-
1.
0Evet beyler Dev cin ve hayalet hikayeleri arşivi.
Korkulacak birşey yok yüce Allah ;
Ben cinleri ve insanları bana kulluk yapsınlar diye yarattım
Lakin inançlı ve inançsız olarak 2 ye ayırılan cinler mevcuttur bizim korkmamız gerekenler inançsız olanlar insanlarla dalga geçmeyi severler vesvese verirler
Onlarla başa çıkabilmenin yolu Ayet el kürs-i den geçmektedir. inançsız cinler insanlara 2 olaydan birisi gerçekleşince saldırır(dalga geçer)
1.si Kendilerini zayıf hissettiklerinde
2.si bizleri zayıf gördüklerinde.
Edit: Bu hikayeler uydurma değildir, hepsi yaşanmış hikayelerdir.
-
2.
0Bataklıkta Uyanan Genç
1985-1986 yıllarıydı. Pazarcılık yapan bir arkadaşımın başından enteresan bir olay geçmiş. Arkadaşım, bir akşam üstü evinde otururken kapı çalınıyor. Bir arkadaşı ağabeyinin askerden gelmek üzere olduğunu ve birlikte karşılamaya gitmek istediğini söylüyor. Arkadaşım da hazırlanarak iniyor ve birlikte yola çıkıyorlar. O zaman yan tarafı bataklık olan bir yol vardı. Yolda ağabeyinden bahsediyorlar. Adam, "Burası daha kestirme... " diye onu bir başka yola çekiyor. Tam o sırada akşam ezanı okunmaya başlayınca adam kayboluyor. Arkadaşım uyanıyor, kendini dizlerine kadar bataklığın içinde buluyor, çok korkuyor. Doktorlara, cinci hocalara gitti. Üç-dört ay kadar tedavi gördü. -
3.
0
-
4.
0Beni Kurtarın!
Bir köyde karı-koca birlikle yürürken caminin hemen yanında biri eşarplı digeri açık iki genç kız görürler. Eşarpsız olan kız diğerini çekiştirerek "Sen evden kaçtın, annem babam seni bekliyor, eve zütüreceğim." diyerek dağa doğru zütürmek istiyor, orada da hiçbir ev yok. Karı-koca şaşırdık diyorlar. Eşarplı kız ağlıyor. "Bırak beni, ben kaçmadım." diyor. Eşarplı kız onları görünce yardım istiyor, onlar da kıza yaklaşıyorlar. Eşarpsız kızın gözlerindeki ışıla dikkatlerini çekiyor ve korkuyorlar. Eşarplı kız, "Bu Cinlidir. Beni kurtarın!" diye yalvarıyor. Gözleri ışıltılı olan açık kız ise, "Sen karışma, bu evden kaçtı, geri zütüreceğim." diyerek karşılık veriyor. Onlar, "Ama orada hiç ev yok ki!" diyorlar. Adam, kız olduğu için müdahale de edemiyor. Son olarak Caminin bitişiğinde oturan imama sesleniyor. imam gelerek onlara bir şeyler okuyor. Kızın ailesi gelinceye kadar onları evinin bir odasında tutuyor. -
5.
+1Bir Yurtta Bütün Öğrenciler Birden Mehmet Ali Ağca Olursa Ne Olur?
Edirnekapı Öğrenci Yurdu'nda anlatılan bir diğer öykü de Mehmet Ali Ağca ile ilgili. 12 Eylül öncesinde bir ara askere tahsis edilen Edirnekapı Öğrenci Yurdu'nda Ağca'nın bir süre tutuklu kaldığı iddia ediliyor. Aradan yıllar geçtikten sonra Ağca'nın yurtta kaldığı odaya bir öğrenci yerleşiyor. O akşam çocuk, yan ranzada aşina olduğu bir yüz görüyor. Yakından baktığında ranzadaki öğrencinin Mehmet Ali Ağca olduğunu fark ediyor. Büyük bir şaşkınlık geçiren çocuk, diğer ranzadakilere sesleniyor, onlar da dönüyorlar Bir de ne görsün, onların da hepsi Ağca. Korkuya kapılan çocuk eşyalarını toplayarak ayrılıyor yurttan. Bir daha uğramak mı o yurda? Tövbeler olsun!!! -
6.
