/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 26.
    +11 -1
    aslında şaşırmamak gerekiyordu. çünkü burada türklerin olduğunu biliyordum elbette. sadece seri katil ilanında ne işi olduğunu düşündüm. adamın numarasını bir kağıda yazdım. ertesi gün işe gittiğim vakit arayacaktım. kararlıydım. numarasını yazan biri olduğuna göre oldukça geri zekalıydı, hem de aşırı. onu kandırmak da çok kolay olacaktı.

    işe gittiğim gün, izin günümde yaşadıklarımı düşünüyordum. adamı aramak için öğle paydosunun gelmesini bekliyordum. saat geçmiyordu. ama sonunda öğle paydosu gelmişti. numarayı iş yerimden aradım. her ne kadar geri zekalı olsa da tedbiri elden bırakmamak gerekir. !!! önce güvenlik ééé aradım herifi. telefon uzunca bir süre çaldı. açan olmadı. 2 dakika sonra bir daha denedim, olmadı. neyse sonra ararım diyerek bir şeyler atıştırmaya başladım. paydosun bitmesine 10 dakikadan daha az bir süre kalmıştı. numarayı son kez bir daha tuşladım. uzunca bir süre çaldı, çaldı, çaldı.

    en sonunda bir kadın açtı...
    ···
    1. 1.
      0
      Ben firavun bana itahat edin
      ···
  2. 27.
    +10
    bahsettiği herif şu bizim ölen adamdı. acaba aramızdaki ilişkiyi mi anladılar diye iyici tereddüte kapıldım. kötü düşünceleri uzaklaştırmalıydım. ama bu kimdi ki amk ? nerden anlayacaktı?

    "who are you?" dedim.
    "turkish police"

    e yok artık ebenin amı ? film mi çekiyoruz lan? (diye içimden geçirdim)

    "nasıl" diye haykırdım, ulan geri zekalı, türk olduğunu niye belli ettin, beynini gibeyim diye kendime saydırdım.
    "türk müsünüz?" dedi polis. hiç dikkat etmediğim nokta ise telefonda bir bayan vardı. bunu şimdi farketmiştim.
    "ee şey ee evet" diye geveledim.
    "bakın *** bey. h*** hakkında sizinle konuşmak istiyoruz."
    "evet, de kendisi ölmemiş miydi?" oha, bu nasıl soru lan. iyice sıçtığımı farkettim. her kelimemde batıyordum.
    "evet, bundan nasıl haberiniz oldu?"
    "kızı söyledi, fakat neden bunu araştırıyorsunuz? trafik kazası geçirmedi mi? ne var bunda?" diye aslında benim de şüphelendiğim konuyu çaktırmamaya çalıştım. trafik kazasında ölmediğini ben de düşünüyordum. polisin bu telefonu üzerine emin olmaya başlamıştım."
    "eee yani şey ölmedi, öldü de yani, size trafik kazası olduğunu kim söyledi?" diye geveledi bayan. benim bilmediğim düşüncesine kapıldı. olayın ne olduğunu bilmiyordum ama bu telefon görüşmesi derhal sonlanmalıydı.
    "kızı söylemişti fakat şu an acelem var, bir toplantıya gireceğim sonra konuşursak iyi olur."
    "yurt dışında mısınız?"
    "evet de gerçekten acelem var, sonra arasınız olmaz mı?"
    "bu önemli bir mevzu"
    "neresi önemli, trafik kazası geçirmiş ölmüş işte."
    "ee peki sonra konuşsak iyi olur fakat bu konu hakkında mutlaka konuşmamız gerek."
    "sonra ararsınız" dedim ve kapattım. kadın kararsızlığa düşmüştü. çünkü gerçek ölüm sebebini açıklamak ya da açıklamamak konusunda bir fikri yoktu. bu yüzden de onun için de kapatmak daha iyi olmuştu.

