bu tarz mevzular genelde kahvehane köşelerinde sokaklarda konuşulmasından şikayetçi olanımız çok. Aramızda ileride devleti belkide yönetecek arkadaşlar da bulunmakta. O yüzden aklı selim arkadaşlarla bu konuda fikir sahibi olan, benim de düşündüğüm şeyler var diyen arkadaşları bekliyorum. Konuşalım tartışalım. Ergenler yüzünden mizah bitti bari mühim konuları konuşalım. Zaten kurulan cümlelerle ergenler kendini belli edip kimse onları iplemez. Beyin fırtınasına davetlisiniz. Benim ilk fikrim şudur;

Köy enstitüleri faal hale gelmeli. Mazot köylüye tarımla uğraşan insana %50 indirimli verilmeli. Zaten bu kadar kısmı vergiye gidiyor. Yani sıvı yakıt şirketleri zarar etmediği için ayaklanmaz. Devlet vergiyi kısmış olur. Köylü ekmeye biçmeye başlar. Gübre türk lirasını referans alarak ithal edilmeli ama gübre ithalii gerekirse. Böylece euro veya doların yükselip düşmesine göre zarar riski ortadan kalkar. Köylü üretmeye başlar kazanır eli para görür. Sonra alışveriş yapar yeni malzemeler alır ürünler ucuz olur ülkede para hareketi hızlanmaya başlar. En başta köylünün eli para görürse herkesin eli para görmeye başlar.

2) Üniversitelerde ( mühendislik alanında bulunduğum için sadece bu alanda fikir yürütebiliyorum) mühendislik fakültelerinde verilen dersler çok da yeterli değil. Sanayi kuruluşlarıyla iş birliği arttırılıp ders müfredatı ihtiyaca göre belirlenmeli. Uzun vadeli hesaplarla yaş hesapları, uygunluk vs. hesaplamaları doğrultusunda oluşabalicek ihtiyaca göre her yıl mühendislik öğrencileri için gereken kontenjan belirlenmeli. Üniversite sadece okunmak için okunmamalı. Devletin ihtiyacına göre kontenjanlar belirlenmeli. Sınavlarda belirli bir seviyeyi geçemeyen kişiler mühendislik okumamalı. Adam matematik fizik sorularında 5 10 doğru yapıp müh.lik okumamalı. Sonra mühendislik hesabı yapılan ileri matematik ve fizik konularında bocalayıp kalıyorlar. Müfredat ezberlenmek yerine düşünmek üzerine kurulmalı ki ülkemizde Ar-Ge çalışmaları doğru düzgün olsun