0Cin Kılığına Girmiş Bir Keçi Gördünüz mü?
Olay, bir köyde geçiyor. Köylünün biri, sabaha doğru bir işini halletmek üzere at arabasıyla komşu köye gidiyor. işini halledip köye dönerken yolda meleyen bir keçiye rastlıyor. 'Herhalde köydeki birine aittir, kaçmıştır' diyerek arabasının arkasına alıyor. Bu arada enteresan bir gelişme oluyor. At, bir türlü gitmiyor. Dehliyor, kırbaçlıyor, ama at bir adım dahi atmıyor. Aklına birden keçi geliyor adamın. Arkasına döndüğünde keçinin kıpkırmızı ve ışıldayan gözleriyle karşılaşıyor. Hemen dua okuyor, can havliyle keçiye bir tekme atarak yere düşürüyor. Keçi düştükten sonra at zembereğinden boşalmış yay gibi yerinden fırlıyor. Adam kendini eve zor atıyor. Ertesi gün köylüler olayın olduğu yere gidiyorlar. Tekerlek izleri keçinin alındığı yere kadar normalken, arabaya alındığı yerde derin tekerlek izleri olduğunu görüyorlar ve sonra yine normal tekerlek izleri... Adam, o gün bugündür, yanına kimseyi almadan köy dışına çıkmıyor. -
7.
0Cinlere Namaz Kıldıran imam
Tokat'ın bir Kazasında anlatılan bir hikaye halk arasında cinlerin görünebilir olduklarına bir örnek olarak anlatılıyor. Hikaye şöyledir: Ulucami imamı, bir sabah namazını kıldıktan sonra dua etmek için arkasını döndüğünde hiç tanımadığı bir grup tuhaf insanla karşılaşır. Alnından soğuk terler akan imam, cesaretini toplayarak, onlara kim olduklarını, nereden gelip nereye gittiklerini sorar. Aralarından biri hocaya, "Biz Oğlan Deresi'nde yaşayan Müslüman cinleriz. Oğlan Deresi'nden Güvercinlik Çalı'na gelin zütürüyoruz. Geçerken, sabah ezanı okunduğunu duyunca namaz kılmak için camiye geldik." diyor. Oğlan Deresi ve Güvercinlik Çalı. cinlerin yaşadığına inanılan iki yerdir. -
8.
0Çoban Köpeği
Akrabamın anlattığına göre çobanın biri varmış. Bu adam, geçimini yetiştirdiği koyunlardan sağlıyormuş. Tabii bu adamın
bir de köpeği varmış. Koyunlara bekçilik eden bu köpek, koyunları sabah çıkarıp otlatmaya zütürüyormuş. Akşam olunca da eve getiriyormuş. Adam, köpeğinden çok memnunmuş. Adamın bir tek merak ettiği birşey varmış, o da köpeğinin koyunları akşam eve getirdikten sonra yemeğini bitirip ortadan kayboluşuymuş. Adam, en sonunda şüphelenip köpeği takip etmeğe karar vermiş ve ertesi gün adam, köpeği koyunları eve getirdikten sonra yemeğini vermiş ve izlemeğe başlamış. Köpek, yemeği bittikten sonra ormana doğru gitmeye başlamış. Adam, takip ederken köpeği gözden kaçırmış. Ertesi gün yine takip etmiş, bu sefer daha yakın olarak. Köpek, uzak bir yol aldıktan sonra bir mağaraya girmiş. Adam dayanamayıp arkasından mağaraya girmiş ve ne görsün: cinler! Köpeğine, "Hoşgeldinnn kara oğlannn!" dediklerini duymuş. Adam, hemen oradan kaçmış. Ertesi gün, köpek koyunları otlatmaya geldiğinde adam, köpeğe "Hoşgeldin kara oğlan." dediğinde, köpek deliler gibi koşmaya başlamış ve bir daha geriye dönmemiş. -
9.
