selam elimden geldiğince bu konuyu açıklayacağım, çünkü artık bu konuda konuşurken suratıma vuran cehaletten yüz felci olmak üzereyim.

diktatör adı üstünde istediği her şeyi yaptırabilen, dikta edebilen kişi demektir. yani bir küfür hakaret aşağılama değildir. bahsettiğim güce sahip kişiyi anlatmak için kullanılan bir kelimedir.

peki bu istediği her şeyi yaptırma meselesi cumhuriyetlerde olabiliyor mu olabiliyorsa nasıl oluyor?

cumhuriyet dediğimiz olay devleti yönetecek olan 3 erkten 2inin (yasama ve yürütme) dolaylı veya doğrudan yolla halk tarafından seçilmesi belli bir görev süresi sonunda seçimlerin tekrarlanması şeklinde işler.

bu şartlar altında da diktatörlük pekala mümkündür.

örneğin şuan ki başkanlık modelimizde başkan partili olduğu için ve kendi partisiyle beraber aynı anda seçime girdiği için yasama organıyla (tbmm) yürütme organı (başkan ve bakanlar kurulu) tamamen aynı siyasi görüş(ve liderin) kontrolünde olacaktır. bundan daha doğal bir durum yoktur. bir kişinin cumhurbaşkanlığı seçiminde bir partinin adayına oy verirken aynı adayın partisine milletvekilliği seçimlerinde oy vermemesi gibi saçma bir şey olası değil.

geriye kaldı 2 erk (modern dönem teorilerinde; demokrasinin, yasama yürütme yargının yanında medya gibi bir erke de sahip olduğu görüşü güç kazanmaya başladı)

yargı dediğimiz erkin bazı üst mahkemeleri var bildiğiniz gibi yargıtay danıştay ysk anayasa mahkemesi gibi.

işin komik yanı şu ki bunların çoğunun ataması tbmm ve başkan tarafından yapılıyor yani yargı da yürütme ve yasama (yasamanın mevcut sistemde yürütmeyle göbek bağı olduğunu yukarıda yazdım) tarafından belirleniyor.

kaldı geriye medya bu konuda şöyle bir örnek vereceğim doğan medya grubunun demirörene satılması sonrasında ismini vermeyeceğim bir milletvekili (googleda açıklamayı yazark ismine ulaşabilirsiniz) çıktı ve dedi ki eğer aydın doğan yerli ve milli olsaydı halkın seçtiklerine saygı duysaydı şuan hala medya patronuydu.

yani demem o ki canım kardeşlerim diktatörlük için " ben diktatör olsam çıkıp bunu söyleyemezsiniz" gibi bir savunma manasızdır. ve şuanki sistem o kadar garip ki dünyanın en tatlı adamı da gelse öyle bir sistem var ki adam koltuğa yarı diktatör olarak oturacak. tek yapması gereken medyayı biraz kurcalaması (:

tarihsel bir soruya da kendimce cevap vereyim Atatürk diktatör müydü ? gibi bir soru var benim cevabım şu; evet diktatördü zira Atatürk vefat edene kadar devlet başkanlığı görevini yürütmüş ve ülkede tam hakimiyeti söz konusu olmuştur ancak yıllar sonra adamın icraatlarına bakınca adamın ileri görüşlülüğü hizmetleri bir milleti küllerinden yeniden çıkarması yaptığı yatırımlar devrimler bu halka çok şey kazandırmıştır. yani halkını düşünen ve bunun için çalışan dbir diktatördü ki buna da kısaca jakoben diktatör diyoruz.( jakobinizm anlayışı çok geniş bir konu ama kısaca "halk için halka rağmen" diye özetlenir hep.

umarım buraya kadar okumuşsunuzdur. sevgiler.