/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +84 -3
    1

    2000 li yılların yaz aylarına girdiğimiz zamanlardı.O zamanlar 12 yaşındaydım. Annem babamla birlikte izmit merkezde yaşayan üç kişilik çekirdek bir aileydik. Okulların kapanacağı haftalar babamın canını sıkan bir olay vardı. Geceleri sürekli öksürüyor sık sık su içmeye kalkıyordu. Benim odam onların odasına yakın olduğu için sesten bende uyanıyordum.

    Günler geçtikçe babam yeme içmeden kesildi sadece sigara ve çay içiyordu. Annemin ısrarlarına rağmen sıkıntısını bize söylemiyordu. Karne alacağım gün okula annemle gittik. Anneme babamın niye gelmediğini sorunca: Babanın canı bu sıralar biraz sıkkın dert etme akşam karneni gösteririz. demişti. Akşam eve geldiğimizde babamı banyoda çıplak ve baygın bulduk. Hemen ambulansı arayıp babamı hastaneye zütürdük. Servise yatırdıklarında tansiyon olduğunu söylediler. Annem ısrarla babama neden böyle canının sıkkın olduğunu söyleyince babam: Rüya görüyorum. dedi ve sustu. Annem ne gördüğünü sorunca babam dökülmeye başladı: Bir kaç gecedir rüyamda rahmetli anne-babamı görüyorum.Bir evin içinde kırmızı loş bir odada elleri kolları bağlı çığlık atıyor ve benden yardım istiyorlar.Tam yanlarına gittiğim vakit ikiside ellerini çözüp bana saldırmaya başlıyorlar. Dişleriyle etlerimi parçalıyorlar.O anda uyanıyorum. dedi.

    Babam rüyasını anlattıktan sonra köye gitmek istediğini anne ve babasının mezarını görmek istediğini söyledi. Annemle ciddi tartışmaları sonucu gidilecekse hep beraber gideceğimizi kararlaştırdılar.

    SON PART atıldı hikaye tamamlandı beyler.
    Burayada bir uğrarsınız > le hospital
    ···
  2. 2.
    +33
    2
    Dedem ve babannem yıllar önce ben doğmadan ölmüşlerdi. ikiside aynı günde ölmüştü.Ne zaman anne ve babama nasıl öldüklerini sorsam yangında öldü diyorlardı.
    Onları görmek istiyordum fakat fotoğrafları bile yoktu. Köye gideceğimizi duyunca sevinmiştim. Dedem ve babannemi göremesemde kaldığı evi görebilecektim. Köyümüz Sakaryadaydı. Yaşadığımız şehire yakındı. Yolculuk 1-1.5 saat sürüyordu. Daha önce çocukken zütürmüşlerdi.O zamanlarda bebek olduğum için hatırlamıyordum. Ertesi sabah gün doğumuna yakın yola arabamızla yola koyulduk. Arabayı babamın kafası yerinde olmadığı için annem sürüyordu. Yavaş sürdüğü için yolculuğumuz çok süreceğe benziyordu.1 saatten fazla gittikten sonra asfalt yoldan çıkıp çakıl-toprak yola girdik. Babam zaman ilerledikçe daha fazla sigara içiyor daha fazla koltuğa kendini sıkıştırıyordu.
    Köyün girişine geldiğimizde annem arabayı kenara çekip tahta tabelanın altındaki çeşmeden susuzluğumuzu giderdik. Tekrardan yola koyulduğumuzda kavak ağaçları altında uzunca bir yoldan geçtik. Nihayetinde köyü bulduk. Köy uzaktan oldukça ıssız görünüyordu.Ev sayısıda 20 yi geçmezdi. Babam evlerin arasında bigibletli bi adam görüp anneme arabayı durdurmasını söyledi. Arabadan inip yaşlı adamın yanına gitti.ilk başlarda babamı güleryüzle karşılayan adam sohbetin sonlarında yüzünü ekşitip durdu. Babamın adamla ne konuştuğunu oldukça merak etmiştim. Arabaya döndüğünde annemin soru sormasına fırsat vermeden: sür dedi.
    Dedemin yaşadığı eve geldiğimizde evin dışardan oldukça harap bi halde olduğunu hatırlıyorum.Öyleki avlu giriş kapısı kırılmış ve yerde çürümeye yüz tutmuştu. Mavi boyalı ahşap pencere kanatları aldığı su etkisiyle şişmiş çatlamıştı. Demir parmaklıklarda oldukça paslanmıştı. Evin kapısını açıp içeri girdik. içerde çok keskin bir koku vardı. Kokunun kaynağını bulmamız uzun sürmedi mutfağın olduğu bölümde yerde kocaman kedi ölüsü vardı. Hayvan oldukça çürümüş kemikleri görünüyordu.
    Annem evi dolaştıkça bu evde kalamayacağımızı söyledi. Diğer odaları gezerken dışardan -ibrahim diye bi ses geldi. Babamı çağırıyordu.
    ···
  3. 3.
    +30 -1
    4