0Çöl CiniTümünü Göster
Arkadaşlar, bu anlatacağım hikaye bir kitaptan alıntıdır. Sizi temin ederim ki gerçektir... Bir tüccar gurubu, mallarını satmak için develerle çölü geçmekteydiler. Vakit akşam olunca çölün aşağı yamaçlarında bir yerde konaklamaya karar verdiler ve çadırlarını kurdular. Çölü iyi bildiklerinden nerde konaklayacaklarını ve nerede su olduğunuda iyi biliyorlardı. içlerinden biri, arkadaşlarına dönerek, "Şu tepenin arkasında su var. Ben, biraz su alıp geliyorum." diyerek aralarından ayrıldı. Aradan belli bir süre geçti ki ne gelen var ne giden. içlerinden bir diğeri, "Ben ona bakmaya gidiyorum. Başına bir iş gelmiş olmasın." diyerek tepeyi aştı ve gözden kayboldu. Bir süre sonra o da geri dönmeyince, diğerleri de gittiler; fakat giden geri dönmüyordu. En sonunda kervanda bulunan genç ve güçlü bir tanesi, yanına kılıcını ve bir arkadaşını alarak tepeyi aştı. Arkadaşı, Aman Ya Rabbi! dedi. Bir kadın var çırılçıplak ve çok güzel. Bizim arkadaşlar da orada eğleniyorlar. Ben de yanlarına gidiyorum. dedi ve hızla güzel kadının yanına koştu. Genç ve güçlü olan onun peşinden ağır adımlarla gidiyor ve onu engellemeye çalışıyordu. Adam, kızın yanına vardığında herkesin parçalanmış ve organlarının etrafa saçılmış olduğunu gördü. O güzel, çıplak bayan da baş uçlarında oturuyor ve cesetlerini kemiriyordu. Adam, öyle korkmuştu ki bir anda dizlerinin üzerine düştü. Bunu farkeden kız, arkasını döndü. Ağzının kenarları kanlı, gözleri ateş kızılıydı. Tırnakları ise bir deveninki gibiydi.. Uzun saçları adamı ensesinden kavradı ve bir hamlede eliyle ciğerini söküp yanına bıraktı.. Kuvvetli olan, bu vahşet sahnesi karşısında sanki kılıcını kaldıramaz duruma gelmişti.. Sonra kız, gözlerini ona dikti. Ayakları yere basmıyor ve inanılmaz hızlı hareket ediyordu. Yaşadığı şoktan eli ayağı tutmaz duruma gelen genç, son söz olarak kendisine yaklaşan cine karşı Allah'a dua etti. Elinde birdenbire bir dua belirdi.. Genç, hızla duayı okudu. Duayı okumasıyla birlikte gökten bir yıldırım indi. Kıza öyle bir çarptı ki; kız, avret yeriden alnının çatısına kadar yarıldı.. Genç, şok içerisinde kervana döndü ve elindeki kağıtta yazan duayı kervancıbaşına gösterdi. Olan biten herşeyi de anlattı. Kervancıbaşı, pek dini bütün bir insandı.. Çöl cinlerini de duymuş olacaktı; ama inancı ve bilgisi zayıf gencin ona sorduğu soru farklıydı.. "Ey kervancıbaşı, bu dua nedir neyin nesidir?" Kervancıbaşı, duayı görünce gözleri faltaşı gibi açılıverdi.. "Ey genç insan, işte kasların ve gençliğinin yetmediği bu hususta sana yardımcı olan dua, bir Kur'an ayetidir. Bu, Bakara Suresi 255'nci ayettir. Yani Ayet El Kürsi... !" -
10.
