+26
-33
yer: kuzey afrika büyük sahra
türkiyeden safari grubuyla çıktık yola kuzey afrika senin güney afrika benim dolaşıyoruz. nerede iki gram su bulsak çadırları kurup kamp ateşini yakıp birbirimize ciks hakkında hikayeler anlatıyoruz. grubumuzun temsili tek dişisi bana tahsis edilen deve süleyman. adının süleyman olduğuna bakmayın, sürmeli gözleri, bembeyaz dişleri, allı pullu yanakları vardır.
son bulduğumuz vahadan sonra yola koyulalı 2 gün olmuş fakat yeni su kaynağı bulamıyoruz. moraller sıfır. hava 55 derece ortalık adeta kumdan cehennem. kaynak bulabilmek için ayrılmaya karar verdik ilk bulan ateş yakıp dumanla işaret verecekti. süleymanla başbaşa kalışımızın 22.saatinde ben bir vaha buluyorum. vaha değil adeta niyagara şelalesi. gürül gürül akıyor buz gibi çağlayan. önce serçe parmağımı daldırıp tadına bakıyor, sonra ecdadımdan aldığım terbiye ile kana kana içiyorum. derken sülo ile göz göze geliyorum. gel buraya dilber dudaklım diyip yularından tuttuğum gibi sokuyorum bunu suya. tabi hoşuna gidiyor şırfıntının. orasını burası suyla ovalayarak yıkıyorum deve oğlu devenin çocuğunu. kukuşunun oralara geliyorum sımsıcacık zevk-i sefa sularını salıyor üzerime kokusunda ağır tahrik var gel beni kuma dübelle erkeğim diyor kendince. durur muyum arka dizlerine vuruyorum duman için aldığım odunu domaltıyorum bizim süloyu boyu boyuma denk geliyor. geçiyorum arkasına sürüyorum sıcaktan yanmış gibimi bana açılan şeftali gibi amcıktan içeri. odun yakmaya gerek kalmıyor dumanla haberleşmek için. aşkımızın ateşi sarıyor dört bir yanı. selam duruyor tohumlarım çöl-ü saharaya...
