01.01.2013

Yılbaşı eğlencesi bitmiş geriye sadece evin kirliliği kalmıştı. Erenle Aliyi de Ps kollarını zütüne sokmak tarzında tehdit edince Pesin başından kaldırabilmiştim. Saat gecenin 3ü arkada 7200 rpm hızında çalışan wd harddiskimin sesinden ve tozdan zar zor dönen ekran kartı fanından başka gelen ses yok. Bu sessizlik çok fazla canımı sıkmaya başlamıştı, arkada ses olması için youtubeye girerek Sagopa Kajmer-Bir pesimistin göz yaşlarını açmaya çalıştım. Ttnete söverek yerimden kalktım ve günde bir şişe içtiğim kolamdan bir bardak doldurdum. Geldiğimde şarkım başlamıştı eşlik ettim ve bitene kadar durmadım.

Ahhh hayır, sakın korkma bitanem ölüm de hayatın bir parçası...

Şarkımı bitirdikten sonra gözlerimin yaşardığını hissettim.Her zaman olduğu gibi annem gelmişti aklıma, bu moddan çıkmam lazımdı bir an önce.ilk olarak biten kolamı tazeledim ve inci sözlüğe giriş yaptım. Girer girmez güzelce bi sövdüm sözlüğün bu hale gelmesinde emeği geçen yöneticilere ve liseli ergenlere.
Baktım bir kaç tane bin yazdığım entrylere anan zaaa xdd, aynen pampa tarzı yazılar yazmışlar. Pampa ne ırzını gibtiğim diye yazıp trend başlıklara baktım ve 3. Başlık dikkatimi çekti.

Beraber deep webe giriyoruz

Başlığın adı buydu bir kaç gündür duyduğum bir şeydi deep web konuşuluyordu sözlükte. Benimde ilgimi çektiği için bi an önce bakmak istedim,

Öncelikle tor browser indiriyoruz panpalar falan diyordu entryde.Önce bi araştırma yaptım tor browser hakkında, bir çeşit vpn olduğu kanısına vardım ve indirdim. Ancak indirdikten sonra farkına vardım ki bir vpnden çok daha fazlası vardı bu programda. Klagib tarayıcıların iP çözümlemesini yapamadığı ve .onion uzantılı sitelere giremediğini düşünürsek bu program normal bir browser değildi.
Bunu bir kaç saat sonra daha iyi anlayacaktım...

içimde ufak bir heyecanda vardı tor browsere girerken. Belkide bu heyecana arka planda minik bufferlarıma bağladım ve bassa göre yanan şerit ledlerin ve su gibi içtiğim, şimdilerde kolay bulunmayan karpuzlu istanbluenun etkiside vardı neyse.

Tor browsere girmiştim girmesine ama ne yapacağım hakkında bi fikrim yoktu bende aklıma gelen normal tarayıcımdan giremeyeceğim en mantıklı şeyi yaptım.
xhamster. coma girdim...
Hem burda biraz takılırken ve arada sözlükte bir kaç sayfaya girerken inboxın yandığını fark ettim.
Bu benim için ilginç bişeydi çünkü nickimi bayan nicki zannedip de mesaj atan abazan binler hariç bana mesaj atan olmazdı. Açtım inboxımı,
+Tor browserı kurdun mu panpa? Diyordu
-Kurdum kardeşim,ama anlamadım bende ferre izliyorum *
+Bir dakika panpa link atıcam bi bak dikkatini çekebilir.
+... gunsbuyorother. onion
-Tamam bakarım birazdan sağol.

Baktım, işin aslı pek fazla dikkatimi çekmedi yasal olmayan yolla satılan silahlar, apple ürünleri vs başka bir şey yoktu, ki onları da küçük yaşta öğrendiğim şimdilerde pek bi sorunumun olmadığı ingilizcem sayesinde bulmuştum.
Bir tak yok demek ki bu deep webde diyerek browserı kapatıcaktım ki bir şey dikkatimi çekti, illegal tips diyordu...

Girdim, safe matchs:
445:0-2 5,50 odd
754:0/2 2,25 odd

ilkinin futbol, ikincinin basket maçı olduğunu anladım maçlar sabah 10da başlıyordu. Denemekten zarar gelmezdi, bilyoner hesabıma giriş yaptım oynamak için ve ciddi anlamda fakir olduğumu anladığım zamanlardan bir tanesini yaşadım gecenin 4ünde. Cips paketleri havuzunun ve pes oynarken akan burunlarını silen Ali ve Erenin sümüklü peçetelerinin arasında buldum telefonumu ve whatsappa girdim.
2 gündür telefonu elime almamıştım ve bir tane bile mesaj yoktu. Arada bir eski sevgilim birileriyle konuştuğumu düşünsün diye whatsappa girip çıkardım en büyük aktivitem buydu.
Eren binine baktım 3.57de aktifmiş kim bilir kaç tane karıyla konuşuyodur pekekent.
Lan,2 tane maç veriyorum görür görmez oyna 10 lira atarsın.
Diye mesaj attım. Ve kafayı vurup yattım.

11.35de Sancak-Gözden uzak şarkısıyla uyandım, nerde çalıyo lan bu derken telefonumun zil sesi olduğunu hatırladım. Hatırladım diyorum çünkü telefonum en son 2 hafta önce çalmıştı, yanlış numaraydı ve as taksiyi soruyordu. dıbına koyim bi insan taksiciyi neden cebinden arar ki.Baktım eren arıyordu, işte bu gerçekten ilginçdi. Hayır, erenin beni araması değildi ilginç olan. Erenin beni arayabilmesiydi.

+Alo, olum nerden buldun lan sen bu maçları kupon tuttu dıbına koyim gel de 10 lira atam
-10 lira mı zahmet etmeseydin amk, gibtir et nerden bulduğumu harca işte kızla
+eyvallah kardeşim.