    "neyse olayı sentezlemeyi sonra yaparsın" dedim kendime. bir süredir deeep webe girmiyordum. biraz kafa dağıtmalıydım. açtım laptopu.
    ···
  3. 28.
    +10
    ev sahibimin gelmesiyle eve yerleştim. içerisinde eşyalar bulunmaktaydı. bu yüzden burayı seçmiştim. 0’ dan eşya alacak durumum yoktu. şimdi ilk iş olarak şu seri katillik işini halledecektim. tekrar aradım bizim kurbanı. 
    “bak güzel kardeşim, benim şakam yok. seni gerçekten öldürmek istiyorlar.”
    “ulan beni niye öldürsünler dingil?” dedi.
    “onu sen bileceksin” dedim.
    “bi bas git işine ya bir daha ararsan savcılığa şikayette bulunurum” dedi.

    kapattım. dingile bak ya, adamı öldürece(ğim)kler , bu gelmiş savcılık diyor. neyse sonuçta adam parayı yatırmıştı bana, başka birisini de tutma ihtimali olmadığına göre bu biraz daha idare edebilirdi. 

    aradan 2-3 gün geçtikten sonra internet bağlattım, bu işide hallettim. bu sırada hacker dostumdan haber geldi. sql açığından faydalanarak kullanıcı adı ve şifreyi çektiğini söyledi. bulabildiği en yetkili hesap yardımcı admin gibi birşeydi. ana hesaba erişememişti fakat yine de bir çok yetkisi vardı. bir çok. hesabın bilgilerini bana attı. girmedim. panelde kimliğimi bırakmak istemiyordum. şimdi bu herif bir delilik yapar, ukrayna’da olduğum için de beni bulup, suçu üzerime atabilirlerdi. bu konuyu bir süre düşündüm. sonunda işime yarayacak bir konuda karar kıldım...

    deep webin ne olduğunu soranlar var. bir arkadaşımıza yazdığım cevabı kısaca buraya da yazıyorum:
    internetin bilinmeyen yerleri...  
    ···
  4. 29.
    +11 -1
    herifi iyi kekliyecektim. hem de çok iyi...

    adamın bana ev adresini ve telefon numarasını verdi. hiç ara vermeden aldığım numarayı aradım. 
    "merhaba sizinle konuşmak istiyorum" dedim
    "buyrun" dedi.
    "sizi öldürmek isteyen birileri var" dedim.
    "dalga mı geçiyorsun arkadaşım git başkalarıyla uğraş" dedi.
    'hayır' dememe fırsat kalmadan telefonu kapattı ipne. ulan adamı kurtarmak senin neyine. sırf türk diye başımı belaya sokacaktım. lanet okudum. acaba benim gibi yapanlar var mı diye düşünmeye koyuldum. deeb web de onlarda seri katil ilanı vardı. sonra da 'yok lan' benim kadar insaflısı yoktur dedim. şu adamdan da parayı almayı düşünmüyordum aslında. parayı bitcoin (deeb web para birimi) olarak istemeyi düşündüm, sonra da boşver dedim. hiç almayayım, hiç bulaşmayayım dedim. şimdi ne yapacaktım? adam inanmiyor ki bana. aslında gidip vuracaktın headshotu. ama korkarim ki ben. insan canına kıymak bu kadar kolay mı ? diye düşüncelere daldım, daldım datttttttttttttt...

    telefon çalmıştı. mesai saati bitti bitecekti. 
    ···
  5. 30.
    +10
    diyerek uzaklaştım. kemiklerim sızlıyordu. zor bela odama tekrar gittim. internette başka bir semte ait ev ilanlarına baktım. artık şu mahallenin serserilerinden de kurtulacak olmam beni sevindiriyordu. 1+1 evlere baktım. kiralar çok pahalıydı. kendime uygun bir ev yoktu. 1 saat süren araştırmam sonucunda kendime uygun , zemin kat , 1+1 ev buldum. sahibinin telefonunu aldım ve arayıp kendisiyle konuştum. kira konusunda da anlaşınca bugün taşınmak istediğimi söyledim. o da saat 7 gibi eve gelebileceğini, o zaman anahtarı teslim edebileceğini söyledi. “tamam” dedim ve telefonu kapattım.
    ···
  6. 31.
    +10
    efendiiioommm" diye ürkütücü bir ses karşıladı beni...

