ilk hikayem (bkz: alt katımızda ki öğrenci kızı gibtim) Başlıkları bilerek böyle sex hikayeleri sitesindeki başlıklar gibi seçiyorum ona takışmayın önemli olan içerik.

2. hikayem ile karşınızdayım binler. Bu olay lise 3. sınıf zamanımda başıma gelmiştir. Hala unutumam zihnimin bir köşesinde yer etmiştir.

Yine sabah olmuş her zaman ki gibi umutsuz bir biçimde uyanmıştım. Acaba bu gün farklı bir şey olur mu he? ne dersin adamım...

Hazırlıklarımı tamamladım. Dişlerimi fırçaladım. cöleyi güzelce saçlarıma yedirip yana doğru taradıktan sonra çantamı alıp evden çıkışımı gerçekleştirdim.

Hava serin gibi mevsim Sonbahar. Tozlu yollarda bir o yandan bir bu yandan geçen çılgın minübüsçüler hiç kesilmeyen kornalarıyla bizi uyanık tutmaya çalışıyorlar sanki... Çalmayın dıbına koyayım artık bineceğimiz zaman elimizi kaldırıp biniyoruz işte. Sen korna çalınca gitmeyeceğim yerin minübüsüne mi bineceğim? Her neyse bu minübüscü tayfayla takışmaya gelmez. Biraz agresif abiler sıkıntı çıkar falan dikkat edelim. Beklemeye devam ettim ve ilerden gelen beyaz minübüsün önündeki küçük camda yazan yazıları okumaya çalışırken her ihtimale karşı elimi kaldırdım.

Bozuk olan gözlerimin bana bir oyunu olacak heralde yanlış minibüse el etmişim. Herif 1500 kilometre hızla giderken kazık sıkarak durabildi benim için. Tabi yanlış minübüs olduğunu fark ettiğim an ne yapacağımı bilemedim. Aslında yanılış minübüs değil aynı hat fakat bu her mahalleyi sokak sokak dolaşan minübüs olduğu için gideceğin yere 15 dakika falan geç zütürüyor. Saniyelik iç hesaplaşmalar ve kritikler sonucu binmeye karar verdim. Binmeyerek sırf 15 dakika ve 1 ders için anneme sövdüremezdim. Deli kanlı gibi bindim işte. Yapacak bir şey yok hatamın bedelini ödeyeceğim. Evden çıkarken az bağırmamıştı şu gözlüklerini tak diye valide hanım. Yakışmıyor anne işte yakışmıyor amk gözlüğü. Lens alın diye kaç defa kavga etmiştik evdekilerle. Sallana sallana bu gereksiz yere uzayan yolculuğumda bana kaptanlık edecek tosun kaptanın yanına vardım.

Ücretini vermeliydim sonradan arkaya doğru bağırıyolar.

-'Ücretini vermeyen kalmasın!! '.

insan ücreti vermiş olsa bile bir telaşa kapılıyor acaba vermedim mi lan? diye. Korktuğundan falan değil ama insan böyle bir duyguya kapılıyor işte. Minibüsçülerde bunun farkında olacak ki tekrarlamayı çok seviyorlar. Hayır böyle bir durum yaşamıyorum diyen yalan söylemiş olur.

Açtım cüzdanı 3 tane 1 liralık var bir tane 50 lik. Seni dıbına koduğumun çocuğu, belki o kadar hızlı bir giriş yapmasaydın, beni strese sokmasaydın. Senin minübüsüne binmek zorunda hissetmeyecektim kendimi. Hah al yannanımı ye nah sana bozuk 50 yi boz yarak kafalı. Kendimce cezalandıracağımı sanmıştım münübüscü abiyi ne gezerrrrrr.

Hikayenin devamı için doluşun.

Türbanlı bacımın zerafetiyle beraber aracamızda olanca hızıyla yol alıyordu. Binen çiftin fırlama çocuğu bi ileri bir geri fırlatmalıklar yapıyor durmadan zaten sıkışık olan minibüsteki sinirleri daha geriyordu.

Sonradan türbanlı abla çocuğu kolundan tutup önüne aldı ve saçlarını okşadı çocuğu önüne aldığı vakit bana biraz daha yaklaşmıştı ve kalçalarının bacağıma değmesine ramak kalmıştı. Ufaklıkla baya ilgileniyor ve annesiyle konuşuyordu derken bir durağa daha girdik oturan yaşlılardan biri inmek için müsade istedi tam türbanlının önündeki koltukta oturuyordu türbanlı bir adım geri attı ve sol bacağımla o yumuşak kalçaları birleşti resmen.

Heyecanım doruk yapmıştı. Zaten abazayım amk normal bir kadınla o pozisyona düşsem belki umurumda olmaz. Belki öyle bir şey düşünmem fakat türbanlılardan ciddi anlamda sıkılan bir insan olduğum için kafama bu tür şeyler gelmişti diye düşünüyorum ve malum son bizim ufaklık dalgalanmaya başladı. Kalkarsa ve biri görürse rezil olurdum. Bu amcanın inmesine kadar olan temas beni fena etkilemişti her ne kadar yarramın olduğu bölgeye gelmesede o temas vücudunu hissetmek beni ciddi etkilemişti. Lisedeki pantlonlarda malum kumaş amk direk belli olmaya başlamıştı dalgam.