Şaşkındım, hani daha önce tuttu ama böylesi olmamıştı.Şansdır amk dedim ben oynasam tutmazdı. Sönmüş balonların içinden pantolonumu giydim, aynada kendime baktım 6 saatte yağlanarak rekor kıran saçlara sahiptim. Açtım buz gibi suyu soktum kafamı 31 çekerek bitirdiğim ve dibinde çok az kalana su katarak 2 hafta daha kullanacağım şampuanımı döktüm kafama. Güzelce yıkayıp kuruladıktan sonra işe gitmeye hazırdım.1 ocakta çalışılır mı amk diye söverek Sistem Bilgisayarın yolunu tuttum.

işe girdiğimde Sinan abinin suratına bile bakmadan selam verdim. Geçen haftadan beri beri maaşımı vermediği için sinirliydim.
+Aleyküm selam da ufuk bi sorun var abicim.

-Hayırdır abi?

Şok olmuştum, Sinan abinin zaten tipsiz olan suratı bembeyazdı

Bölüm 1 sonu.

Sabahtan beri telefon susmadı dedi Sinan abi, ağa bağlı olanların Face, Twitter ne varsa çalınmış sıçtık olum büyük sıçtık bütün aboneler iptal ettirdi herkes parasını istiyor..

Anlamıştım olayı, Sinan abi para kazanmasını bilen bi insandı. Tanesini 300 liradan aldığı çok güçlü 6 tane access pointi şehrin belirli stratejik noktalarına bağlayarak tüm şehire şifresiz yayın yapıyordu. Tabi ki yönlendirmeli host ile siz hangi siteye girerseniz girin kullanıcı adı şifrenizi istiyor ve bu noktada Sistem Bilgisayarı arayarak ücretli üyelik almanız gerekiyordu.

Mantığı Sinan abi bulmuştu ama anlamazdı, işten bana kurdurmuştu. Tamam dedim abi, sakin ol ben birazdan bakarım servera.
Linux yüklediğimiz makinelerden birine oturup vpse bağlandım kurduğumuz vpn protokolü korumalı tcp 443 idi normalde ama bi terslik vardı...
Configi uzunca inceledikten sonra birisinin korumalı tcp 443 ü tcp 80 ile değiştirdiğini fark ettim, yani korumasız protokol, buda demek oluyordu ki ağa bağlanan herhangi birisi vpn kullanarak hem bizim internetimize girebilir, hemde ağ ve paylaşımdan ağdaki bütün bilgisayarlara logger atabilirdi işte bu inanılmazdı...
Linuxde işimi bitirip tam serverı kapatıcakken birden console açıldı. Bilmeyenler için söylüyorum konsol klagib cmd ekranı gibi siyah arka plan ve yeşil yazılar vardı. Yazılara bakınca pek bişey anlamadım şu şekildeydi:

1. OVPN_ACCESS_SERVER_PROFILE=root@188.166.86.113
2. OVPN_ACCESS_SERVER_CLI_PREF_ALLOW_WEB_IMPORT=True
3. OVPN_ACCESS_SERVER_CLI_PREF_ENABLE_CONNECT=True
4. OVPN_ACCESS_SERVER_CLI_PREF_ENABLE_XD_PROXY=True
5. OVPN_ACCESS_SERVER_WSHOST=188.166.86.113:443
6. OVPN_ACCESS_SERVER_WEB_CA_BUNDLE_START

Ciddi anlamda şaşkındım.
Sen kimsin ? yazdım. Konsoldan beni gördüğünden emindim az çok anlıyordum.

+Confige ekle verdiğimi. Güvenliğin için lazım olacak tcp 443 white hackerlar için çocuk oyuncağı

-Sana kim olduğunu sordum ?

+Benimle tanışmak istiyorsan saat 14de inci sözlüğün mesajlar bölümünde f12ye bas.

-f12 mi ? Ögeye denetle mi ?...

Enter diyemeden konsol kapandı. Saat 1di yapılacak işlere baktım, bir iki format, değişicek anakartlar dışında pek bişey yoktu. Etrafta uzay kasa parçaları, diğer çalışan, gece bizim evde ki Erenin telefon parçaları etrafa saçılmıştı onları topladım. Etrafı ekran kartlarına ve işlemcilere sürdüğümüz termal macunun keskin kokusu vardı. Sinan abiye baktım uyuyor gibiydi. Sinan abi, 45li yaşlarında geçen seneye kadar göbekli, karısından boşandıktan sonra-yani geçen sene-bayaa fit olmuş, elinde arama yapmaktan başka özelliğini bilmediği note 2si ile gezen cebinden düşürmediği ülkücü tesbihini sinirlendiği zamanlarda hızlıca sallayan sakin zamanlarında gayet kafa dengi olan bi insandı. 6 yıldır bu dükkanda çalışmama rağmen dükkan açma yetkisini nasıl aldığını hala bilemem çünkü bilgisayarlardan anladığı tek şey vpn kullanmal ve chromede gizli görünmekti.

Saatin 14.00 a geldiğini gördüğümde inci sözlüğe girdim, inboxım yanıyordu.
+f12ye bas karşına çıkan stegonagrafiyi çöz seninle bu şekilde iletişim kuracağız.

-Dediğin şeyi tam olarak anlamadım. Dedim

+RGB formatında FF-FF-FF hex

Sadece bunu yazmıştı ama anlamıştım. Bahsettiği şey bir kriptoloji idi. Ancak en son 15 yaşımda kod çözmüştüm yani burda çalışmaya başladığım ilk sene..

