-
26.
+8düşündüm, "bu adam neden ölür, nasıl ölür, bu kadar kolay mı, komplo mu"Tümünü Göster
sonunda bir yargıya vardım "gibtir et amk işim rahatladı oh be"
çok sevinemedim, telefonum çaldı ve tehlikenin farkına vardım.
numara türkiye'deki bir şebekeye aitti. tereddütle açtım.
"hello" dedi karşıdaki ses. arkadan garip garip sesler geliyordu.
"hello" diye yanıt verdim. "what's problem?"
"mr *** (no name no cry) ??? "
adımı duyar duymaz kapattım. ne oluyordu lan, nooluyor . bu kim , ismimi nerden biliyor, arkadan gelen sesler ne, nooluyor amk dememe fırsat kalmadan yeniden çaldı telefon. aynı numaraydı. soğuk kanlılığımı korumalıydım. telefonu açtım ve
"sorry, low battery."
"no problem mr. *** ." buralarda hatırlayamadığım bir kaç şey söyledi. sonra da:
"we are reserach a topic."
"what's about this topic?"
"ıt's about h*** (no name no cry)"
bahsettiği herif şu bizim ölen adamdı. acaba aramızdaki ilişkiyi mi anladılar diye iyici tereddüte kapıldım. kötü düşünceleri uzaklaştırmalıydım. ama bu kimdi ki amk ? nerden anlayacaktı?
"who are you?" dedim.
"turkish police"
e yok artık ebenin amı ? film mi çekiyoruz lan? (diye içimden geçirdim)
"nasıl" diye haykırdım, ulan geri zekalı, türk olduğunu niye belli ettin, beynini gibeyim diye kendime saydırdım.
"türk müsünüz?" dedi polis. hiç dikkat etmediğim nokta ise telefonda bir bayan vardı. bunu şimdi farketmiştim.
"ee şey ee evet" diye geveledim.
"bakın *** bey. h*** hakkında sizinle konuşmak istiyoruz."
"evet, de kendisi ölmemiş miydi?" oha, bu nasıl soru lan. iyice sıçtığımı farkettim. her kelimemde batıyordum.
"evet, bundan nasıl haberiniz oldu?"
"kızı söyledi, fakat neden bunu araştırıyorsunuz? trafik kazası geçirmedi mi? ne var bunda?" diye aslında benim de şüphelendiğim konuyu çaktırmamaya çalıştım. trafik kazasında ölmediğini ben de düşünüyordum. polisin bu telefonu üzerine emin olmaya başlamıştım."
"eee yani şey ölmedi, öldü de yani, size trafik kazası olduğunu kim söyledi?" diye geveledi bayan. benim bilmediğim düşüncesine kapıldı. olayın ne olduğunu bilmiyordum ama bu telefon görüşmesi derhal sonlanmalıydı.
"kızı söylemişti fakat şu an acelem var, bir toplantıya gireceğim sonra konuşursak iyi olur."
"yurt dışında mısınız?"
"evet de gerçekten acelem var, sonra arasınız olmaz mı?"
"bu önemli bir mevzu"
"neresi önemli, trafik kazası geçirmiş ölmüş işte."
"ee peki sonra konuşsak iyi olur fakat bu konu hakkında mutlaka konuşmamız gerek."
"sonra ararsınız" dedim ve kapattım. kadın kararsızlığa düşmüştü. çünkü gerçek ölüm sebebini açıklamak ya da açıklamamak konusunda bir fikri yoktu. bu yüzden de onun için de kapatmak daha iyi olmuştu. -
27.
+7neyse olayı sentezlemeyi sonra yaparsın" dedim kendime. bir süredir deeep webe girmiyordum. biraz kafa dağıtmalıydım. açtım laptopu.Tümünü Göster
irc kanallarında geziyordum. "tr hacker z" diye bir kanal gördüm. "gir anasını satayım" dedim. muhabbet derine benziyordu. kanal da 7 kişi vardı ve hararetli bir tartışmaya girmişlerdi. fazla zaman geçmeden garip nickli herifin teki mesaj attı.
"***.edu.tr hacked !"
şaşırdım, edu.tr ler den database sızdıranı gördüm fakat hackleyeni hiç görmemiştim.
