STARK KULESi…..

Tony stark elinde spiral makinası ile uğraşırken jarvis konuşmaya başladı
- Efendim şu an telefon hatlarınızda sizin hakkınızda konuşan bir hat yakaladım
- Ne konuşuyorlar peki
- Efendim yapmış olduğunuz zırh hakkında konuşuluyor…..konuşan kişinin adı Norman Osborn
- Norman Osborn’mu OSCORP’un sahibi Norman Osborn’mu ?
- Sanırım evet efendim
- Sesi hoparlöre ver jarvis
- Tabiki efendim
Tony konuşulanları dinlemişti anlaşılan Crossbonesi haklamak için aceleyle yaptığı zırh bazılarının dikkatini çekmişti.
“Ne tavsiye edersin jarvis” diye sordu tony.




“Mk 1 zırhı şimdilik çok ilkel gibi görünüyor bay stark isterseniz zırhı biraz güçlendirip o şekilde tekrar karşılarına çıkaibilirsiniz”
Jarvis haklıydı. Tamam belki çok sağlam bir şey gibi görünüyor olabilirdi ama gerçekler su zütürmezdi. Belki mermi işlemiyordu ama atılan bir roket onu konserve kutusu gibi eğip bükebilirdi.

(bkz: ankara gün ışığı)
farklı bir zombi hikayesi okumak isteyenler için hazır arkadaşlar

“Ne yapabiliriz bak bakalım jarvis bende etraftan ne ekleyebilirim ona bakıcam” dedi tony ve dışarı çıktı.
Jarvis bütün parçaları teker teker taradı ve yapılabilecek en uygun güncellemeleri araştırdı.
Tony stark tekrar geldiğinde Mark 1 ‘i biraz daha uzamış ve kalıplaşmış olarak gördü.
Neler yaptın jarvis diye sordu.




“ pek bir şey değil “ dedi jarvis “ sadece demir plakaların altlarına destek olması amacıyla 5 mm sac ekledim ve hareketlerinizin seri olması amacıyla piston eklemesi yaptım. Ayak tabanlarındaki itici roketlere birer tane daha ekledim….kullanıma hazır bay Stark” dedi.
“ tamam” dedi Tony stark. “ bakalım nasıl olucak”

“ Fakat bay stark “ dedi jarvis “ kuleden ayrılır ayrılmaz bağlantımız kesilecek….lütfen bunu dikkate alarak hareket edin”
Tony stark Iron Man olarak havalandı ve Kuleyi terk ederek jarvisin koordinatlarını verdiği yere doğru ilerledi.
Gittiği yer terkedilmiş bir döküm fabrikasıydı.




Yere dikkatli bir şekilde iniş yaptı ve etrafını dikkatle incelemeye başladı.
Karanlıkların içinden “ beni mi takip ediyorsun Tony Stark “ diye bir ses geldi.
Mark 1 her ne kadar donanımlı olsa da teknolojik anlamda hiç umut vadeden bir yapıda değildi aslında.
Mesela Halen maskenin göz için açılmış boşluklarından görmeye çalışıyordu. Görüşü halen insan gözlerinin görebileceği detayları görebiliyordu.
Karanlığın içinden Crossbones çıktı.

“ Muhteşem Zengin Tony Stark beni takip ediyor” dedi tekrar.
Ellerinin olması gerektiği yerde iki tane dökme demir,yumruk şekli verilmiş yapılar vardı.




“ bak “ dedi “ bunları son görüştüğümüzden sonra yaptırmaya karar verdim….hani kırmızı başlıklı kızın hikayesi gibi….dişlerin neden büyük nineciğim….SENi DAHA iYi YiYEBiLMEK iÇiN…. “ dedi ve Iron Man’in göğsüne çok sert bir yumruk attı.
Geri geri yere düştü Iron Man,göğüs bölümünde koca bir çukur oluşmuştu.
Crossbones Iron Man’in üzerine çıktı ve ardı arkasına yumruklarını indirmeye başladı.
Makinenin pistonlarından yağ fışkırmaya başlamıştı.
Son bir hamle ile sağ kolundaki pistonlarına yağ pompalayıp yay gibi gerdikten sonra tek bir yumruk attı Iron Man.
Crossbones yere düşmüştü ve çenesini tutuyordu.
Gerilerek son kez bir yumruk attı Iron Man’a Mark 1 safdışı olmuştu.
Makine çalışmıyordu artık…..

evet arkadaşlar bugünlük buraya kadar
hikayemize yarın devam edicez

o zamana kadar iyi okumalar hepinize...

