/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 176.
    +12
    esin: taksiden indikten sonra bir dolmuşa bindik gittik... gitmeliydim bu şehirden, teyzemin yanına gitmeliydim.. azıcık vicdanı varsa bizi evine alırdı... istanbula gidecektim... yanımda oraya gidecek kadar para vardı. tam 270 lira param vardı. şimdi bakıyorum da bir cinsel ilişkide 150 lira kazanıyorum... istanbula gitmeliydim.

    ben: tamam gittin say istanbula, biraz hızlı geçersen sevinirim...

    esin: ne oluyoruz yaa, sen benimle dalga mı geçiyorsun ?

    ben: çok yavaşsın esin çoook...

    esin: iyi tamam o zaman, yaşadım yaşadım yaşadım, sonunda fahişe oldum... bu hikayede burada bitsin..

    ben: esin hayır, bazı şeyleri çok çok yavaş anlatıyorsun, yediğin yemeği bile anlatmak zorunda değilsin, inanıyorum sana ama hızlı olmalısın.

    esin: inanmıyorsun, çünkü inanılacak şeyler değil anlattıklarım, sana hak veriyorum... dünyada her insan sizin gibi tabi, evden okula okuldan eve, ne gördün ki şu hayatta, ben o zamanlar sokakta namusumu korumaya çalışırken sen ailenle doğum günü kutlaması yapıyordun, yılbaşı kutlaması yapıyordun, sevgililer gününde neden sevgilim yok diye üzülüyordun... oysa ben,,, acaba yarın kardeşimle karnımı doyurabilecek miyim diye düşünüyordum. tek korkum açlıktan ölmemizdi, bir günü atlatsak ertesi günü düşünüyorduk... sen anlayamazsın çünkü rahatsın, inanamazsın tabi, annen öğretmen baban doktor, oh dört dörtlük hayatın vardı, ben ise babası tarafından tecavüze uğrayan zavallı bir kızdım, şimdi gidiyorum ben, peşimden gelme...

    ben: esin bir dakika bekle...

    kolundan tuttum onu, yüzüne baktım, sonra sımsıkı sarıldım...

    ben: gitme... gitmee...

    o da bana sarıldı, 5 dakika boyunca sımsıkı hiç konuşmadan sarılı kaldık birbirimizle, o ağlıyordu, gözyaşları tişörtümün üzerine düşüyordu...

    ben: nasıl anlatırsan anlat dinleyeceğim...
    ···
  2. 177.
    +7
    Esin: kahven var mı ?

    ben: var, dur yapayım...

    esin: ben yaparım sen otur...

    (kahveyi yaptı, içmeye başladık)

    ben: anlatır mısın ?

    esin: ama lütfen nasıl anlattığıma karışma barış, bazı şeyler kısa kısa anlatılmıyor, eğer öyle anlatırsam, kafanda bir sürü soru kalabilir... devam ediyorum. madem çok istedin, istanbula nasıl gittiğimi anlatmayayım o zaman...
    otobüsten indim... istanbuldaydım... antalyanın sanki 5 katıydı.. çok kalabalıktı.. kardeşimin elini sımsıkı tuttum. teyzemler beyoğlunda oturuyordu... inşallah oradan taşınmamışlardır diye dua ediyordum artık istanbuldaydım... kurtulmuştum o antalya denilen lanet şehirden, hayatım bu şehirde kararmaya başladı... bu şehirde kararmaya devam ediyorum..ama aslında seviyorum bu şehri

    ben: neden ?

    esin: çünkü bu şehir olmasaydı seninle tanışamazdım...

    ben: teşekkür ederim ( ah ulan ah, aşık olmasam evime mi alırım seni, işte beyler aşk bambaşka bir şey, gözünüz hiçbir şey görmüyor)

    esin: istanbuldaydık artık, istanbuldan o kadar korkmuyordum, antalyada yaşayacağım en kötü şeyleri yaşamıştım ben... beyoğlu otobüsüne bindim.. beyoğlunda indik kardeşimle... teyzemi aradım...

    -alo teyze ben esin, ablanın kızı esin dedim.

