+8
sen ve ben vardık orada, sırf biz vardık orada,
oysa tüm sonsuzlukta dönüp duran biçarelerdik orada,
ve sonsuz dans, biterdi, acısız yarayan yaraların, kuruması gibi hızlı, ve hızlı, ve hızlı ve hızlı... biterdi...
valsimiz unutulur giderdi...
biz dünyanın iki ucunda, koştururken dört pabuç dört yana,
duyardık hasreti, zamansız mekansız eski güzel günlere.
ve biz koşturdukça dönerdi evren, bizdik, dünyanın iki ucunda,
koştururken evrenin acımasızlığı baki kalırdı.
ne geriye kaldı muhabbet, ne sohbet, ne keramet, ne bir suret diyecekken ifade et,ne de koşuşturmalar,iki yorgun ruh.
bitap düşüp kalmıştı soğuk mermere.
vazgeçmiş gibiydi güzel bir dans teklifine,
mademdi bize kan lazımdı dedi ruh,
mademdi bu yaradan akmadı kan,
kan akacaktı aşka başka yaradan,
damlasın diye mermere, kırılsın diye ve gocunsun,
ve lanetlensin diye uzaktaki tenlere, ve lanetlensin diye,
bahtsız toprak.
burada bize dans yasak demişlerdi, yalan değildi bu ,
sonsuza dek yasak.
hoşçakal yar.