/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +1 -5
    Her ne olduysa ben uyuklarken daha ne olup bittiğine anlam verememişken, bir sesle irkilip anlamsızca ama bir o kadar anlamlı baktığım zaman başladı. Sınıftayız yine günlerden pazartesi mi yoksa salı mı tam hatırlamıyorum ama hafta başı işte. Orta okul 7. sınıftayız Sbs felan derken kafam hayli incin. Evden dışarı pek fazla çıkmıyorum sınav stresine. Paso ders çalışıyorum felan, ama inek öğrenci değilim. Dersleri pek dinlemem fakat çalıştığım zaman çok çabuk kapan birisiyim. Herneyse işte ben hala tam uyanamamış, kafam yatağın bir ucunda kalmış iken o geldi beyler. Tek benim yanım boş değildi ama geldi yanıma oturmak istedi. izin verdim bende. Ders başladı işte öğretmen yeni bir arkadaşımız geldi dedi. O an anladım yeni geldiğini okulda olsa görürdüm elbet. Başladı işte anlatmaya. ismi Deniz'di beyler gözleri gibi. Masmavi gözleri vardı. Ders bir şekilde geçti. Muhabbet etmeye çalışıyor ama işte uykum olduğu için pek fazla algılayamıyorum. Tenefüs zili çaldı. Bizim sınıftaki abazalar felan toplandı zaten hemen sıranın etrafına kızlar da cabası. Koydum kafayı sıraya 15 dk felan uyumuşum. Hocanın ismimi söylemesi ve Deniz'in dürtmesiyle uyandım. Hoca saçma sapan sorular soruyordu ama geçiştirdim bir şekilde. Ardından sorulara Deniz devam etmeye başladı.
    -"Gece uyumadın sanırım, yorgun görünüyorsun." Beyler ilk başta o kadar çok dikkatli bakmıştım tamam eyvallah ama pek fazla takmamıştım. Sınav daha önemliydi benim için. Herneyse işte o an şöyle dönüp ayık bir kafayla baktım da gerçekten güzeldi. Aklımda aşk meşk işleri felan pek fazla olmadığından ve özgüven ekgibliğinden bu kız zaten bana bakmaz ayrıca önümde önemli bir sınav var edasıyla geçiştirdim. Öyle baktım bir kaç saniye.
    " Sanırım öyle oldu." dedim ve tekrardan koydum kafayı sıraya uyumuşum.
    ···
  2. 2.
    +1 -1
    Kor oldum
    ···
  3. 3.
    +1
    Etrafımızdaki kimse bizim gibi olamıyordu. Çünkü biz farklıydık. Yani en azından bana göre öyleydi. Herkes bizi parmakla gösterir hale gelimişti(bakın aleyna tilki geçiyor). Biz Deniz ile sevgimizi birgün olsun azaltıp da arttırmadık hep aynı kaldı ve hep aynı devam etti onuda zaten ileride anlıyacaksınız. Öyle saçma sapan sebeplerden de kavga etmiyorduk zaten. Kız mevzusu, erkek mevzusu yüzünden felan hiç kavga etmemiştik ki zaten ikimizin de gözü birbirimizden başkasını görmez olmuştu. Soğuk kış aylarından çıkıp havaların ısınmaya başladığı dönemlerde Deniz bigiblete binmeyi teklif etmişti. Kabul ettim çünkü çok eğlenceli olacaktı. Sırt çantalarımıza termosta çaylarımızı ve yanımıza bir kaç parça yiyecek ve kilim aldıktan sonra şehri geze geze piknik alanına gittik. Hamaktan salıncağımız yoktu belki ama bir ağacın gölgesinde oturup gökyüzünü seyretmek bana daha iyi gelmişti.
    ···
  4. 4.