    -esin ?? ha şu küçük ufaklık, 6 yıl oldu seni görmeyeli, nasılsın teyzecim dedi...

    küçük ufaklık... işte o küçük ufaklık şimdi kendini 70 yaşında gibi hissediyor...

    - teyze ben istanbuldayım, seni ziyaret etmeye geldim dedim...

    -alla alla, nasıl geldin buraya, kim gönderdi, kimle geldin dedi meraklı bir şekilde.

    -teyze hava çok soğuk, neredesin sen dedim...

    telefonda konuşarak, birbirimize yol tarif ederek bulduk birbirimizi... keşke daha önce teyzemin evine gelseydim dedim kendi kendime.
    ···
  3. 178.
    +7
    esin: kardeşimle teyzemin evine geldik. o kadar güzel bir evi vardı ki,kuzenlerim odada ders çalışıyordu... biliyor musun savaş ? burcu isminde kuzenim var... hemen hemen benimle yaşıt.. ama bir ona baktım, bir de kendime baktım, kader diyebildim sadece. teyzem:

    - burcu'nun kıyafetlerinden vereyim sana, hem ne senin bu halin ? sanki tüm istanbul ile kavga etmişsin dedi sinirli bir şekilde...

    -uzun yoldan geldim teyze, kusura bakma dedim...

    ardından burcu geldi odaya

    -merhaba burcu nasılsın dedim gülümseyerek onaa... ardından sinirli bir şekilde annesine şunu söyledi:

    -anneee kıyafetlerimi kimseye veremezsin.

    o an boğazım düğümlendi, hiçbir şey diyemedim... yutkundum sadece...

    teyzem zar zor ikna etti, eski püskü bir kaç kıyafet verdi bana... istanbul çok daha soğuktu...
    ···
  4. 179.
    +7
    esin: 2 gün teyzemgilde kalabildim... eniştem yediğim her lokmayı sayıyordu, hepsi kardeşimle benim gözlerimin içine bakıyorlarlardı... teyzem bir sürü soru sordu iki günde

    -okula gidiyor musun
    -neden geldin
    -baban ne yapıyor
    -annenin durumu nasıl
    -ne zaman gideceksin
    -tırnakların neden böyle

    vs vs...

    kadın 2 günde beynimi gibmişti... 2. günün sonunda olan oldu... burcu yüzünden o kapıdan da kovulmuştum...

    ben: ne yaptı ki burcu sana ?

    esin: bekle anlatıyorum... bir sigara daha verir misin ?

    ben: çok fazla içmiyor musun ?
    esin: olsun ver sen.

    ben: ( sigarayı uzattım)

    esin: yakar mısın ?

    ben: yakmayı bilmiyorum ki,

    esin: ahahhahaah, ocağı nasıl yakıyorsan, bunu da öyle yakıyorsun...

    ben: (yaktım sigarayı)

    esin: devam ediyorum, teyzemle olan maceramda pek uzun sürmedi... burcu'nun parfümü kaybolmuştu... burcu benim çaldığımı düşünüyordu... bana bağırıyordu

    -sen çaldın değil mi, geri ver parfümü çabukkk ver dedi

    -ne parfümü ben bir şey almadım dedim ama dinlemiyordu...

    -hırsız seni, hırsız, pis hırsız seni, ver parfümümü, nerede çabuk ver parfümümü
    pis hırsız diye bağırıyordu... dayanamamıştım

    -ben hırsız değilim tamam mı, senin tak kokulu parfümünü de çalmadım demiştim sinirle...

    -sen kimsin be, şu haline bak, iğrenç şey, daha üzerine giyecek kıyafetin yok benim parfüme laf atıyorsun, asıl taklu sensin diye bağırıyordu

    artık sabrım taşmıştı teyzem odaya girdi

    - ne oluyor burada dedi,

    burcu :

    -anne parfümü çaldı dedi,

    -doğru mu esin dedi teyzem,

    -çalmadım teyze ben parfüm görmedim yemin ederim teyze, ben almadım diyordum ağlayarak...

    -esin artık gitme zamanınız geldi teyzecim, sizin yüzünüzden evimde huzur kalmadı, anan var baban var, misafirlik bir yere kadar dedi

    -teyze lütfen dedim yalvarır gözlerle...

    -yarın sabah sizi görmeyeceğim bu evde dedi...