0Reserved.
-
11.
0Flaşı Patlatan Genci Cin Çarpıyor
Geçtiğimiz günlerde Web sitelerinde dolaşan bir Cin resmiyle karşılaşanlar şaşkınlığa düştüler. Bu bir şaka mıydı yoksa gerçek miydi? Cin resmini yayınlayan dergiye göre olay şöyle gelişti: Birleşik Arap Emirlikleri'nde tatil yapan bir grup Suriyeli genç, kamp kurdukları bir dağın eteğinde duydukları ürkütücü bir ses üzerine gittikleri mağarada Cin olduğunu sandıklan esrarengiz bir varlıkla karşılaştılar. Gençler, mağaranın kapısında rastladıkları yaşlı adamın. "Bu ses, şeytani bir cinin sesidir ve o, bu mağarada yaşıyor, mağaraya girmeyin!" uyarısını dinlemeyerek mağaraya giriyorlar. Mağarada dolaşan meraklı gençlerden biri. önünü görmek için fotoğraf makinesinin flaşına basmasıyla birlikte yere yığılıyor. Korku ve panik içerisinde dışarıya fırlayan arkadaşları polise haber veriyorlar. Mağaraya giden polis, gencin cesediyle karşılaşıyor. Daha sonra gencin ölüm nedeni 'kalb durması" olarak kayıtlara geçiyor. Ancak, gencin makinesinden çıkan filmde ilginç bir görüntü bulunuyor. Fotoğraf, web sitelerinde dolaşıma açılan "Cin"di. Pakistan'da okuyan bir grup Türk öğrenci, olayı yaşayan öğrencilerle karşılaştıklarını, öğrencilerin olayı doğruladıktarını, Amerika ve Avrupa'da laboratuvarlarda incelenen fotoğrafın montaj ya da başka bir teknik hileyle gerçekleştirildiğinin kanıtlanmadığını anlattıklarını aktardılar. Dört yıl önce bir mağarada bir can feda edilerek çekilen bu esrarengiz fotoğraf, cinlerin varlığı ve resmedilebilir varlıklar olup olmadığı konusunu yeniden tartışmaya açtı. -
12.
0reserved
-
13.
+2nerden çalıyon amk :d
-
14.
+1Gözümüzdeki PerdeTümünü Göster
Başımdan geçen ilginç bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir gece rüyamda beyaz saçlı bir kadın, "Seni oglumla evlendirecegim." dedi ve gitti. Ben de uyandım, umursamadım; ama daha sonra bu rüyayı defalarca üst üste görünce korkmaya ve endişelenmeye başladım. Her gözümü kapattıgımda, o kadın geliyor ve "Seni oğlumla evlendireceğim." diyor ve gidiyordu. Ben, çok korkmuştum artık anneme babama anlattım. Babam da Benim tanıdığım bir hoca var, ona sorarım. dedi. Sonra babam sormuş, hoca da, Kızınla evlenmek istiyorlar. demiş. Babam, "Kim evlenmek istiyor kızımla?" diye sorunca hoca da, Bunların kim olduğunu sana söyleyemem. Söylersem, beni bu gece dövmeye gelirler. demiş. Babam, bunu bana anlatınca korkum daha da arttı. "Neler oluyor!" diye soruyordum kendime. Sonra, bir gece rüyama o kadın geldi ve yine Seni oğlumla evlendireceğim. dedi. Sonra oğlu geldi, Bak, oğlum budur. dedi. Ben, oğlunu görünce, rüyamda ağlamaya başladım ve yine uyandım. Kalktım, babama anlattım. Babam da, Bu böyle olmaz, ben yine hocaya sorayım. dedi. Sonra hocaya sormuş. Hoca da, Kızını yanıma getir. demiş. Neyse, babamla yanına