"oo adamsın" felan diye mesajlar geldi. şu garip nickli heriften 2. bir mesaj daha geldi.
bir link atmıştı. linke tıkladım, yüklenmesini bekledim, bekledim bekledim ve "ahan da girdi" dedim.
sitenin database si
ne işime yaracakki diye düşündüm. irc kanalına tekrar baktım.
"you are banned"
gibtiri çektim. ne diye banlarlar ki diye düşündüm.
"yoksa, hadi be olamaz??"
database de hocaların, öğrencilerin, çalışanların bilgileri ortadaydı. bu kişisel bilgilerle bir kişinin hayatını karartmak çok kolaydı. sahte şirketler, hayali ihracatlar... bir de bulunduğumuz yıla bakarsak daha da kolaydı.
ulan neden banlarlarki diye yine düşündüm. sadece tanıdık herifleri felan mi tutuyorlardı ki?
neyse ipnelik değil mi,
aradım üniversiteyi. normalde gibsen böyle bir şey yapmazdım. o an ki kafamı hayal bile edemiyorum.
telefon çaldı, açıldı ve o arada tam tam tam diye kapının yumruklanma sesi geldi. daha hiç konuşmadan telefonu yüzüne kapayıp kapıya gittim. bir binlik seziyordum. kimseyi tanımıyordum, kapım niye çalınsın ki?
"belki de dayımdır" düşüncesiyle delikten baktım.
"hassssssssss"
polisti.
aklıma o an her türlü şey geliyordu. acaba şu ölen herifin şeyi mi? yoksa deep web de başıma açılan bir bela mı? kapıyı açmak zorundaydım. delikten bakarak evde olduğumu belli etmiş oldum. çünkü ışık kesilmişti.
açtım kapıyı.
hemen eve girdiler ve alt kattaki evin balkonuna inmek için benim evi kullanmak istediklerini söylediler. sebebini sordum.
"evde silahlı bir hırsız bulunuyor" tarzında bir şey dediler. tam olarak böyleydi herhalde. çünkü o anki heyecanım ve ödümün takuma karışmasıyla bir şey anlayabilecek modda değildim.
5 dakika sonra polis evimden ayrıldı, 15. dakikada apartmandan adamla çıktılar.
"helal olsun, adamlar işi biliyor" diye içimden geçirdim.
hiçbir şey olmamış edasıyla odama gittim. ne yapacağımı hatırladım.
neyse şu üniversiteyi yeniden arayayım dedim.
"*** üniversitesi *(burada birşeyler söyledi*"
"merhaba, web sitenize girmek istediğimde bir indexle karşılaşıyorum. siteniz hacklenmiş."
"evet beyefendi bu durumdan haberimiz var. şu anda siteye erişimi kestik"
"yalnız sitenizin database i internette yayınlanmakta.
"nasıl?"
"sitenizin veritabanı, öğrenci bilgileri, hepsi internette."
"lütfen hattan ayrılmayın" dedi kadın.
bir ipnelik sezdim, telefonu kapattım. aramasa mıydım acaba?
telefon çaldı. -
-
1.
+1Zemin katta ev tutmuştun simdi senin balkondan alt kata mı indi polisler
-
2.
0Helal panpa.
-
1.
-
28.
+5alo, merhaba ***(no name no cry) bey."Tümünü Göster
"merhaba" diye temkinli bir şekilde konuştum. yanılmıyorsam yine şu polis kadındı.
"bugün içerisinde *** üniversitesiyle iletişim kurmuşsunuz. toplantınızdan sonra sizinle görüşecektik."
"evet, haklısınız. bir bilgi öğrenmek için aramıştım, ancak gerek kalmadı" diye doğaçlama takıldım.
"peki, h*** olayı hakkında sizinle yüz yüze görüşmek istiyoruz"
"hasssgibkktirrrrrr" diye içimden geçirdim.
"eee şey yalnız ben çok yoğunum bu aralar" diye geveledim.
"bu önemli bir mevzu ve sizinle görüşeceğiz.
"şey peki, tamam. benim oraya gelme ihtimalim yok. sizinle burada görüşmek istiyorum." dedim.
"bizim için bir sakıncası yok. ekibimiz en yakın zamanda sizinle görüşmek için yola çıkacaklar."
bu laflardan sonra bir buluşma ayarladık. *** hotelinde buluşmayı tercih ettim. evimde konuşmak çok sakat iş.
gizlilik önemli diye düşünürken laptopu kucağıma aldım ve tr den haber sitelerine baktım.
