panpa aslında komünizmin tam uygulanmış olması için dünyada "sınıfsız ve devletsiz toplum" oluşması lazım.

komünizm nedir, bi tanıyalım ilk başta.

komünizm, amacı vatanı milleti, türkü türkiyi vs öldürmek demek değildir. komünizm terör de değildir. insanları öyle uyutuyorlar ki, yöneticiler rahatlarına baksın diye marxın söyledikleri unutturulmaya çalışılıyor. insanları modern kölelik evresine sokuyorlar. ve bunu sorgulamaması için önüne sahte bir yaşam koyuyorlar. bu yaşamda, senin bir canlı olarak kesin sahip olman gereken şeylere para karşılığında ulaşıyorsun. bu parayı kazanmak için çalışıyorsun, çalıştıkça yöneticiye kazandırıyorsun. böyle devam ederken, yönetici azıyor. daha çok ezmek istiyor. gelişimlere gidiliyor. bu gelişimleri kendi üreten işçiler, ona sahip olmak için çalışıyorlar. emek vererek çalışan her insan, parayı yönettiğini zannederken, aslında para kendilerini yönetip duruyor...
olması gereken nedir? barınma, su vs. insanın temel ihtiyaçları doğanın kendisi tarafından karşılıksız karşılanmalı. (o konuda lüks elde etmek kişinin ihtiyacına göre değişir.) onun dışında her türlü kazanım paylaşılmalı, takas edilmeli. bu dünyada herkesin uzmanlık alanı farklıdır. birisi iyi mühendistir, birisi iyi işçidir, birisi iyi aşçıdır. aşçı yaşamak için mühendisin evine, ulaşım aracına muhtaçtır. mühendiste aynı şekilde yaşamak için aşçının yemeğine muhtaçtır. bu düzen para olmadan da dönebilir.

samsun büyükse bazı haklar isteyebilir mi? kapitalizm yoksa, siyaset yoktur. şehri yönetecek bir kral yoktur, siyasetçi yoktur. neden sonuç sistemi kendi kendini zaten yönetir. ne emek verdiysen, onu kazan. ihtiyacın kadar emek ver.

samsunun dünyadan ayrı bi yerleşim olması mümkün olmaz.

kapitalizm de bir kıvılcımdır. mucidi doğa değil, saçma bi insan yapımıdır.

kapitalist sistem ırkları birbirine iyice düşman göstermiş. her ırk birbiriyle savaş durumunda. bunu görmek içler acısı. nedir derdimiz anlamış değilim. sen o ırktan doğsaydın, o zaman mı aklına gelecek sorgulamak. ama sistem öyle bi noktaya gelmiş ki, insanlar robotlaşmaktan sistemi sorgulayacak vakitleri olmuyor. hepsi daha çok çalışayım daha çok kazanayım kafasında. insanlar kulaklarını kapatmış. ben kime ne anlatsam boş. kimseyi ikna edemem. ne bir kürtçüyü yolundan döndüremem, ne bir türkçüyü. bu sistemin komik ve ucuz piyonları olmaktan keyif duyuyor insanlar. yada oyuncak olduklarının farkında değillerdir eheh.

che ne demiş "özgürlüğün en büyük düşmanı halinden memnun kölelerdir."

bak bu konuda hem fikiriz zaten. ama bu bi paradoks. eğer 3000-4000 yıl önce devlet kavramı gözükmeksizin yerleşmeye başlanılmış olsaydı, insanları yönetmenin anlattığın gibi yolu olsaydı çağımız da sence komünist yaşam olur muydu? öyle bir kavram dahi olmazdı. işte burda demek istediğim şey ne biliyor musun? ben de karşıyım insanların sistemi olduğu gibi kabul etmesine. sistem a diyorsa senin b deme hatta c ve f ye bile hakkın olması lazım. ben de bunu savunuyorum fakat şu an ki dünya yapısında en basit örnekle mahalleler bile bir Devlettir. yani mahallenin başında kim var muhtar. muhtarın başında ilçe sonra kaymakam vs. anlatmak istediğim şey tam olarak bu. hani dedim ya polis devletlerinden -yerleşik hayata geçişin- yani en başından oturulmuş bir sistem olsaydı yürütülebilirdi ama şu anda bi paradoks içinde kalıyor.

bazı görüşlerimiz örtüşüyor zaten anlattığım gibi bazı konularda hem fikiriz. benim görüşümde herkes kendi ırkına mensup devlet kurulsun diyor. yani senin dünya komünizmin daha büyük bir olgu benim ki ırksal-devletsel komünizm oluyor bir nevi. sen devletsel yapılanma karşıtısın. benim için devlet var ama herkes kendi ırkından devletçil.

ırksal savaşlar konusunda dünyanın yapısında bu var. engellenemez. içgüdüsel olarak insan savaşmak zorundadır. sana madik atan birisinin arkasından sen kin beslemez misin bu da bir soğuk savaştır. insanın yapısı savaşı kabul ediyor. en barışçıl insanı bile getirsen önüne koysan elbet çıldıracağı ve şiddete başvuracağı kesin. bunlar da hep bir savaş.