F12 ye basar basmaz ufak bi dejavu yaşadım, bütün txt belgesi ffx ile kodlanmıştı. Ancak sadece bakarak bile gizlenmiş veriyi görebiliyordum.Üniversite okumamıştım, ama aldığım kıytırık bir mat2 kitabı sayesinde matematiği adeta yutmuştum, matris detarminandı kullanarak kodu çözdüm. Mesaj şu şekildeydi:

Beyaz hackerlar deep webin belirli level geçme linklerine attıkları trojanlar sayesinde, kurbanın ana boot sistemine çökerek tüm harddiski ordan tüm anakartı, daha sonra bilgisayarın tamdıbını, bilgisayardan sonra ağa bağlı bütün her şeyi ele geçirirler...

Her şeyi şimdi anlıyordum, o tıkladığım maç linki aslında bir kriptoloji idi ve anında sistemime sızmıştı...

içimde ki telaş duygusunu tarif etmem imkansızdı. Zaten ota taka terleyen ellerim sırılsıklam olmuş, 31 çekmekten kendi kabuğuna çekilmiş gibim bile ıslak sarı bez gibi olmuştu. Benim yaptığım hata yüzünden yaklaşık 4000 tane insanın kredi kart bilgilerinden tutun da, pin kodlarına kadar her şeyleri tehlike altındaydı ve benim bunu düzeltmem gerekiyordu...

Tek başıma yapabileceğim bir şey değildi. inci sözlüğe girdim mesajlardan bana mesaj atanı buldum, onunla konuşarak bu işi çözmem için bana yardımcı olmasını söyleyecektim.Ama girdiğimde silik yediğini gördüm. Ya silinmişti yada kendini silmişti ki ikincisi bana daha yakın geldi.

Sinan abiye baktım hala uyuyordu, dıbına koyim herif tüm gün uyuyarak para kazanıyor. Gittim yanına hafifce dürttüm hıadıbını gibiim diyerek uyandı.

+Ne var lan yengeni görüyodum rüyamda amk

-Abi bu olay baya ciddi çözemezsek gerçekten sıçarız

+Ben napayım olum anlamam ki çöz amk sana niye para veriyorum. dıbına koduğum iki haftadır para verdiğin yok.

-Haklısın abi tamam. Ben eve gidiyorum benim sistemde çalışacağım.

+Tamam gibtir git uyucam ben

-Eyvallah abi

içimden elini hiç öpmediğim, büyük ihtimal ölmüş annesine söve söve attım kendimi Düzcenin pis sokaklarına. Etrafda kürdünden lazına macırından manavına her türlü insan vardı. Kürd dönercilerin Hakkariden Batı Karadenize inince uyum sağlayamadıkları diliyle insanları yemeğe davet etmesi karnımı acıktırdı. Girdim dükkana gayet lüx mekan ama sonuçta dönerci işte amk.

+usta bir tane pide arası ayran
-karışıg mı olson cigerimm
+olsun abi
-Mıho bah olum müşteri gelmiştir sen hala o zımbırtıya bakıyırsen alla alla yov

Baktım çocuğa 2 km öteden 850 liraya çalıştığı belli olan, ömrü hayatı elektrikli bigibletle döner dağıtmakla geçmiş, benden büyük gösteren bir tip. Ustasının zımbırtı dediği iphone 5ini önlüğünün cebine koymadan önce sessize almayı unutmayan mıho benim ayranı getirdi.

Etrafımda ki diğer müşterilere bir baktım ve dikkatimi çeken ilk şey şu oldu, burada herkes yanlızdı...

Tamam belki yanlarında birileri vardı ama muhabbet etmiyorlardı sadece telefonlarıyla bağlandıkları uydu aracılığıyla yedikleri dönerleri instagrama atıyorlardı ve aralarında geçen tek muhabbet, yyaaa berk fotoğrafı mı beğenmiiiiş, olum ecedeki göğüs kimsede yok amkdan ileri gitmiyordu. Benim onlardan ne farkım vardı diye düşündüm daha sonra ve buldum, onlar ellerinde ki telefonla instagrama fotoğraf atarken ben o telefonun çalışma mantığını biliyor işletim sistemini kafama göre düzeneyip tekrar flashlıyor yedikleri döneri kesen makinanın algoritmasını biliyordum.

Derin düşüncelere dalmışken aklı hala faceden yazıldığı kızların göğüslerine takılı halde kalan mıho geldi,

+abi telefonun çaldı o kadar neden bakmadın

-bakarım kardeşim sağol

+tamam abi

Bu eleman bana niye abi diyordu amk. Açtım telefonu
Erendir diye düşündüm ama değildi gizli numara aramıştı gibtir et dedim ve dönere gömüldüm...

Aklımda Beyza vardı, sadece Beyza...

Beyzayı tarif edeyim size:
Kısa, taş çatlasa 1.60 ama o güzel mavi gözlerinin üstünde bulunan bukle bukle sarı saçlarına dalınca insan boyunun kısa olduğunu unutur, dünyada oksijen bitse o mavi gözler sizi 1 ay daha yaşatır..

Dolgun kırmızı dudakları, bembayaz teninin üzerinde "öp ulan beni, öp ki bi kaç yıl daha uzun yaşa amk abazası."Diye bağırıyor sanki ve evet şahit oldum o dudaklar ömür uzatıyor. Boynuna indiğimde beyaz tenininin üzerinde ki B harfinin bulunduğu kolye dünyanın en temiz şeyi..

90 beden göğüslerini tüm spor aletlerini tehdit edercesine dimdik yapan tişörtde hakeza öyle..

Bu kızı geri kazanmam lazım koşu bandının üstünde koştuğunu görüyorum ama ne koşmak, o koşuyor tüm salon onu izliyor sinirleniyorum iyice gidiyorum iyice arkasındayım, karasızım

+Be...
+bebe.. Beyzaaa

+Konuşalım mı biraz ? Dönüp bakmadı bile amk..

