1. 826.
    0
    http://www.incicaps.com/resimler/333-31.jpg
    ···
  2. 827.
    0
    chelsea gol gol gol gol
    ···
  3. 828.
    0
    uğяuηa ölüηüя мü ? ' dєdilєя ..!- ' ölüηмєzsє σηuηla ηє işiм waя ! ' dєdiм ... - ' sєwqiηi haк єdiγσя мu ? 'dєdilєя ... - ' sєwqisiηii haк єdiγσямuγuм σηdaη şüpєliγiм ! ' dєdiм ,,- ' кalвiηdє adı γazıγσя мu ? dєdilєя ..- haγiя !''dєdiм ..- ' γazмıγσяsaa ηasıl sєwєвiliγσяsuuη ? ' dєdilєя ..- ' кalвiмdє [ adı ] dєqil ,, [ кєηdisi -♥-] waя dєdiм
    yoksa apaçimiyim lan
    ···
  4. 829.
    0
    boş çıktı lan
    ···
  5. 830.
    0
    @2 senden programci olmaz.. senden bi tak olmaz
    ···
  6. 831.
    0
    "kapiya karpuzcu gelmistir"
    ···
  7. 832.
    0
    kaybettiğim entryler için.. :{)
    ···
  8. 833.
    0
    amon amarth
    annihilator
    anthrax
    as i lay dyibg
    at the gates
    avenged sevenfold
    black label society
    black sabbath
    blind guardian
    buckethead
    bullet for my valentine
    cannibal corpse
    children of bodom
    cradle of filth
    darkest hour
    death
    devil driver
    dimmu borgir
    dio
    disturbed
    dragonforce
    drowning pool
    exodus
    glamour of the kill
    guns n' roses
    hammerfall
    haste the day
    himsa
    immortal
    in flames
    iron maiden
    judas priest
    kalmah
    lamb of god
    manowar
    megadeth
    motörhead
    overkill
    ozzy osbourne
    pantera
    parkwaydrive
    rammstein
    scorpions
    sentenced
    shadows fall
    six feet under
    slash
    slayer
    static x
    testament
    the haunted
    three days grace
    ···
  9. 834.
    0
    ismisim smeagol
    dötüncü nesil inci sözlük yazarı

    (online)
    genel
    bugün: 0
    bu hafta: 0
    toplam entry: 90
    toplam başlık:
    ···
  10. 835.
    0
    <iframe src=\\\" http://www.incisuku.com\\\" ; ; marginwidth=\\\"1\\\" marginheight=\\\"1\\\" name=\\\"takvim\\\" title=\\\"kodbul\\\" scrolling=\\\"no\\\" border=\\\"0\\\" frameborder=\\\"0\\\" width=\\\"164\\\" height=\\\"174\\\" align=\\\"center\\\">
    kodbul.org</iframe>
    ···
  11. 836.
    0
    <iframe src=\\\" http://www.incisuku.com\\\" ; ; marginwidth=\\\"1\\\" marginheight=\\\"1\\\" name=\\\"takvim\\\" title=\\\"kodbul\\\" scrolling=\\\"no\\\" border=\\\"0\\\" frameborder=\\\"0\\\" width=\\\"164\\\" height=\\\"174\\\" align=\\\"center\\\">
    kodbul.org</iframe>
    ···
  12. 837.
    0
    trojen detected
    ···
  13. 838.
    0
    http://beterz.com/?referer=243382
    ···
  14. 839.
    0
    mahkemeye çağırırken niklerimizi söylecekler
    ···
  15. 840.
    0
    gözümde canlanır koskoca mazi
    sevdiğim nerede ben neredeyim
    suçumuz neydiki ayrıldık böyle
    mutluluktan bir haber ver dilektaşı

    efkarım birikti sığmaz içime
    bin sitem etsemde azdır kadere
    gülmeyi unutan yaşlı gözlere
    mutluluktan bir haber ver dilektaşı