Bütün büyük ve küçük pistonlar yağ fışkırtıyordu, Crossbones yerden kalkmış ve yeniden Mark 1’e doğru yürümeye başlamıştı. Tony bişiler yapmam lazım diye düşündü ayağa kalkmaya çalıştı o kadar ağırlığı kaldırmayı deneyen pistonlar teker teker patlamaya başlamıştı.
“ Owwww muhteşem Tony Stark’ın muhteşem makinasınada bir bakın” dedi Crossbones “ yıkılıyor ” ve kahkaha atmaya başladı.
Döküm yumruklar makinenin göğsüne ardı arkasına vurmaya başladı. Deforme olmuş parçaları yerinden söküp atıyordu. En sonunda Mark 1’in zırhı parçalanmaya ve ayrışmaya başladığı zaman Tony’nin aklına ayaklarındaki roketler geldi. Ateşleme tetiği sağ elindeydi tetiğe basmasıyla roketler ateşlendi ve Mark 1 havalanmaya başladı. Roketlerin taşıma kapasitesi zırhın ağırlığına göre ayarlı olduğu ve artık zırhtan geriye pek bir şey ve dolayısıyla ağırlık kalmadığı için roketler adeta Tony’i fırlattı ve fabrikanın sac olan çatısını delerek çıkmasını sağladı.

Mark 1 teknolojik açıdan hiçbir şey vaat etmiyordu. En basidinden ağırlığın azalmasını takip edecek hiçbirşey yoktu ayak roketler tekdüzeydi.
Havada hiçbir koruma olmadan ilerleyen Tony, Stark Kulesini zar zor tutturdu. Yere temkinli bir şekilde inmeye çalıştıysa da başaramadı çünkü ayak roketleri fazla çalışmaya dayanamayıp teker teker infilak etmişlerdi.
Pepper sesleri duyup terasa çıktığı zaman gördüklerine inanamadı.
Ağzı yüzü haşat olmuş bir Tony Stark…..




Sadece ayaklarında kalmış değişik demir yapılar….
Ve tabi ki bu yapılardan çıkan simsiyah duman…
“Neler oluyor burada” dedi Pepper. “Sen ne yapıyosun Tanrı aşkına”
“Bu” dedi Tony Stark “Kişisel olarak kullanılan bir transport yönteminin prototipi sadece” dedi.
“ Bittiği zaman daha kullanışlı olacak ”

Ayaklarındaki Mark 1’den kalan parçaları da çıkarttı. Duşa girip güzelce temizlendi.
Atölyeye geldi. Jarvis “ hoşgeldiniz efendim” dedi
- Jarvis neler olduğunu biliyormusun ?
- Algıladığım kadarıyla pek hoş bir buluşma olmamış herhalde.
- Aynen öyle….adam beni fena benzetti.
- Şimdiki planımız nedir peki ?
- ORTALIĞI TOPLA JARViS…..ÇOK iŞiMiZ VAR….
Tony Stark projelerini incelediği bir masası vardı.




Projeleri üç boyutlu olarak burada görebilmekteydi. Bir makina mühesindisinin ihtiyacı olan herşey vardı
Öncelikle masaya Mark 1’in projesini getirdi ve dış zırhı hariç bütün içeriği çöpe attı.
“Jarvis….herşeye sıfırdan başlamamız lazım “ dedi.

iLK ÇALIŞMA…..
ENERJi….

Mark 1 tamamen piston ve kaba mekanik esaslarına göre çalışan bir zırhtı.
Yeni yapacakları MARK 2 zırhının ise tamamen teknolojik bir şey olmasını istiyordu zaten prototip olarak kalacak MARK 3 için altyapı oluşturmak için yapılacaktı dolayısı ile eklenti yapılıp çıkarılması kolay bir makine planlıyordu Tony.
Teknoloji demek enerji demekti ve bunu halledemezlerse Iron Man projesine veda edebilirlerdi.
Bunun için ilk önce nükleer bir reaktör düşündüler ama bu imkansızdı




Jarvis ile Mark 1 ‘in projesini incelediler ve itici kuvvet ve kullanılacak silahlar için çok fazla enerjiye sahip olunması gerektiğini fark ettiler eğer bu işi başarabilirlerse yapacakları makinenin sırtında devasa bir güç kaynağı taşımaları gerekecekti hem de bu gücün sürekli kendini yenilemesi gerekiyordu.

Babasının şirketin girişine yerleştirdiği ARK REAKTÖRÜ bütün şirketin ve çevre çalışan binaların enerji ihtiyacını karşılıyordu ama devasa bir cihazdı bu.