    +1
    Evlerine vardığımda sıcak bir karşılama oldu. Annesi Figen teyze sanki kendi evladıymışım gibi davrandı. Salonda çay eşliğinde sohbet ediyorduk. Sanki birbirimizi yıllarca tanıyormuşcasına. O sormadan ben anlattım önce kendimi, nereliyim, babam annem ne iş yapar felan işte. Sonra olay zaten Deniz ile tanışmamıza geldi. Utanmadım çünkü utanacak birşey yaptığımızı düşünmüyordum. Hedeflerimizden bahsettim Figen teyzeye zaten kızının çabasını görmüştü ve oda onaylamıştı. Şehrin iyi liselerinden bir tanesine gitmeyi hedefliyorduk. Başaracaktık ta çünkü fazlasıyla hakediyor ve fazlasıyla ders çalışıyorduk. Akşam evlerinde yemeğe kalmam için davet ettiler ama ben daha sonra diyerek erteledim. Annesiyle tanışmam neyse ama babası için sanki biraz daha erkendi. Çünkü işler tıkırında giderken böyle birşey hiçte hoş olmazdı, hem Deniz,hem de benim için. Fazla ısrarcı olmadılar beni kırmamak için. Teşekkür edip izin istedim, saat ilerlemiş ve eve gitmem gerekiyordu. Fazla arası yoktu evlerin ama aile geleneğinden midir yoksa alışkanlıktan mıdır akşam yemeğini ailecek hep beraber yerdik ve ailemizde bu altın kuraldı. Yine hoş bir şekilde uğurladı beni Figen teyze, kapıda elini öptükten sonra sarıldı bana annem gibiydi... Fazla oyalanmadan eve geçtim bende olanları yemek esnasında evdekilere bahsettim. Dediğim gibi mutlu olduğumu annemde fark etmişti. Çünkü herşeye gerçekten çok fazla iyimser tepki veriyordum ve neşeliydim.
    ···
  5. 5.
    +1
    Derken günler yine aynı hızında geçiyordu Nisan ayındaydık çok iyi hatırlıyorum. Yeni yeni havalar ısınıyordu. Deniz'in de doğum günü yaklaşmıştı. Aklımda belirli bir fikir vardı. Pasta yapıcaktım tabi annemden yardım alarak fakat el emeğiydi işte. Ilk pastamı da Deniz'e yapmıştım. Yine bir ilkti, son olsun istedim. Genelde havalar iyiyken gittiğimiz piknik alanına zütürecektim. Hatta beraber bigibletle gitmeyi teklif edicektim. Ondan önce ona hoş olabilecek onun gibi olan melekli bir kolye aldım. Boynuna taktığında ona bence çok yakışacaktı. Gün geldi çattı, günlerden 7 nisan, sevdiğimin doğum günü. Sabah erkenden kalkıp duşumu Aldım saçlarımı yaptım felan ve ardından annem ile pastayı yaptık. Öyle ahım şahım güxelliği yoktu ama kesinlille Deniz bunu beğenecekti. Öğle saatlerinde aradım Deniz'i hazırlanmış oda beni bekliyormuş. Çantayı hazırladım bende o sırada çanta da pasta ya bişey olurmuydu bilmiyorum ama sağlam bir şekilde yerleştirdim. Ardından Deniz'i almak üzere yola koyuldum.
    ···
  6. 6.
