1. 1.
    0
    gelen yazsın sorayım beyler
    ···
  1. 2.
    +2
    Haydi sor sor
    ···
  2. 3.
    0
    @2 islamdaki kader inancındaki örtüşmezlikler. şöyle ki allah ne yapacağımızı bildiği halde bizi neye göre cennet ve cehennemeye koyar, ve biliyorsa bu durumda irade var mıdır?
    ···
  3. 4.
    +1
    @3 seçim senindir panpa şüphesiz allah her şeyi bilir ancak seçim yine de senin
    ···
  4. 5.
    +1
    zakir naikin videoları var bunla ilgili onu izle anlarsın
    ···
  5. 6.
    0
    http://inciswf.com/bitmediniz.swf
    ···
  6. 7.
    0
    @4 ben islamı karalamaya değil anlamaya çalışıyorum kardeşim. seçim benim biliyorumda mantıksız yönlerini tartışalım diye belki mantıklı bi cevabı vardır
    ···
  7. 8.
    0
    @5 linkleyebilir misin inbox veya burdan
    ···
  8. 9.
    +1
    @3 kaderi yönlendirme fırsatları pek çok kez karşına çıkar. Bu noktalarda kaderin tamamen senin elindedir. Bir bakıma sınavdır senin için. Geçebilirsen ne mutlu.
    ···
  9. 10.
    +1
    fanus burdamı arıyosun cevabı amk yaş ortalaması 16 olan yerden müslüman olarak söylüyorum cevaplarımız

    allah şüphesiz bilir
    biz karışamayız

    vbvb
    ···
  10. 11.
    0
    @9 peki kaderin "tamamen benim elimde olduğu" anlarda yani seçim döngülerimde allah benim seçimlerimi bilebilir mi?

    @10 muhabbet olsun diye kanka, ama yeterli açıklamalar değil
    ···
  11. 12.
    0
    @10 ananı gibtirtme bana burda benim inandığım kitapta böyle yazıyor gibicem şimdi 16 yaşını da fanusunu da amk liselisi
    ···
  12. 13.
    0
    panpa mesela ben istanbuldan ankaraya seyahat edecem. gideceğim yer belli ama hangi yoldan gideceğim belli değil. kader de böyle birşey işte. bide bu konulara çok takılma kendini nasıl rahat hissediyorsan öyle devam et.
    ···
  13. 14.
    0
    gibmisim kazasini kaderini. Irade olsaydi allah inanmayanlarin kalbini muhurlemezdi, Diledigini sasirtmaz diledigini yola getirmezdi. bu soyledigim iki ayri ayet kuranda yaziyor.

    Biri de zakir naik demis adam kendi sorup kendi cevapliyor amk.
    ···
  14. 15.
    0
    @13 bu durumda allah ankaraya gideceğimi biliyor ama yolumu bilmiyor mu.
    ···
  15. 16.
    +1
    @11 dostum allah nasıl bir imana sahip olduğunu ve vereceğin cevabı tabii ki bilir. Ama sana şans verir. Detayını bilmiyorum seni yanıltmak istemem ama benim idrak yöntemim bu şekildedir. Sen bunu daha ciddi kaynaklardan bir araştır derim.
    ···
  16. 17.
    0
    @16 kaynak önerebilirsen mesela araştırırım üşenmem, zira bi şans verme olayıda saçma geliyor ne olacağı belli sonuçta

    @17 15-16 değildir belkide hepsi bilmiyorum ki yazmıyor panpa, seninlede tartışabiliriz veya site önerebilirsin
    ···
  17. 18.
    0
    @15 valla panpa bunu sana açıklamaya yetecek din bilgimin olduğunu düşünmediğimden copy paste yapacam biliyorum bu sorularının cevabı olmayacak ama neyse.

