla ve asla affedilmez.. yani Hac, kula hakkından yargılanmaya da, sonra işlenen günahların yazılmasına da engel değildir.

Kadir gecesi konusunda; yapacağın farz harici ibadetlerin tamamı nafile ibadettir, nafile ibadet farzı kapatmaz, sevap anlamında eşdeğerliği, "normal nafile ibadete göre bu kadar misli sevap getirir" biçiminde anlamak gerekir.

oruç süreleri, geçmişten beri büyük tartışma yaratmıştır. mesela, ibni fadlan seyahatnamesinde, gündüzün çok kısa olduğu bir bölgede yaşayan bir müslüman, ibni fadlan'la konuşur.. Bu konu da gündeme gelir... adam, gecenin çok kısa olması hasebiyle sabah namazını kaçırmamak için bir aydan beri uyumadığını ifade eder (bence mantıklı değildir, adam, gündüz içindeki vakitlerde de uyuyabilir). bu ve benzeri durumlara karşı islam alimleri, iftar/sahur vs vakitleri için hicaz (mekke) vakitlerini veya islam\'ın hüküm sürdüğü en yakın beldedeki vakitlerin dikkate alınması gerektiğini söyler.. bence baştan savma bir cevap mıdır? herşeyden önce kabe-i muazzama\'yı putlaştıran bir yanıttır ve baştan savmadır.. aynı çelişkiyi ben, namaz vakit sayısında da yaşıyorum. üç mü, beş mi... sünnetler kılınmasa olur mu.. kimileri ayakta sure okurken ellerini yana salıyor, kimileri benim gibi önde bağlıyor. rüku\'da, secde\'de neyi kaç kere okuyacağımız değişiyor..

bu durumda ne yapalım? önümüzde 2 seçenek var.. 1. insanlar Kur'an'ı öyle bir yorumlamışlar ki, kendi eski inançlarını, adetlerini, kültürel değerlerini veya çıkarlarını yorumlarına sokuşturmak için ellerinden geleni yapmışlar.. veya Hadis naklederken, "toplumda iyi imajı olan sahabilerden hadis naklederim" gibi son derece izafi kriterler getirmişler.. öyle ki, Buhari gibi büyük bir hadis nakilcisi, koskoca imam-ı Azam zındıktır diye ondan hadis nakletmemiş.. veya Emevi döneminde üretilen, Hazreti Ali'yi Allah olarak gösterenden tut, kafir olarak gösterene kadar 1423 sahte hadis, sonradan ayıklanabilmiştir. Bunlara takılırsak, "dinde tutarsızlık var" deyip, dini terk etmemiz gerekir.. 2. Diğer seçenekte ise, olaya çok saf bir mantıkla yaklaşırız.. Arayıp bulmaya çalıştığımız, kafa yorduğumuz ve dinin değil, insanların kusuru olan bu tip yorum hatalarına takılmak yerine, görmekte hiç zorlanmadığımız mucizevi yaradılış sürecini, etrafımızda Allah'ın varlığını gösteren açık delilleri dikkate alır, dinde kalmaya devam eder, din alimi gibi detaylara inmek yerine üstümüze düşen ibadetleri elimizden geldiğince yapmaya gayret eder, Kur'an'a bağlı kalırız.. yani iki, üç yorumcunun hastalıklı fikirlerine bakmaz, önümüzdeki gerçeğe bakarız. Allah vardır, birdir, Hazreti muhafazid de mucizeleriyle birlikte gelmiş olan peygamberidir. Kur'an'da da normal bir kitapta bulunamayacak özellikler vardır, yani tahriş edilmemiş gerçektir.. Bu kadar..