şimdi sıçmıştım.
"esrarengiz ölümün arkasındaki sır"
manşet aynen böyleydi. küçük yazı olarak da "iş adamı h*** (no name no cry) ölümü aralanıyor"
zütüm çok pis tutuşmuştu. büyük bir heyecan ve korkuyla habere tıkladım. tam olarak haberi hatırlamasam da genel mevzuyu anlamıştım. h*** trafik kazası sonucu ölmüştü. h*** nın aracı, duvar ile kamyonet arasında ezilmişti. oldukça hızlı gelen gelen kamyonet arkadan çarpmış, ve olay yerinden hızla ayrılmıştı. haberde bahsedilen konu ise bir mafya hesaplaşmasının olduğuydu. bu herifin bana öldürtmek istediği herifte büyük ihtimal mafya liderlerinden birinin çocuğuydu. olayı yavaş yavaş kavramaya başlamıştım. haberin ayrıntılarını incelerken şok oldum.
"polis, ondan şüpheleniyor.
h*** nın son görüşmeleri incelenediğinde ukrayna' da yaşayan birisine ulaşılıyor. polis, olayın bu kişiyle doğrudan alakası olduğunu düşünüyor." tarzı bir yazı vardı.
faka bastığımın farkındaydım. hazırlanmalıydım, hiç bir çelişki bırakmamalıydım polis ile olacak konuşmamda. önümde 2 gün vardı.
lanet olası 2 gün.
neler yapabilirdim ki ? acaba kaçmalı mıydım? hiç arkama bakmadan yeni bir başlangıç mı?
gönderecekleri ekibin oldukça profosyonel olduklarını biliyordum ya da öyle düşünüyordum. soracakları sorularlarla istedikleri bilgileri alacaklardı ya da izin ben buna izin vermeyecektim. -
29.
+7kendimi korumalıydım. ama elimden ne gelirdi ki? belki de bir şeyler gelebilirdi, evet evet. hemen laptopu aldım ve deep web de bir e-book sitesi buldum.
"lying" terimini arattım. karşıma yanlış hatırlamıyorsam "the best way of the lying" tarzı bir sonuç çıkmıştı. bu ne olduğu belirsiz şeyi açtım. yeni bir web sayfasında kitabın içeriği metin olarak kaşrıma çıkmıştı. başladım okumaya.
bir yerden gelişmeye başlamak lazım değil mi?
yararlı bir kaynağa benziyordu.
sadece yalan söylemeye değil, yalanın anlaşılmaması için fiziksel bazı taktikler de vermekteydi. aslında bir nevi sosyal mühendisler için gerekli bir kitap diyebilirim. kısaydı, 1 saatte bitirdim.
gözlerimin ağrıdığını fark ettim. ekranın parlaklığından dolayı gözlerim yorulmuştu. ama artık hazır gibi hissediyordum kendimi. karşımda nasıl bir şey olduğunu bilmiyordum fakat evet, hazırdım.
2 boyunca sürekli pratik yaptım. kendi kafamdan senaryolar uydurdum. bunları akıcı bir şekilde ayna karşısında kendime anlattım. bunları kendime de inandırdım. eğer inanmazsam bazı fiziksel etmenler yüzünden kendimi ele vermiş olurdum.
kitabı iyi okumuştum.
evet evet hazırdım.
saat tamamdı.
• **(no name no cry) görüşmeye hazır...
otele girmiştim. otelin lobisinde aval aval dolanırken ***(no name no cry) ismini duydum. hemen döndüm. ekibi görmüştüm. beni çağırmışlardı. yanlarına gittim ve oturdum, görüşme başlamıştı.
--
--daha önceden bir polis panpamız güvenirlik için polisle görüşmelerini aktarma demişti. sadece biraz değineceğim--
--
görüşme iyi geçmişti. çoğu şeyi (tamamı değil) olduğu gibi anlatmıştım. aslında bir adam öldürtmek istediğini, benim yardımcı olduğumu falan filan. ellerinde benim görüşmelerime dair bir veri var mıydı bilemem ama kendimi doğrulatmıştım.
benden iş çıkmayacağını anlamışlardı ve gitmişlerdi. hakkımda yasal bir prosedür uygulana bilirmiş, bu konuda da bilgilendirme yaptılar. -
30.