Dikkatli bakıyorum biraz, kulaklık var kulağında dolanıyorum önüne beni görünce şaşırıyor:

-Aa uf uf..  Ufuuk?

+Naber Beyza?

-iyidir senden naber?

+iyi sayılır konuşalım mı biraz?

-Olur konuşalım, hayret sen o bilgisayarının başından nasıl kalktın * şakayla karışık lafı sokuyor ama o sondaki gülümsemesi var ya..

Bak diyorum Beyza biliyorum son zamanda seni çok önemsemedim sürekli ektim seni her seferinde işlerim vardı falan her neyse ama seni gerçekten özledim ve ihtiyacım var sana.
Her yönden..  *
Bende o pis sırıtışı yapmaya çalıştım ama rezil oldum sanırım.

Erenle Aliyi buluyorum 2 tane kızın etrafını sarmışlar, ceylanlara pusu atan aslan gibi bekliyorlar. Gittim yanlarına beni görmediler bile amk. Alinin kafasına vurdum kızlar görünce güldüler, atarlandı biraz Ali dur dedim olum ya, önemli bir şey konuşmam lazım sizle..

Eren:Hayırdır aga sıkıntılı bi durum mu var ?

Ben:Var kardeşim, pgibopat bi hackerin teki uğraşıyor benimle, tek benimle uğraşsada sorun değil, Sinan abinin ağa bağlı olan herkes tehdit altında..

Ali:Sinan abi ne alaka ya o adam pcyi zor açıyor ehuhehe

Ben:Bilmiyorum ama tek başıma halledemem diye düşünüyorum..

Eren:Tamam aga sen rahat ol bizim, Urazı biliyon da sınıfın ineği, konuşurum ben onla okulda sana haber veririm.

Ben:Tamam beyler biz Beyzayla barıştık eve geçiyoruz..

Erenin Batı Karadenize yatkın şivesi biraz da olsa içimi rahatlatmıştı ve şimdi aklımda ki tek şey Beyza olmalıydı.

Aşkıııım.. Diye bağırdı Beyza hafifntelaşlı bir sesle.

+Noldu Beyzaaa dedim, mutfakda tabaklara cips ve atıştırmalık koyarken.

-Aşkım,  bilgisayarından sürekli dıt dıt diye ses geliyor bi bak şuna yaaa

Aşkım parmağım koptu dese bu kadar acaleci davranmazdım anında kendimi oda da buldum, ve mavi ekran üzerinde beyaz yazıları gördüm yani klagib mavi ekran win xpden beri pek alışık olduğum bir durum değildi kasaya baktığım zaman anladım olayı. Ekran kartım yanmıştı, nedeni ise kullandığım bruteforce yöntemi gücünü ekran kartı chipsetinden alıyordu daha fazlasına dayanamayan chip sıcaklıktan yanmıştı.. Sadece kapattım bilgisayırımı ve Beyza ile film izlemeye gittim.

Beyza ile 5 aydır beraber olmamıza rağmen hiç birlikte olmamıştık. istiyor muydum Evet. Veriyor muydu Hayır. Yine de halimden memnundum. Film izlerken yaklaşık 3 haftadır hasret kaldığım kırmızı dudaklarına yapıştım, karşılık vereceğinden emindim çünkü filmi izlemiyordu..

Yaklaşık 3 dk kadar dudaklarını öptükten sonra, dudaklarıma bulaşan ruju boynuna sürmenin zamanı gelmişti. Boynuna kondurduğum hafif öpücükler onu kıvrandırmıştı, zamanının geldiğini anlayarak sadece üzerinden sıktığım göğüslerini sıyırdım, karşımda mor südyenle duran bir çift göğüs, o an benim için çift soğutmalı bir gtx 9900 ekran kartından daha çekiciydi..
Tek elimle ikisini birden tutamadığım göğüslerin, birisini sıkarken diğerini yalamanın mantıklı olduğunu düşündüm ve işe koyuldum. Beyzanın çok fazla zevk aldığını hissediyordum sanırım bunda kafamı çekip göğüslerine bastırmasının etkiside vardı..

Ellerimle göğüslerini sıkmayı bırakmadan göbek deliğine kadar öperek ve yalayarak indim. Göbek deliğine geldiğimde beyzanın maximum zevke ulaşmaya başladığını hissettim. dıbına koyim bu kadın milleti ne cinsti bi insan nasıl göbeğinden zevk alır.

Her neyse bu saçma yerde daha fazla duramazdım ve biraz daha aşağıya indim, nihayet dudaklarıma bir şeyler batmaya başladığını hissettim. ilk başta kekremsi, daha sonra güzel gelen o tatla birlikte beyzanın orgazma ulaştığını hissettim...

Sanırım demiştim çünkü aklımda bazı kuşkular vardı ama şimdilik bunları kimseyle paylaşmayı düşünmüyordum.
Selma tekrar okula döndükten sonra dükkana uğradım Sinan abinin yine uyuduğunu sanıyordum ama dükkan kapalıydı.
işte bu gerçekten ilginçdi çünkü Sinan abiyi rüyasında gibmedikleri sürece dükkanı kapatıp gitmezdi.
Sinan abinin hakkında ne ben ne eren ne de diğer çalışanlar pek bir şey bilmezdi. Karanlık işlere bulaşmış diyenlerde vardı elbette ama sadece söylenti idi duyduklarım...

Akşama doğru selma aradı:

+Aklımda bir fikir var, uygulama içine script ekleyebilir misin ?

-Uğraşırsam yaparım heralde ne için bu ?

Urazla geliyoruz akşam size ben evi bilmiyorum görüşürüz. Dedi ve kapattı dıbına koyim ne garip kızdı lan bu .

Akşama doğru Beyza aradı ama canım açmak istemedi gibtir et dedim açmadım.

