-
1.
+3- epilog -
sene senelerin şahı idi
akıncılar bayırların hakimi idi
dört nala tozan atlar
cümle kafirin ahı idi
canik diyarında karadenizin kızgın dalgalarının kanatları altında ılgazın eteklerinde
tayyar yamaçlarına kurulu yenice boyunun malafatlar köyünde şenlik var idi.
ulu bilge yüce hükümran saltuk oğlu malhun'dan olma kuzgun deli sağaç merakla çadırın
önünde dolanıyordu. inme hatun çadırda inim inim inliyordu. kararsız bekleyişte olan
ulu bilge yüce hükümran saltuk oğlu malh..
"eeh giberim ünvanını" diye kükredi. "bu uzun ismi koyanın ben anasını avradını.." diye
ekledi ulu bilge yüce hükümran salt..
"lan gibtirtme ulu bilgeni, sadede gel" diye bir daha kükredi u.b.y.h.s.o.m.o.k.d. sağaç.
"geliyoor geliyoorr" diye inletiler geliyordu çadırdan. yer gök sus pus olmuş, otlar
kıpırdamaz olmuştu. koyunlar melemelerini kesmiş, sütten kesilmiş kuzular çevirme olmuştu.
inlemeler gittikçe arttı. "geliyor geliyor"lara "ohh ohh"lar karıştı. "ben de geliyorum"
diye bir erkek sesi inletti çadırı.
"yanlış çadır beyim" diye fısıldadı muhafız toğaç bey.
deli sağaç'ın yüzü allak bullak oldu. neden sonra uzaklardan bir çadırdan bebek ağlaması
duyuldu. karanlık gece dona kesti, kurtlar aya karşı durdu, atlar toprağı savurdu, kara
kuzgun kana..
"eeh yeter lan vurun kellesini şu ozanın" diye gürledi deli sağaç. ozan'ı oracıkta
yatırdılar, kellesini toprağa buladılar, kızıl kan yosun tuttu, yüce dağlar şey oldu işte
kara orman çatırdadı sonra dağlar kaya falan düştü oğlum görecektiniz ne acayip geceydi
o gece var ya.
deli sağaç bebek sesine doğru seyirtti. sonra "seyirtmek ne lan?" diye düşündü, koşmaya
başladı. aklı hala seyirtmekteydi.
-
2.
+2bölüm 1 : kuzgun deli sağaç
inme hatunun çadırına vardılar. içerden bir hemşire hatun çıktı. göğsü bağrı açık, saçları
tel tel omzuna düşmüştü. göğsüne kaydı gözleri sağaç bey'in. kas gördü orada. baklava baklava,
sıra sıra kaslar. "bu ne lan" diye kükredi. "kastır beyim" dedi hemşire hatun. "ne biçim
hemşiresin lan sen" diye sordu sağaç bey "enderunu kazanamadım beyim hemşir oldum" dedi hemşir.
"inme hatunu sen mi doğurttun lan" diye dellendi sağaç bey. hemşir "ellerimle doğurttum hem de
hellerimle sokup çıkardım" diye bağırıyordu. tutmaya çalıştılar, tutamadılar. kılıcına davrandı
sağaç bey. hemşir de neşter çekti. "gel lan gel lan erkeksen gel" diye deli sağaç'a meydan okuyordu.
o sırada çadırdan "vijuyuvvtt" diye bir ses duyuldu. hemşir yere devrildi. sırtında bir kama,
çadırda da kamanın geldiği delik var idi. gözler çadıra döndü, çadır aralandı. otuz santim
uzunluğunda çıplak bir bebek yürüyerek dışarı çıktı. yüzü gözü kan içindeydi. sağaç bey'e
döndü, ağzını koluna silerken:
"namusumuzu temizledim baba" dedi. -
3.