    -teyze bari kardeşim kalsın, çok hasta çok, o yapamaz dışarda dedim ağlayarak..

    -beni ilgilendirmez, baban baksın diyordu...

    artık ne tak yiyecektim ben diye düşündüm ? istanbulun hiç
    ···
    1. 1.
      +2 -1
      Yeter artık huur evladı kitap mı yazıyon ?
      ···
    2. 2.
      +3
      Yazsin birak
      ···
    3. 3.
      +4
      ulan bi karıya gitti neler yaşadı amk nolacaktı işini halledip gitseydin
      ···
    4. diğerleri 1
  5. 180.
    +4
    artık ne tak yiyecektim ben diye düşündüm ? istanbulun hiçbir yerinide bilmiyordum... bir parfüm kadar değerim yoktu şu hayatta biliyor musun savaş ? bir parfüm kadar değerim yoktu... çok mu önemliydi bir parfüm be, allahın cezası parfüm, bir insanın duygularından daha mı önemliydi ?
    ···
  6. 181.
    +6
    esin: sabah uyandım, kardeşimi de alıp dışarı çıktık. tekrar sokaklar bizi bekliyordu... allahtan hava o gün normaldi... sana bir şey soracağım savaş ?

    ben: evet ?

    esin: sen teyzemin yerinde olsan, bize evini açar mıydın ?

    ben: kardeşin hasta, sen perişansın, açmak istemesem bile vicdanım buna izin vermezdi..bir odada size ayırırdım ne olacak ki...

    esin: işte onlar da vicdan yoktu, çünkü insan değillerdi... devam ediyorum anlatmaya...

    midem bulanıyordu, çok midem bulanıyordu, kusuyordum sürekli, istiklal caddesinde yürürken o kadar insanın içinde kusuyordum, adetim de gecikmişti o hafta, kardeşim telaşlanmıştı, abla iyi misin diye... iyiyim diyebildim sadece... neden kusuyordum ben durduk yere, kafayı yiyecektim o gün...

    esin: devlet hastanesine gittim, ilk önce kardeşimi bakıttım... durumu çok çok kötüymüş... doktora durumumu anlattım... kardeşime hastanede kalacak bir oda ayarladı..

    sıra bana gelmişti. neden kusuyordum, neden adetim gecikti o hafta, ..doktora gittim,

    duyduğum şey beni bayıltı

    -tam 1.5 aylık hamilesin, bu yaşta neden yaptın kızım ?

    çığlık attım, bayılmıştım
    ···
    1. 1.
      0
      Hadi pnp baya sardı hızlı yaz
      ···
    2. 2.
      0
      Hadi panpa elimiz gibimzde kaldi
      ···
  7. 182.
    +7
    esin: hamileydim...

    • *

    beyler o an hasgibtir çektim amk, kız hamile kalmış lan hem de 17 yaşında, hem de babasından... size hak veriyorum beyler, o an ben bile bunlara inanmakta zorluk çektim değil ki siz panpalarım...

    esin: şoktan bayılmıştım, uyandığımda yanımda bir hizmetçi, bir tane de doktor vardı... kardeşim hastanenin bir odasında yatıyordu... yanıma bayan doktor geldi... ben konuşamıyordum, sadece boş boş tavana bakıyordum, ellerim titriyordu, konuşamıyordum, yutkunuyordum sadece, babamdan hamile kalmıştım savaş, babamdan ya, çocuğumun babası babamdı... başka birinden olsa içim bu kadar acımayacaktı... oda çok soğuktu ya da sıcaktı ama ben üşüyordum, kollarım kardeşimi aradı, ona sarılmak istedim ama o yoktu yanımda... her tarafım titriyordu, 17 yaşında karnımda içest tohumu bir bin taşıyordum..her tarafım ağrıyordu, çok üşüyordum, tavanı izliyordum, delirmiş gibi... yanımdaki doktor konuşmaya başladı...

    -merhaba, esin, nasılsın bakalım dedi

    bir şey diyemedim...