    "anooooğğğ" dedim.
    "pardon" dedi. az önce 'efendiiioommm' diye haykıran adam kibarca bunu dedi. evet cidden dedi.
    hatamı anlayarak düzeltmeye çalıştım. birden fazla dil bilince ister istemez karışıyor. adam nerden anlaasın amk. neyse ben konuşmaya başkadım.
    "alo, pardon ben ilanınız için aramıştım."
    "ne ilanı"
    "numaranızı internete koymuştunuz oradan buldum"
    "anlamadım" dedi amk geri zekalısı. zaten biliyordum geri zekalı olacağını.
    "deep web" dedim
    "haa o iş" dedi. ipneye bak ya. burada adam öldürtecek, gelmiş hiçbir şey yokmuş gibi konuşuyor.
    "ben kanada'da yaşıyorum" dedim
    "türk müsün dedi"
    "türk asıllıyım" dedim.
    "türkiyeye gelebilecen mi, iş burada"
    "eğer anlaşırsak neden olmasın."
    "haa tamam ne kadar istiyorsun?"
    "yalnız ben grivna biriminden istiyorum dedim"
    "pardon" dedi. yine tekrarladı. nedense bu sinirimi bozuyordu. ama büyük bir pot kırdığımı anlamıştım. grivna ne amk. euro de geç. neyse adam geri zekalı çakamaz zaten diyerek toparladım."
    "euro cinsinden alırım ücreti."
    "tamam, 10 bin € iş öncesi, iş bittikten sonra da 15 bin € olur mu dedi?"
    normalde seri katil ilanlarına baktığımda atıyorum 5 bin iş öncesi, 5 bin de iş sonrası veriyorlardı.
    bu herif niye böyle yaptı diye düşünürken "orda musunnn ?" diye bir haykırma duydum.
    "evet, tamam anlaştık. bilgileri alayım dedim"
    "tamam". dedi
    ···
  7. 32.
    +9
    valizimi hazırladım, odamdan çıktım. dayım
    “ben bırakayım seni” dedi.
    “yok dayı , hiç uğraşma, ben giderim” 
    “olur mu öyle şey”
    “yok dayı, rica ediyorum” dedim.
    “tamam, gidince ara “ dedi.

    evden çıktım, daha 1 adım atmadan kapıyı tekrar çaldım. dayım açtı kapıyı. 
    “ne oldu evlat?”
    “laptopumu unutmuşumda, getirebilir misin ? “ dedim
    dayım sırıttı…
    ···
  8. 33.
    +10 -1
    “ne oldu bir şey mi oldu?” dedi
    “beni doktora zütürebilir misin?”…..

    arabayla eve gelmiştik. hemen yatağıma yatıp uyudum. dayım sabah patronla konuşmuş. patron maddi zorunluluklardan dolayı beni çıkarmış. sakatlanmamı da bahane olarak kullandı işte. şimdi ne yapacaktım. paraya ihtiyacım vardı. zaten zor bela bir iş bulmuştuk, o da elimden gitti. aklıma gelen ilk şeyi yaptım. telefonu aradım.”
    “efendiiioommm” diye haykırdı herif.
    “sizinle daha önce konuşmuştuk, deep web hakkında. parayı yarına kadar 5000 bitcoin halinde yollamanızı istiyorum.
    “hımmmm, tamam bakarız”
    telefonu kapattım. aradan yarım saat geçmeden yollamıştı. 
    ···
  9. 34.
    +9
    hemen yazılmaya koyuldum
    “eğer bulabilirsen bana da kullanıcı adı ve şifreyi atar mısın, içeriğini merak ediyorum” dedim.
    “bilmem , olabilir, bakarız” diye sızlandı. belli ki vermek istemiyordu. büyük ihtimal bu para işini biliyordu.
    “öyle deme, ben de görmek istiyorum” dedim.
    “tamam atarım” dedi. rahatlamıştım. amacım paraları almak değildi, ama paraya da ihtiyacım vardı. bunları daha sonra düşünürüm diyerek bilgisayarı kapattım, kenara koydum. kemiklerim hala sızlıyordu, uyumaya çalıştım. en sonunda uyudum. saat akşam 10 sıralar uyanmıştım. istemsiz olarak ayağa kalkmaya çalıştım ama kemiklerim sızlıyordu. ayağa kalkamadım. içeriden televizyon sesleri geliyordu. dayım büyük ihtimal televizyon izliyordu. seslendim dayıma. anında odama doğru koştu. heyecanlı bir şekilde
    ···
  10. 35.
    +10 -1
    menenjit değildim sonuçta, şüpheleniyorlardı o kadar. zaten biraz da zor gözüküyordu menenjit olmam. menenjit nasıl olunuyor onu bilmeden kendime bunu söyleyebiliyordum ya helal olsun diyorum. sabah olmuştu, uyanmıştım. hemşire ve bir adam geldi. beni tekerlekli sandalyeye oturttular. “yürüyebiliyorum” dedim. “biliyoruz” dediler. “sadece seni daha fazla yormak istemiyoruz, bu yüzden” diye yanıtladılar. adam beni zütürmeye başladı. yalnız biraz hızlı sürüyordu. hafiften korkmuştum düşerim diye. insanlara çarpabilirdik ama ustaca manevralar yapıyordu. korkutucu bir tekerlekli sandalye macerasından sonra gelmiştik. beni bir yatağa benzeyen bir yere yatırdılar. “şimdi sırtından bir sıvı alacağız, ama sakın ani hareket yapma, biraz acıyabilir” dediler. ne kadar kötü olabilirdi ki? “tamam” dedim. göbek hizasından sırtımdan iğneyi soktular. “ahhhhhhhh” diyerek neredeyse 10 cm sıçramıştım. böyle olabileceğini bildiklerinden yanımda hemşireler doktorlar beni tutmaktaydı. iğne kırılabilirdi, benim hareket etmemi engelliyorlardı. bir türlü alamadılar şu lanet olası sıvıyı. 6. kez çektiğim büyük acıdan sonra “bitti” sesi geldi. “ohhhhhhhhhh” çektim. ama bitmiştim bende. tekrar yatırdılar beni. kan aldıktan sonra derin bir uyku çektim…
    ···
  11. 36.
    +11 -2
    "alo açık mısınız" dedi bir bayan
    "kusura bakmayın, şu anda kapatıyoruz" dedim
    "peki iyi akşamlar" diyerek kapattı.