19da kapı çaldım açtım Urazla Selma gelmiş dedim hoşgeldiniz geçin içeri.

Selma girer girmez benim odayı buldu kokusunu mu aldı ne yaptıysa amk gt 9600 mü lan o dedi masanın üstünde duran ekran kartını göstererek.
Ben lafa girmeden Uraz ekledi, evet ama birazcık kızarmış.. dedi

+Bari fanı alın olum içinden bi işe yarar.
-daha büyük problemimiz var şu anda.
+ aa evet şey bi dk başlıyorum hemen dedi .

Hepimiz salonda toplandık ve selma konuya girdi
-Google ın kullanıma açık geolocation scripti olduğunun farkına vardım ve düşündümki eğer bu scripti linuxde konsola ekleyebilrsek düşmanımız bize ulaştığı ilk anda bizde google maps de onun adresini görebiliriz ?
+Mantıklı. Dedim
+Mantıklı ama bi sorun var.Bu adamın tekrar bizimle iletişime geçeceğini nerden bilebiliriz ?
-Bekleyerek. Dedi Selma ve ekledi:
-Eğer düşmanımız bir CWH hacker ise er yada geç seninle tekrar iletişim kuracaktır, çünkü onlar istediklerini almadan bırakmazlar.

Tam bu konuşmaların olduğu dakikalarda telefonum çaldı, arayan Erendi

-Hacı Sinan Abi hala dükkana uğramadı lan 6 saattir yok olum adam.En son Mehtap ablaya uğramış. Mehtap abla eski karısıydı.

+Uyuyodur amk evine falan baktın mı ?

-Baktım aga yok. Telefonu falan da kapalı

+Tamam bakarım ben.

Nereye bakıyorum amk.Kim bilir nereye gitmiştir Sinan abi bu.O dükkanı bile nasıl açtığını 6 yılda çözemediğim adamı nerde bulayım.
Ben bunları düşünürken Selmanın sesi sıyırdı beni bu düşüncelerden off dedi sıkıldım ya bari maç falan yapalım valla bak.

Olur dedim amk bekleyin içerden Vga kabloyu almaya gideyim. Kablo benim odadaydı bi koşu daldım odaya ve içeri girmemle şok olmam bir oldu...

Bilgisayarım açıktı.Ve ekranda sadece bir ağaç resmi vardı...

Çocukları çağırdım.
Uraz görür görmez atladı bu bir kriptoloji diye öyle olduğunu bende anlamıştım ama ondan önce yapmamız gereken daha önemli bir şey vardı gizlemiş olduğumuz scripti çalıştırarak mapsden düşmanımızın yerini tespit etmek. Uraz direk 6 satırlık scripti çalıştırarak değerli not etti ve google mapse koordinatları girdiğimizde düşmanımızın yerini bulmuştuk.

Selma, şimdi de şu kodu çözelim hadi dedi ve işe koyulduk..
i386 işlemci serisinin komut setindeki bir tekrarlama olduğunu biliyordum bu yöntemin.

Logical AND yapmalıyız dedim. Uraz dediklerimi anlamıştı, işimizi bitirdiğimizde ortada sadece simsiyah bir resim vardı.

Aklımda kalan bilgilerimi kullanarak bir resim editörü ile siyah resmi açıp parlaklığı 90 katına çıkardığımızda resmimiz ortaya çıkmıştı ve şok olmuştuk.

Sinan Abinin elleri, ayakları bağlı ve ağzı kapalı resmine bakıyorduk..

Biraz daha araştırma yaptıktan sonra telefonumun titrediğini hissettim. Uraz mesaj atmıştı abi arkadaşa telefonunu verdim arar seni diye.Ben mesajı bitirir bitirmez telefon çaldı

+Alo

-Ufukla mı görüşüyorum acaba ?

+Ee şey ev.. eveet benim ?

-Neden şaşırdın ? Uraz söylemedi mi arayacağı mı ?

+Yok yani şey söyledi de ben erkek sandıydım da o yüzden.

-Ahah anladım, neyse benim adım Selma yönetim bilişimde son sınıfdayım. Uraz bişeylerden bahsetti ama detaylı görüşelim. Saat 14.00da okulun ordaki kafeye gelirsin.

Tamam diyemeden kapattı telefonu değişik bi tipdi sanırım.

Kız olması kötü olmuştu benim için. Doğru düzgün konuşabildiğim tek kız Beyzaydı benim.
Saat 2 olmuştu ve ben masadaydım tam 14 dk sonra içimden lütfen bu olmasın dediğim bir kız yaklaştı masaya ve merhaba ben selma diye elini uzattı.Ben şaşkınlıkla elini sıkmama fırsat vermeden de geri çekti, yüzünü salak bir biçimde ekşittikten sonra çok yavaşsın ya .s dedi. Hayatımda gördüğüm en garip tiplerden bir tanesi olmaya aday olduğu kesindi.Alt dudağında ki piercingi hala daha kendime bile itiraf edemesemde garip bir şekilde yakışmıştı. Yaklaşık 3 hafta önce kestirdiği bariz şekilde belli olan kıvırcık koyu siyah saçları omzuna zar zor değiyordu. Vücudundan da bahsetmek isterdim aslında ama, kendi vücudumdan bahsetsem daha çekici bulursunuz amk toplu iğne gibi kızdı. Hoş geldin dedim sağol dedi

-Uraz bana bahsetti kısaca ama bide senden dinlemek istiyorum dedi.
Bende ne var ne yoksa anlattım, sözümü kesmeden dinledi, büyük bir dikkatle,ve anladığını hissedebiliyordum.
-Anlattığın olayda tutarsızlıklar var.
+Ne gibi ?
-1.cisi Beyaz Hackerlar devlet tarafından yetiştirilir Devlet sana neden böyle bir şey yapsın ? üç seçenek var, ya sana bunları yaptığını söylediğin kişi devlet adına yapıyor yada beyaz hacker falan değil sadece bunu kullanıyor.
+diğeri nedir ?
-He o mu, ya da şizofrenin tekisin sen. Ki bu bana gayet mantıklı geldi. ahahah.
+Deep web hakkında bildiklerin nelerdir ?