    -sinir krizi geçirdin biliyor musun, tüm hastane ayağa kalktı, sanırım beklemiyordun bu bebeği dedi..

    deli gibi konuşmaya başladım, ne dediğimi bilmiyordum, delirmiş gibiydim :
    -hayır hayır, ben hamile değilim, yalan atıyorsunuz, hepiniz yalancısınız, hayır değilimm hamile olamam benn hayır hamile değilimmm, çıkarın beni buradan çıkarrıııınnn çıkarın beni...

    yine sinir krizi geçiriyordum, çığlık atıyordum, masalara vuruyordum... 1-2 tane hemşire geldi, sakinleştirici iğne yaptı... uyumuştum yine...

    uyandığımda çıktım hastenden, ama çıkmadan önce kardeşimin son kez yanına gittim ( beyler bundan sonrası gri ekran yüzünden kayboldu amk yazamıcam bir daha... )

    çıktıktan sonra denizin berrak sularına attım kendimi, belki ruhum temizlenir diye..
    ···
    1. 1.
      0
      Kanka bu biraz taxi driver filmine benzemiş.
      ···
    2. 2.
      0
      Nie Bea
      ···
  8. 183.
    +7
    ben: ben biraz kötü oldum ya, yani nasıl desem, itiraf etmek gerekirse, seni ilk gördüğümde, hiç böyle bir hayatının olduğunu düşünmemiştim...

    esin: öyleyimdir ben, sivil sahte palyaçolar gibiyim..

    ben: neden her şey senin başına geldi bu hayatta ?

    esin: kader diyelim, sadece kader...

    ben: bunu sadece kadere bağlamak yanlış olmaz mı ?

    esin: olmaz... olmaz...

    ben: devam et, dinliyorum...

    esin: kader savaş, kader... bak asıl kaderim bundan sonra başlıyor biliyor musun ?

    ben: dinliyorum

    esin: denizden çıktım, hava hala yağıyordu, beynim öl diyordu, ben ise yaşamalıydım, kardeşim için yaşamalıydım... sahilin tuvaletinde üstümü değiştirdim, iş bulmam lazımdı, iş.

    tüm iş ilanlarına baktım, karnımda çocuğum vardı... sana bir şey diyeyim mi ? o çocuk babamdan olsa bile ona kıyamıyordum savaş, büyük ihtimal sakat engelli bir şey doğacaktı ama yine karnımda bir can vardı... iş arıyordum kendime, en sonunda lüks bir otelde işe başladım... ingilizcem çok iyiydi zaten, hala iyidir, ingilizce biliyor musun ?

    ben: biliyorum da pek iyi bildiğim söylenemez, az çok yani..

    esin: yaşım daha küçük olduğu için bazı yerler kabul etmiyordu beni... en sonunda antalyanın 5 yıldızlı lüks otelinde işe başladım...

    ben: ne iş yapıyordun ?

    esin: tabakları yıkıyordum, bazen odalara servis yapıyordum... değişiyordu yani... işte kaderim burada değişmeye başlıyor... venüs...

    ben: o kim ?

    esin: venüs... kaderimi değiştiren o çocuk !
    ···
  9. 184.
    +6
    esin: o gün işe başlamadan önce, hafif makyaj yaptım, saçlarımı maşayla düzleştirdim, hala çok güzeldim aslında, yaşadıklarım ruhumu yıpratsa da dış görünüşümü pek yıpratmamıştı... odanın birine akşam yemeği zütürüyordum. odaya girdiğimde karşımda 20-22 yaşlarına yakışıklı bir çocuk vardı...

    -akşam yemeğiniz geldi efendim dedim...

    -teşekkür ederim dedi...

    ben de tabi kısacık etek, göğüsler belirgin belirgin, az çok bilerek kışkırtıcı hareketler yapmıştım.. nasıl desem önünde eğilmeler falan filan. e tabi bu benden etkilendi... tam çıkıyordum

    -iyi akşamlar beyefendi dedim...

    ardından ekledi.
    -hey bakar mısın ? ismin ne ?

    -esin dedim...

    -benim de venüs dedi... istersen gitme biraz konuşalım mı dedi...

    -ama aşağıdan çağırırlar şimdi dedim...

    -bir şey olmaz derim ben onlara dedi...

    -peki dedim...

    -ismim venüs, buraya tatile geldim, normalde izmirde üniversite okuyorum, babamların durumu iyidir...

    - hmm diyebildim sadece...