+2"oğlummmm" diye bağırdı sağaç bey. bebeği hemen sünnet ettiler, etini mızraklara geçirip
köyün dört bir yanına astılar. kalan deriyi kurutup sağaç bey'in miğferini kapladılar.
bebeğe yirmi santim bıraktılar.
göğsü ayı gibi kıllı idi, bacakları kurt bacağı idi, sırtı at sırtı boynu kurt boynu kolları
öküz kolu idi. sırtı orman gibi kara kıllı gözleri nehir gibi canlı ve mavi dişleri karla
kaplı zirveler gibi beyaz ve keskin idi. doğar doğmaz çiğ et ve şarap istedi. bir yaşına
kadar on kadından birden süt emdi. üç yaşında ata bindi, dört taşında ok attı av taşıdı bıyık bıraktı.
beş yaşında yirmi beşlik beş delikanlıyı güreşte yere serer idi, bodiye giderdi, kas yaptı
kafasıyla kalas kırdı.
altı yaşında aşşa çayırda otsbir çekerken yakalandı (dedem korkut burayı yazma, öptm dtkb * kib )
yedi yaşında uçanı kaçanı duranı koşanı yakalar idi, yiğitti merti korku nedir bilmez idi.
sık sık rum diyarına iner cenk eder omuz üstünde daş, daş üstünde baş, koymaz, züt üstünde a.. (dedem
lütfen ama).. ata biner idi, at. -
4.
0okuyom la bunlarıda siliyim falan deme amk
-
5.
0demir taşşağı olduğunu nasıl anladın bin
-
6.
+1on yaşında geldiğinde kuzgun deli sağaç oğlu kurt bey'i yanına çağırdı. "sen" dedi
gökgürültüsünü andıran sesi ile. "sen ki ulu bilge yüce hükümran saltuk oğlu malhun'un
neslinden gelir isin. sen ki atalarının yüce kanını damarlarında taşır isin.. öğüdümü iyi dinle!"
deli sağaç sustu. deli sağaç susunca tüm orman sustu. kurt bey pür dikkat kesildi. gözlerini
babasının gözlerine dikti. diyeceklerini beklemeye koyuldu.
aradan yıllar geçti. deli sağaç bir daha konuşmadı. kurt bey'in aklı hep babasının
öğüdünde idi. -
7.
0devdıbınıda yaz lan züt. çok güzel gidiyor.
-
8.
+1kurt bey serpilmiş, kas üstüne kas yapmış, kılıç, yay, binicilik, atıcılık, neşter,
kelebek, levye her türlü silahı ustalıkla kullanır olmuştu. çeşme başında hatcelerin
reyhan hatunu görmüş, anında vurulmuştu. gönlü reyhan, kalbi reyhan, ruhu reyhandı.
babasının yanına vardı. saltuk bey'den izin istedi, isteğini aldı. vardı reyhan hatunu
babasından istemeye gitti.
reyhan hatunun babası canikoğullarından şehzade canik mehmet'in dayı oğlu şimanperver
baydur şemşisi'nin kayınçosuydu.
baydur şemşişi kurt bey'i süzdü. "bana kuzey diyarında buzul topraklardaki altın yayı
getir" dedi. kurt bey kırk gün kırk gece yol gitti, dağ aslanları ile kutup fokları
ile güreşti, ayılar şahı şah ayıhan ile cenk etti. altın yayı aldı, geldi.
baydur güldü, altı yayı üçe böldü. "üç oğlum kuzeyin hükümranı olsun, ömürleri uzun, hükümranlıkları daim olsun"
dedi. kurt bey'e döndü "bana üç altın ok getir" dedi.
kurt bey gürledi, "yayını giberim" diye bağırdı. reyhan
hatun'u alıp geri geldi. kırk gün kırk gece düğün kuruldu,
etli bilav nohutlu bilav bulgurlu bilavlar kaynatıldı.
o gece canikoğlu kıraç gazi'den haber geldi, bizans tekfuru
bursa valisi ayıboğan balyos'a karşı sefer düzüldü.. -
9.
0bir bahar sabahı sapanca kıyılarında iki ordu karşılaştı.
gök mavi yer yeşildi, bakanın içini huzur kaplar idi.
o gün akıncılar aşk ile cenk ettiler, kafire dalga dalga hücum ettiler.
kuzgun deli saltuk en önde idi. altmışını geçkin idi ancak değme yiğitlerden
daha atikti, cenkin en yoğun yerine dalar, akıncılara güven salar, cesaret
verir idi.
kurt bey babasının gölgesinde kılıç salladı. hünkarının sırtını kolladı,
arkadaş oldu. baba oğul o gün yeşil çayırları kızıla, mavi gökleri şimşeğe
çaldılar.
cenk bitmiş, tekfur harap düşmüştü. kuzgun deli sağaç atının üstünde dikeldi,
efendisi canikoğlu kıraç gaziye bakındı. göremedi. bir nara attı. kara dağlar
yankılandı, en cesur kafirin kalbine dahi bir korku indi.
canikoğlu kıraç gazi kumandanlarının arasında yatmakta idi. yüzü boydan
boya çizik idi, kalbine doğru yirmi kılıç yarası var idi.