gittik. Eline bir kağıt aldı ve Bu kagıda iyice bak; ama gözünü bir yere dik ve oraya dikkatlice bak. dedi. Ben de baktım ve o beyaz saçlı kadını gördüm. Hoca: Gördüğün kadın bu mu? dedi. Evet dedim. Sonra hoca kağıdı aldı ve yırttı. Bu kadın kim? dedim. Hoca, Zamanı gelince söyleyeceğim. dedi. Bir ay kadar sonra dayımın oğlu beni istemeye geldi, beni dayımın oğluyla nişanladılar. Sonra yine rüyamda o kadın geldi. Bana, Sen evlenemezsin, sen oğlumunsun. dedi ve elimdeki nişan yüzüğünü çıkarttı. Uyandığımda yüzük elimdeydi. Sakinleşmeye çalıştım. Aradan bir ay geçti ve nişan bozuldu; çünkü dayımın oğlu, yani nişanlım trafik kazasında öldü. Kazadan altı aya yakın zaman geçti, herşey düzene girmeye başlamıştı ki yine o rüyalar başladı. Ben de gece yatağıma geldiğimde rüyamda o kadının geleceğini, aynı sözleri söyleyecegini biliyordum. Yatağıma uzandım, gözümü kapattım. Gel oğlunla evlenmeyi kabul ediyorum. dedim. Daha fazla dayanamayacaktım. Sonra uyudum ve kadın geldi. Bana Senin göz perdeni kaldıracağım ve bizi tam olarak göreceksin. dedi. Elini gözlerimin üzerinde gezdirdi. Olanları babama anlattım ve tekrar hocaya gittik. Hoca bana, Kızım, sana cinlerin rüzgarı değmiş ve senle evlenmek istiyorlar. dedi. Dua etti ve bana muska verdi. Boynunda taşı. dedi. Gece yatmak için odama gittim. Tam yatağıma uzandım, tepemde bir bayan gördüm, yataktan fırlayarak kalktım. Bana, Korkma, ben boynunda taşıdığın muskanın için burdayım. dedi. Ne kadar dua etsem de gitmedi. Olanları babama anlattım, babam da hemen hocaya gitti. Hoca, olanlara şaşırmış. Benim hiçbir şey görmemem gerektiğini söylemiş. O bayanı her zaman görmeye başlamıştım ama eskisi kadar korkmuyordum. Rüyalarımda rahatım artık. Beş ay geçti ve ben bunları yazıyorum. Bunları yazarken bile o bayanı görüyorum. -
15.
0reserved
-
16.
+1Hiç Ayakları Ters insan Gördünüz mü?
Edirnekapı Erkek Öğrenci Yurdu'nda kalan bir öğrenci sabah erken saatlerde hamama gidiyor. Hamamda birkaç kişi yıkanıyor. Çocuk, bir süre sonra çevresine bakıyor, kimse kalmamış; ama yan taraftaki bolümden hâlâ gürültüler geliyor. "Hamamın kapanmasına daha var demek ki." diyerek yıkanmaya devam ediyor. Yan taraftaki gürültüler giderek artınca merak edip bakıyor. Gördüğü manzara karşısında çocuğun aklı başından gidiyor. Sekiz-on kadar tuhaf adam, birbirlerine su serperek, eğleniyorlar. Adamların ayakları ise ters. Çocuk, korkuyla hamamdan kaçıp merdivenlere yöneliyor. ikinci katın merdivenlerinde düşüyor. Üç kişi, çocuğu kaldınp, "Ne oldu?" diye soruyorlar. O da hamamda gördüğü tuhaf adamlardan söz ediyor. "Hepsinin de ayaklan tersti." diyor. Bunun üzerine üç kişi birbirine bakıyor ve gülümseyerek, "Nasıl yani, bizimkiler gibi mi?" diye ayaklarını gösteriyorlar. Çocuk, o gün apar topar yurttan ayrılıyor. -
17.