    neyse dedim. uzun zamandır deeb webe girmiyordum. şu seri katil işi de bekleyebilirdi. başkasına yaptıracak hali yoktu ya. adamı ikna edebilirdim.

    deeb web de bu sefer ırc chat kanallarını buldum. anonymous un bile kanalını orada buldum. girdim, baktım. bir tak anlamadım. herkes kendi dilinde yazıyordu. giberim böyle kanalı dedim çıktım. high quality diye bir kanal vardı. oraya girdim. kanalda 120 ye yakın kişi vardı. ve kimse birşey yazmıyordu.
    "hi" dedim. hala yanıt yoktu.
    "are you here guys?" hala yanıt yoktu.
    bunu yazmamdan 2-3 saniye sonra adamın teki postunu yolladı. resmen kitap yazmış. anladığım kadarıyla herkes bu adamın yazmasını bekliyordu. özelden adam bana yazmıştı. "sen yenisin galiba ?" dedi. "evet" dedim. bana kanalın içeriği hakkında bilgi verdi. politik bir kanalmış. ülkelerin gizli belgeleri falan filan. bunların hepsini deeb web de rahatlıkla bulabileceğimi söyledim. "bu kanalda onları tartışıyoruz" dedi. "tamam" dedim. ne yazdığını okuyayım bari dedim. şu efsane yazısının ilk paragrafını okudum.
    sonra vazgeçtim. bunu deeb web de bile bulamayacağımı anladım...
    ···
  12. 37.
    +9
    rahatlamıştım. kendimi eve atar atmaz cehennem ateşi sıcaklığında bir suyla duş almıştım(sıcak suyu severim).

    düşünüyordum, ne yapabilirdim. param da yoktu. şu h*** herifiyle sözde anlaşmıştım. ulan adam parayı yollayacaktı ne güzel, adresimi iletmedim. harbi büyük malım. kendime saydırmaya devam ederken laptobumu aldım.

    deep webi açtım. yeni işler bulabilirdim değil mi?

    hidden wiki de gezerken general bir forum gördüm. bir konusu yoktu, her şey bulunuyordu diyebilirim. buradan para kazanabilirdim. ne yapabilirdim, . . . . yapabileceğim en iyi şeyi tabiki de!
    hack...

    açtım konuyu. web hacking, account hacking yapabileceğimi belirttim. fiyatı bitcoin cinsinden veremeyeceğim ama 100$ gibi bir meblağa denk geliyordu. bu da oldukça iyi bir rakamdı. 5-6 iş alırsam ayımı rahatlıkla çıkarırdım.

    elimde kalan son paraya baktım. az kalmıştı. biraz alışveriş yapmalıydım.
    son paramla yiyecek stoklamalıydım (dışarı çıkmayı fazla sevmezdim ben) .

    yarım saattlik bir alışveriş sonucu eve varmıştım. yiyecekleri yerleştirdikten sonra laptobuma yöneldim.
    başlığı açtım
    yükleniyordu site
    sanki yüklenmesi biraz uzun sürüyormuş gibiydi
    aklıma büyük bir teklif aldığım düşüncesi geldi
    içime doğdu diyebiliriz

    ve site açıldı.