"şehadet" dedi, terk-i dünya eyledi. -
10.
0deli sağaç çılgına döndü. atına atladı, yanına en seçkin yirmi atlısını aldı.
kurt bey'i de katıp kaçmakta olan tekfur ayıboğan balyos'un ardına düştü.
gece çöküyor, hava kararıyor idi. kara ormanlardan, balçık topraklardan geçtiler.
bursa istikametinde atları çatlayıncaya kadar gittiler. etraf sessiz, canikoğlu
ordusunun ışıkları görünmez olduğu vakit durdular. yıldızlara bakıp yönlerini
buldular.
ulu çınarlar çatırdadı, siyah gölgeler yola devrildi. karanlıkta kılıçlar
parıldadı. "pusu!" diye haykırdı sinoplu cafer. hepsi birden silaha davrandılar.
tekfur ayıboğan balyos'un kahkahası duyuldu önce, ardından tekbirlerle karanlığa
hücum ettiler.
yirmiye iki yüz, bire on dövüştüler. birer birer şahadet şerbetini içtiler. en
sona sağaç gazi ve kurt bey kaldılar. kafire aman vermediler.
bir hışırtı duyuldu hızla gelen, bir ıslık takip etti. sağaç han sessizdi, sağaç
han hareketsiz. kurt bey döndü, babasını düşer iken tuttu. göğsünden bir ok,
kalleş, kahpe bir ok..
karayan kana el bastı kurt bey. kuzgun deli sağaç "yaklaş.." diye mırıldandı,
kurt bey eğildi. "yıllar önce sana söyleyemediklerim.." dedi sağaç bey.
"evet baba?" dedi kurt bey.
"lan aklıma güzel özlü söz gelmedi o ara, sonra da öyle gitti işte" dedi sağaç
bey.
gökler ağladı, kara bulutlar ala çaldı, damlalar indi gökten. biri bir yanağına
kondu kurt bey'in soğuk, biri diğer yanağına, tuzlu.. -
11.
0yaz lan zırtapoz. başlığı takibe alacam
-
12.
0reserved
-
13.
0demir taşşakları sana yedirmeden anlat uleeyn
-
14.
0kurt bey'in etrafını çevirdiler. mızrakları ona doğrulttular. zincire vurup sokak
sokak gezdirdiler. bursa halkı kafesteki bu yiğide acıdı, daş atan laf atan
olmadı. yüreklerine bir merhamet indi. kurt bey saraya vardı.
balyos onu parlak zincirlere vurdu. elli gün ellişer kırbaç vurdurttu.
kırbaç her indiğinde kurt bey sabır çekti. tek bir inleme tek bir ah işitilmedi.
bu arada kurt bey'in malafat bursa'da yayıldı. efsane üzerine efsane oldu.
ayıboğan balyos'un nişanlısı prenses elanora'nın yanına nedimesi sayanora geldi.
sayanora japon asıllı mini mini şirin şirin kımıl kımıl bangıl ban... neyse..
öhöm.. evet, sayanora geldi. kurt bey'den bahsetti.
elanora gizli gizli zindanlara iner oldu. önce üç günde bir, sonra günde bir,
sonra saatte bir, bire bir.. kurt bey'i süzüyor, gözleri bi aşşa sonra bir daha
aşşağa iniyordu.
haber tez yayıldı. balyos çılgına döndü. bizzat en iyi cellatlarını alıp zindana
vardı. kurt bey'i yatırdılar. kollarını ayırdılar. bacaklarını omza atıp
taşşaklarını yaydılar.
balyos geldi, kamasını indirdi. kurt bey derin bir iç çekti, ama ses etmedi,
dayandı koca yiğit.
iki taşşak da alındı, demir fırınlarda haşlandı, mızrak uçlarına takılıp kalenin
kapısına asıldı.
kurt bey o gece zincirlerini koparıp kaçtı. intikam için yemin etti. canik
diyarına vardı. demirci halit'e vardı. yorgun ve bitap düşmüş idi. zorla konuşur idi.
"halit reyis" dedi. "yarın tan ağarana değin bana demirden iki okka taşşak yapacaksın."
sonraki bölüm : demir taşşaklı kurt bey -
15.
0çok heves ettiydim lan buna. hey gidi.