/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 351.
    0
    Rezzers
    ···
  2. 352.
    0
    Şuraya apri
    ···
  3. 353.
    0
    Rezervasyon
    ···
  4. 354.
    0
    Kralsin
    ···
  5. 355.
    0
    En iyisi vermesi
    ···
  6. 356.
    0
    Anti depresan almam lazım
    ···
  7. 357.
    0
    Çaaaaalıntııııı
    ···
  8. 358.
    0
    Rezzers
    ···
  9. 359.
    0
    Devam et ibine sardı sayfa 15
    ···
  10. 360.
    0
    Devam ustaaa gel
    ···
  11. 361.
    0
    Rezervasyon
    ···
  12. 362.
    +2
    devam panpa
    ···
  13. 363.
    0
    moruk daha önce yazdim diyorsun, bare bekletmede yolla şu partlari
    ···
  14. 364.
    +9
    esin: ertesi gün o internet kafeden çıkmam lazımdı. ertesi günün akşdıbını bekledim.

    ben: nerede bu internet kafe ismi ne ?

    esin: _________________________(beyler söyleyemem amk, kusura bakmayın, ifşa yasak)

    ben: e devam et.

    esin: akşam olmuştu, yine kimse yoktu internet kafede, sadece kafeci yusuf vardı...

    ben: bir şey soracağım ?

    esin: dinliyorum...

    ben: bir insanın hayatında hiçbir şey düzgün gitmez mi ?

    esin: inanmıyorsun diymi bana ? eğer inanmıyorsan benim ağzımı boşuna yorma, işim gücüm yok bir de sana yalan mı atacağım ?
    ···
  15. 365.
    +8
    ben: yok hayır inanıyorum lütfen anlat...

    esin: ben de bu soruyu çok sordum kendime, hiçbir şey düzgün gitmez mi bu dıbına koduğumun hayatında, gitmedi savaş, hiçbir şey düzgün gitmedi... bir gün mutlu olsam, ertesi gün mutluluğum kursağımda kalırdı. devam ediyorum... o gün bir an önce oradan çıkmam lazımdı, kardeşimin kıyafetlerini topladım, bütün eşyalarımı topladım. internet kafede sadece o sapık ben ve kardeşimiz vardı... o da babam gibi içiyordu, aşağı doğru gittim... kapıya doğru gidiyordum, merakli bir şekilde
    -hayırdır nereye dedi.

    -gidiyorum dedim...

    -yok yaa, gidiyormuş hanımefendiye bak dedi alaycı bir ses tonuyla...

    içmişti o da çok içmişti... tam kapıyı açacakken kolumdan tuttu..

    -hiçbir yere gidemezsin bana vermeden hiçbir yere gidemezsin dedi...

    -bırak kolumu incitiyorsun bırak diye bağırdım...

    ardından kapıyı kilitledi, sadece ben kardeşim ve o pis sapık kalmıştık internet kafede... üzerime doğru geliyordu...
    ···
  16. 366.
    +4
    esin: hayır bu sefer tecavüz edemeyecekti bana, buna izin veremezdim... üstüme doğru geliyordu, kardeşim ağlıyordu, bıraaaaak diye bağırıyordum, beni yere yatırdı, tecavüz edecekti, buna izin veremezdim, ağzımı kapattı, elini cinsel organına zütürüyordu. ellerimle ensesini tuttum, tırnaklarımı ensesine batırdım, 3 tane tırnağım eğildi, ensesi kan olmuştu... ardından zor da olsa ittim onu, tırnaklarımı gözüne soktum, tırnaklarımın içinde et parçacıkları kaldı... kör ettim diye sevinmiştim onu ama sadece göz kapaklarını kanatmışım, bağırıyordu, hemen anahtarları aldım kardeşim gözlerini kapamıştı... ona gelmesini söyledim, kafeci sapık da gözünü tutarak bağırıyordu, sandalyeyi üzerine attım... bu sefer kurtulmuştum, tecavüze uğramaktan kurtulmuştum..tam çıkacakken, kasadaki bütün paraları aldım, tam 200 lira para vardı kasada beni polise veremezdi, eğer verseydi kendi yanardı, ne de olsa bana tecavüz etmeye kalkmıştı... o yusuf denilen sapık da gözünü tutarak gözüüüm diye bağırıyordu... ben kardeşimle son hız çıktık internet kafeden... bir taksiye binip oradan uzaklaştık... birinin gözlerini oydum barış ben, o zamanlar bu tatlı tırnakların içinde et parçacıkları vardı...

    ben: eee

    esin: sonra taksiye bindik nereye gideceğimizi bilmiyorduk..

    ben: bir şey sorabilir miyim ?

    esin: dinliyorum.

    ben: ilerde yönetmen olursam hayatını film olarak çekmeme izin verir misin ?

    esin: başrolda ben oynarım ama (gülmüştü, çok güzel gülüyordu lan)

    ben: ismi ne olsun filmin ?

    esin: mayıs papatyası...

    ben: neden ki ?