    evet evettttt...
    ovv shit man. what happened ! what is this ovv yeah.

    amk herifin teki 52 tane account hacklememi istemiş. parayı bitcoin cüzdanıma yolladığını söylemişti. taşak geçiyor olmalıydı. daha adamla anlaşmamıştık bile.
    hemen cüzdanı kontrol ettim. evet yatırmıştı tüm parayı. dıbına koyayım bu para 1 yıl yeterdi bana. daha herifin işi bile halletmemiştik. yeah.

    verdiği accountlar bir sosyal paylaşım sitesinin accountlarıydı. 1-2 tanesini inceledim. normal sıradan kullanıcı hesabı gibi duruyordu.
    ···
  13. 38.
    +10 -1
    1-2 güne geçer olmasını umdum. biraz bir şeyler atıştırdıktan sonra bilgisayarı açtım. mailime baktım , 3 kişi daha hesap isteğindeydi. işlerini hemen hallettim. biraz haber sitelerini okuyayım dedim. pek bir şey yoktu. zaten türkiye’ye kıyasla ukrayna’da hiçbir şey olmuyor demek mümkündü. çok sıkıcı diyebiliriz. bu sırada yanaklarımın arkası iyice şişmişti ve ağrıyordu. evet kabakulak olmuştum…
    yanaklarım iyice şişmişti. ağrısı devam ediyordu. günü yatarak geçirmeye çalıştım, zor oldu ama başardım. sabah saat 5 sıraları uyandım. çok bitkin hissediyordum fakat yanaklarımın ağrısı hafiften dinmişti. evde 37 ekran küçük tüplü bir televizyon vardı. ev eşyalı bir evdi sonuçta. açtım televizyonu, hiçbir şey ilgimi çekmemişti. çok sıkıcıydı programlar, diziler. kapattım. yeniden bilgisayarımı açtım. şu hacker dostumla konuştum, site hackliyormuş, deface kasacakmış. “boş iş bunlar” dedim. “öyle ama can sıkıntısı işte” dedi. şu sosyal paylaşım sitesini***(no name no cry) ne yaptığını sordum. index atabileceğini söyledi fakat başka işlerle uğraştığından henüz zaman ayırmamış. tekrar deep webe döndüm. biraz da deep web deki forumları keşfetmeye çalıştım. ilk bulduğum forum bir hack forumuydu. içini kurcaladım, gerçekten enfesti. internette hiçbir yerde bulamayacağım programlar bulunuyordu. muhteşem keyloggerlar , botnetler, trojanlar, wifi-hack ler bulunuyordu fakat öyle kuruca koyduklarını sanmıyordum. sonuçta deep webdeydik. her türlü virüs vardı o programlarda, kendi virüslerini de içine gömmüş olmaları mümkündü. kimseye güvenmeyeceksin deep web de(no confidence no cry). başka forumlara baktım, bir tane 16 yaş erkeklerinin ferrelerinin, resimlerinin paylaşıldığı bir foruma denk geldim. ne tür bir cinsti bunlar. ya çok çeşit bir gaylerdi, ya da kadınlardı ki bunun olma olasılığı daha düşüktü.
    ···
  14. 39.
    +10 -1
    kafamda bir teori belirledim. teorime göre julian assange da o kanalın konuşmalarında vardı. kendisi kanalın başından itibaren orada olup, belgeleri derleyip sadece sitesinde yayınladı. bunun dışında benim konuştuğum kişinin o olduğunu hiç sanmıyorum. julian assange sadece belgeleri yayınladı , o kadar. deeb web de bir çok belge var zaten. e kitaplar olsun, yasaklı kitaplar olsun, hepsini burada bulabilirsiniz.