    Sabah kahvaltıda kimse konuşmuyordu. Herkes dün gece yaşananların şokundaydı. Annemin gözündeki yaşlar hala tazeydi. Babam defalarca özür diledi bilinçli yapmadığını rüyasında gördüklerinden dolayı böyle olduğunu söyledi. Yemekten sonra evin avlusunda Hüseyin abiyle buluştuk. Beraber dedemlerin mezarına gidecektik. Uzunca yürüdükten sonra patika bi yol boyunca ilerledik. Büyükçe bir ağacın altında birleşik 2 mezar olan alana geldik. Kafamda merak ettiğim dedem ve babannemin mezarının neden köyden bu kadar uzak ve ayrı olduğuydu. Babam ve Hüseyin abi mezar başında dualar okudu. Dönüş yoluna döndüğümüzde babam birden duraksadı. Kafasını mezarlara geri çevirip bağırarak ağlamaya başladı. Hüseyin abi ve ben neler olduğunu anlamaya çalışırken babam mezara doğru koşmaya başladı. Mezarın üstüne çıkıp benden ne istiyorsunuz diye bağırmaya başladı. Hüseyin abi babamı mezarın üstünden çekmeye çalışırken mezar aniden çökmeye başladı. ikiside boş çukura düştü.

    Hüseyin abi üstüne toparlayıp ayağa kalktığında bilincini kaybeden babamı ayağa kaldırdı. ikiside oldukça şaşkındı mezarın içi bomboştu.

    Başlığı şukulayın beyler az canlandırın entryi devamı gelecek
    ···
    1. 1.
      +1
      Olum yaz işte amk trenddesin daha ne istiyon
      ···
    2. 2.
      0
      Yazsana müptezel
      ···
    3. 3.
      0
      Reserved
      ···
    4. 4.
      0
      Başlığını cansız halde giberim oç düzgün yaz okuyalım.
      ···
    5. diğerleri 2
  4. 4.
    +24
    3

    Dışarı çıktığımızda oldukça zayıf kır saçlı bi adam babama elini uzatıp; hoşgeldin dedi. Daha sonra anneme ve banada hoşgeldin dedi. Babam adamı bizle tanıştırdı;bu benim amca oğlu Hüseyin dedi. Ayaküstü muhabbetten sonra Hüseyin abi bizi evine davet etti. Bizi bir kaç adım ilerdeki evine zütürdü. Evde karısı ve benden oldukça büyük kızı bizi karşıladı.
    Akşam olurken annemler yemek hazırlıyor Hüseyin abi, babam ve ben kapıda oturuyorduk. Hüseyin abi babama gelişimizin nedenini sordu. Babam tatil diyerek geçiştirdi. Fakat babamın geçiştirmesinden Hüseyin abi olayın farklı bi boyutu olduğunu anlamıştı. Yemekten sonra Hüseyin abi babama ne kadar kalacağımızı söyledi. Babam daha ona karar vermedik dedi. Eğer uzun süre kalacaksanız evi bi elden geçirmek lazım dedi hüseyin abi çünkü ev kalınacak gibi değildi.
    Ertesi sabah uyandığımızda hüseyin abilerle birlikte dedemlerin evini temizleyip boyasını yaptık.Ev 2 katlıydı en üstte çatısı vardı. Annem çatıyla tavan arasını temizlerken oldukça büyük paslı bir anahtar buldu. Babama gösterdiğinde babamda nerenin anahtarı olduğunu anlamadı. Akşam olunca merkezden getirttiğimiz yer yataklarını serip uyuyacağımız yeri hazırladık. Yemeği hüseyin amcalarla yedik daha sonrasında herkes evine dağılınca bizde ışığı söndürüp yattık.
    Gece saatlerinde annemin çığlıklarıyla uyandım. Gözümü açtığımda yan tarafımda babamın annemin üstüne çıkıp boğazını sıktığını gördüm. Kalkıp babamı çekmeye çalışıyordum fakat gücüm yetmiyordu.En sonunda babama vurduğum şiddetli bir tokatla babam kendine geldi. Annem çığlık çığlığa ağlıyor sesi kısık şekilde neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.
    ···
    1. 1.
      +2
      Vay babayın amuha goyum
      ···
  5. 5.
    +23 -1
    12 - Son Part

