-
26.
0@20 öncelikle şunu söyleyeyim adım berkay * ,evet e'nin okunuşu ile ilgili türkçede verdiğin örnekler tatmin edici, ancak bu farklı sesler dili sonradan öğrenen kişiler için sorun çıkartır sonuçta bugün anadili türkçe olan bi insan berkay kelimesini bencildeki e sesi ile okumaz.Tümünü Göster
atatürk'ün şapka inkılabını nedense herkes batılılaşma amacıyla yaptığını sanıyor ya da çok büyük ve çok önemli bir inkılapmış gibi görüyor ancak buradaki nokta atatürkün şapkayı sarığa tercih etmesi gibi basit bir durumdur. bunun da nedeniyse o günün şartlarında laik bir devletin halkının içinde giyilebilecek bu tarz kıyafetlerin hem devlet kademelerinde hem halkın içinde ikililik çıkartabilecek olmasıdır.
dostum arşiv okumak zaten ortalama bir insanın işi değil tarihçilerin işidir * türkiye o dönemde liberal bir sisteme sahip değildi ki kaldı ki bu devrimlerin hiçbir zaman böyle bir özgürlük amacı olmamıştır, verdiğin örnek bence çok alakasız evet bugün okulda yapılan eğitimin kalitesini arttırarak dershaneye olan ihtiyacı azaltabilir ve dershanelere de müdahale etmeksizin kendiliğinden kapanmalarını sağlayabilirsin ancak arapça yayın organlarına olan ihtiyacı latin harflerini öğreterek mi azaltacaksın ? daha doğrusu zaten arapça okumasını bilen adam arapça yayın organları çıkmaya devam ediyorken neden latin harflerini öğrenme ihtiyacı hissetsin ? belki iki alfabeli yayın organlarına da izin verilebilirdi ancak bana bu da saçma geliyor, halk yine yeni harfleri öğrenme ihtiyacı hissetmezdi çünkü.
4 ingilizce sözcüğün 1 türkçe sözcüğe karşılık olması türkçeyi aşağı bir dil yapmaz,ya da sadece tamlamalara ve sıfatlara bakarak bi dilin zayıflığını veya da güçlülüğünü kanıtlayamazsın ben de sana şöyle bir örnek vereyim:
iki kelimelik Türkçe bir cümle 17 kelimelik bir ingiliz cümlesine bedeldir.
- amerikalilastiramadiklarimizdan misiniz ?
ingilizce tercümesi:
-are you one of those people whom we tried-unsuccessfully to make
resemble the citizens of america ?
Ben burada Türkçe zayıftır ya da güçlüdür tartışmasına girmek istemiyorum hiçbir dili başka bir dille karşılaştırarak zayıf ya da güçlü diyemezsin,dil toplumsal ihtiyaçlar sonucu doğar ve sonuç olarak doğduğu toplumun ihtiyacını karşılıyorsa yeterlidir, kelime sayısına bakarak, sıfatlara bakarak, tamlamalara bakarak bir dil hakkında yorum yapamazsın. ilaveten Türkçedeki vurgu gücü hiçbir dilde yoktur.
- türkçe zayıf bir dil
- türkçe mi zayıf bir dil?, türkçe zayıf bir dil mi?, zayıf bir dil mi türkçe?, türkçe bir zayıf dil mi?
- bilemedim ki.
Çalışma yapılmadan alınan bu kelimeler dilde yozlaşmaya neden olur,şu an o döneme gidip insanlara demokrat kelimesinin anldıbını sorsak hepsi bize demir bir kır atı betimlerdi, bence başka bir dilden bir dile kelime aktarılacaksa bu detaylı bir çalışma gerektirir. -
27.
0@21Tümünü Göster
şapkayı sarığa tercih etmek bireysel bir tercihse herhangi bir eleştiride bulunmak yanlış olur. atatürk kastamonuya başında şapka ile pektabi gidebilir ama laiklik dediğimiz şey devletin her dini vs. görüşe eşit mesafede olması ve bunların herhangi birini diğerine tercih etmemesi falan diye kısaca açıklanabilir. memurlar için ya da devlet çalışanları için de böyle bir düzenleme olabilir bu da tartışmaya açık olsa da haklı olduğunu kabul edelim. sokaktaki ortalama insanın sarık giyme hakkını elinden almak kimsenin haddine değildir. hele insanlar sarık giyiyor diye idamlar vs var ki tam bir jakobenlik. jakobenlik ne kadar yanlış tartışılır ama günümüz siyaset felsefesinde çok da tutulan bir görüş değil. halkın içinde ikililik çıkarıyor olması da devlet bazında yaptırıma değer görülecek bir şey olamaz.
arapça ve osmanlıca belge örneğini de tartışabilirim uzun uzun ama hadi orda da haklı olduğunu kabul edelim, bahsettiğim şey daha ziyade toplumsal dildeki yabancı kelimelerin temizlenmesi. bu durum aslında sadece dilde geçerli değil, o zamanki ve devamında şekillenen bir milli yada ulus-devlet yaratma projesi kapsamında değerlendirilebilir.