+6kendimi korumalıydım. ama elimden ne gelirdi ki? belki de bir şeyler gelebilirdi, evet evet. hemen laptopu aldım ve deep web de bir e-book sitesi buldum.
"lying" terimini arattım. karşıma yanlış hatırlamıyorsam "the best way of the lying" tarzı bir sonuç çıkmıştı. bu ne olduğu belirsiz şeyi açtım. yeni bir web sayfasında kitabın içeriği metin olarak kaşrıma çıkmıştı. başladım okumaya.
bir yerden gelişmeye başlamak lazım değil mi?
yararlı bir kaynağa benziyordu.
sadece yalan söylemeye değil, yalanın anlaşılmaması için fiziksel bazı taktikler de vermekteydi. aslında bir nevi sosyal mühendisler için gerekli bir kitap diyebilirim. kısaydı, 1 saatte bitirdim.
gözlerimin ağrıdığını fark ettim. ekranın parlaklığından dolayı gözlerim yorulmuştu. ama artık hazır gibi hissediyordum kendimi. karşımda nasıl bir şey olduğunu bilmiyordum fakat evet, hazırdım.
2 boyunca sürekli pratik yaptım. kendi kafamdan senaryolar uydurdum. bunları akıcı bir şekilde ayna karşısında kendime anlattım. bunları kendime de inandırdım. eğer inanmazsam bazı fiziksel etmenler yüzünden kendimi ele vermiş olurdum.
kitabı iyi okumuştum.
evet evet hazırdım.
saat tamamdı.
• **(no name no cry) görüşmeye hazır...
otele girmiştim. otelin lobisinde aval aval dolanırken ***(no name no cry) ismini duydum. hemen döndüm. ekibi görmüştüm. beni çağırmışlardı. yanlarına gittim ve oturdum, görüşme başlamıştı.
--
--daha önceden bir polis panpamız güvenirlik için polisle görüşmelerini aktarma demişti. sadece biraz değineceğim--
--
görüşme iyi geçmişti. çoğu şeyi (tamamı değil) olduğu gibi anlatmıştım. aslında bir adam öldürtmek istediğini, benim yardımcı olduğumu falan filan. ellerinde benim görüşmelerime dair bir veri var mıydı bilemem ama kendimi doğrulatmıştım.
benden iş çıkmayacağını anlamışlardı ve gitmişlerdi. hakkımda yasal bir prosedür uygulana bilirmiş, bu konuda da bilgilendirme yaptılar. -
31.
+4 -2rahatlamıştım. kendimi eve atar atmaz cehennem ateşi sıcaklığında bir suyla duş almıştım(sıcak suyu severim).
düşünüyordum, ne yapabilirdim. param da yoktu. şu h*** herifiyle sözde anlaşmıştım. ulan adam parayı yollayacaktı ne güzel, adresimi iletmedim. harbi büyük malım. kendime saydırmaya devam ederken laptobumu aldım.
deep webi açtım. yeni işler bulabilirdim değil mi?
hidden wiki de gezerken general bir forum gördüm. bir konusu yoktu, her şey bulunuyordu diyebilirim. buradan para kazanabilirdim. ne yapabilirdim, . . . . yapabileceğim en iyi şeyi tabiki de!
hack...
açtım konuyu. web hacking, account hacking yapabileceğimi belirttim. fiyatı bitcoin cinsinden veremeyeceğim ama 100$ gibi bir meblağa denk geliyordu. bu da oldukça iyi bir rakamdı. 5-6 iş alırsam ayımı rahatlıkla çıkarırdım.
elimde kalan son paraya baktım. az kalmıştı. biraz alışveriş yapmalıydım.
son paramla yiyecek stoklamalıydım (dışarı çıkmayı fazla sevmezdim ben) .
yarım saattlik bir alışveriş sonucu eve varmıştım. yiyecekleri yerleştirdikten sonra laptobuma yöneldim.
başlığı açtım
yükleniyordu site
sanki yüklenmesi biraz uzun sürüyormuş gibiydi
aklıma büyük bir teklif aldığım düşüncesi geldi
içime doğdu diyebiliriz
ve site açıldı.
evet evettttt...
ovv shit man. what happened ! what is this ovv yeah.
amk herifin teki 52 tane account hacklememi istemiş. parayı bitcoin cüzdanıma yolladığını söylemişti. taşak geçiyor olmalıydı. daha adamla anlaşmamıştık bile.
hemen cüzdanı kontrol ettim. evet yatırmıştı tüm parayı. dıbına koyayım bu para 1 yıl yeterdi bana. daha herifin işi bile halletmemiştik. yeah.
verdiği accountlar bir sosyal paylaşım sitesinin accountlarıydı. 1-2 tanesini inceledim. normal sıradan kullanıcı hesabı gibi duruyordu -
32.