Seri bir şekilde elimi dalgama zütürüp yukarı doğru kaldırarak kemerin arasına sıkıştırdım artık rahattım. Bu durumda istediği kadar kalksın bir tak belli olmazdı. Yaşlı amca inince onun yerine şişko teyzelerden biri oturdu türbanlı abla sürtünmenin farkında değildi heralde hiç tepki vermemişti ve küçük çoçuğu ellerinden tutup yönlendiriyordu. Amca inmişti ve durakta yerine başka bir amca binmişti. Kendimi minik adımlarla ileri doğru çıkardım 4 - 5 cm daha benim sol bacağımla ablanın kalçası arasında çok az bir mesafe vardı ve minibüsün ani hareketlerinden ufak sürtüşmeler yaşıyorduk. Ablanın önündeki çocuk aniden anemin yanına gitcem ben diye bağırmaya başladı abla telaşla çocuğu annesine vermek için döndüğü vakit tekrar o güzel kalçaları olduğu gibi bacağıma sürüttü. Bu seferki daha iyidi ve daha çok hissetmiştim. çocuğu uzattı annesine doğru ve çok ufak biraz daha öne çıktı.

Tekrar bir durak ve yine insanlar bindi. Türbanlı abla mecburen cam tarafına doğru geldi yanımda duran adamla arama geldi. Biraz bu durumdan sıkılmış gibi duruyordu ve ben kendime geldim. Ablaya geniş yer açmak için biraz daha döndüm yüzüm ona dönüktü. Yanındaki hödük öküz gibi telefonuna bakıyor ve hiç toparlanmıyordu abla bana doğru iyice yaklaştı resmen iki tanıdık insan gibi duruyorduk uzaktan çok yakındık.

Bana karşı gereksiz bir güven mi oluşturmuştu bu türbanlı abla anlamıyordum. ikidir benim üzerime oynuyordu. Cüzdan olayı ve bu. Adama yakın olmaktansa bana yakın olmayı seçiyordu gibime geliyor. Heralde küçük göründüğümüzden midir nedir? Verse nefessiz giberim amk.

---hikaye devam ediyor burda bitmedi amk---

Okulda en yakın arkadaşıma bütün olanları anlattım. Vay şanslı bin okuldakiler bitmeden kabuklu fıstıklara mı başladın diye daşşak falan geçtiler fakat aklımdan çıkmıyordu türbanlı abla.

internetten sürekli türbanlı resimlerine bakıyordum ve garip bir haz almaya başlamıştım. Evde sürekli kapı deliğinden karşı komşuya bakmaya çalıışıyordum. Oda onun gibiydi aynı tipleri benzemiyordu fakat tesettüre büründümü hepsi aynı görünüyorlardı. Kapının önünde ayakkabılarını giymek için domalması olsun. Evden çıkarken binada kimsenin olmamasını fırsat bulup elini dıbına atıp kaşıması falan olsun bir çok durumunu görmüştüm karşı komşunun.

Gel zaman git zaman okulda işler yolunda gidiyordu alt dönemlerden kaşarın tekiyle arkadaş olmuştum ve baya baya yiyişiyorduk her öğlen arası aralıksız 1 saat boyunca yiyişiyorduk.

Bir gün okuldan eve geldim ve evde annemin olmadığını fark ettim büyük ihtimal üst komşumuza gitmişti. Üst komşumuz ayşe abla. Oda türbanlı fakat yaşlı tatlı bir kadındı baya bana sorular falan sorardı sevgilin var mı okulun nasıl gidiyor akraba gibiydik yani. Bide pipimin durumunu sorsa tam akraba olacaktık yani o kadar ince ayrıntılara kadar sorular soruyordu.

Neyse kesin onlara gitmiştir diyerekten üst kata yöneldim. ilk olarak kapının önündeki terlikleri süzdüm. Annemin terliklerini görünce rahatladım yanında bir kaç ayakkabı daha vardı ve bir tane küçük çocuk ayakkabısı vardı. Kapıya vurdum. Tak Tak Tak.

Hemen geçmeden kapı açıldı. Açan ayşe teyzeydi.

-Ayşe teyze meraba nassın.
-iyiyim yavrum sen nasılsın. Okuldan mı geldin
-Evet okuldan geldim ya anam olacak kadın burada heralde anahtarı bırakmadan çıkmış yukarı geberticem bu kadını. derken annem içeriden koşar adımlarla geldi.
-Oğlum gel iki lokma bişeyler ye öyle git.
-Yok anne çok yorgunum eve gidip yatayım biraz sonra yerim

Ayşe teyze dominant yanını konuşturdu ve hemen çıkar ayakkabılarını yürü tabağını hazırlıyorum ben dedi ve kapıdan uzaklaştı mecburen içeri girmek durumunda kalmıştım. Anneme ters ters baktım ve tak varda koymuyon demi anahtarı kaç defa oldu bu ya diyerek sitem ettim. Salondan küçük çocuk sesi geliyordu. Severim küçük çocukları. iki üç oynayınca şımaranlarını pek sevmem umarım bu şımarık değildir derken sarışın küçük bir kız çocuğu göründü salonun giriş kapısında. Beni görünce yavru kedi gibi içeri kaçtı.