Bu tespiti okuyun.

Romanya lideri Çavuşesku ve Tayyip Erdoğan aynı kişiler. Sadece suratları ve yönettikleri ülke farklı.

Her ikisi de:
- Çocukken babalarından şiddet gördüler.
- 49 yaşında başbakan oldular.
- ilk başa geçtikleri zaman sıfatları sadece parti başkanıydı, ülkeyi biraz öyle idare edip sonra başbakan ünvanı aldılar.
- ilk başta demokrattılar. Sonra giderek otoriter ve baskıcı oldular.
- Kentsel dönüşüm projeleri yaptılar.
- Eşlerini asla yanlarından ayırmadılar. Birinin hanımın adı Eleni'ydi, diğerininki Emine.
- "kadınlar daha çok doğurmalı" ve "kürtaja karşıyım" dediler.
- 1000 küsür odalı saray yaptırdılar. "Bu devletin sarayıdır, benim değil" ayağına yattılar.
- ilk başa geçtiklerinde Batı tarafından desteklendiler. Zamanla herkesle düşman olup yalnız kaldılar.
- Medya üzerinde denetim kurdular.
- Ekonomiyi bir süre iyi idare ettiler.
- Halkı toplayıp balkon konuşması yapmayı çok severlerdi.
- Ülkedeki azınlıklarla bir türlü uzlaşamadılar.
- "BAŞKANLIK sistemine geçmeliyiz" dediler.

Sonra bakın ne oldu. Çavuşesku başkanlık sistemi kurdu Başkan oldu. Birkaç yıl sonra Romanya'da isyanlar çıktı. O güne kadar güya her vatandaş Çavuşesku'yu çok seviyordu. Ama isyanlar yayılıp rejim sallanmaya başlayınca Çavuşesku'nun yanında bir Allah'ın kulu kalmadı. Balkon konuşmalarına çıkınca herkes onu yuhaladı.

O zaman görüldü ki, insanlar "herkes Çavuşesku'yu sever" diye düşündükleri için kendilerini Çavuşesku'yu sevmeye zorlamıştı. Aslında sadece korku vardı, sadakat değil.

Çavuşesku'nun sarayı halk tarafından basıldı. Adam koşa koşa çatıya çıkıp helikopterine atladı. Helikopterinin pilotu, onu ve eşini bir tarlaya indirip başından savdı. Devrik lider aynı gün, bir Noel günü; tutuklandı, yargılandı ve idam edildi.

O günlerde dünya kamuoyu buna inanamamıştı. Tüm halkın taptığı, tüm dizginleri elinde tutan bir başkan nasıl olur da böyle, bir üflemede devrilip giderdi?

Bu hikayeden ibret alması gerekenler var. Aksi taktirde, bir Kurban Bayramı günü, kim bilir... kader onların da biletini kesebilir.