    esin: orası ben de kalsın... devam ediyorum anlatmaya.
    ···
    1. 1.
      0
      bu kız mayısta dogmamısmıydı amk benmi yanlıs hatırlıyom
      ···
    2. 2.
      0
      Tatlı Tırnaklar ne amk
      ···
  17. 367.
    0
    Rezzers
    ···
  18. 368.
    0
    Rez dwvam pnpa
    ···
  19. 369.
    +12
    esin: taksiden indikten sonra bir dolmuşa bindik gittik... gitmeliydim bu şehirden, teyzemin yanına gitmeliydim.. azıcık vicdanı varsa bizi evine alırdı... istanbula gidecektim... yanımda oraya gidecek kadar para vardı. tam 270 lira param vardı. şimdi bakıyorum da bir cinsel ilişkide 150 lira kazanıyorum... istanbula gitmeliydim.

    ben: tamam gittin say istanbula, biraz hızlı geçersen sevinirim...

    esin: ne oluyoruz yaa, sen benimle dalga mı geçiyorsun ?

    ben: çok yavaşsın esin çoook...

    esin: iyi tamam o zaman, yaşadım yaşadım yaşadım, sonunda fahişe oldum... bu hikayede burada bitsin..

    ben: esin hayır, bazı şeyleri çok çok yavaş anlatıyorsun, yediğin yemeği bile anlatmak zorunda değilsin, inanıyorum sana ama hızlı olmalısın.

    esin: inanmıyorsun, çünkü inanılacak şeyler değil anlattıklarım, sana hak veriyorum... dünyada her insan sizin gibi tabi, evden okula okuldan eve, ne gördün ki şu hayatta, ben o zamanlar sokakta namusumu korumaya çalışırken sen ailenle doğum günü kutlaması yapıyordun, yılbaşı kutlaması yapıyordun, sevgililer gününde neden sevgilim yok diye üzülüyordun... oysa ben,,, acaba yarın kardeşimle karnımı doyurabilecek miyim diye düşünüyordum. tek korkum açlıktan ölmemizdi, bir günü atlatsak ertesi günü düşünüyorduk... sen anlayamazsın çünkü rahatsın, inanamazsın tabi, annen öğretmen baban doktor, oh dört dörtlük hayatın vardı, ben ise babası tarafından tecavüze uğrayan zavallı bir kızdım, şimdi gidiyorum ben, peşimden gelme...

    ben: esin bir dakika bekle...

    kolundan tuttum onu, yüzüne baktım, sonra sımsıkı sarıldım...

    ben: gitme... gitmee...

    o da bana sarıldı, 5 dakika boyunca sımsıkı hiç konuşmadan sarılı kaldık birbirimizle, o ağlıyordu, gözyaşları tişörtümün üzerine düşüyordu...

    ben: nasıl anlatırsan anlat dinleyeceğim...
    ···
  20. 370.
    +7
    Esin: kahven var mı ?

    ben: var, dur yapayım...

    esin: ben yaparım sen otur...

    (kahveyi yaptı, içmeye başladık)

    ben: anlatır mısın ?

    esin: ama lütfen nasıl anlattığıma karışma barış, bazı şeyler kısa kısa anlatılmıyor, eğer öyle anlatırsam, kafanda bir sürü soru kalabilir... devam ediyorum. madem çok istedin, istanbula nasıl gittiğimi anlatmayayım o zaman...
    otobüsten indim... istanbuldaydım... antalyanın sanki 5 katıydı.. çok kalabalıktı.. kardeşimin elini sımsıkı tuttum. teyzemler beyoğlunda oturuyordu... inşallah oradan taşınmamışlardır diye dua ediyordum artık istanbuldaydım... kurtulmuştum o antalya denilen lanet şehirden, hayatım bu şehirde kararmaya başladı... bu şehirde kararmaya devam ediyorum..ama aslında seviyorum bu şehri

    ben: neden ?

    esin: çünkü bu şehir olmasaydı seninle tanışamazdım...

    ben: teşekkür ederim ( ah ulan ah, aşık olmasam evime mi alırım seni, işte beyler aşk bambaşka bir şey, gözünüz hiçbir şey görmüyor)

    esin: istanbuldaydık artık, istanbuldan o kadar korkmuyordum, antalyada yaşayacağım en kötü şeyleri yaşamıştım ben... beyoğlu otobüsüne bindim.. beyoğlunda indik kardeşimle... teyzemi aradım...

    -alo teyze ben esin, ablanın kızı esin dedim.

    -esin ?? ha şu küçük ufaklık, 6 yıl oldu seni görmeyeli, nasılsın teyzecim dedi...

    küçük ufaklık... işte o küçük ufaklık şimdi kendini 70 yaşında gibi hissediyor...

    - teyze ben istanbuldayım, seni ziyaret etmeye geldim dedim...

    -alla alla, nasıl geldin buraya, kim gönderdi, kimle geldin dedi meraklı bir şekilde.

    -teyze hava çok soğuk, neredesin sen dedim...

    telefonda konuşarak, birbirimize yol tarif ederek bulduk birbirimizi... keşke daha önce teyzemin evine gelseydim dedim kendi kendime.
    ···