    -yani güzel buralar, ne zamandır burada çalışıyorsun dedi...

    - 3 gündür dedim...

    - anladım, peki memnun musun dedi..

    - hayır, çok yoruluyorum dedim...

    - senden bir şey rica etsem...

    - tabiki dedim...

    -yarın seninle akşam yemeği yiyebilir miyim dedi ...

    o an o kadar çok heyecanlandım ki, o kadar çok sevindim ki...

    -ama buradakiler kızarlar, işten kovulurum dedim...

    - ya afedersin de giberim buradakileri bunlar kim oluyor dedi...

    - peki o zaman dedim...

    - teşekkür ederim dedi... seni tanımak istiyorum sadece bu dedi..

    -anladım dedim...

    - merak etme seninle fantezi yapmak gibi bir amacım yok, saf bir üniversite öğrencisiyim, benden sana bir zarar gelmez, güven bana dedi...

    - anlıyorum dedim...

    -unutma yarın, süslen püslen benimle akşam yemeği yiyeceksin dedi...

    -biraz erken olmadı mı dedim ?

    - ne konuda dedi..

    -daha beni tanıyalı yarım saat olmadı dedim..

    -umrumda değil, ben senden etkilendim, gerçekten, seni tanımak istiyorum, bana bir şans ver dedi...

    -peki, ama şimdi gitmem lazım, hoşçakal dedi
    ···
  10. 185.
    +7
    -unutma yarın saat 8'de seni burada görmek istiyorum dedi...

    -tamam iyi akşamlar dedim...

    ben:ha bir venus ekgibti

    esin:savaaşş !!!

    ben:tamam tamam
    ···
  11. 186.
    +6
    ben: venüs yakışıklı mı ?

    esin: bir sigara daha uzatır mısın ?

    ben: bu kaçıncı oldu esin ?

    esin: boşver sen...

    ben: ( sigarayı uzatarak) venüs yakışıklı mı ?

    esin: evet...

    ben: ben mi o mu ?

    esin: ne değişecek, sen yakışıklı olsan ne değişecek, o yakışıklı olsa ne değişecek, kaderimi değiştirebilecek mi ?

    ben: merak ettim sadece,

    esin: daha mantıklı şeyleri merak edebilirsin savaş... devam ediyorum... o buluşmadan önce kardeşimin yanına uğradım... hastaneye(bu arada gülüyor, tabi ben pert)
    ···
  12. 187.
    +8
    esin: kardeşimin yanına gittim... beni görünce yüzünde gülücükler açtı ?

    -abla dedi...

    onu görünce içim parçalandı

    -canım,her şeyim, hayattaki tek varlığım dedim... bak sana hediye aldım...

    -abla beni zütür buradan, lütfen, ya sen gitme ya da beni de zütür, çok sıkılıyorum abla dedi yalvarır gözlerle..

    -iyileşeceksin ben seni zütüreceğim canım benim, bu sefer sokaklarda kalmayacağız, kendi evimiz olacak, kendimize ait, çok zengin olacağım, sana istediğin her şeyden alacağım, en güzel okullarda okuyacaksın, ama bunun için sabretmen gerekiyor... iyileştiğin zaman seni zütüreceğim buradan...

    -kısa süre burada kalmak zorundasın canım, bak geleceğim yine, lütfen iyileşmen lazım, şimdi benim gitmem lazım, bak geleceğim seni zütüreceğim buradan sadece sabret dedim...

    kapıya doğru gittim, çıkarken bana seslendi

    -abla gitme ne olur gitme dedi ağlayarak...

    ben ise bu sefer arkama bakmadan gittim, gitmek zorundaydım...

    bahçeye attım kendimi... yarın akşam yemeği için bir kaç kıyafet almam lazımdı kendime... 3 günlük çalıştığım paranın bir kısmıyla kendime bir şeyler aldım...
    ···
  13. 188.
    +8
    esin: o heyecanlı bekleyiş geldi, akşam yemeği için karşısındaydım...

    - buyur geç dedi venüs

    -teşekkür ederim dedim...

    -çok güzel olmuşsun dedi...