Deep web dediğimi duyunca az önce benimle dalga geçen şirin kızın yerini sinirlendiği her haliyle belli olan baş parmağını 2 gün önceden sürdüğü kırmızı rujuna sürten, agrasif bi kız almıştı.
Çok fazla şey bilmiyorum dedi. Ancak 2007de Hapise giren Türk hackerlardan bazılarının deep webdeki hack olayların karıştığını duymuştum. Bazıları ise hala dışarıda aktif olarak dolaşıyormuş dedi.

Bunun benimle ne ilgisi var ki ? diye sordum. Sana saldıran hackerın direk sana saldırdığından emin misin? diye sordu.
Sanırım...
Dedim.

Tüm bunlar olurken ve ben işime yoğunlaşmış bir durumdayken, arka planda olanlardan habersizdim. Eren telefonumu tam 19 kez aramıştı ve kapının çalınmasıyla telaşlanan beyza fark etmişti bunu. Beyza üstünü giydikten sonra kapıyı açtım karşımda Eren ve daha önce tanışmıştım olduğum Uraz duruyordu.

Urazı tarif edeyim size:

Erenin yılda 55 milyar vererek okuduğu Koç Üniversitesi bilgisayar yazılım ve mühendisliğine, tam burslu olarak girip, ordaki hocalarından bazılarına yazılım dili öğreten bi gençti. Urazı görünce aklınıza filmlerde ki gözlüklü, gümüş kol saatli, ellerinde iphone olan, kıvırcık saçlı, şişko binler gelmesin. Gayet yakışıklı bir gençti. Hoş geldiniz beyler dedim, geçin içeri.

Beyza durumu anlamıştı, ben gidiyorum aşkım dedi Beyzayı yolladım eve saat 21.45 suları..

Eren omzundan çıkardığı laptopu büyük bir dikkatle masaya koydu sanki tarihi eser falan taşıyor amk altı üstü laptop diye düşünmeye başlamıştım ki altı üstü bi laptop teriminin bu canavar için az olduğunu anladım...

AMD Phenom II X6 1090T 3.20 ghz turbo ile 4 ghze kadar çıkabilen 6 çekirdek
8 gb ekran kartı ve 64 gb ram ile donatmıştı Uraz bilgisayarını..

Klagib bir laptopdan farklı olduğunu anlamıştım bu Urazın kendi yapımıydı tamamen modifiyeli idi Uraza olanları kısaca özet geçtikten sonra olayı tamamen anladı Erenin aksinde 10 dkda anlamıştı mevzuyu ilk önce benim ekran kartıma baktı. Yanlış yapmışsın dedi. Kali linuxde Gpu kullanman hata olmuş, sadece cpu ile bu olayı çözebilirdin.

+Cpu mu ? i3 işlemci ile mi ?
-i3 işlemciler kaldı mı ya piyasada *
+maalesef.
-tamam o zaman. Mantıklı olanı yapmışsın, ama bu olay klagib bir wifi handshake değil (wifi kırmaktan bahsediyor).O yüzden senin hddni laptopa harici olarak bağlayalım ve benim laptopdan yapalım.
+Patron sensin.

Ve beyler benim bilgisayarımda 7 saatte çözülemeyen kod erenin bilgisayarında sadece 29 dakika sürdü.

Tüm işler bittiğinde elimizde bir IP adresi vardı.
192.168.245.74...

işte buu dedim, işte bulduk düşmanımızı. Hadi hemen bir ip arama sitesine yazalım bunu ve bulalım şu herifi Uraz.

-O kadar kolay değil Ufuk abi..
+Ne demek o kadar kolay değil iP elimizde işte yazıcaz çıkıcak.
-Hayır demek istediğim, öyle filmlerde ki gibi değil bu olay. Siteye yazdığımızda çıkan adres, makinanın bulunduğu adres değil ki.Sadece internet sağlayıcısının bulunduğu serverların adresi. Eğer bu adresi bulmak istiyorsak, bilişimden birilerini devreye sokmamız gerekiyor..
-Olsun ben yine de yazıcam bunu.
+Yaz abi.

Ipyi bir siteye yazdım ve çıkan sonuç ilginçti Amsterdam-Hollanda. Eleman Vpn kullanıyordu burası kesin...

Allah var, her ne kadar tipsizde olsa Selma zeki bir kızdı. Kafamdan geçen planı anlamıştı. Bana mouseyi verip bilgisayarını açtı.
Bende o arada kapıda ki elektronik devreyi sökerek serverlera bağlı olan 4 tane kabloyu kestim.
Kırmızı, Beyaz, Siyah, Yeşil renkde olan kabloların uçlarını sıyırdım sıra mouse gelmişti.

Yaklaşık 80 cm kadar olan yerden mousenin usb kablosunu söktüm. Yine aynı renklere sahip olan mouse kablolarının dışındaki yalıtkanı sıyırdıktan sonra önce Beyaz ve Yeşil renkteni kabloları ve daha sonra asıl güç kabloları olan siyah ve kırmızı renkli kabloları birbine bağladım usb erkek ucunu laptopa sanki mouseyi takarmış gibi taktığım zaman elektronik kapımız artık Laptopa bağlıydı. Geriye sadece sadece numaralarla oluşan wordlistimizi taramak kalmıştı ki buda 25 mblık bir veri demekti yani Selmanın canavar bilgisayarı için sadece 45 saniye sürmüştü bu işlem.