    bir hayal tufanı eser başımda
    hangi yana baksam durur karşımda
    artık tüm ümitler yabancı bana
    mutluluktan bir haber ver dilektaşı
    ···
  16. 841.
    0
    http://inci.ca/ud7zo_ktiy
    ···
  17. 842.
    0
    http://www.facebook.com/p...le.php?id=100002437381288
    ···
  18. 843.
    0
    klagib mekanik çok başarılı olmasına karşın, 1800'lü yılların sonlarına doğru, kara cisim ışıması (blackbody radiation), tayf çizgileri, fotoelektrik etki gibi bir takım olayları açıklamada yetersiz kalmıştır. açıklamaların yanlışlığı bilim adamlarının yetersizliğinden değil aksine klagib mekaniğin yetersizliğinden kaynaklanıyordu. en yalın halde klagib mekanik evreni bir "süreklilik" olarak modelliyordu. 1900 yılında max planck enerji'nin, 1905 yılında ise albert einstein ışığın paketçiklerden oluştuğunu, yani süreksizlik gösterdiğini, bazı deneyleri açıklamak için bir varsayım olarak kullanmak zorunda kaldılar. elbette bu iki darbe klagib mekaniği yıkmadı. uzunca bir süre bilim adamları bu süreksizliği klagib mekanik kuramlarından türetmek için uğraştı. yine aynı yıllarda atomun iç yapısı üzerine yapılan deneyler korkunç bir gerçeği gözler önüne serdi. ernest rutherford yaptığı deneyle atomun küçük bir çekirdeğe sahip olduğunu gösterdi.
    bu dönemde elektronun varlığı biliniyordu. bu durumda eğer negatif yüklü elektronlar pozitif çekirdeğin etrafında dairesel hareket yapıyorlarsa, çok kısa bir zaman diliminde elektronlar çekirdeğe düşeceklerdi. bu elektromanyetik teoriye göre açıklanacak olursa, ivmelenen yükler ışıma yapar, dairesel hareket de ivmeli bir hareket olduğu için, elektron bu ışımayla enerji yayacak ve çekirdeğe düşüp sistem çökecekti.
    geçiçi çözüm niels bohr'dan geldi. elektronlar belli kuantizasyon kurallarınca, belli yörüngelerde hareket ediyorlar, enerjileri belli bir değere ulaşmadıkça ışıma yapamıyorlar bu sayede sistem dengede durabiliyordu. bu geçici çözüm küçük atomlarda işe yaradıysa da daha büyük kütlelerde işe yaramıyordu. bohr atom modeline, modeli deneylere uydurulmak için birçok yama yapıldı. ne var ki bohr'un "yamalı bohça"sı 1920'lere gelindiğinde artık iş görmüyordu, tayf çizgilerinin gözlenen yoğunluğunu yanlış veriyor, çok elektronlu atomlarda salınım ve emilim dalgaboylarını tahmin etmede başarısız oluyor, atomik sistemlerin zamana bağlı hareket denklemini vermedeki başarısızlığı gibi birkaç konuda daha gerçekleri gösteremiyordu.
    kuantum mekaniğini planck doğurduysa, bebekliğinin sonu da de broglie ile gelmiştir. louis de broglie; birçok elçi, bakan ve dük yetiştirmiş, aristokrat bir fransız ailesinin çocuğuydu. tarih eğitimi gördükten sonra fiziğe geçmiş ve 1923'te verdiği doktora tezinde, ışığın hem dalga hem de parçacık karakteri olmasından esinlenerek, aslında bütün madde çeşitlerinin aynı özelliği gösterebileceğini önerdi. ortaya koyduğu fikir, bohr'un "gizemli" yörüngelerini açıklamada başarılı oluyordu.
    işığın girişim, kırınım yaptığı, yani dalga özelliği gösterdiği, thomas young'in yaptığı çift yarık deneyi ile gösterilmişti. ama tüm madde parçacıklarının, su dalgaları ile aynı matematiksel özellikleri göstereceği beklenmiyordu.
    max planck 1900 yılında karacisim ışınımı problemini (morötesi facia diye de anılır), çözmek için