    +1
    Evlerine doğru yaklaştığımda kapıda beni bekliyordu sevdiğim. Yanına geldiğimde bigibletten inip sıkıca sarıldım. Neden bana daha önce sarılmadın diye sordu çünkü bugün senin doğum günün dedim. Çokta güzel gülümsedi. Öyle şirinlik görmedim. Fazla gecikmeden gidelim haydi dediğinde kendime geldim. Gözlerine dalmışım... Bigibletlere binip tekrardan her zaman ki rotadan gideceğimiz yere vardık. Kilimi serdim ve oturmasını söyledim. Çünkü bugün onun doğum günüydü ve herşeyi ben hazırlamak istedim. Oda bu seferlik sorun değil ama bir dahaki sefere bende yardım edicem dedi. Yüzüne bakıp gülümseyebildim sadece. Herşeyi hazırladım ve en son süprizim olan pastayı çıkarttım çantadan sırtım ona dönük olduğu için ne yaptığımı anlamıyor du bir nevi işime geldi benimde. Cebimden çakmağı çıkartıp ateşledim mumları. Elimde pastayla küçük bir mutlu yıllar melodisi mırıldandım. Gözleri doldu, sana yaptım hadi bir dilek tut üfle dedim. Duraksadı bir an gözlerini kapatıp. Ardından tüm gücüyle üfledi mumlara. Ardından pastayı koyup hediyesini çıkarttım cebimden elimde onu görünce kocaman sarıldı. Sağ elini yanağımın her yerinde gezdirirken daha çok anladım onu nasıl sevdiğimi. Ardından takmam için saçlarını toplayıp bana döndü. Biraz zor da olsa takmıştım. Bana döndüğünde ise sanki kolye onun için yapılmış dedim içimden. Çünkü bir kolye insana ancak bu kadar yakışabilirdi. Teşekkür edip küçük bir buse kondurdu yanağıma. Sarıldım bende kocaman. O günde öyle geçti. Onu evine bırakırken babası gelmiş olabilir edasıyla bir alt sokakta vedalaştık. Kocaman sarıldı. Göğüs kafesimdeki kemikler yer değiştirdi sanki ama çokta hoşuma gitmişti. Ardından bana dönerek " Bana her zaman sanki doğum günümmüş gibi sarıl" dedi. Bişey diyemedim.
    ···
  7. 7.
    +1
    Günlerimiz aynı heyecan, sevgi ve mutlulukta devam ediyordu. Gün geldi çattı sbs vakti geldi. Ikimizde çok çalışmıştık. Fazla stres etmeden gece onunla da konuşup içimi rahatlattıktan sonra sabah uyanıp sınava gittim. Sorular pek fazla zorlamadı ve iyi bir not alacağımı biliyordum. Deniz'de öyleydi. Artık sonuçlar açıklandıktan sonra bizim için karar anı olacaktı ve tercih yapacaktık. Üzerimizden büyük bir yük kalkmıştı ki zaten biz üstümüze düşen görevi en iyi şekilde yerine getirmiştik. Okul som sınıf öğrenciler için bir Çanakkale gezisi düzenlemişti. Iç Anadolunun yine büyük ama biraz boğucu olan bu şehirden biraz ayrılmak bize iyi gelecekti. Ikimizde ailelerimizle konuştuk ve onayı aldık. Geziye bizde katılacaktık. 1 gece 2 gün olan bu gezi bize çok iyi gelicekti zaten çok stresli bir dönemden geçmiştik. Derken gezi vaktini beklemeye başladık. Öyle ki ikimizde heyecanlıydık. Farklı bir şehir üstüne üstük bu kadar tarihi bir yer gezip görebileceğimiz çok şey vardı. Yine günler günleri kovaladı heyecanla beklediğimiz gün geldi. Bavullarımızı hazırladık. Ailelerimiz yolda yeriz diye yanımıza bir kaç birşeyler hazırlamıştı. Onlarıda aldık yanımıza. Otobüste herkesin yeri belliydi ve geziyi düzenleyen hocamızdan rica edip bizi yan yana yerleştirmesini istedik. Oda sağolsun bizi kırmadı. Önceden de dediğim gibi zaten hocalar tarafından da seviliyorduk.
    ···
  8. 8.