Keşke bunu küçültmenin bir yolu olsa diye düşündü.
- Jarvis babamın ark reaktörünü biliyorsun değilmi
- Tabiki efendim
- Onu küçültmeyi planıyorum ne dersin ?
- Mantıklı gibi duruyor.
- Paladyum bu konuda yardımcı olabilecek bir malzeme ?
- Evet efendim şu anda ülkede paladyum ihtiyacımızı karşılayacak yerleri araştırıyorum
- Ne çıktı peki ?
- Bi yer var aslında ama çok uzakta…..Türkiye’de Serkan inci adında birisi satıyor….inci Sözlük diye bir internet sitesi var….genelde Lise çağlarındaki kişilerin takıldığı bir yer... tedarik etmemi ister misiniz ?
- Hemen bağlantıya geç ve tedarik et jarvis
- Peki efendim.

istediği paladyum ertesi gün gelmişti.
Uzun uğraşlar sonucunda göğsündeki mıknatısın yerine babasını ark reaktörünün küçültülmüş olan versiyonunu yapmayı başarmıştı.




Pepper’i yanına çağırdı ve durumu izah etti. Kadın elleri titreye titreye reaktörü göğüs boşluğundaki yere yerleştirmeyi başarmıştı.
“ Tony bunu bir daha sakın bana yaptırma” demişti giderken
Şimdi diğer konulara geçebilirdi.

iKiNCi ÇALIŞMA………
AYAKLAR…..

Tony Stark Mark 1 den aldığı dersler ve yaptığı çıkarımlar ile daha detaylı bir ayak çalışması yapmak istedi bu sistem hem hareketi kısıtlamayacak hem de maximum dayanıklılık sağlayacaktı.
Masasında bir proje çizmişti şimdi sıra bunu imal etmeye gelmişti.
Jarvis ile beraber çalışmalara başlamışlardı. Bu arada her geçen gün jarvis’e yeni bir eklenti yapıyor ayrıca Jarvis’inde kendi kendini geliştirmesinin önünü açıyordu. Yapay Zeka sürekli kendine eklentiler yapıyor Stark Kulesini çepeçevre sarmaya başlıyordu.

Jarvis ile ayakların yapımında biraz olsun yol almaya başlamışlardı.



ince kaynak işlerini jarvis hallediyordu zaten lehim makinasını ustalıkla kullanabiliyordu. Ayağın içindeki küçük devrelerin kaynak işlerini Tony her zaman ona bırakıyordu. Geri kalan teknik detaylarıda Tony hallediyordu.
- Roket bağlantılarını yapmamız lazım Jarvıs
- Peki efendim
- Bir öncekinden ne olduğunu hatırlıyosun dimi
- Evet efendim
- Ona göre bişiler yapalım
- Tabi ki efendim.
Ayakların bitirilmesi gerekiyordu, enerji işini çok fazla düşünmeden işlerine devam ettiler. Ayak tabanlarına,topuk ve hemen yukardaki bölümlere beraber aynı anda performans gösterecek roketler eklediler.
Görünüşe göre ayaklar bitmişti.

ÜÇÜNCÜ ÇALIŞMA……
KOLLAR……..

Kollarda ayaklar gibi itici güç ile donanmış vaziyette olacaktı çünkü işleri bittiği zaman oluşan zırh çok ağır olacak bunu kaldırabilmenin tek yolu sadece ayaklara yerleştirilen roket bağlantıları olamazdı.
Üstelik el ve kollar için çok farklı planları vardı.
itici güç dışında silah eklentilerini kollara yapmak istiyorlardı.




Göğsündeki reaktörün gücünü kolundaki zırh parçasına verebilirse üretilen güç ile en kalın duvarları bile delecek bir silah elde edebilirdi.
Çalışmalara başladılar.
Kollardaki en küçük detaya bile önem verdiler.
Ve en önemli parçayı avuç içine yerleştirdiler…
Direk olarak reaktörden güç alarak bu gücü bir çeşit lazere çeviren parça…..




Daha adını koyamamışlardı ama silah çok etkili bir silahtı.
Geri tepme olayını da hallettikleri zaman teste başlayabilirlerdi.
O kadar büyük bir güç üretiyordu ki ateş edildiği zaman bir keresinde Tony beş metre geriye uçmuştu.

DÖRDÜNCÜ ÇALIŞMA…
TEST UÇUŞLARI…..

Tony ve jarvis pratikte kol ve bacaklardaki bütün herşeyi yapmışlar ve test aşamasına geçmişlerdi.
Düşüncelerine göre tam manasıyla saat gibi tıkır tıkır çalışacak makine yapmışlardı.
Çalışma odalarında bir test sahası yaptılar ilk başta
Önce ayakları deniyeceklerdi.
Ayakları giydi ve yaptıkları karenin içine girdi.
- Jarvis hazırmısın bu ayakları ilk defa deniyecez
- Hazırım efendim
- Roketlerin patlama riski yüzdesi tam olarak 62.5 di değilmi
- Evet efendim tam olarak doğru söylediniz
- Hazırım jarvis
Tony ayaklarındaki roketlerin tetiğini elinde tutuyordu.
“ jarvis patlama yada yanma olasılığına karşı yangın devresini hızlandır tamam mı ?” dedi.
“Siz merak etmeyin efendim kontrol bende “ dedi jarvis.
Tony üçten geriye saymaya başladı
- 3
- 2
- 1
Ve tetiğe bastı……




Tetiğe basmasıyla uçarak arka tavana çarpması bir oldu.
Ardından jarvis hemen üzerine yangın hortumu tuttu…..

