evet, dün soruları alayım adı altında bir başlık açmıştım. dhkp c örgütünün amacını, işleyişini,ne gibi aşamalardan geçtiğini, amacını ve bu amaca giderken neler yaptığını anlatıcam. sizin sorularınıza da cevap vericem. kim olduğumu gibtir edin, yaklaşık 10 yıl bu örgütün içinde yer aldım. zütü zor mu kurtardım evet.. o kadar doluyum ki beyler. belki o feda eylemlerinde ölenlerden biri de ben olacaktım. sizlere kanınızı donduracak bilgiler ve belgeler vereceğim. beni 1 kişi dinlese yeter.

karlı bir aralık gecesi. lisedeyim. sınıfta komünist bir arkadaşım var, dev gençli. ben de ilgiliyim tabii o sıralar her lisenin ilgili olacağı kadar. arada geliyor konuşuyoruz. bir gün bana grup yorum'un büyü şarkısını dinletti, işte her şey o zaman başladı

o günü dün gibi hatırlarım, bütün gün büyü şarkısını dinlemiştim. sonundaki büyüyüpte 17'ine geldiğinde baban sana idamlar alacak sözü beni derinden etkiledi, erdal eren'i araştırmaya başladım.

araştırdıkça işin içine girdim, arkadaşımla daha sık görüşmeye ve neler yapabileceğim konusunda bilgi edinmeye başladım. bana sosyalizmin alfabesi'ni ve komünist manifestoyu verdi ve oku dedi.

bir solukta okudum kitapları, kitapta anlatılanlar harikaydı. kendimi devrimci hissetmeye başlamıştım işte o gün. manifestoyu okuyanlar bilir, başında bir hayalet dolaşıyor der. o arkadaşım bana o hayaleti türkiye'de biz var edeceğiz dedi. inanılmaz etkileniyordum. ama bir yandan da korkuyordum.

arkadaşıma korktuğumu, geleceğimin kararacağını düşündüğümü söylediğim de, kitapları okumaya devam etmemin gerektiğini söyleyip beni evlerine bir gece kalmaya davet etti. siyaset konuşmayız makara muhabbet yaparız dedi. eyvallah dedim.

evine gittiğimizde annesi vardı. annesiyle babası ayrıydı. arkadaşımın odasına girdiğimizde duvarda lenin'in,mahir çayanların, deniz gezmişlerin resimi kaplıydı. annesi çay demledi. çayımdan bir yudum aldım ki,başladı anlatmaya.

çok iyi hatırlasam da sanırım bana seher şahin'i anlattı. bilmeyenler google bakabilir. ya seher şahin ya sibel yalçın. bu uğurda yitirilen canlardan bahsetti. kendisinin dev gençli olduğunu, illegal bir örgüt olmadıklarını, legal çalışmalar içinde bulunduklarını söyledi. mahirlerin kızıldere olaylarını anlattı. çıldırıyordum ulan. bir an önce eylemlere koşmak istiyordum. ama önümde bir engel vardı sözümün geçmediği; korkum!

o aralarda hayata dönüş operasyonunun yıl dönümüymüş. eyleme çağırdı beni. liseliler olarak yapılacak bir eylemmiş. gelir bakarsın, sonrasında bir çay içeriz hep beraber. korkulacak bir şey yok. kimse seni zorla tutmaz merak etme, sadece pişman olma gel gör dedi. iyi dedim ulan, gelelim amk.

gittik, hava da züt kesiyor. sloganlar havada uçuşuyor. beni gören hoşgeldin ismim xx memnun oldum diyip alana geçiyor. vay amk ne sıcak bir ortam lan bu diyorum kendi kendime. eylem bitti. haydi okmeydanına!

arkadaşımın arkadaşının evine geçiyormuşuz meğer. ulan 15 kişiyiz. anası babası ne der diyorum. neyse annesi açıyor kapıyı, geçiyoruz bunun odasına. dakikasında siyasi tahliller, analizler havada uçuşuyor.

biri çayanizmden bahsediyor biri leninizmden. ulan ben daha alfabeyle manifestoyu okumuşum. ne işim var lan sizin içinizde benim diyorum. gibtir et diyorum kendi kendime, kalkar giderim 1 saate. hasgibtir! o da ne? oklar benim üzerime yöneliyor birden. kendimi anlatmamı istiyorlar. ne tak yicem lan ben şimdi? arkadaşım atlıyor hemen, okuldan arkadaşım yoldaşlar diyor, yoldaş mı? o ne lan? hoşgeldin diyor hepsi yine tek tek. hepsinin ilgisi benim üzerimde. çay getirelim. çayı tazeleyelim. al sigara iç. sigara da kullanmıyorum o dönemlerde. vay dıbına koyim lan, ne güzel insanlarsınız siz.

adamlar, benim yanımda gelecek eylem planları yapıyorlar (illegal değil, basın açıklaması vs) lan diyorum bu adamlar niye güveniyor bana..

not : örgütleme taktikleridir beyler. size güvendiklerini hissettirmek için birebirdir.

daha sonra herkeste bir sessizlik, biri eline saz alıp başlıyor söylemeye. o nasıl ses lan öyle? diyorum.

alnında yıldızlı bere
elinde mavzeriyle
çıkıp dersim dağlarında
türkü söylemek var ya..

ulan bu nasıl türkü? nereye düştüm ulan ben diyorum? hep beraber oluşları, o kaynaşma ortamı... süpersiniz lan diyorum.

türkü bittikten sonra, pazartesi ateş başı sohbet var. ananın amı! ateş başı sohbet ne lan? soruyorlar gelir misin? kaçırır mıyım lan, ortdıbınızı yiyim. akdeniz akşamları falan söyleriz herhalde amk. aralarından bir bayan çıkıp türkü yakıp ısınacağız pazartesi akşamı diyor. yuh amk ne güzel cümle kurdun lan sen öyle.

orada mısınız olm?

neyse madem dinleyen yok gibtir et.

@40 kardeş biz de bunu anladığımızdan yazıyoruz. biz yaptık bi hata başkaları yapmasın diye.

madem ısrar ettiniz devam edeyim beyler.

pazartesiyi bekliyorum sabırsızlıkla, ateş başı sohbet yapıcaz. deli gibi de şarkı dinliyorum. ezberlicem eşlik edicem onlara. pazartesi geldi. başladık türkü çığırmaya.. gazi mahallesindeyiz. saat 7 gibi, hava züt kesiyor, ama kimsenin gibinde değil. 10 kişi başladıysak o ana kadar 50 kişi olmuşuzdur. o da ne? polis geliyor!

başlıyorlar polisle çatışmaya. ulan polis bizi korumuyor muydu? alfabede böyle bir şey yazmıyordu ki! ne yapıcam lan ben şimdi. yoğun çatışma oluşuyor. arkadaşı gören cennetlik. ne yapacağımı bilemiyorum derken sırtımda bir el.. dönüp arkama bakmaya fırsat vermeden yere yapıştırıyorlar beni. polisle tanışıyorum o gün ..

ekip otosundayım. kelepçeli. ulan ne tak yicem ben? babama söylerler mi? söylerler tabi lan. yaşın kaç başın kaç. ekip otosuna bindiğimde tam hatırlamasam da benden önce 2 kişi var. benden sonra doluyor. çatışmalar devam ederken şöför polis alıp zütürüyor bizi karakola.