+4 -1ya da ben öyle sanıyordum ?
adamın işini hemen halletmek istedim.
bu kadar hesabı keylogger, fake ya da trojen ile hacklemek mümkün gözükmüyordu.
sitedeki bir açığı kullanmalıydım. daha önceden bu sitede account hacking yapmıştım. gizli soru üzerinde bir bug vardı. acaba hala duruyor muydu?
hemen kullanıcı adını yazdım. mail adresini doğruladım. gizli soru bugunu denedim.
olmadı.
aklıma hiçbir şey gelmiyordu. başka bir açık bilmiyordum bu site üzerinde. sosyal mühendisliğimi konuştursam 1 yılımı alırdı o kadar hesap. gerek yoktu.
aslında para da yatmıştı.
ne gerek vardı hacklemeye ?
aslında biraz bekleyebilirdi. yeni bir açık keşfedersem bunun üzerinden işi halledebilirdim. ama dediğim gibi para yatmıştı. uzun zaman sonra elime böyle yüklü bir mebla geçmişti. harcamak istiyordum bu parayı. bitince yeni iş alırdım amk ne var.
düşüncelerle adeta beynimi gibiyordum. aslında beynim zaten gibilmişti. sanki yaşamıyor gibiydim. mastürbasyondan zevk almayı bırakalı yıllar geçse de beynimi gibmek için devam ediyordum. ama yetmiyor gibiydi sanki. -
33.
+4** markete girdim deep webde. marihuanalara baktım. evet alıcaktım bundan. bu kafayı yaşamak istiyordum.
verdim siparişi. 1000$ küsür bir şey tutmuştu. bitcoin cinsinden herifin wallet a yatırdım.
nasıl geleceği hakkında bir fikrim yoktu.
"ama herkes alıyordu, elbet adamlar bir yol bulmuştur" diye düşünüyordum.
sorularımı gidermek için adamla iletişime geçtim.
---
---
--
nasıl dıbına koyayım, normal kargo mu !!!
tepkim aynen böyle olmuştu. işin aslını öğrendim.
herif normal kargoyla yolluyormuş. malı oyuncak statüsünden gönderip magic küplerin (şu zeka küpü işte) içine koyuyorlarmış. şu ana kadar bir sıkıntı çıkmadığını söylemişti.
tabi her aksilik beni bulur ya !!!
yanılmamıştım.
ne halt olduğu gümrükte belli olmuştu ya da ben öyle düşünüyordum. ama başıma hiçbir zaman böyle bir şey gelmemişti. 2 gün gümrükte beklediğini hiç görmemiştim. anlalışmıştı işte başka açıklaması olamazdı.
lan mal gibi zaten evimin adresini vermiştim. sıçmıştım.
hemen kaçmalıydım. buradan kurtulmalıydım.
hay dıbına koyayım lan kargo adıma gelecekti hem de.
kurtulmalıydım buradan.
kaçmalıydım uzaklara, kurtulmalıydım bu ülkeden. yakalanmak istemiyordum. sadece kullanıcı olduğum için bir şey olacağını düşünmüyordum.
ama daha önce hiç kullanmamıştım. yırtabilirdim.
lanet olsun bu da bir işe yaramazdı. ne yapacağım şimdi ben.
hesaplamalara koyuldum. eğer kargo anlaşılmışsa büyük ihtimal akşama kalmaz benim evdeydiler. parama baktım. elimde nakit para da yok, gibtir.
hemen deep webi açtım. bitcoini eft yapan herifler vardı. bu işten komisyonda alıyorlardı ama nereden güvenebilirdim tüm paramı almayacaklarına.
güvenmek zorundaydım. zorundaydım !!
yolladım parayı. -
34.