    Olaydan 3 gün sonra cesetlerin dedem ve babannemin olduğu tespit edildi. Uzun süren cenaze, polis işlerinden sonra kimse olayın ne şekilde olduğunu anlamamıştı. Babam sandığın üzerinden çıkan deri parçalarını izmitin bir köyünde hoca diye tanınmış bir adama zütürdü. Adam arapça yazıların ve tuhaf şekillerin dilini çözmeye çalıştı. Babama dediğine göre ve babamında çocukluktan bildiklerine göre; dedem yıllar önce köyde define arama işine merak sarmıştı. Bunu babamda biliyordu.ilk başlarda eline aldığı kazma kürekler belirli bi zamandan sonra artık işi gücü bırakıp hayatını tamamen buna vermesine sebep olmuş. Para hırsı yüzünden diğer boyutlardaki varlıklardan yardım almaya çalışmış. Aldığı yardımlar sayesinde çoğu zamanda azlı çoklu gömüler bulmuş. Zamanla yardım aldığı varlıklar yardımlarına karşılık babanneme karşı kötü düşüncelerini söylemeye, dedemi rahatsız etmeye başlayınca dedem tüm bulduğu gömüleri ahırda demir sandık içinde toplayıp gömmüş. Büyü yaptırıp varlıkları kendinden uzak tutmaya çalışmış fakat uğraşları boşa çıkmış.

    Yıllar önce ortadan kaybolan dedem ve babannemi yardım aldıkları varlıklar ahırda sandığın altına kazdıkları odada canlı canlı gömmüş. Mezarın girişinede yılan ve deriyle dolu sandığı koyup üstünü toprakla örtmüş. Derilerede ne yaptıklarını yazmışlar.
    Köylüler dedemlerin ortadan kaybolduktan sonra neler olduğunu bilmediği için köyün dışında dedemlere boş temsili mezarlık yapmışlar. Olaydan sonra dedem ve babannemin cesetleri köyün dışındaki mezarlığa taşındı ve onlara yeniden orda mezar yapıldı. Babam bu olayların yaşandığı tarihten aylar sonra kafasını toparlayabildi fakat anne ve babasını hiç umursamadan yaşadığı yılların pişmanlığını hiç unutamadı.

    Zaman ayırıp okuduysanız eyvallah. ilerleyen zamanda başka olaylarda paylaşacam.
    (bkz: le hospital)
    ···
    1. 1.
      0
      Güzel hikaye. Bir gecede bitirseydin daha iyi olurdu gündüz korkunçluğu olmuyo ama yine de eline sağlık
      ···
  6. 6.
    +22 -2
    6

    Yılanı görür görmez babamları çağırdım.Çok korkmuştum. Annem ne gördüğümü sordu bende kazmayı işaret ederek orda yılan var dedim. Babam kontrol etti fakat yılan gitmişti.
    Ben odunluktan çıkıp eve girdiğimde babam ve annemin sesiyle tekrar ahıra gittim. Babam kazmayı yerinden çıkarırken ters basıp sağ kolunun üzerine düşmüştü. Kolu baya bi hasar almıştı. Yeniden doğrulup kazmayı tekrar asıldı bu sefer kazma babamın elindeydi. Kazmayı incelemeye başladı. Demir kısmında tuhaf işlemeler değişik değişik yazı gibi şekiller vardı. Sapında arapça yazı vardı. Babam az çok arapça biliyordu. Yazıyı okumaya çalıştı. Yazıda Mehmet yazıyordu. Mehmet dedemin ismiydi. Babam kazmayı bi kenara bırakıp odunları tekrardan karıştırmaya başladı. Odunları kaldırıp altında başka birşey arıyor gibiydi. Odunların tamdıbını kaldırdığımızda boyu 3 metreyi geçmeyen ip,3 kırık şişe,bir tane kaşağı ve bir avucu geçmeyen fındık kabukları bulmuştuk. Kazmanın dışında ilginç başka bişey yoktu. Annem babamın sırtına dokunarak haydi öğle yemeğini yiyelim sonra iyice ahırı süpürür çöpleride torbalayıp atarız dedi. Babam kazmayı iyice inceliyor yazıların ve şekillerin anldıbını çözmeye çalışıyordu. Normal bi kazma değildi ne olduğunu anlayamamak babamın moralini bozuyordu.Çıkarken babam elindeki kazmayı köşeye doğru fırlattı. Toprak zeminden tak diye bi ses geldi. Tekrardan kazmanın yanına gitti yerden alarak toprağı eliyle yoklamaya başladı. Toprağa her yumruk atışında tok bi ses çıkıyordu.Bu ses sadece belirli bi alanda çıkıyor. Diğer yerlerde ses değişiyordu.