0Mezarın Üstündeki Tuvalet
Şimdi, şehrin birinde bir ev varmıs. Ev sahibi, kiralık baska yerde yaşarmış; yani o evde yaşamıyomuş. Ev, dışardan bakılınca cok güzelmiş. Her zaman çorap değistirir gibi evden de kiracı değişirmiş. Evin sahibi, sorar kıracılara, "Neden gidiyorsunuz efendim? Evimi mi beğenmediniz yoksa rahatsız eden birilerimi var?" Kiracılar, "Yok efendim, ev güzel de işte, evde huzur yok." demişler. Ev sahibi, "Nasıl yani huzur?" demis. "Evde birilerı dolasıyor. Geceyarıları ilginç giden birşey var. Tuvaletten falan acayip acayip sesler geliyor." demişler. Ev sahibi, anlamamış. "Nasıl yani?" demiş. Onlar da, git kendi gözünle gör." der. Ev sahibi, birgün gider bakar, birşey yok. iki gün gider bakar, birşey yok. Anlayamamıs durumu. Sonrasında bir kiracı daha gelir eve. Anlaşırlar ev sahibiyle, tamam der. Ama ev sahibi, önceki olan olayları söylemez. kiracı da hocaymış. Yani, din hakkında bilgisi çokmuş. Gece olur, hoca yatağa yatar. Uykuya dalar. Geceyarısı, acayip sesler duyar. Uyanır, çıkar bakar, ses tuvaletten gelırmiş. Hoca, tuvalete dogru gıderken orda bir adam çıkar karşısına. Hoca, tabii korkmaz. Hocaya sadece şu kelimeyi söyler: "Mezarımın üstünden tuvaleti kaldırın." "Ne tuvaleti, ne mezarı?" derken, adam kaybolur. Hoca, düşünür ve tuvaletin altında mezar olduğunu anlar ve yarına tuvaletı oradan kaldırır. Artık huzur, yerini bulmuştur. - 18.
-
19.
-1Nasıl, Böyle mi?
Daha o zamanlar, fazla korkmazdım cin hikayelerinden. Yanılmıyorsam orta ikinci sınıftayım. Hep olur ya hani, yurtta anlatılır özellikle gece yarılarından sonra. Bizi de uyku tutmamıştı o gün. Herkes bildiğini anlatıyordu. Geceleri bizim yurt çok sessiz olurdu… Bir tıkırtı. Ürpermiştim. Anlatılan hikaye şöyleydi: Bir çocuk, zemin katta banyo yapar ve birini görür. Gördüğü kimseye yurtta daha önce hiç rastlamamıştır. Selam vermek istemiştir ama o da ne?? Arkadaşının bacakları tersti. Bildiğine göre cinler, insan kılığına girdiği zaman bacakları ters olur. O korkuyla merdivenlerden avazı çıktığı kadar bağırarak hocam hocam diyerek koşar ve hocayı bulur. der ki ‘Hocam, hocam…’ ‘Evladım, ne oldu niye bu kadar telaşlısın?’ ‘ Hocam, aşağıda ayakları ters olan birini gördüm.’ Hoca, hiç tavrını bozmaz ve soğuk bir sesle öğrenciye dönerek ‘nasıl böyle mi?’ (hocanın ayakları terstir.) -
20.
0Oğlak Olayı
Küçükken Kıbrıs'ta idim. Bir gece teyzemlerde kaliyordum. Evin yanında koyunlar için bir ahır vardı. Gece, mee mee sesiyle uyandık. Teyzem, diğer teyzeme koyunlardan birinin dışarıda oldugunu soyledi. O da "Sakın bakma ona, kapat pencereyi!" dedi. Sonra ne konustular bilemiyorum; ama sabah olduğunda "Oglaktı o!" filan diyordu. Çok iyi bilirim, eskiden Kıbrıs'ta oğlak olayları cok olurdu. Yani bu ismi nerden bulup da koymuslarsa...
Dip notta verilen bilgiye göre, bu oğlak yada koyun kılığına giren cinmiş. Buna benzer bir olayı ben de duymuştum.