    neyse, beni de yakalayacakları düşüncesinden kurtulmuştum. bütün bu olanları değerlendiriyorum. film olsaydı, imdb de 7,5 puanı rahatlıkla alırdı. "böyle şeyler ancak filmlerde olur" diyebileceğimiz şeyler yaşadım. gerçekte olabiliyormuş demek. insan yaşayınca anlıyor. 
    ···
  15. 40.
    +9
    onlarda yapmayacaklarını söylediler ve yanıma doğru yaklaştılar. 3 kişiydi, bazen 2 bazen de 4 kişi oluyorlardı. bugün 3 kişiydiler. kısa boylu esmer bir herif vardı. grubun lideri olsa gerek. bi koysam uçar gider ama bulaşmak da istemiyordum. giber atardı diğer 2 herif. neyse ben yoluma doğru ilerlemeye çalıştım. önümü kapattılar. en sinir olanı da ne biliyor musunuz? hiç konuşmuyorlar. ben bunları bağırarak yolumu açmalarını söyledim. cüce herif , diğer 2 oğlana rusça kısık sesle birşeyler söyledi. sonra 1 tanesi yanıma yaklaştı. yolumdan çekilmelerini söyledim.
    ···
  16. 41.
    +9
    Şuan ebenizin a*mcigini yapıyorum dediğim gibi eski bir hikayeyi paylaşıyorum yazmışım adam gelmiş hala çalıntı diyor ulan anasının dıbına kodumun evladı zaten hikayenin bana ait olmadığını belirtmişim mallar aq bunlari giber misin sabaha mı bırakirsin bu arada sabah olmuş en iyisi gibeyim
    ···
  17. 42.
    +8
    hani böyle ölmeden önce gözlerinizin önünde film şeriti geçer diyorlardı ya. aynısı olmuştu işte.
    durmuştum.
    olduğum yerde duruyordum.

    küçükken bigibletten düşmüştüm.
    ağzım burnum, dizlerim gibilmişti.
    üstüne bir de babam dövmüştü.

    hacker dostum geldi deep webdeki.
    içime doğmuştu. yakalandığını düşündüm.

    lisedeki ingilizce hocam gelmişti. seviyordum be o kadını.
    gençti, güzeldi.

    buraya kadardı.
    son bir adım her şeyi bitirebilirdi.

    emin miydim bilmiyordum.
    ama bunu yapmam galiba en doğrusuydu.

    hazırdım.
    yok yok değildim.
    ama yapmalıydım.

    kaçamazdım.
    bu kadar.
    rüya sona ermişti...
    ···
  18. 43.
    +8
    ya da ben öyle sanıyordum ?
    adamın işini hemen halletmek istedim.
    bu kadar hesabı keylogger, fake ya da trojen ile hacklemek mümkün gözükmüyordu.
    sitedeki bir açığı kullanmalıydım. daha önceden bu sitede account hacking yapmıştım. gizli soru üzerinde bir bug vardı. acaba hala duruyor muydu?

    hemen kullanıcı adını yazdım. mail adresini doğruladım. gizli soru bugunu denedim.

    olmadı.

    aklıma hiçbir şey gelmiyordu. başka bir açık bilmiyordum bu site üzerinde. sosyal mühendisliğimi konuştursam 1 yılımı alırdı o kadar hesap. gerek yoktu.

    aslında para da yatmıştı.
    ne gerek vardı hacklemeye ?

    aslında biraz bekleyebilirdi. yeni bir açık keşfedersem bunun üzerinden işi halledebilirdim. ama dediğim gibi para yatmıştı. uzun zaman sonra elime böyle yüklü bir mebla geçmişti. harcamak istiyordum bu parayı. bitince yeni iş alırdım amk ne var.
    ···
  19. 44.
    +9 -1
    aradan 1 hafta geçmiş ve seri katil işini geciktiğinden hala haber yoktu adamdan. insan bir arardı ama. ne yaptın benim işi diye? aramadı, durumu bildirmek için ben aradım (zaman kazanmak istiyordum) telefon çaldı çaldı çaldı. en sonunda bir kız açtı.
    “alo” dedi.
    “alo , siz kimsiniz tanıyamadım?” dedim.
    “ben h***(no name no cry)’ in kızıyım” dedi. daha önceden konuşmuş olduğum kişinin ismini öğrenmemiştim. no name no cry felsefesiyle ilerliyordum çünkü. konuştuğum herif büyük ihtimal h*** olmalıydı. bunları hızlıca düşündükten sonra kıza döndüm.
    “bu telefon h*** ‘ nın telefonu mu ?
    “evet de siz kimsiniz?”
    “h*** orda mı onunla görüşmek istiyorum?”
    “kendisi 4 gün önce vefat etti”
    “ne , nasıl yani?”
    “trafik kazası geçirdi”…
    "kaza mı ama nasıl olur?"
    başımdan aşağıya kaynar sular dökülmüştü. sevinmiş miydim üzülmüş müydüm pek anlayamadım.
    "arabasıyla giderken bir kamyonun altında kaldı" dedi. fakat bunu söylerken ses tonu hiç de iç açıcı değildi. sm (sosyal mühendislik) konusunda bilgiliydim. yalan söylediği hissene kapıldım.
    "başınız sağolsun" deyip kapattım.