    +1
    Çanakkale beyler belki gitmeyen varsa efsaneler efsanesi bir şehirdir. Tam anlamıyla bir tarih, elinizi attığınız an toprağa, yüreğinizde birşey titriyor. Ben buradayım diyor şehitler. Sonra beyler çıkıcaz yola otobüs okulun önünden kalkacak. Gidiş çok güzel olacaktı gece yolculuğuydu. Gece yolculuk yapmaya bayılıyordum. Hele turizm acentelerinin verdiği neskafenin ve o neskafe kokusunun otobüse yayılması beni benden alıyordu. Ailelerimizle vedalaştıktsn sonra bindik otobüse zaman geldi otobüsün motoru çalıştığı an bir heyecan kaplamıştı içimi. Birbirimizle baktık Deniz'le ikimizinde gözlerinin içi gülüyordu. Düşünün çok merak ettiğiniz bir şehir, yanınızda sevdiğiniz. Başka ne isteyebilirdim ki... Kulaklığını çıkarttı cebinden sonra Deniz,sol taraftan ağaçlar hızlı hızlı geçerken, Sevdiğimin soluğu omuzumdayken bu ana bu şarkı eşlik ediyordu;
    " https://youtu.be/Ksk42WyRO0w" ;
    şarkının ritmine kendimi bırakmışken Deniz'in uyduğunu fark ettim. Ilk defa yanımda uyuyordu. Çok farklı bir histi ve uyuyor diye kolumu bile kıpırdatamadım. Kolum ne kadar acısa da Deniz'i izlerken veren o huzur acıyı bastırıyordu. 6 saat felan yol sürüyordu 4 saat kadar uyumuştu Deniz. Gece 2 gibi yola çıkmıştık ve 8 gibi orada olacaktık tahminen. Deniz uyandığında şaşkın şaşkın bana bakıyordu gülmeden edemedim. Oda tutamadı zaren kendini gülümsedik birbirimize. Günaydın dedim sessizce otobüsteki çoğu kişi uyuyordu zaten. Rahatsız etmemeliydik. Günaydın dedi göğsüm ile birleştirdi kafasını. Saçlarının kokusu içimdeki duyguları dans ettirdi resmen. Elimi saçlarına attım. Yumuşacıktı ve ben ilk kez Deniz'in saçlarıyla oynamıştım. Çok eğlenceliydi. Güneş hafiften doğma ya başlıyordu. Kıyı şehrine geldiğimiz için ağaçların arkasını kocaman mavilikler kaplamıştı. Mest olmuştum. Sonra tekrardan müzik dinleyip güneşin doğuşunu izledik. 1 saat kadar bi yolumuz kalmıştı. Deniz'in omzunda uyuya kalmışım. Uyandırdı aniden toparlandım. Ardında direk olarak geziye geçiceğimizi ve sonradan otele gidiceğimizi söylediler. Otel Assos taydı ve otel plaja 0 dı. Bu çok güzel bir haberdi. Hafif serin bir hava vardı Çanakkale de inince anladık...
    ···
  9. 9.
    +1
    Şehitler Abidesi nden başladık o güzel şehri gezmeye truva atı vs. Heryere gittik ve yorulmuştuk. Otele gideceğimiz söylendi ve herkes derin bir oh çekti. Sabahtan serin olan hava öğlene doğru sıcak olmuştu biraz. Ama gezerken o yerlere gittiğimde hiç yorulmamıştım. Çok güzel bir şehirdi tekrar olsa tekrar giderdim. Neyse yavaştan otobüse bindik otele gitmek için gittik ve ardından herkes odasına çekildi. Deniz ile ilk defa aynı evde kalıyorduk. Karı Koca gibiydik yani biraz dinlendikten sonra dışarı çıktık üstümüzü değiştirip. Saat akşam üstüne gelmişti ve yemek vaktiydi. Yemeğimizi yedikten sonra istirahate çekildik. Sınıftan arkadaşlarla sohbet muhabbet derken saat 12 ye yaklaşmıştı herkes yorgun olduğu için odasına gitti. Fakat biz odaya gitmek gerinde plaja gitmeyi tercih ettik yanımıza bir battaniye alıp. Hava serinlemişti çünkü hasta olmak istemezdik. Şezlonga oturduk birbimize sarılıp izlemeye başladık o güzel gökyüzünü ve yıldızların denizin üstünde dans edişlerini. Yerden birer tane taş alıp verdik birbirimize odamızın en güzel yerine koyacaktık. 1 2 saat oturduktan sonra odaya geçtik. Ardından uyumamız gerektiği için yattık yanımda soluk alıp veriyordu ve gözleri gözlerimdeydi. Ama aklımdan en ufak birşey geçmedi sarılıp uyuduk ertesi gün yine yorucu bir gün olacaktı.