Pin eşleşir eşleşmez bilgisayarda çıkan kodu kapıya girdik. Gecenin sessizliğinde ıssız yolda ki tek başına yanan trafik lambası gibi kıpkırmızı yanan küçük led lamba kodu girer girmez yeşil renge döndü ve mekanik kilit sesini duyduk.

Kapıyı korkarak ittirdim hafifce. Demir olmasına rağmen beklediğimden daha kolay açıldı buna arkasından desteklendiği çiftli süspansiyonların neden olduğunu anladım etrafımı adeta cinayet yerini gözetleyen Holmes edasıyla gözetliyordum

Girdiğimiz oda yaklaşık 42 metrekare idi ve ağır bir şekilde kan kokusu hakimdi etrafa. Çok geçmeden kanın nereden geldiğini anladım. Kare şeklindeki odanın sağ köşesinde ki masanın üzerinde duran gömlekten geliyordu bu koku. Bu gömleği nerde görsem tanırdım eşinden ayrıldıktan sonra 3 haftada bir yıkadığı çalışanlar olarak üzerinden ameliyatla çıkarıcaklar yav artık eheıheh diye dalga geçtiğimiz sinan abinin gömleğiydi bu.

Her ne kadar gömleği bu halde görünce şaşırsamda beni, elmayı yutarken boğazına takılan inek durumuna sokan şey gömleğin üzerinde yazan "Raven-intikam" yazısı olmuştu.

Raven...

Bana bir yerden tanıdık geliyordu. Nerden acaba diye düşündüm, Ve daha sonra ravenin türkçe anldıbının kuzgun olduğunu anımsadım.Bu sinan abinin masasında uyumak dışında yaptığı diğer bir aktivite idi..

Kuzgun resmi çizmek

Benim için klagib bir kargadan başka bir şeyi ifade etmesede yine de sormuştum zamanında sinan abiye nedir abi bu çizdiğin diye ama herhangi bir cevap alamamıştım. Bende herhalde o takip ettiği gibik ingiliz takımlarından birinin sembolüdür herhalde diye fazla üstelememiştim fakat şimdi anlıyordum bazı şeyleri.

Raven, Sinan abinin bağlı olduğu hack grubunun adıydı ve düşmanımız bu grubu temizlemeye kararlıydı...