--- atatürk ün isveç ilişkileri hakkındaki konuşması 3 ekim 1934 ---
Altes Ruayâl,
Bu gece, yüce konuklarımıza, Türkiye’ye uğur getirdiklerini söylerken duyduğum, tükel özgü bir kıvançtır. Burada kaldığınız uzca, sizi sarmaktan hiç durmayacak ılık sevgi içinde, bu yurtta, yurdunuz için beslenmiş duyguların bir yankısını bulacaksınız.
isveç-Türk uluslarının kazanmış oldukları utkuların silinmez damgalarını tarih taşımaktadır. Süerdemliği, önü, bu iki ulus, ünlü sanlı sözlerinin derinliğinde sonsuz tutmaktadır.
Ancak, daha başka bir alanda da onlar erdemlerini, o denli yaltırıklı yöntemle göstermişlerdir. Bu yolda kazandıkları utkular, gerçekten daha az özence değer değildir.
Avrupa’nın iki bitim ucunda yerlerini berkiten uluslarımız, ataç özlüklerinin tüm ıssıları olarak baysak, önürme, uygunluk kıldacıları olmuş bulunuyorlar; onlar bugün en güzel utkuyu kazanmaya anıklanıyorlar; baysal utkusu.
Altes Ruayâl,
Yetmiş beşinci doğum yılında oğuz babanız, bütün acunda saygılı bir sevginin söyüncü ile çevrelendi. Genlik, baysal içinde erk sürmenin gücü işte bundadır.
Ünlü babanız, yüksek kralınız beşinci Güstav’ın gönenci için en ıssı dileklerimi sunarken, Altes Ruvayâl, sizin Altes Ruvayâl, prenses Louise, sevimli kızınız Altes Prenses ingrid’in esenliğine, tüzün isveç ulusunun gönencine içiyorum.
--- atatürk ün isveç ilişkileri hakkındaki konuşması 3 ekim 1934 ---
bu dildeki sadeleştirmenin anlamsız olduğuna birinci elden bir kanıt olabilir sanırım.
ya da güneş dil teorisinin bilimselliğinde (!) görebilirsin bu durumu.
yada türk tarih kurultayında tartışılan tezlere bak tutanak ve raportlardan daha bir o kadar da rapora geçilmeyecek kadar saçma yalnızca katılımcıların anılarında anlatılanlar var.
ayrıca eski kafalı önüne arap ve latin alfabelerini koyduğunda arap alfabesini tercih eden insana da yapıcak bir şey maalesef yok zaten arap alfabesini yasaklayınca da tatmin edici bir düzeye ulaşmıyor okuma-yazma oranı. okullarda vs. öğrencilere öğretilerek latin alfabesi zamanla yerleştirilebilirdi. daha uzun bir zaman alsa da ahlaki olarak daha doğru bir davranış. tek parti döneminde yapılan şey tam bir pragmatizm ki savunan filozof sayısı bile bir elin parmaklarını geçmez.
-türkçenin zayıf bir dil olduğu konusunda
zayıflık ya da zenginlik göreceli değerlendirilmesi gereken sıfatlar. urartuca hititçeye göre daha zengin bir dil olabilir ama türkçe her ikisinden de daha zengindir.
burada anlatmak istediğim şey , farklı durumları ifade eden farklı sözcüklerin olması. elbette türkçe sondan eklemeli bir dildir ve kelimeler böyleye türetilebilir ama fransızcadan örnek vereyim yine, fransızcada fiil çekim kitabında gördüğüm kadarıyla kayıp olan çorabını bulmak, denizden ağ ile uskumru balığı tutmak vs. durumları için tek fiiller var görsen aklın durur. bunlar çok da kullanılan kelimeler değil ama zenginlik açısından örnek bir durum diye söyledim. örneğin arapçada ve farsçada da soyut kavramları karşılayacak çok hoş kelimeler mevcut. ingilizcedeki cinayet champ lexical indeki kelimeler için ( bir konudaki farklı kelimeler ölüm champ lexical örneğin katil morg maktul falan gibi düşün) ezber çalışırken her kelimenin yanına şiddet, cinayet vs yazardım. ama hepsinin arasında ufak nüanslar vardı örneğin arapçada farklı kelimelere karşı farklı karşılıkların olduğunu gördüm. ingilizcenin zengin bir dil olduğunu kabul ediyorsan örneğin arapça da bu yönüyle oldukça karşılayıcı bir dil. çok iyi anlatamamış olabilirim durumu ama anlayacağını umuyorum.
kelimelerde de yozlaşma olsun bugün bon coeur dediğin kelime (bonkör diye okunur) iyi kalpli falan demek fransızca ama bize cömert diye geçmişse öyle kullanırız en fazla bir fransızın yanında söylediğinde sırıtır. laikliği sekülerizmi yıllarca yanlış anladı bu memleket nolcak sanki. dolayısıyla dile müdahele olmadıkça yozlaşma falan olmaz yozlaşma olduğunu iddia etmek yalnızca elitistliktir.
hadi evyole -
28.