    - teşekkür ederim dedim..

    ardından otelin bizden görevlisi geldi ekledi

    -senin ne işin var kızım bu masada, otelin saygın müşterilerini rahatsız et eğlen diye mi seni işe aldık ha dedi ?

    ardından venüs:

    -ne oluyor yaa, bir dakika ben istediğim için hanımefendi benimle yemek yiyor, sanane ulan, işine baksana sen dedi..

    -pardon efendim özür dilerim dedi..

    o an içimin yağları eridi... ilk defa birileri beni savunmuştu... uzatmayacağım, işte bununla konuştuk sohbet ettik falan filan, sonra ikimizde kalktık, tam gidiyordum bana şunu dedi

    -esin, bu gece seni havuzun orada bekliyorum, sana bir şey diyeceğim dedi...

    -şimdi de dedim...

    -olmaz biraz sabırlı olmalısın küçük hanım dedi venüs...

    -tamam hoşçakal dedim...

    acaba ne diyecekti bana, meraktan çatlamıştım.
    ···
    1. 1.
      0
      Hadi panpa seri
      ···
  14. 189.
    +9
    Uppppppppp
    ···
    1. 1.
      0
      Up up up
      ···
  15. 190.
    +7
    esin: sabah oluyor savaş, burada bitsin mi istersen, yarın devam edelim... okulun var,

    ben: yok okula gitmeyeceğim bugün...

    esin: devam edeyim mi ?

    ben: ben de merak ettim o gece sana ne diyecek acaba ?

    esin: anlatayım o zaman. geceyi bekledim, havuzun oraya gittim, beni bekliyordu, yanına vardım

    -evet ne konuşacaksın benimle dedim...

    -esin sana aşık oldum dedi..

    o an o kadar çok sevindim ki ama bunu belli etmedim ona,

    - bu kadar çabuk sürede mi ? ikimiz için de zararlı değil mi bu ? dedim

    - hayır, ilk görüşte aşık oldum, çok farklısın, tavrın, yüzün gözün, en çok da gözlerin, yemyeşil, otelde seni ilk gördüğümde kalbim yerinden çıkacaktı az daha, esin lütfen bana bir şans ver, seni ailemle tanıştırmak istiyorum dedi

    - oha oha, daha beni tanımıyorsun be, hemen buna karar vermen çok yanlış venüs dedim...

    -umrumda değil dedi

    zavallı çocuk, karnımda babamın bebeğini taşıdğımı bilseydi anında beni havuzda boğardı yazdık çok yazık...

    -olmaz dedim, beni iyice tanımıyorsun dedim...

    -tamam tanırım esin, tanımaktan basit daha ne var, bak gerçekten dün rüyama girdin, ben sana aşık oldum, çok güzelsin dedi...

    - anladım dedim...

    - bak benim durumum çok iyi, ailem çok zengin, seni buralarda süründürmek istemem, lütfen bana bir şans ver dedi

    -tamam sana bir şans veriyorum...

    o an karnımdaki bebek karnıma tekme attı, karnımda babamın bini vardı, venüs'ün gözlerinin içine baktım, karnımda babamın çocuğunu taşıdığımı bilmiyordu, ona bu ihaneti yapamazdım, çok saf bir çocuktu savaş çok saf ama zengindi, aklıma kardeşim geldi, onun için bile venüsle birlikle olmalıydım... ama bir engel vardı, karnımdaki çocuk... 4-5 ay sonra karnım iyice şişecekti, o zaman ne olacaktı ?
    ···
  16. 191.
    +8 -1
    esin: ya bebeği aldırıp, venüsle birlikte olup hayatımı düzene sokacaktım, ya bebeğim yaşayacaktı, insan dayanamıyor savaş ne de olsa, babamdan da olsa o çocuk sonuçta kanımdan bir parça ... onun suçu ne diyordum kendi kendime, ama aldırmak zorundaydım, zaten içest tohumu olduğu için sakat doğacaktı, ne gerek vardı ömrü boyunca eziyet çekmesine, aldırmalıydım onu, günaha girsem bile aldırmalıydım... ertesi gün, hastaneye gittim bebeği aldırmak için...
    ···
  17. 192.
    +7
    esin: hastaneye gittim bebeği aldıracaktım, ama duyduğum şey tüylerimi diken diken etti, doktor
    - bebek çok büyümüş , eğer aldırırsan bu bir cinayet olur dedi...