+3 -11 saat geçmişti. 1 saatin her dakikası, her saniyesi, her salisesinde heyecan, korku, adrenalin tavan yapıyordu.Tümünü Göster
kaçmalıydım buradan. hem de olabildiğince erken bir şekilde.
sürekli banka hesabımı kontrol ediyordum.
---
---
--
gibtir
oça bak. herife yolladığım paranın %60 ı sadece hesabımdaydı.
vaktim de yoktu. yapacak bir şeyim de yoktu. ama bana para lazımdı.
---
---
--
yeni bir sekme açtım...
bana para lazımdı. kaçacaktım ulan. para lazımdı bana.
çıldırmıştım. gözlerimin yandığını hissediyordum.
terlemiştim. alnımdan, ellerimden, ayaklarımdan adeta su boşalıyordu.
açtığım sekmeden hemen tefecilere bakıyordum.
kaçıyordum dıbına koyayım. bütün parayı tıkayacaktım.
fazla bir şey de alamazdım.
4000$ banka hesabına.
banka hesabına para yatıramayacaklarını söylediler. bitcoin takip edilemediğinden "only bitcoin" diyordu bin herifler.
ne yapacaktım.
düşünürken toparlanmaya çalışayım dedim.
1-2 eşya mı sırt çantama koydum. biraz su ve meyve koydum.
laptobun başına geçtim. heriflere bitcoin cinsinden alamayacağımı söyledim.
anlamıyordu oç lar.
kalbim yerimden çıkacaktı.
ağlıyordum. gözlerimden yaşlar boşalıyordu. ağlıyordum lan
aklıma annem geldi.
keşke
keşke hiç ayrılmasaydım evimden.
başlarım ailevi sorununa.
ya da keşke hep dayımlarda kalsaydım.
ne diye bunlar olurki
ağlıyordum.
kalbimin her atışında kapı çalıyor sanıyordum.
ağlıyordum.
evet fark ettim.
her şey bitmişti.
kapı çalmıştı...
buradan sonrasını şunu dinleyerek okursanız iyi olur: https://soundcloud.com/66 ... -kanunsuzlar-instrumental
---
"heyyyyyyyyyy
• ** do you remember meeeeeeee"
bu kimdi lan. bu kimdi
polis olamazdı.
ismimi biliyordu.
kim di bu herif.
"open the door.
we have a deal with youuuu"
yoksa lan yoksa ?
"hahahaha ı know, you are in the home.
ı, ı sent you a money for job."
kapıyı hala yumrukluyordu.
tek kişi olamazdı.
silahsız da gelmiş olamazdı.
sorulması gereken soru beni nereden tanıyor, kim bu ve evimi nasıl buldu?
ulan bunları şimdi mi düşünmeliydim.
herifler az sonra gibecek belamı.
kaçmalıydım.
run ** runn *runnnnnnnnnn
laptobu çantaya koydum.
balkana çıktım.
atladım ve koşmaya başladım.
uzun zamandır koştuğumu hatırlamıyordum. nasıl bir histi onu da bilmiyordum.
ama koşarken ağlıyordum. göz yaşlarım, rüzgarın etkisiyle gözlerimden ayrılıp adeta hava da asılı kalıyordu. sanki arkamı dönsem hava da onları asılı görecektim.
ama arkadamdan bu heriflerin geldiğini de bilebiliyordum.
sesler duymuştum.
kaçtığımı anlamışlardı.
ne yapacaktım ulan.
kaçıyordum arkama bakmadan.
koşuyordum önümü göremeden.
uzaktan sıksalar belki indirirlerdi beni.
ama istekleri nedir bilemezdim.
evet belki indirmek istiyorlardı beni.
yapacak bir şeyim yoktu. polisi arayamazdım. onlara sığınamazdım.
tek yapmam gereken aradaki farkı açıp bir yere saklanmaktı.
ama tıkanmıştım.
koşamıyordum.
adamların nefesini boynumda hissediyordum.
bitmişti be.
buraya kadardı.
rüya sona ermişti.
hani böyle ölmeden önce gözlerinizin önünde film şeriti geçer diyorlardı ya. aynısı olmuştu işte.
durmuştum.
olduğum yerde duruyordum.
küçükken bigibletten düşmüştüm.
ağzım burnum, dizlerim gibilmişti.
