sevdiğim bi kız vardı. adı aslıydı. o kadar güzel gamzeleri vardı ki diyordum allahım özene bezene yaratmış bu kız bize yar olmaya olmazda olursa da bizi o gamzelere gömsünler be derdim... galatasaraylıydı, ilk defa hayatımda gönülden bağlı olduğum renklere bağlı olan başka birini sevmiştim (kız olarak yani beyler ondan önceki fenerliydi zaten başka da olmadı sonuç olarak hiç biriyle olmadı) dedim ne yapsam ne yapsam... store'dan aldığım bir atkım vardı kutunun içine koydum etrafına küçük küçük notlar koydum bi kaç çikolatadır vs. ergence hareketler tabi... sonrasında zütürdüm onu şehrin en merkezi kütüphanesinin vitrinine koydum ve mesaj attım "X kütüphanesinin vitrininde sana ait bir şey var.." iş hanı gibi bir yerdi. ordan bekliyordum gelmesini. 15 dakika sonra geldi ve kutuyu açtı önce çok sevindi, sonra kutuları okudu atkıyı boynuna geçirdi, atkıyı öptü, kutuyu yere attı... Akşdıbına bomontimi yudumlarken bir anda televizyonda bir şarkı oynama başladı ve ismail abi'nin (serkan demeye dilim varmıyor) sözleri girdi aniden... içimi parçaladı...
Tamam o zaman ben hiç olmayım eğer sen iyi olacaksan.
Gidiyim ben. Hiç gelmeyim ben yanına hatta şimdi burdan da gidiyim.
iş de bitti nasıl olsa.
Gidebilirim. Bırakıyım seni sonra bir yerde bekleyim.
Sende hep rahat ol.
Sonra daralırsın ararsın.
Öyle olur mu?
Var mı dünyada özlemeyen ?
Var mı dünyada beklemeyen ?
var mı dünyada yolunu gözlemeyen ?
yok mu dünyada sevipte söylemeyen...
http://www.youtube.com/watch?v=4xhLZYRdYEs