Zaten küçük olan oda, bana dahada küçülüyormuş gibi gelmeye başlamıştı. Girdiğimden beri gözlem yaptığım odanın sol köşesinde kablosuz sinyali yayan bir güvenlik kamerası olduğunu fark ettim. Benim için asıl hayal kırıklığı arabadan izleniyor olduğumuzu fark edememek olmuştu. Belkide arabada bile izleniyorduk...
Ben bu düşüncelere dalmışken, Selmanın derin kazanlarda büyü yapmak için yaratılmış gibi duran ellerinin 4 gündür yıkanmamaktan dokunduğunuz zaman katman katman olduğunu anlayabileceğiniz derimi deştiğimi fark ettim.
Telefonun dedi Selma, çalıyor bak şunada gibtirip gidelim burdan tırsmaya başladım.
Telefonumu cebimden çıkarmadan aslında kimin aradığını tahmin edebiliyordum. Telefonumu açtım.
Sadece açtım herhangi bir şey söylemedim çünkü biliyordum ki düşmanım benden önce girecekti lafa.
+Artık anlamışsındır sanırım, senden bir kaç hamle önde gidiyorum.
Tok bir sesi. Sesini dinlerken sanki okula gitmediğim için telefonuna mesaj giden babamdan azar yiyormuş gibi hissediyordum. Fakat bunun bir farkı vardı, mantıklı düşünebiliyordum.
Düşmanımın mükemmel bir egoya sahip olduğu barizdi.
-... Ee
Bu umursamaz tavrımın onu sinirlendireceğinden eminim tabiki sesimde ki korkuyu hissetnişti.
+Eesi, Sinan abinizi tekrar görmek istiyorsanız 2007de hacklenen bütün sitelerin admin giriş linkleri de dahil büün şifre ve kullanıcı adlarınızı istiyorum tekrar arayacağım.
Neden bahsettiğini bilmiyorum, demek istedim ama konuşmaya başlayamadan telefon kapandı. Telefon kapandı. Telefon... Olabilir miydi? Selmaya sordum, telefondan dinleme yaparak adresini bulabilir misin ?
Saçmalama olum, dedi. Arka sokaklardaki Aylin miyim ben.
O an için aklıma gelen en mantıklı şey oydu ama sakin kafayla düşünürsem alternatif yollar bulabilirdim. Telefonla araması kendine güvendiğini göstersede onun açısından çok büyük bir güvenlik açığıydı ve ben bunu bulacaktım. Tamam belki bir sql
açığını bulmak kadar kolay olmayacaktı bu ama bulacaktım.
Sinan abi için dedim içimden. Sinan abi için...
Dönüş yolunda Selmanın şaşırtıcı bir şekilde fazla sessiz olduğunun farkına vardım.
Bu şu anda kötü bir şey gibi dursada, eğer dün grup yaptığı kızları düşünmüyorsa, benim için iyi bir şey demekti.
Ne düşünüyorsun ? diye sordum, cevap gelmedi. Özür dilerim seninde başını belaya bulaştırdım. Yine cevap vermedi, radyoyu açarak yola kilitlendim.
Yaz dostum.. Güzel sevmeyene adam denir mii ?
Selmanında şarkıya eşlik ettiğinin farkına vardım, yaz dostumm diyordu.
Yaz,yaz... işte bu lannnn diye bağırdı Selma. işte bu.
+Olum bak şimdi sen coder değil misin ? Evet dedim.
+Tamam işte,bu adamın IPsi elimizde.Üniversitede ki hocam sürekli her coder, aslında birer hackerdır diyordu sürekli.
Selmanın söylediği söz internetteki forumlarda her lamerin imzasında bulunabilecek bir söz olsada ben mesajı almıştım ve düşünmeye başladım.
Tamam bazı hazır kodlar vardı, hatta bunların içinde bilgisayar kapalı iken bile bilgisayarı yok edebilecek kodlarda vardı ama saldırdığımız bilgisayarın adresini bulabilecek bir kod yazmamız imkansızdı. Yani eğer saldırdığınız kişi Türkiyenin en iyi hackerlarından değilse bir şansınız olabilirdi belki.
Eve geldiğimizde Uraz ve Eren bizi kapıda bekliyordu. Hep birlikte girdik içeriye.
Eren ışık hızıyla playstationa yöneldi adamın dünya gibinde değil amk.
Urazla birlikte girdik içeri.
Durumu anlattım düşünmeye başladı. Aslında dedi, bir yol var ama kesin sonuca ulaştırır mı bilemiyorum.
+Aklında ne var ? diye atıldı Selma.
-Biz biliyoruz ki bu adamın bilgisayarına giremeyiz. Ama sizin odada gördüğünüz kablosuz kameraları düşünürsek webcamini hackleyebiliriz.
Mantıklı dedim, mantıklı ama bir sorun var web kamerasıyla nerede olduğunu nasıl bulacağız ?
En azından bize konumu ile ilgili bilgi verir. Bunu tahmin edemez diye düşünüyorum dedi Uraz.
Bilgisayarımın başına oturdum, iki bölüme ayırdığım harddiskimden açılışta linüx işletim sistemini seçtim bir çok işimi yaparken kullandığım adb shelli açtım, kodu yazarak düşmanımın IPsini girdim.
Bu sefer av değil, avcıydık...
Ipsini girdiğim kameraya bağlanmamız uzun sürmedi.ilk başta 144p gibi çokda net olmayan pixel pixel bir görüntüyle karşılaşsakda, görüntü giderek netleşti. Burası bana bir yerden tanıdık geliyordu ve hatırlayınca şok olmuştum...
Ucuz webcamin dar açıdan gördüğü, camları siyah bantla kaplanmış pencerelerden, ve boyası rutubetten dökülmüş duvardan ve de kaloriferin sürekli buhar yapmasından sararmış olan perdeden anlamıştım ki, burası lisedeki bilgisayar laboratuarımdı.
içimdeki duygunun muhabbet ortağı yoktu. Beni yetiştiren bana en temel bilgilerimi veren insanın şu anda en büyük düşmanımın olduğu düşüncesi beni çıldırtıyordu. Saatimi kontrol ettim 23.14dü.
Şu an için yapılacak pek bişey olmadığını biliyordum. En iyisi yarın sabah elimizdeki kanıtlarla birlikte polise giderek durumu anlatmak olacaktı. içimdeki aldatılmış duygusunun, düşmanımın kim olduğunu bulmanın mutluluğuna yenildiğini fark edince bende çocuklarla bir kaç el Pes atmaya karar verdim...
Sabah uyandığımda Beyza yanımdaydı, Günaydın aşkım dedi.
içimden sebebini bilmediğim bir şekilde bu kıza acayip soğuk davranmak geliyordu. Belkide onu tamamen kaybetmektense soğuk davranmak daha iyidir diye düşünüyordum. Pgibopat düşmanımdan kurtulana dek en iyisi buydu.
Selmayı arayarak gelmesini söyledim. Beyzanın öldürücü şekilde kıskanç bakışları altında Selma ile bilişim şubeye doğru yol aldık.
Selmanın lezbiyen olduğunu bilseydi ne düşünürdü acaba?..
Bilişimde bizi dinleyen Çetin abi:
Kanıtları çocuklara yolladım orada incelenecek hadi bizde şu adamı almaya gidelim, dedi.
Bilgisayar odasına girdiğimizde, Engin hocanın şaşkın bakışları karşıladı bizi. Karşısında odadaki bütün bilgisayarların toplamından güçlü bir bilgisayar vardı ve linux işletim sistemi açıktı. Birilerinin saldırmış olacağını anlamıştı sanırım, çünkü webcami göremiyordum. Çetin komiser almak için hamle yapınca itiraz etmeden teslim oldu Engin hocam ve adalet yerini bulmuştu...
2 gün öncesine kadar deli gibi korktuğum olay şimdi arkadaşlarımla dalga geçeğim, çocuklarıma gururla, belki biraz abartarak, anlatacağım bir hikayeye dönmüştü.
içim rahatlamış bir halde Eren, Uraz, Selma,Ali ve Beyza ile oturuyorduk.
Beni düşüncelerden sıyıran Erenin ben gidiyorum amk bu çekirdek uyuşturucu gibi dedi. Diğerleride onu desteklediler.
Nihayet beyzayla başbaşa kalmıştık ve aklımda yarım kalan işimi bitirmek vardı. Nasıl olsa artık rahatlamıştım amk hatta hak etmiştim bunu. Güzel bir ön sevişmenin ardından artık asıl işi yapmam gerektiğini düşündüm ve klagib türk kızlarının aksine ferre filmlerde ki gibi olan noktalı virgüle benzeyen belinden kavradım Beyzayı, ve o anda aklıma geldi.
Prezarvatifim yoktu ki benim amk...
Ne kadar ısrar etsemde zaten zar zor ikna olmuş Beyzayı korunmasız ilişkiye ikna edemedim. Neyse dedim amk bari film izleyelim, açtım saçma sapan bir tane romantik komedi filmi ve başladık izlemeye tam beyzanın yanına doğru uzanıcaktım ki altta çıkan bir reklam gözüme takıldı:
Durex geciktirici etkili prezervatif 14.99 tl...