Şirkete geldiklerinde Tony hemen yatmak istediğini söyledi ve terasta bulunan ve New York’u tepeden gören odasına çekildi….
Bu başındaki bela onu fazlasıyla deli ediyordu. Mıknatıs her an işlevini yitirebilir ve metallerin kalbe ulaşmasını sağlayabilirdi…
Korkuyordu……
Deli gibi hemde…..
Babası orada olsaydı eğer işler daha kolay olabilirdi. Annesinin ve babasının trafik kazasında öldüğü zaman daha henüz 21 yaşındaydı ve hiçbir tecrübesi yoktu. Babası gibi düşünemiyordu Howard Stark ona büyük bir imparatorluk bırakmıştı STARK SAVUNMA SANAYi ŞiRKETLERi….
Ama onun için şirketler zinciri demek para demekti….
Çok fazla para….

Oda aynen öyle yaptı…
O kadar parayı kelimenin tam anlamı ile çarçur etti….
Babasının ona bıraktığı mirası ve hazineyi yemeye başladı….
Son model arabalar…




Kadınlar…
Tatiller….
Zaten babasının onu çokta önemsemediğini düşünüyordu. Onu sevseydi sürekli onun yanında kalır ve kendi gibi yetiştirirdi.
O bunu zaten hiç istememiş ve Stark Şirketlerini kendine göre geliştirmişti.
Zaten kaza yapacağı günü bilebilseydi eğer şirketi toptan satardı.
Tony Stark böyle düşünüyordu en azından.

Rez rez

Ama bütün bunların dışında Tony Stark’ı diğer insanlardan ayıran temel bir özelliği vardı.
Zekası…..
Zekası ve çalışkanlığı….
Liseyi ve Üniversiteyi hiç alttan ders bırakmadan bitirmişti..
Şu an tanımlı 6 adet mühendislik diploması….
arkasından hepsi için tamamlanmış yüksek lisans tezleri….hatta bazıları üniversitelerde örnek teşkil edecek durumda olacak şekilde.
Doktoralar…..
Tony Stark aklına uygun konularda çok çalışkan bir adamdı aslında ama nedense haylazlığı daha ağır basıyordu….
Ama artık haylazlık değil iş yapma zamanıydı….

Uzun zamandan sonra aklını başına almayı denemiş başarılıda olmuştu aslında. Uzun süren ticari araştırmalardan sonra genel itibariyle de olsa herşeyi kapmış şirketi harekete geçirmeyi başarmıştı.
Fakat Stark Silahları çok güçlü silahlardı ve silah ve güç terimleri yanyana geldiğinde genelde çok iyi şeyler olmazdı.
Afganistanda bulunan askeri personele Stark Şirketlerinin silahlarını tanıtmak için gittiğinde üs basılmış onlarca asker öldürülmüştü. En sonunda Crossbones gelmiş ve Jericho füzelerinin kendisine verilmesini istemişti. Tony bunu reddetmiş ve o esnada bölgeye atılan bir stark füzesi ortalığı deyim yerindeyse harabeye çevirmişti.




Bölgedeki herkes etkisiz hale getirilmiş bundan Tony’de kendi payına düşeni almıştı. Attıkları yerde patlayan füzeden saçılan yüzlerde şarapnel parçasından bazıları Tony’nin göğsüne isabet etmiş ve bu parçalar kalbine doğru ilerlemeye başlamıştı ve kalbine vardığı zaman olacakları düşünmek çokta zor değildi.

Rezzarrat

Son anda Nick Fury ve S.H.i.E.L.D. onu oradan kurtarıp göğsüne geçici olarak bir operasyon yapmış ve manyetik etki sağlayıp küçük şarapnelleri kalbinden uzak tutacak bir mıknatıs yerleştirmişlerdi…..




Oscorp’un çinden silah yükleyeceği bilgisini alan Tony alelacele bir zırh yapmaya karar vermişti.
Ürettiği bu zırha IRON MAN adını verdi.




IRON MAN MARK 1 modeliydi bu.
Amaç Crossbones’i bulup arkasındaki kişiye ulaşmaktı ama olmadı.
Crossbones kaçmıştı.
Pepper’e Çin’e iş görüşmesi yapmaya gidiyorum diyerek yalan söylemişti. Gerçeği söylemiş olsa hayatta gidemezdi oraya…..

Uyumadan önce keşke diye düşündü aklımın içindekileri ayrıştırarak bana sunan bir makine olsa.
”Aklımdakileri bir kenara yazsa……aklımda o kadar çok şey var ki hepsini toparlayamıyorum bile….” Bilgisayarlara yazıkları şeyler bir süre sonra karışmaya başlıyordu sanki içinde ondan farklı çalışan bir yapay zeka vardı.
YAPAY ZEKA……
YAPAY…..
ZEKA…..
Birden gözlerini fal taşı kadar açarak uyandı.
Aklına bir fikir gelmişti hemen bilgisayarını açtı ve en başından bugüne kadar araştırılmış ve işleme konup başarılı hale getirilmiş yapay zeka örneklerini araştırdı.

Santranç’ta insanları yenen yapay zekadan…..
Günümüzde robotlara yüklenen yapay zekalara kadar hepsini..
Teker, teker araştırdı.
Aklında bir fikir vardı.
Çalışırken kağıtlar havada uçuşmaya başlardı gene aynısı olmuş odasının hali karmakarışık hale gelmişti.
Pepper’i yanına çağırıp istediklerini yazdığı kağıdı verdi.
Uzunca bir liste ve listenin içeriği sadece bilgisayar ve dijital içerik ile doluydu.
Son model bilgisayar kasaları, işlemciler,yüzbinlerce terabayt kapasiteli harddiskler, çifthaneli rakamlara sahip ramler ve daha niceleri listenin içinde uzanıyordu.