    düşündüm, "bu adam neden ölür, nasıl ölür, bu kadar kolay mı, komplo mu"
    sonunda bir yargıya vardım "gibtir et amk işim rahatladı oh be"

    çok sevinemedim, telefonum çaldı ve tehlikenin farkına vardım.
    ···
  20. 45.
    +8
    düşüncelerle adeta beynimi gibiyordum. aslında beynim zaten gibilmişti. sanki yaşamıyor gibiydim. mastürbasyondan zevk almayı bırakalı yıllar geçse de beynimi gibmek için devam ediyordum. ama yetmiyor gibiydi sanki.

    ---
    ---
    --

    • ** markete girdim deep webde. marihuanalara baktım. evet alıcaktım bundan. bu kafayı yaşamak istiyordum.
    verdim siparişi. 1000$ küsür bir şey tutmuştu. bitcoin cinsinden herifin wallet a yatırdım.

    nasıl geleceği hakkında bir fikrim yoktu.
    "ama herkes alıyordu, elbet adamlar bir yol bulmuştur" diye düşünüyordum.

    sorularımı gidermek için adamla iletişime geçtim.

    ---
    ---
    --

    nasıl dıbına koyayım, normal kargo mu !!!
    tepkim aynen böyle olmuştu. işin aslını öğrendim.
    herif normal kargoyla yolluyormuş. malı oyuncak statüsünden gönderip magic küplerin (şu zeka küpü işte) içine koyuyorlarmış. şu ana kadar bir sıkıntı çıkmadığını söylemişti.

    tabi her aksilik beni bulur ya !!!
    yanılmamıştım.
    ne halt olduğu gümrükte belli olmuştu ya da ben öyle düşünüyordum. ama başıma hiçbir zaman böyle bir şey gelmemişti. 2 gün gümrükte beklediğini hiç görmemiştim. anlalışmıştı işte başka açıklaması olamazdı.

    lan mal gibi zaten evimin adresini vermiştim. sıçmıştım.
    hemen kaçmalıydım. buradan kurtulmalıydım.
    hay dıbına koyayım lan kargo adıma gelecekti hem de.
    kurtulmalıydım buradan.

    kaçmalıydım uzaklara, kurtulmalıydım bu ülkeden. yakalanmak istemiyordum. sadece kullanıcı olduğum için bir şey olacağını düşünmüyordum.
    ama daha önce hiç kullanmamıştım. yırtabilirdim.
    lanet olsun bu da bir işe yaramazdı. ne yapacağım şimdi ben.
    hesaplamalara koyuldum. eğer kargo anlaşılmışsa büyük ihtimal akşama kalmaz benim evdeydiler. parama baktım. elimde nakit para da yok, gibtir.
    hemen deep webi açtım. bitcoini eft yapan herifler vardı. bu işten komisyonda alıyorlardı ama nereden güvenebilirdim tüm paramı almayacaklarına.

    güvenmek zorundaydım. zorundaydım !!

    yolladım parayı.

    ---
    ---
    --

    1 saat geçmişti. 1 saatin her dakikası, her saniyesi, her salisesinde heyecan, korku, adrenalin tavan yapıyordu.

    kaçmalıydım buradan. hem de olabildiğince erken bir şekilde.
    sürekli banka hesabımı kontrol ediyordum.

    ---
    ---
    --

    gibtir
    oça bak. herife yolladığım paranın %60 ı sadece hesabımdaydı.
    vaktim de yoktu. yapacak bir şeyim de yoktu. ama bana para lazımdı.

    ---
    ---
    --

    yeni bir sekme açtım...

    bana para lazımdı. kaçacaktım ulan. para lazımdı bana.
    çıldırmıştım. gözlerimin yandığını hissediyordum.
    terlemiştim. alnımdan, ellerimden, ayaklarımdan adeta su boşalıyordu.

    açtığım sekmeden hemen tefecilere bakıyordum.
    kaçıyordum dıbına koyayım. bütün parayı tıkayacaktım.
    fazla bir şey de alamazdım.
    4000$ banka hesabına.
    Tümünü Göster
    ···