-
114.
0Rizörvıd
-
113.
+1 -1http://yeraltidunya.blogs...-hayatm-mahvetti.html?m=1
Buyrun beyler -
-
1.
0önemli değil bilader
-
1.
-
112.
0prezervatif
-
111.
0Rezerved
-
110.
+1Rezzzzzzzz
-
109.
+3Devamı yarın yarım kalmayacak bitiricem. O parazitler birdaha gelmesin baslıga ben kendı hıkayemı sözlükte paylasıyorum. ilk baslıgı şukulayın üste cıksın baslık. iyi uykular simdilik
-
108.
+2“ne oldu bir şey mi oldu?” dedi
“beni doktora zütürebilir misin?”…..
arabayla eve gelmiştik. hemen yatağıma yatıp uyudum. dayım sabah patronla konuşmuş. patron maddi zorunluluklardan dolayı beni çıkarmış. sakatlanmamı da bahane olarak kullandı işte. şimdi ne yapacaktım. paraya ihtiyacım vardı. zaten zor bela bir iş bulmuştuk, o da elimden gitti. aklıma gelen ilk şeyi yaptım. telefonu aradım.”
“efendiiioommm” diye haykırdı herif.
“sizinle daha önce konuşmuştuk, deep web hakkında. parayı yarına kadar 5000 bitcoin halinde yollamanızı istiyorum.
“hımmmm, tamam bakarız”
telefonu kapattım. aradan yarım saat geçmeden yollamıştı. paysafecard ile hesabıma parayı aktardım. artık bilgisayardan para kazanmalıydım. daha önceden yaptığım gibi webmaster forumlarında işçilik yaptım. site kurdum, seo yaptım, para kazandım. aldığım 3-5 kuruştu. hiçbir işime yaramazdı ama hiç yoktan iyiydi. daha kalıcı bir yönteme ihtiyacım vardı. ayrıca bu halimle dayımlara da pek yardımcı olamazdım. dayımla konuşmaya karar verdim.
“dayı ben ayrı bir eve çıkmak istiyorum.”...
“o niye yeğenim, memnun değil misin bizden?”
“yok dayıcım, yanlış anladın. sana hakkımı ödeyemem. bir arkadaşım var, onun yanında yaşamak istiyorum, size daha fazla yük olmak istemiyorum.”
“o ne biçim söz öyle, seni istemediğimizi mi sanıyorsun?”
“yok dayı, ben sizin iyi niyetinizi biliyorum, fakat artık sadece orada yaşamak istiyorum.”
“peki sen bilirsin, şunu unutma ki istediğin zaman buraya gelip tekrar burada yaşayabilirsin.”
“sağol dayı”
diyerek uzaklaştım. kemiklerim sızlıyordu. zor bela odama tekrar gittim. internette başka bir semte ait ev ilanlarına baktım. artık şu mahallenin serserilerinden de kurtulacak olmam beni sevindiriyordu. 1+1 evlere baktım. kiralar çok pahalıydı. kendime uygun bir ev yoktu. 1 saat süren araştırmam sonucunda kendime uygun , zemin kat , 1+1 ev buldum. sahibinin telefonunu aldım ve arayıp kendisiyle konuştum. kira konusunda da anlaşınca bugün taşınmak istediğimi söyledim. o da saat 7 gibi eve gelebileceğini, o zaman anahtarı teslim edebileceğini söyledi. “tamam” dedim ve telefonu kapattım. -
107.
+2“sana telefon var” dedi.Tümünü Göster
aldım telefonu ve konuşmaya başladım. “alo?”
“*isim (no name, no cry) * iyi misin, merak ettik seni, patron arama mı istedi”
“bugün çok hastayım, yataktan kalkacak durumum yok” dedim
“peki, kendine iyi bak, en yakın zaman da gelmeye çalış. bugün çok yoğunuz ve patron çok sinirli”
“tamam görüşürüz” diyerek kapattım.
bir de bu çıktı başıma amk diyerek telefonu komodinin üstüne koydum. patron normalde de sinirli biriydi ama zaten tanıdıktı amk. neyse salla dedim. fazla vakit geçirmeden hacker dostuma ne olduğunu sordum.
“sana da ip adresini gözüktü mü?”
“evet de bu mu yani, bunun için mi çıkarttın beni yayından?”
“evet, başımıza bir şey gelebilir. o yüzden hemen sende çık diye söyledim.”
hay ben senin diyerek lanet okudum herife. gözüktüyse gözüktü ne yapıcaz ki amk. sanki polis gelecek . neyse bu çocuktan öğrendiğim çok şey vardı. ona sövmeye hakkım olduğunu düşünmüyordum. hack bilgime bilgi kattı.