    Bu kısa izahtan sonra, şimdi “Kader değişir mi?” sorumuzun cevabına gelelim: Allah’ın iki farklı kader defteri vardır. Bunlardan bir tanesi: “Levh-i Mahv-ı isbat”tır, diğeri ise “Levh-i Mahfuz”dur.
    Levh-i Mahv-ı ispat denilen kader defteri; Cenab-ı Hakk’ın yazar - bozar bir tahtasıdır. Burada yazılı kadere, “muallâk kader” denilmektedir. Bu defterde yazılan her şey bazı şartlara bağlanmıştır ki, bu şartlar yerine getirilmezse, yazı kaza edilmez ve değişir.
    Mesela, Levh-i Mahv-ı isbat defterinde; falan kulun altmış sene yaşayacağı yazılmıştır. Ancak bu yazı, kulun sadaka verme şartına bağlanmıştır. Eğer o kul sadaka verirse, bu kadar yaşar, vermezse, daha az yaşar.1
    Ya da ispat levhasındaki yazı şöyledir: Falanca kul, kalp ameliyatı olursa yetmiş sene yaşayacak, olmazsa altmış sene yaşayacak. Bu kul, hangi şartı yerine getirirse, o şartın neticesi kaza edilip, diğer yazı silinmektedir.
    işte sadakanın ömrü uzatması, belayı önlemesi gibi değişiklikler kaderin bu defterinde olmaktadır. Allah o kuluna bu defterde bir bela yazmış ve bu belanın gelmesini sadaka vermemesi şartına bağlamıştır. O kul sadaka verdiğinde, belanın şartı meydana gelmediğinden yazı silinir ve musibetin gelmesi o kul hakkında kaza edilmez. Nitekim Ra’d suresinin, 39. ayetinde Allah şöyle buyurmuştur:
    “Allah dilediği şeyi mahveder, dilediğini sabit kılar. Kitabın aslı olan Levh-i Mahfuz onun katındadır.”
    Bu ayette belirtilen “Allah’ın dilediği şeyi mahvetmesi” yani, yaratmaması ile yapılan değişiklik, bu levhada olmaktadır. Demek bu ayet bize değişen kader levhası olan “Levh-i Mahv ve isbat”tan haber vermektedir.
    Kaderin bu levhasında değişiklik olurken ve bu defterdeki yazıların meydana gelmesi bazı şartlara bağlanmışken, kaderin diğer defteri olan “Levh-i Mahfuz”da ise hiçbir değişiklik olmamaktadır.
    Yani misalimizdeki kulun, sadaka verip vermeyeceği, kalp ameliyatı olup olmayacağı, akraba ziyareti yapıp yapmayacağı gibi hususlar, Allah’ın ezeli ilmi ile bilindiğinden dolayı, Allah değişmeyecek en son neticeyi bu levhaya yazmıştır. Bu levha Allah’ın nihayetsiz ilminin bir tecelligâhıdır. Bu defterde yazılı kadere “mutlak kader” denmektedir.
    Ancak burada “ilmin maluma tabi olması” kaidesini ve Allah’ın zaman ve mekândan münezzeh olduğunu ifade eden “ezeliyet” sıfatını unutmamak gerekir. Yani Allah’ın bu bilgisi, bizi bir işe zorlamamakta, bilakis biz irademizle neyi yapacaksak Allah onu bilmektedir.
    Tümünü Göster
    ···
  18. 19.
    0
    @18 üzgünüm panpa kaynak konusunda sana yardımcı olamıyorum. Aslında pekte hakim olmadığım bir konuda seni yanıltmak istemem. Ben laf olsun diye sor dedim ama sen ciddi sorunca bildiklerimi aktardım. Bir muslumandan asagi yukari bu cevabi alirsin zaten. Sen islami sitelere bir tikla belki kaynak onerirler.
    ···
  19. 20.
    0
    @19 yani görevleri yaptıkça heal alıyoruz bildiğin levhi mavhı isbat'ta. sadaka ver fazla yaşa. velakîn son cümle oldukça ironik " allahın bu bilgisi bizi bir işe zorlamamakta, bilkis biz irademizle neyi yapacaksak allah onu bilmektedir" yani diyor ki, zorla bir işe mütabık değiliz ama ne olacağı zaten biliniyor. irademiz değişmiyor, ama irademiz ne olacağı belli olduğu için bizim kontrolümüzdede değil. zaten bu durumda buna "kişisel özgür irade" demekte doğru değil.
    ···