    Beyler okuduysanız bi şuku atın ben duvaramı yazıyom. Telefondan yazıyom tüm partları.
    ···
    1. 1.
      0
      Kanki cok merak ediyom rez
      ···
    2. 2.
      0
      zütoğlanı 16 kişi var aq daha ne
      ···
  7. 7.
    +23 -1
    7

    Babam bir süre düşündükten sonra ani bir şekilde elleriyle toprağı kazmaya başladı. Toprak basık olduğu için oldukça sertti fakat babam bunun farkında olmadan az önce incittiği kolunun ağrısını unutmuş vaziyette toprağı eşeledikçe eşeliyordu.
    Parmakları kanamaya başlamıştı. Annem ona engel olmaya çalışıyor fakat o durmuyordu.
    Kazdıkça sesler değişiyordu.ilk gördüğümüz paslı bir çivi oldu. Biraz daha örtülü toprağı kaldırdığımızda demir benzeri üzerinde yine aynı tuhaf işlemeler olan bir şekil ortaya çıktı. Babam kenarlarını ortaya çıkardığında sandık olduğunu o zaman anlayabilmiştik.Bir süre duran babam bana dönerek koş git Hüseyin abini çağır dedi. Bende hızlı biçimde kapıdan çıkıp Hüseyin abilerin evine doğru koşmaya başladım.
    ···
  8. 8.
    +10 -13
    istek mistek yok gibtir git.
    ···
    1. 1.
      +1
      ortada sandık gibe gibe usandık okumadım tak beyinli bin yazma
      ···
  9. 9.
    +20 -1
    10

    Hüseyin abi kapak açıldıktan sonra kendini geri atıp kafasını babama çevirdi. Babam elindeki baltayı yere bırakıp sandığa doğru yöneldi. Kalp atışları nerdeyse gömleğinin üzerinden belli oluyordu. Titreyen elleriyle sandığın büyük kapağını kavrayıp kaldırdı. Sandıktan ne çıkacağını görmek için hepimiz kapağın tarafına geçmiştik. Babamın kapağı açmasıyla kapatması bir oldu.
    Kapağın hemen altında sayısı 10 dan fazla siyah yılan ahırın içine yayılmaya başladı. Yılanları görünce saniyeler içinde dışarı çıktık. Tekrardan içeri girdiğimizde içerde yılan kalmamıştı. Babam tekrardan sandığı açtığında sandığın içinde arapça yazılı kalın kalın hayvan derileri, kırmızı renkten bağlanmış kurdele parçaları ve siyah-beyaz uzun insan saçları vardı. Sandık açıldıktan sonra ayrıca ahırı çok ağır ve kötü bir koku kaplamıştı. Hüseyin abi deri parçalarını kaldırdığın da sandığın altında bir kapak buldu. Kapak kilitliydi fakat babamların anahtar arayacak sabrı yoktu. Yeniden yerdeki baltayı alıp sandığın içindeki tahta kısma vurmaya başladı.Bir kaç darbeden sonra kırılan kapağın kapakları içeri düştü. Kapağı iyice kırdıklarında herşey ortadaydı.

    Sandığın altında karanlık oda gibi bir boşluk vardı.