“eee sen ne yapıyorsun?” yazdım.
“ohohotakokbnmw” şeklinde garip bir şey yazdı. bunun ne olduğuna ilişkin bir fikrim yoktu. belki kendi diline ait bir şey olabilirdi. çünkü nereli olduğunu bile bilmiyordum. hakkında hiçbir şey bilmiyordum. kendini deşifre etmek istemiyordu. ben de pek zorlamamıştım.
“ne oldu” ğunu sordum….
“***(no name, no cry) sitesinin admin panelini buldum lan dedi. ukrayna da bir site, bilmeyebilirsin ama oradak genelde bunu kullanıyor, yavaş yavaş gelişiyor” dedi.
haklıydı, hem de çok haklı. ukrayna’ da facebook kullanımı düşüktü. insanlar daha çok *** (no name, no cry) sitesini kullanıyordu. ukraynanın en büyük sosyal ağ sitesiydi. yaklaşık 1 milyona yakın üyesi vardı. ve bu sitenin admin panelini bulmuştu. ya gerçekten usta bir hackerdı, ya şansına bulmuştu, ya da sitenin güvenliği çok, çok düşüktü. admin paneli bulunmuştu, utanmasalar wordpress e kurarlardı. ama yapmamışlar.
“eee hackliyecen mi ne yapacan” dedim.
“yok tos (bu tarz bir şey dedi, anlamadım tam olarak”), sadece paneli buldum, giriş bilgilerini bilmiyorum” dedi.
“onları bulman zor olur” dedim.
“en fazla 1 hafta uğraştırır, çakarım indexi, resetlerim siteyi ehuhehhe lol” dedi.
ulan o sitede benim de hesabım vardı. sosyal paylaşım sitesinden çok millet oyun oynuyordu. öyle farmville tarzı oyunlar değil, daha çok poker, sonra satranç oynanıyordu. o tarz 6-7 oyun vardı. millet bu oyunlar müptelasıydı. binlerce para yatırıyorlardı ve bu hacker dostum bunu bilmiyordu büyük ihtimal. sadece rastgele admin panelini bulmuştu, o kadar.
yoksa biliyor olabilir miydi ?
hemen yazılmaya koyuldum
“eğer bulabilirsen bana da kullanıcı adı ve şifreyi atar mısın, içeriğini merak ediyorum” dedim.
“bilmem , olabilir, bakarız” diye sızlandı. belli ki vermek istemiyordu. büyük ihtimal bu para işini biliyordu.
“öyle deme, ben de görmek istiyorum” dedim.
“tamam atarım” dedi. rahatlamıştım. amacım paraları almak değildi, ama paraya da ihtiyacım vardı. bunları daha sonra düşünürüm diyerek bilgisayarı kapattım, kenara koydum. kemiklerim hala sızlıyordu, uyumaya çalıştım. en sonunda uyudum. saat akşam 10 sıralar uyanmıştım. istemsiz olarak ayağa kalkmaya çalıştım ama kemiklerim sızlıyordu. ayağa kalkamadım. içeriden televizyon sesleri geliyordu. dayım büyük ihtimal televizyon izliyordu. seslendim dayıma. anında odama doğru koştu. heyecanlı bir şekilde -
106.
0devaaaaaaaaaaaaaaaaaam
-
105.
+2girdiğim şifrenin yanlış olduğunu öğrendim. oraya 1 yazsam bile “correct” diyecekti. bunu sonradan anladım. çıkmak istediğimde ise “your ip adress:***” dedi. bu gerçek ip adresimdi. her ne kadar tor kullansam da , ek olarak proxy kullanarak mac adresimi değiştirsem de ip adresimi verdi mesaj bana. yusuf yusuf oldum. gerçekten çok korkmuştum. ne yapacağımı bilmiyordum. nasıl bulabildiğine dair birkaç şey düşündüm. aslında olabilirdi. her ne kadar proxy kullansak da google bizim gerçek ip adresimizi görüyorsa bunlarda görebilirdi. yayınlarını sırf izledim diye beni bulup bir şey de yapamazlardı. kemiklerim sızlıyordu. zor bela modemin yanına ulaştım ve reset attım. bu sayede ip adresim değişecekti. log tutan bir modemdi fakat bu adamlar devletten ya da servis sağlayımcıdan modemin loğuna bakamayacakları için bir sıkıntı görmüyordum.
aslında çok fena yanılıyordum…
kemiklerimin hala sızlaması nedeniyle işe gitmemiştim. evin telefonu çaldı. kapım çalındı ve yengem odaya girdi. -
104.
0sana diyom huur
-
103.
0devam et bin
-
102.