Pepper listeyi görünce şaşırmamıştı aslında gene aklında bişi var diye düşündü.
istediklerinin hepsi geldiği zaman günlerce,haftalarca odasından çıkmadı ve rahatsız edilmek istenmedi.
Uzunca bir süre sadece yemek ve ihtiyaç molaları haricinde sürekli olarak odasındaydı.
VE HAFTALARDAN SONRA…..
iŞi BiTTiĞi ZAMAN….
O DA HAZIRDI….
O….




J.A.R.V.I.S…..
Kendi ürettiği yapay zeka…
Babasının sadık yardımcısının adını vermişti bu programa..

Elindeki mikrofona doğru konuşuyordu Tony “ merhaba” dedi önce “ merhaba” diyerek cevap verdi jarvis.
- Adın nedir
- Adım jarvis
- Pekala jarvis benim adımı biliyormusun ?
- Tony Stark olmalı
- Peki nerden biliyorsun bunu ?
- imza veritabanımda sadece sizin adınız var.
- Başka neler biliyorsun peki ?
- Ne hakkında ?
- Ne olursa mesela şu anda aklında ne var ?
- Hiçbirşey
- Nasıl yani hiçbir şey yokmu ?
- Hayır
- Neden?
- Bilmiyorum.
Tony bir yanlışlık olduğunu seziyordu ama herşeyi doğru yaptığından emindi.




Elindeki kitabı kontrol ederek yanlışlığı nerede yaptığını kontrol ediyordu. Görünüşe göre yanlışlık yoktu. Kodlamalar ve sıralama tamda olması gerektiği gibiydi.

Odada boş boş geziniyor arada yerde konu ile ilgili kağıt bulursa gözden geçiriyordu. Bir kağıt tamda masanın yanında duruyordu. Onu almak için eğildiği zaman Jarvis’in güncelleme için gerekli internet bağlantı kablosunun takılı olmadığını farketti.
Kabloyu taktığı zaman Jarvis ekranı güncelleniyor ibaresi ile dolmaya başladı….
Güncelleme işlemi tam 6 saat sürdü…
Bu altı saat süren güncelleme sırasında Tony odasının ve alt katlarda bulunan çalışma bölümlerine çok hassas miktofonlar, hopalörler ve hareket sensörleri ekledi.
Stark Kulesi neredeyse şantiye gibi olmuştu.
Altıncı saatin sonunda Tony yorgunluktan atölyesindeki çalışma masasında uyuyakalmıştı.
Jarvis konuşmaya başladı…

- Bay Stark ?... Bay Stark beni duyabiliyormusunuz ?
Tony uyanmıştı ve ekrandaki “GÜNCELLEME TAMAMLANDI” yazısını okudu.
“Evet Jarvis seni duyabiliyorum”
“ Teşekkür ederim bay Stark…..Size nasıl yardımcı olabilirim acaba… “
“Yeni bir zırh yapmak istiyorum Jarvis….Bana yardımcı olurmusun”
“ Tabiki Bay Stark…Size yardımcı olmayı çok isterim”

Sonra tony düşündü bunların hepsi önemsizdi...
Tek önemli şey vardı o da...
Steve Rogers nam-ı diğer yüzbaşı amerika
Onu arzuladı...

Rezerve

AYNI ANDA ŞEHRiN BiR BAŞKA NOKTASI….

- Tony Stark olduğuna eminmisin peki ?
- Tabiki eminim henüz bunamadım…
- Durumu nasıldı
- Gayet iyi görünüyordu…kendine kocaman bir zırh yapmış…..Adınıda Iron Man koymuş şanslı p.ç kurusu
- Pekala o zırhla geldiyse bizde kendi zırhımızı yaparız.
- Zaten yeşil cin projesi devam ediyor neredeyse bitecek…demekki ikinci bir projeye ihtiyacımız olacak.
Crossbones’in konuştuğu adamın telefonu çaldı. adam telefonu açtı.
- Ben Norman Osborn

STARK KULESi…..

Tony stark elinde spiral makinası ile uğraşırken jarvis konuşmaya başladı
- Efendim şu an telefon hatlarınızda sizin hakkınızda konuşan bir hat yakaladım
- Ne konuşuyorlar peki
- Efendim yapmış olduğunuz zırh hakkında konuşuluyor…..konuşan kişinin adı Norman Osborn
- Norman Osborn’mu OSCORP’un sahibi Norman Osborn’mu ?
- Sanırım evet efendim
- Sesi hoparlöre ver jarvis
- Tabiki efendim
Tony konuşulanları dinlemişti anlaşılan Crossbonesi haklamak için aceleyle yaptığı zırh bazılarının dikkatini çekmişti.
“Ne tavsiye edersin jarvis” diye sordu tony.




“Mk 1 zırhı şimdilik çok ilkel gibi görünüyor bay stark isterseniz zırhı biraz güçlendirip o şekilde tekrar karşılarına çıkaibilirsiniz”
Jarvis haklıydı. Tamam belki çok sağlam bir şey gibi görünüyor olabilirdi ama gerçekler su zütürmezdi. Belki mermi işlemiyordu ama atılan bir roket onu konserve kutusu gibi eğip bükebilirdi.

rez alalım şurdan

(bkz: ankara gün ışığı)
farklı bir zombi hikayesi okumak isteyenler için hazır arkadaşlar

Rezerve