üstelik savaş dünyanın da istediği birşey. sistem olarak değil. doğa ananın tabiatın istediği birşey. eğer savaşlarda ölen insanlar şu anda hayatta olsaydılar dünya nüfusu en az 2-3 kat fazla olurdu. gene hayvanlardan örnek verirsek böceği fare, fareyi yılan, yılanı kartal, kartal ölünce çakal, çakalı da başka birşey yiyecek. insanlar için de nasıl yürüyor bu sistem peki?

güçlü olan güçsüzü yiyor. sonra zeki olan güçlüyü yiyor. e birlik olan var o da gidiyor zeki olanı yiyor. bu böyle devam ediyor. yani sürekli bir savaş sirkülasyonu var zaten dünyada. sistemden bağımsız iç güdüsel dünya odaklı bir savaş sistemi.

einstein ne demiştir " 3.Dünya savaşını bilmem ama 4. Dünya savaşı kesinlikle taşlar ve sopalarla olcaktır." yani anlatmak istediği insanlar kendi sonunu gene başladıkları gibi kendileri getirecekler.

bu yüzden ırksal savaş engellenemez.

panpa aslında savaş dediğimiz şey bi kazanım olmayacaksa yapılmaz. ya enerjidir savaşı tetikleyen, ya dindir (komünizm devletleştirilen dinleri yok eder). dünyanın tüm insanların ortak evi olduğunu düşün. herkes bir konuda emek veriyor. herkesin uzmanlık alanı farklı. atıyorum insanlar günlük 2 litre su içiyor, 10 litre temizlik yapıyor. o zaman insana günlük gereken su 12 litredir. 15 litre olsa ne olur? daha fazla su içsen zararlı, daha fazla su kullanarak temizlik yapsan israf. zenginler suyunun 50, 100, 150, 1000, 5000, 100000 olması için modern köle çalıştırıyor. yoksa onun da ihtiyacı olan günlük 12 litre su...

peki, ırkların insanlar arasında mücadele getirmesi fikrine kapıldıran ne:

afrikalı eski insanlar senelerce köle olarak kullanılmıştır. bunun nedeni de ezen insanların zoru. ırksal çatışmalar ve faşizm de kapitalizmin bir ürünüdür. üstün yada düşük ırk yoktur. üstün insan vardır. ayrıca her insan bir cevhere sahiptir, üstünde emek vermesi gereken.

büyük küçüğü yermiş derler. peki bir ırkın diğer ırktan büyük olduğunu gösteren şey ne? örneğin siyah insanların çok olduğu bir devire denk geldik. bu sefer aynı cereme beyaza yapılır.

bu evrende temel sistem "neden sonuç"tur. ne emek verdiysen onu kazanırsın, neye ihtiyacın varsa onun için çalışırsın. neolitik devrimden önce ne bir devlet vardı, ne bir savaş. bu pisliklerin hepsi "sistem" oluştuktan sonra oldu. biz kapitalizmin içinde doğruyu aramaya çalışırken, her seferinde bir rakebete yöneldiğimizi farketmiyoruz bile.

her insan doğasında bir rekabet içinde gibi görünür. ama aslında bu, insan yapımı sistemin kısıtladığı sahte bir yaşamdır.

ırksal rekabetler,
ekonomik rekabetler,
bölgesel rekabetler,
inançsal rekabetler...

bunların hepsi önümüze sunulmuş ucuz oyunlar. tarafımızı güçlendirerek hep en üst seviyede olmaya çalışırız. zenginlik elde etmekte zaten sahte sistem oyununun bizi rekabete düşürdüğü alanlarda fazla olmak. ama kimse bilmiyor ki, bu dünyada zengin de mutlu değildir.

ben a ırkındanım, sen b ırkındansın. bütün organların benimle aynı, benimle aynı şekilde besleniyorsun, benimle aynı şekilde ürüyorsun, benimle aynı şekilde yaşıyorsun. temelimizde ikimiz de 'insan'ız. tek fark kafataslarımızın yapısının atalarımız farklı iklim koşullarında yaşadığı için farklı olması. ben sana yemen için yiyecek veririm, sen bana barınmam için ev verirsin. ikimizin de kızı / oğlu olabilir. onlar birbiriyle evlenebilir. bigün kızım 25 yaşına gelmiş, "baba ben evlenicem, sevdiğim birisi var" dediğinde ben "hayır, evleneceğin insanı ben seçicem" desem de doğru olmaz.

bak mesela, siyahi bir bebek:

http://www.galleriesss.co...e-hair-bands-qvrtjims.jpg

uzak doğulu bir bebek:

http://www.polyvore.com/c...p;size=l&tid=46635200

slav bir bebek:

http://fc07.deviantart.ne...tsphotography-d3h3y82.jpg

hepsi ilerde savaşıcaklar. aynı şeyleri giydikleri için, aynı şeyleri yedikleri için, aynı şekilde uyudukları için, aynı şekilde emek verebildikleri için, aynı şekilde yaşadıkları için.

bu rekabet hiçbir zaman bitmez. bütün dünya türk olana kadar öldürseniz ne olur? belli bir süre sonra iklim koşullarından dolayı onlar da türklüklerini kaybedecek. o zaman savaş devam mı edecek? sistemin sahte yaşantısını bırakmak çok büyük bi onurdur.

akıntıyla beraber yüzmek kolaydır. gerçek kahramanlar akıntıya karşı yüzenlerdir. gerçek insanlık senin renginden olmayanı öldürmek değil, senin renginden olmayanla kardeş olabilmek.