    Son parta yaklaşıyoruz beyler entryleri şukulayın.
    ···
    1. 1.
      +5
      Ne sandıkmış amk. içinde yılanlar olan 2 oda 1 salonlu sandık
      ···
  10. 10.
    +18 -1
    9

    Babam oturduğu yerden kalkıp: nasıl anahtar sende? Ne var bu sandıkta dedi. Annem babama sakin olmasını işaret edip anlatmaya başladı: iki gün önce tavan arasındaki eşyaları temizlerken büyük paslanmış bir anahtar buldum. Bunun anahtarı olabilir dedi. Babam annemi kolundan çekip dışarı çıktı. Ahırda Hüseyin abiyle biz kalmıştık. Hüseyin abi şaşkın ve meraklı gözlerle sandığın içinde neler olduğunu merak ediyor tek başına sandığı kaldırmaya çalışıyordu. Fakat sandığı kaldırmayı bırak oynatma bile oynatamıyordu.
    Babam elinde pastan nerdeyse şekli kaybolmuş anahtarla ahıra girdi. Arkasından da annem geldi. Hemen acele bir hareketle anahtarı kilide koydu. Elleri titriyor anahtarı bir türlü deliğe yerleştiremiyordu. Bunu gören Hüseyin abi babama yardım etmek için çömeldi fakat babam bu işi tek başına yapmak istiyordu. Anahtar kilide girmişti fakat dönmüyordu. Uzun süre toprak altında kaldığından ve pastan deforme olan anahtar yüzünden dişler oturmuyor olabilirdi.1-2 dakika kilitle boğuşan babam en sonunda pes etti ve anahtarı Hüseyin abiye verdi. Hüseyin abide aynı babam gibi kilidi kurcalamaya başladı. Fakat sandık bir türlü açılmak istemiyordu.Tam babam bu böyle olmayacak baltayla kilidi kıralım dediği anda sandığın kilidinden beklediğimiz ses geldi.
    ···
  11. 11.
    +19
    8

    Hüseyin abi evin kapısında tarlada uğraşıyordu. Hemen yanına gidip olanları anlattım. Babamın onu çağırdığını söyledim. Elindeki çapayı bi kenara bırakan Hüseyin abi haydi gidelim dedi.
    Ahıra geldiğimizde babam sandığın çevresini oldukça genişletmişti. Sandık normal boyutlarda bir sandık değildi oldukça geniş ve derindi. Babam Hüseyin abiyi görünce şuna bi el at köşelerden kazalımds çıkaralım dedi.Hep bir elden kenarları kazmaya başladılar. Kazdıkça demir sandığın kenarlarındaki tuhaf şekiller ortaya çıkıyor annemle ben birbirimize bakıp neler olduğunu anlamaya çalışıyorduk. Sandığın çevresini tamamen açmamız 2 saati almıştı. Kenarlarında tutma yerleri olan sandığı Hüseyin abi ve babam gömüldüğü yerden çıkarmaya çalışıyorlardı. Fakat mümkün değildi sandık ya altından birşeye bağlıydı yada aşırı derecede ağırdı.
    Hüseyin abi sandığın arka kısmında çakılı olan büyükçe bir kilit buldu. Kilidin deliği toprakla dolmuştu. Yerdeki paslı çivilerden biriyle deliği boşalttı. Babam delikten gözünü uzatıp sandığın içine bakmaya çalıştı fakat hiç birşey göremedi. Deliğe ahırdan buldukları eski demir parçalarından anahtar uydurmaya çalışıyorlardı fakat işe yaramıyordu. Babam anahtarı nerdedir ki bunun dedi. Hüseyin abi anahtar sıkıntı değil bi şekilde açarız dedi. Acaba içinde ne var bunun yoksa definemi dedi. Define lafından sonra ahırda kısa süre sessizlik oldu.Ta ki annemin ‘anahtar bende’ demesine kadar.
    ···
  12. 12.
    +15 -2
    Başlığı uplayın beyler sayıya göre devam edecem hadi.
    ···
  13. 13.
    +16 -1
    11

    Boşluğun açılmasıyla kötü kokunun şiddeti iyice artmış artık ahırda durmak iyiden iyiye herkesi zorlamaya başlamıştı. Babam anneme evde fener olup olmadığını sordu.Yok cevabını alınca Hüseyin abi bana bi işaret yapıp bizim evden kap gel dedi.
    Feneri alıp geldiğimde babam elimdeki ışığı kapıp boşluğa tuttu.Bi kaç saniye donduktan sonra çığlık atmaya başladı.Biz neler olup bittiğini anlamaya çalışırken annem babamı kolundan çekip yere oturttu. Babam çıldırmışcasına bağırıyor ve ağlıyordu. Hüseyin abi feneri alıp boşluğa baktı onunda gözleri büyüdü ahırdan dışarı çıktı.En son dayanamayıp annemde sandığa yöneldi. Elinden tutup bakma anne dedim. Annem gözlerimdeki korkuyu görmüş olacakki geri adım attı. Babamı alıp ahırın dışına çıktık.