Biraz zaman geçtikten sonra ikinci bir deneme yapmak istediler
Jarvis ayaklardaki bağlantıyı biraz daha kıstığını söylemişti.
Peki dedi tony tekrar deniyoruz
- 3
- 2
- 1
Tetiğe bastı…..




Tavanla bir buluşma daha gerçekleşti…

Bu konu üzerine uzun araştırmalar yaptılar hatta hava kuvvetlerinde albay olan JAMES RHODES tan uçakların itiş konusu üzerine fikirlerini bile sordular.
Sonra sorunun kolların itiş gücünün olmamasına bağladılar.
Kollardaki itiş olmadığı zaman ayaklardaki itiş merkez sağda dolayı yuvarlak çizme eğiliminde bulunuyordu. Kollardaki itiş kuvveti bu eğilimi sıfıra indirgeyecek ve havada dengede kalmasını sağlayacak hatta yön alıp ilerlemesine olanak sağlayacaktı.
Yani en azından öyle düşünüyorlardı.
Gerekli düzenlemeleri yaptıktan sonra tekrar karenin içine girdi bu sefer kollarınıda kullanacaktı.
Kafa üstü düşmekten gına gelmişti bu sefer çalışması lazımdı.
Geri sayıma başladı Tony.
- 3
- 2
- 1
Tetiğe bastı……




Bu sefer çalışmıştı gerekli kısıtlamaları yaptıkları zaman havada asılı kalmayı başarmışlardı. Üzerindeki yükün ağırlılığına göre güç çoğaltılabilir yada azaltılabilirdi….

Tamam şimdi dış zırhı yapma zamanı geldi dedi Tony,jarvis’e
Önce akıllarına saf titanyum zırh yapma geldiysede bu fikrinden vazgeçti hem dirençli ve hemde havada hava sürtünmesini en aza indirgeyecek bir zırh olsun istiyordu Tony




“Jarvis” dedi “Titanyum ve çeliği önceden çalıştığımız oranlar dahilinde karıştırıp simülasyon masasına aktarırmısın ? “
Jarvis iki maddeyi istenilen oranda karıştırıp simülasyon masasında kare bir görünümde sergiledi.
Tony elinde sanki bir tabanca varmış gibi hareket etti ve o sırada elinde tabanca belirdi tabiki buda simülasyonun bir parçasıydı. Ateş etti tony ve mermi metale çarptığı zaman metalde bıraktığı etkiyi incelediler.
Biraz deforme olmuştu sanki “ titanyumu biraz daha koy” dedi tony ve bu sefer elinde bir tüfek varmış gibi tuttu bu seferde elinde SCAR-H tüfeği oluştu. Tekrar ateş etti ve tekrar mermiyi yavaş çekimde izlediler.
Bu sefer mermi metale daha az zarar vermişti. Çeliği 0.05 oranında fazlalaştır Jarvis dedi tony.
Yeni metal masada belirmişti. Bu sefer tony elinde roket atar varmış gibi hareket etti ve ateşledi.
Roket doğruca metale ilerlemiş ve patlamıştı.
“ tamam “ dedi Tony. Metalimiz bu hadi şunu kaplayalım artık.
Ellerindeki önceden çizdiği projeye göre yeni zırhlarını yaptılar.
Adı MARK 2 olacaktı.

Zırhı yapma işi aşağı yukarı bir haftalarını almıştı ama buna değmişti.
Çok güzel olmuştu.




- Jarvis
- Evet efendim
- Sanırım bitti değil mi ?
- Evet efendim
- Şimdi bundan sonrası senin işin
- Anladığımdan pek emin değilim efendim
- Zırhın içini tamamen seninle doldurmak istiyorum.yani ben içindeyken sende benimle olacaksın…buna göre bütün detayları sana bırakıyorum
- Peki efendim ama biraz zamana ihtiyacım olacak
- Peki zaman senin olsun zaten sabah oldu akşam görüşürüz…
- Peki efendim…..
Akşama kadar günlerin verdiği yorgunluk ve acı ile (uçuş deneyleri) deliksiz bir uyku uyudu Tony. Uyandığı zaman çalışma odasına gitti….