    ···
  10. 10.
    +1
    Derin bir uykudan sonra sabah uyandık çok geç olmadan herkes uyanmıştı ve erken kalkanlar yavaştan kahvaltı yapmaya gidiyordu. Onlara eşlik ettik bizde güzel bir kahvaltıdan sonra 1 2 saat serbest bıraktılar ve bizde arkadaşlarla sahilde yürümeyi tercih ettik. Ne yalan söyleyeyim deniz havası bir başka geliyordu insana. Iç ime çektiğim her nefes ciğerlerime işliyordu. Ardından otele döndük eşyalarımızı toplayıp otobüse yerleştirdik. Gidilecek bir kaç yer daha vardı oralara uğrayıp artık memlekete dönecektik. Özlemiştim yaşadığım şehride nen olursa olsun doğup büyüdüğüm yerdi. Artık gezi bitmişti ve eve doğru yola koydulduk. Muhteşem bir andı fakat giderken bir huzursuzluk kapladı içimi. Havadan sandım bulutlar kapkaraydı ve hafif yağmur yağıyordu. Başıma geleceklerden Habersiz dim oysa keşke o zaman keşke geri dönebilsem dediğim o ana dönemedim hiç bir zaman.
    ···
  11. 11.
    +1
    Hafif yağmur yolları kayganlaştırmıştı. Otobüs kontrolden çıktı ve en son gördüğüm ise Sirenlerin ışıklarıydı. Etrafta koşuşturan insanlar felan vardı. Sahi noluyo du. Korkuyordum hemde fazlasıyla. Boynum dehşet derecede ağrıyor hareket ettiremiyordum. Sadece Boynum değil tüm vucüdum öyleydi. Hocamız geldi ardından yüzü gözü çizilmiş burnu kanıyordu ve dudağı patlamıştı bağrıyordu sanki ama anlamıyordum dudaklarını okuduğumda dayan diyordu. Büyük bir facia yaşamıştık. Otobüs kontrolden çıkmış refujlara çarparak ağaçlık alanda durmuştu çoğu kişi etrafa savrulmuştu ve onlardan biriside bendim. En son hatırladığım sedyeyle ambulansa koydular. Gözlerimi açtığımda annemler odanın dışında ağlıyordu ve makine sesleri rahatsız ediyordu. Biraz kendime gelebildikten sonra doktor geldi içeri herşeyi anlattı ve sonradan onu sorduğum da annemle göz göze geldim. Keşke gelmeseydim. Çığlıklar içinde üstümdeki şeyleri çıkarttım ayağa kalkmaya çalışıyordum ama başaramıyordum her yanım acıyordu fakat o an hisetmiyordum. Acı içinde kıvranırken bayıldım. Ardından kendime gelememişim sürekli adını sayıklamışım. Ardından yaralarım iyileştiğinde beni bir ruh sağlığı için hastaneye sevk ettiler yaklaşık olarak 1 2 sene olayın şokundan çıkamamışım. Ardından zaten Deniz sürekli rüyalarımda ziyaret ediyordu ve tedaviden yaklaşık olarak 3 4 sene ise aynı rüyadan kabuslarla uyandım. Elinde ne kaldı derseniz sürekli ziyaret ettiğim bir mezar taşı birde Deniz'den bana kalanlar oldu...
    ···
  12. 12.
    +1
    motor panpam için attım. esenlikler
    ···
  13. 13.