    denklemini kullanmıştı. bu denklem, foton kavrdıbının başlangıcı oldu; çünkü ν frekansındaki elektron salınımından oluşan ışığın, klagib mekanikle uyuşmayan bir şekilde sadece, h*ν nun tamsayı katlarında enerji taşıyabileceğini göstermişti. 'h', günümüzde planck sabiti adıyla anılır.
    fotonlar dalga özelliği gösterirse madde de gösterebilir analojisinin yanında önemli bir ipucu da einstein'in birkaç yıl önce özel görelilik ispatında kullandığı lorentz dönüşümleri idi.
    buna göre, serbest bir parçacık, fazı x, zamanı t olan bir dalga ile ifade edilirse, 2*π*(k*x - ν*t) , ve bu faz lorentz dönüşümlerinde sabit kalacaksa, k vektörü ve ν frekansı, x ve t gibi dönüşmelilerdi. ya da diğer bir deyişle, p ve e gibi. bunun mümkün olabilmesi için, k ve ν, p ve e ile aynı hız bağımlılığına sahip olmalılardı, bu yüzden de onlarla doğru orantılı olmalılardı.
    fotonlar icin e=h*ν olduğundan, madde için de

    varsayımlarını yapmak 'doğal' gözükmüştür.
    herhangi bir kapalı yörüngenin 1/|k| nın tam katı olması varsayımı ile, de broglie, deneysel olarak gözlenen ve sommerfeld ve bohr tarafindan "kuantize olma şartları" olarak anılan şartları matematiksel olarak kolayca türetti. bu türetme gayet gizemli bir şekilde doğru sonuçlar verince (davisson ve germer, 1927 yılında bell laboratuvarlarında gerçekleştirdikleri deneyle, elektronların da aynı ışık gibi girişim yaptığını ortaya koydular. deney 1924'te de brogli tarafından önerilmişti) insanlar deneysel olarak başka şeyleri tahmin etmesini de beklediler.
    elbette yanıldılar çünkü bu şartlar serbest ışık parçaları için yola çıkan varsayımların, çekirdeğe bağlı elektronlar için uyarlanmasıydı ve çok ileri zütürülmemesi gerekiyordu.
    ama doğru çıkış noktası idi.
    enteresan bir şekilde, 1925-1926 yılları arasında werner heisenberg, max born, wolfgang pauli ve pascual jordan, matriks mekanigi ile kuantum mekaniğinin formal tanımını yaptılar. ama formalizmlerinde dalga mekaniğine yer vermediler. benimsedikleri felsefe ise, tamamen pozitivist idi. yani sedece deneysel olarak gözlenebilen değerleri gözönüne alan bir yaklaşım kullandılar.
    1926 yılında erwin schrödinger bir dizi denklemle dalga mekaniğini yeniden canlandırdı.
    sonunda kendi dalga mekaniğinden heisenberg'in matriks mekaniğini de türetip iki formalizmin matematiksel olarak denk olduğunu da gösterdi. son makalelerinden birinde schrodinger, relativistik bir dalga denklemi de sunar.
    dirac'a göre tarih biraz daha farklı işlemiştir. ona göre, schrodinger önce relativistik dalga denklemini geliştirdi, sonra bunu kullanarak hidrojenin spektrumunu hesapladı ve deneylere uymadığını gördü. ancak bu denklemin, düşük hızlarda geçerli olan versiyonu aslında çalışıyordu!
    daha sonra relativistik dalga denklemini yayınladığında ise, bu oskar klein ve walter gordon tarafından yayınlanmıştı ve hâlâ klein-gordon denklemi olarak anılır.
    bu noktadan sonra dirac; teoriye çeki düzen vermiş, özel görelilikle uyumlu hale getirmiş ve bazı deneylerin sonuçlarını teorik olarak üretmiştir. örneğin pozitron'un varlığının tahmini... 1930'lara gelindiğinde ergenlikten çıkmış bir teori halini almıştır kuantum teorisi. daha sonra 1940'larda sin-itiro tomonaga, julian schwinger ve richard p. feynman, kuantum elektrodinamiği konusunda önemli çalışmalara imza atmış, 1950'li ve 60'lı yıllar kuantum renk dinamiğinin gelişimine tanık olmuştur.

    ciddiyim bu
    Tümünü Göster
    ···
  19. 844.
    0
    özge özpirinççi

    noluyo amk
    ···
  20. 845.
    0
    oyunuz kaydedildi. ":("
    ···