0@22Tümünü Göster
http://www.youtube.com/watch?v=z_tGHJoNTLY
3.40ı açarsan atatürkün sarıklı bir din addıbına ne kadar samimi davrandığını görürsün,amasya gezisinden bir görüntü bu,ilaveten tarih 22 kasım 1930,(kaynak için http://uyg.tsk.tr/ataturk...aturkun_yurt_gezileri.htm buraya bak atatürkün tüm yurt gezileri yazıyor)yani şapka inkılabından sonra,demem o ki atatürk döneminde kimse şapka giymedi diye asılmamıştır,nedense bu iddiayı ortaya atanların hiçbiri bir tane bile belge koyamıyor önüme ama belki senin vardır ?
o dönemde dil çalışmaları daha yeni başladığı için bu tarz gereksiz kelimelerin kullanımı normal ancak bir sonraki yılda atatürkün yaptığı konuşmalara bakarsan bu tarz kelimelerin olmadığını görürsün çünkü atatürk illa ki anlamıştır bu kelimelerin kullanımının yaygınlaşamayacağını konuşmalar için;
http://uyg.tsk.tr/ataturk...%C3%B6ylevvedemecleri.pdf
bu da 1935 meclis açılış konuşması http://uyg.tsk.tr/ataturk...emec/1%20KASIM%201935.asp
bu tarz teoriler saçma olabilir ancak bu çalışmalar 600 yıl boyunca türklüğü aşağılanmış ve önemsenmemiş bir milletin kırılan gururunu yeniden diriltme çalışmalarıdır ilaveten bu tezlerin esas amacı dilimizin ve tarihimizin nereden köken aldığını öğrenmek içindir.
bence okuma yazma oranı tatmin edici bir düzeye ulaşmıştır 1935 yılında okuma yazma oranı yüzde 20,1928 yılındaki oranın 2 katı,ülkenin bir an önce yetişecek aydınlara ihtiyacı var,o yüzden böyle bir vakit kaybı göze alınamaz.
bu tarz kelimeler sadece başka dil çalışırken zorluk çıkartır zaten diller arası olan yapısal farklılıktan dolayı çıkan bir zorluluktur bu,bugün dile hakim hiçbir kimse cinayetle ilgili birtakım kelimeleri söylerken hiçbir sıkıntı yaşamaz belki senin dediğin gibi ingilizcedeki bir kelimeye karışılık olan şeyi bir ek ya da bir kelime ekleyerek anlatabilir bu sıkıntı değil.yani benim demem şu ki kelime sayısına göre bir dilin gelişmişliğinden bahesedemezsin.bizim dilimizden fazla kelime varsa ne olmuş yani ? onların ayrı ayrı oluşturduğu kelimeleri sen bir tane kelimeye 10 tane yapım eki getirebilerek çok rahatlıkla oluşturabilirsin.örneğin bilmek fiilini ele alalım:
bilmek<<to know
bilgi<<knowledge
bilgiç<<?
bildiri<<?
bilişim<<?
bilge<<?
bilgelik<<?
bilim<<science
bu özellik türkçeyi aşağı bir dil değil,kolay öğrenilebilir bir dil yapar.
bizim zaten cömert gibi bir kelimemiz var neden bonköre ihtiyaç duyalım ? laikliğin sekülerizmin nesi yanlış anlaşılmış ? bu ülkenin 4'te 3'üne sorsan sekülerizm ne bilmez.laikliğin de tanımını çoğu yapar.
-
tyler dursunn bacınıı
-
sırtlancanlar toplandı
-
zalinazort anayin kafasına rakı şişesi
-
mobil uygulama gelsin artık geri
-
ccrammsteinccc bıçaklarımı biledim geldim
-
rammstein çıkış yapsana
-
ataturk yuceltme basligi
-
google inci sozluk yazınca niye girmiyor
-
mentalcel bu eskidi yenisini at
-
zalinazort kayrayı aşağılayıp ortama dahil olma
-
bu karadenizliler ne bicim millet la
-
melek göz ün tam olarak vasfı ne
-
kayranın 4 duvar arasında sinir krizi geçirip
-
axento nabıyon lan
-
hayar arrtıgı çok konusma
-
adam alt tarafi rap yapti nerede
-
en az 41 numara
-
şuku ver hemen
-
ozgur ozelin kirmizi karti
-
beyler masaj salonlarını bırakamıyorum
-
beyler 72 saat istirahatliyim
-
zalinazurt yazılımcıymış
-
troll bilimine gülen çocuklardık
-
google lens geldi harun abi devri kapandı
-
türkiyede ekonominin iyi olduğu gerçeği
-
burda tek hesabı 2 kişi kullansak sorun olurmu aga
-
arkadan zorla osurtuldum
-
kelek goz sentenza kalpten gideceksin
-
eski sevgilimle masaj salonunda tanıştım
-
bir incici doğuyor
- / 2