    +1
    jdjxjzmzkz
    ···
  14. 14.
    +1
    bu behzat ç'nin vosvosu değil mi la?
    ···
  15. 15.
    +1
    eline sağlık kardeş
    ···
  16. 16.
    -1
    beyler hazırda partlarım var zaten amk attım dedim sizede o yüzden şuanlık bu kadar atıyorum devdıbını isteyen varsa atarım
    ···
  17. 17.
    -1
    AMK adam 2 dakkada 5 part attı aq
    ···
  18. 18.
    0
    Ardından birşey yazmamayı yarın okulda muhabbet arasında böyle bir olay geçerse diye bilgisayarı kapatıp yatağa uzandım. Sorular aklımı karıştırırken uyuya kalmışım. Sabaha çok farklı ve zinde bir şekilde uyandım. Sanki sabahın erken saatlerinde uyanıp ormanda kilometrelerce koşmuşum gibi bir hava vardı üstümde. Bir çılgınlık yapıp camı açtım ve derin bir nefes aldım ki zütüm donmuştu, hemen kapattım. Banyoya elimi yüzümü yıkamak için gittim ve ardından kahvaltımı yaparak üstümü giyindim. Apartmanın önüne servis için çıktım ve beklemeye koyuldum. Soğuktu hava ki zaten serviste zaten fazla bekletmeden geldi. Servise bindiğim anda kalbim hızlı hızlı atmaya başladı ve fazlasıyla heyecanlanmıştım. Uzun süredir böyle birşey yaşamadığım için garipsedim ve hasta olabileceğimi düşündüm fakat saçmalıyordum. Yine böyle saçma sapan düşünürken okula geldik.
    ···
  19. 19.
    0
    Facebook tarzı sosyal hesaplarda gerçek hesabım yoktu. Olsa bile profil fotoğrafı koymazdım çünkü kendimce özgüvenim yoktu. Ve yabancı ve farklı bir isim olduğu için Deniz'in beni tanımayacağını düşündüm ve okulda ona pek fazla yanaşmadan sadece sosyal hesaplardan muhabbeti kurup daha sonra benim olduğumu açıklayacaktım. Bence çok mantıklı bir fikirdi. Hemen Deniz'i arattım. 1 kaç denemeden sonra buldum. Ekledim hemen ve anında onayladı. Böyle birşey beklemiyordum ve açıkcası şok oldum. Elim ayağım buz kesti aniden ve ne yapacağımı şaşırdım.
    ···
  20. 20.
    0
    Bir hışımla adımlarım serileşirken bi an önce eve gidip yemeğimi yedikten sonra dersime çalışıp bu konu üzerine yoğunlaşmak istiyordum. Eve vardım üstümü değiştirdikten sonra yemeğimi yiyip direk derse geçtim fakat aklıma hiç bir şey girmiyor ve bazı sorular gerçekten de kafamı yormaya başlıyordu. Bu sorulara yanıt vermeden öncede ders çalışacak durumda olmadığımı anladım. Evde gizli saklı annemler uyuduktan sonra sigara içebiliyordum. onlar uyuyasaya kadar ders çalışıyormuş gibi yaptım ve istediğim nihayet olmuştu. Evdeki tüm ışıklar söndüğünde sigaramı yakıp balkona çıktım. Ve artık kendimle yüzleşme zamanımdı. Harbiden kim di bu Deniz ve neden sürekli peşimde dolanıyordu. Yarın sabah ona günaydın demeden önce soracağım ilk soru bu olacaktı. Bir anda aklıma sosyal hesaplarının olup olmayacağı geldi. Hemen hızlı hızlı sigaramı içip bilgisayarın başına geçtim ve ders kitabımın birisini önüme koyarak eğer aileden birisi uyanırda odaya gelirse diye ders çalışıyormuş gibi yapacaktım. Sonuçta tedbir önemliydi.
    ···