üstüne bir de babam dövmüştü.
hacker dostum geldi deep webdeki.
içime doğmuştu. yakalandığını düşündüm.
lisedeki ingilizce hocam gelmişti. seviyordum be o kadını.
gençti, güzeldi.
buraya kadardı.
son bir adım her şeyi bitirebilirdi.
emin miydim bilmiyordum.
ama bunu yapmam galiba en doğrusuydu.
hazırdım.
yok yok değildim.
ama yapmalıydım.
kaçamazdım.
bu kadar.
rüya sona etmişti... -
35.
+9 -11 adımı attım.
adeta bebek ciyaklaması gibi bir ses duydum.
bir acı.
büyük bir acı.
ehueheuhueeu
ne olduğu hakkında hiç bir fikrim yoktu.
gözlerimi zorladım.
açtım.
birisini gördüm.
anneme çok benziyordu.
annemdi herhalde.
"anne" dedim
bir şey demedi bu kadın.
değildi herhalde.
gözlerimin makrosu yerine gelmişti.
ulan annemdi bu işte.
ağlıyordu.
konuşmak istiyordu, ama konuşamıyordu.
bitmiş miydi yoksa her şey.
kurtulmuştum lan.
doğru mu ?
ehehehe bitmemiş tabi ki.
miş li anlatıyorum.
bunları sonradan öğrendim tabiki.
şevroletin teki gelmiş koymuş amk.
kaç metre uzağa atmış ipne.
1 hafta yoğun bakımda kalmışım. annem ve babama ulaşmışlar. onlar da dayıma söylemişler.
dayım ilgilenmiş hemen.
sürekli uyutmuşlar amk.
sonra türkiye' ye naklim olmuş işte.
türkiye' de gözlerimi açtım.
sıkıntı yok, sağlık yerinde.
neyse amk sonra tekrar ukrayna'ya gitmek zorunda kaldım.
şu utandırıcı meselesinden dolayı.
ilk kez aldığımı, denemek amaçlı olduğunu söyledim.
para cezası verdiler ve ülkeye girişimi yasakladılar. amk çok meraklıydık sanki ülkenize.
babam gibti belamı. ulan eşek kadar adam olduk yine dayak yedik.
neyse anneme affettirdim kendimi. sıkıntı yok o konuda.
hee diğerleri ne oldu derseniz hiç gibimde değil. umarım karşıma da çıkmazlar.
kurtuldum herhalde o binlerden.
şu anda ne mi yapıyorum?
gibindirik bi teknoloji mağazasında satış görevlisiyim.
lan sabah 9 akşam 10 a kadar mağazada ayakta oluyorum.
bazen gece 3 e kadar mağaza da kaldığımı biliyorum.
bir de asgari ücret alıyoruz işte.
ailemle kalıyorum.
eş adayı yok, bakacağız artık. bu parayla bulabilir miyim bilemem.
demek istediğim şu illet hayatımı gibti.
aman girmeyin.
vay be yıllar süren yazım burada sona erecekti.
vay be duygulandım.
yazmayı düşünmüyordum.
işlerden vakit kalmıyordu ve sözlükte ortam eskisi gibi kalmadı. sözlüğü de girmiyordum zaten.
geçenlerde girmiştim. özelden çok taciz aldım.
bitireyim dedim.
efsane bir başlık olamadı ama okuyanlara teşekkürler.
hayatımda hiç bu kadar küfür yememiştim. ama canınız sağolsun.
hadi allaha emanet.
başlığa arada girer bakarım. -
-
1.
0Panpa +9 sallama itemi kaç M dükkana koy ben alirim
-
1.
-
36.
+1Eyvallah gençler trenddeyiz
-
mentalcel e merhamet inci sözlüğe ihanettir
-
kafamda bir ses nurten diye sayıklıyor
-
asgari ücret 630 dolar ama hala zırlıyor
-
alevi komşumu özledim
-
babam birikim paramı istiyor
-
torna tezgahı yerine porna tezgahı almışım
-
cyberpunk 2077 oynayayım dedim
-
züt deliğimdeki kaşınma
-
ablamı oyun oynarken çektim
-
bizimkisi firsatlari degerlendirmek yerine
-
arkadaslar biri bana maymunw
-
burda da ablam ütü yapıyor
-
jeton bwna gec dusuyo ozr dılwrmm
-
bugün gratiste sepette çok ponçik kedi vardı
- / 1