    Annem bahçede oturan Hüseyin abinin yanına gidip ne gördüğünü sordu. Hüseyin abi bir süre kem küm ettikten sonra anlatmaya başladı: Sandığın altında 3-4 mezar büyüklüğünde boşluk vardı.Tam ortada elleri kolları iplerle bağlanmış elbiseleri üstünde çürümüş iki insan cesedi vardı. Ellerinde,koyunlarında ve baş kemiklerinin içinde az önce sandıktan çıkan yılanlar gibi yılanlar vardı. Hüseyin abi daha fazla anlatamadı. Midesini tutarak evine doğru yürümeye başladı.
    ···
  14. 14.
    +16
    5

    Dönüş yolunda babam ve Hüseyin abi aralarında sürekli konuşuyor.Az önce yaşananları tartışıyorlardı. Bende olup bitenlere anlam veremiyordum.Eve geldiğimizde annem babamın yüzündeki düşüklüğü hemen farketti. Babamı avludaki masaya oturtup neler olduğunu sordu. Babam anlattıkça annem şaşırdı.
    Nasıl öldüklerini bile tam olarak bilmediğim dedem ve babannemin bir mezarı bile yoktu.
    Akşam yemeğinden sonra Salih amcalar bize gelmiş bahçede oturuyorduk. Babam sürekli sigarasından biri bitmeden ötekisini yakıyordu. Hüseyin abiye bunun nasıl olduğunu mezarın nasıl bomboş kaldığını soruyordu. Konuşmasından anladığıma göre babam dedemlerin cenazesine bile katılmamıştı. Dedem ve babannemin bu sır dolu ortadan kaybolmaları benide meraklandırdıkça meraklandırıyordu.
    Sabah kalktığımızda annem evin daha önce hiç girmediğimiz yeri olan ahırı düzenleyeceğini söylüyordu. Ahır oldukça geniş ve yüksekti. Duvar yüksekliğinin yarısı kadarı zemin kotunun altındaydı. Babamlar kırık toprak kapları toplarken bende hemen girişteki asırlık tahta malzemeleri odunluğa taşıyordum.Bir ara odunların arasında değişik bişey dikkatimi çekti. Daha ciddi bakınca parlak şekilli cismim kazma olduğunu anladım. Madenci kazmasına benziyordu. Elimi uzatıp çekmek istedim fakat tam o sırada odunların arasından çıkan simsiyah bir yılanın kazmanın sapına dolandığını gördüm.
    ···
  15. 15.
    +1 -4
    Bunun üstüne babam kazma ile orayı kazmaya başladı. Ben de gidip annemi çağırdım çünkü babam ilginç hareketler sergileyen bir insandı her an kendine zarar verebilirdim Kazdığımız yerden sandık çıktım Sandığı bulduğum anahtar ile açtık ve içeriden 8 zenci çıkıp bizi 8 gece gibtiler. Dedemin cesedi de kapıdan girip zencileri gibti. Bu da böyle bir anımdır .
    ···
  16. 16.
    +4
    Beyler partları az sonra seri seri atıp bitirecem biliyorum çok beklettim sizi.
    ···
  17. 17.
    +2
    Aha rez
    ···
  18. 18.
    -2
    Down down down
    ···
  19. 19.
    +2
    Gayet kısa ve öz tadında bırakılmış bir hikaye olmuş yenisini bekliyoruz. Malum sözlüğün hepsi işsiz akşama kadar evde yatıyoruz aq. Yaz sonra hadi bekliyom yazman .
    ···
    1. 1.
      0
      Yazacam kardeşim şu an serviste yatıyom can sıkkınlığından bişe atıym dedim. akşamdan beri telden yazdım olayı.
      ···
  20. 20.
    +1
    Tam yeniledim 1 sn once yazmissin bende nasi sacma bi sans var amk yav
    ···