    -neeeee dedim şaşkınlıkla

    - acelen ne kızım, daha yaşın kaç başın kaç, utanmıyor musun hiç bu yaşta, yazık dedi doktor...

    dalgındım, dediklerini duymuyordum bile, kendimi attım hastanenin bahçesine..

    şimdi ne yapacaksın esin dedim... babama bela okudum saatlerce, beni ne durumlara sokmuştu pislik herif... aldırırsam cinayet olacakmış... ne yapacaktım şimdi ben ?

    barış burada keselim mi, biraz kötü oldum ben

    ben: anlıyorum, sen nasıl istersen dedim, daha sonra anlatırsın, gerçekten çok çok merak ediyorum acaba bundan sonra ne olacak diye... sen neler yaşamışsın böyle...

    esin: bana masaj yapar mısın dedi...

    ben: tabiki dedim... (masaj yapmaya başladım, teni çok yumuşaktı amk, her dokunduğumda kalbim küt küt atıyordu)

    esin: o gün sana sormuştum canın çekti mi beni diye...

    ben: hı evet dedim...

    esin: ne demiştin sen cevap olarak...

    ben: hatırlamıyorum ki...

    esin: şu an canın çekiyor mu beni...

    ben: bilmiyorum dedim...

    esin: üstümü çıkartsana daha rahat olur dedi...

    o an şaşkınlıktan ne yapacağımı bilemedim amk, amacı neydi lan bu kızın...

    (çıkardım üstünü, bembeyaz teni vardı, çok güzeldi amk, tabi erkek değil miyim işte başladım öpmeye, sevişerek yatak odasına gittik, çok seviyordum amk, tam ikimiz de soyunuyorduk)

    esin: savaş savaş dur, savaş yapma, seni de pis bedenimle kirletmek istemiyorum, eğer benimle birlikte olursan hayatın boyunca bu an için pişman olursun...

    ben: esin seni çok seviyorum

    esin:(telaşlı) biliyorum, biliyorum savaş, ben de seni çok seviyorum, ben de sana aşık oldum ama bunu yapamayız lütfen dedim

    ben: neden neden ? bana güzel bir sebep söyle sana hak vereyim dedim...

    esin: olmaz savaş olmaz, lütfen yapma, senin kirlenmeni istemiyorum benim gibi bir fahişe yüzünden...

    ben: peki dedim.

    üstümü giyindim ve kapıyı çarparak çıktım, çıktığımda esin ağlıyor
    ···
  18. 193.
    +5
    gittim sahile... sadece biraz hava almaktı amacım...

    aşk neymiş o günlerde öğrendim amk... çok taktan bir şey lan bu aşk...
    ···
  19. 194.
    +7
    sahildeydim, denizi taşlıyordum, amaçsızca taş atıyordum denize... denizin yanına gittim... oturdum oraya, arkamdan birisi bana sarıldı, korktum ilk başta... arkama baktığımda karşımda esin vardı...

    esin: ciks için acelemiz yok, benim için o kadar basit bir olay ki, seninle yaşadığım her şey özel olsun istiyorum. ciks benim için çok sıradan artık... seni seviyorum

    ben: ben de seni seviyorum...
    ···
    1. 1.
      0
      sudedo okuyamadın mı daha aq
      ···
  20. 195.
    +8
    ikimizde sahili sessizce izledik... başını omzuma koymuştu, ben de ellerini tuttum... hiç konuşmadan yaklaşık 1 saat boyunca sahili izledik... sonra ekledi esin

    esin: gidelim mi artık ?

    ben: gidelim...

    onun elini sımsıkı tuttum, onu kaybetmek istemiyordum, saçları rüzgarda öyle bir dalganıyordu ki... aşık olmam için sadece bu saçlar yeterliydi...

    eve gittik, tam anahtarla kapıyı açacakken birisi içerden kapıyı açtı... karşımdaki bu sefer annem değildi... babamdı... evet babamdı... işte şimdi taku yemiştim... esin'in elini bıraktım ve babamla 5-6 saniye gözlerimizin içine baktık...
    ···
    1. 1.
      0
      kanka hadi aq
      ···