+3Dinleyen dinlesin diğer parazitler kaybolsunTümünü Göster
neyse
vazgeçtim, üzgünüm ben hatalıyım dedim. ve yürümeye devam ettim...
bu binler peşimi bırakmamaya başladı. her gün işten gelirken önümü kesiyorlardı. alternatif yolda yoktu ki amk. "pardon , üzgünüm, geçebilir miyim?" diyordum. bu binlere öyle yalvararırcasına konuşmak beni sinir ediyordu. zaten sanalda onca işimiz var birde peşimize bunlar takıldı. neyse bir gün şu ufak cüce bini gördüm. yanına gittim. siz kendinizi ne sanıyorsanız diye çocuğa bi çaktım, belki de çakamadım o an ne olduğunu hiç anlayamadım. çocuk bana çermeyi bi taktı. çok ustaca bir şekilde yere düşürdü. yerde bir tekme çakıyor off off. kendimden geçtim. iyi ki yumruk atmadı. insaflıymış. sonra kaybol dedi bana. yerden zor bela kalktım. evin yolunu tuttum. bütün acıyı yataktan kalkınca hissettim. yataktan kalkamadım bile. tüm kemiklerim ağrıyordu. yengem beni uyandırmaya geldi, uyanık olduğumu gördü. "kahvaltıya gelmeyecek misin" dedi (not: yengem ukranyalı / bu yüzden dayım orada)
"yok hiç kahvaltı yapasam yok" dedim.
"tamam" dedi ve odadan çıktı.
gerçekten ayağa kalkacak halim yoktu. laptopuma uzanmaya çalıştım. zor bela aldım. yatağımda deeb web e girmeye başladım.
deeb web de bir çok kişinin bilmediği şeyleri biliyordum. bir çok hacker kanallarında öğrenmiştim bunları. hatta hacker dostum bile vardı. bana canlı bir adres atmıştı. bir toplantının. tam olarak neye ait olduğunu bilmiyordum. ama kameradan izliyordum. (örneğin bir dork ile google üzerinden japonyanın güvenlik kameralarını izleyip yönetebilirsiniz. bu bir güvenlik açığı. google de araştırarak nasıl yapıldığını öğrenebilirsiniz. bunu önermediğim için nasıl yapılacağını anlatmıyorum. eğer çok öğrenmek istiyorsanız google da rahatlıkla bulabilirsiniz. fakat lütfen kameranın ayarlarıyla oynamayın. o güvenlik kameraları hırsızlıkları, kazaları çekiyor. bunu unutmayın!!) toplantının içeriğini çözemeden yayın tak gitti. linux mint, dos ekranda şifre istedi. ne şifresi aq , bu ne ayak dedim. '123123' yazdım. "correct!" dedi. hahahaha amk beni gülme krizi tuttu. ama tam gülemeden kemiklerim ağrıdı ve sustum. yayını izlemeye devam ettim. şifre istediğine göre önemli konular şimdi konuşulur diye düşünürken, hackar dostum: "hemen yayında çık" dedi. sekmeyi kapattım
bir mesaj verdi... ne mesaj... hem de ne mesaj... -
101.
+3sanal dünyaya bu kadar bağlı olmamın yanı sıra gerçek dünyada da bir yaşam sürdüyürdum. artık eski ruh halim, düzenim tamamen bozulmuştu. her ne kadar nezih bir yer de otursak da serseri bir kaç tip bulunuyor. bir gün işden gelirken bu heriflere baktım. yüksek sesle konuşuyorlardı. sinirlerimi bozuyorlardı. zaten sinirliydim. seslerini biraz kısmalarını söyledim. onlarda yapmayacaklarını söylediler ve yanıma doğru yaklaştılar. 3 kişiydi, bazen 2 bazen de 4 kişi oluyorlardı. bugün 3 kişiydiler. kısa boylu esmer bir herif vardı. grubun lideri olsa gerek. bi koysam uçar gider ama bulaşmak da istemiyordum. giber atardı diğer 2 herif. neyse ben yoluma doğru ilerlemeye çalıştım. önümü kapattılar. en sinir olanı da ne biliyor musunuz? hiç konuşmuyorlar. ben bunları bağırarak yolumu açmalarını söyledim. cüce herif , diğer 2 oğlana rusça kısık sesle birşeyler söyledi. sonra 1 tanesi yanıma yaklaştı. yolumdan çekilmelerini söyledim.
herif bana öyle bi çaktı ki, sanki tır çartı. dengemi kaybettim, yere düşecektim. olayı büyütmek istemedim. nezih bir yerdi sonuçta. efendi biri olarak tanıyorlardı çevremdekiler. zaten ben de çaksam çok büyük bir dayak yiyecektim. -
100.
+1hızlı yaz panpa uyuycam yoksa
-
-
1.
+3 -1Çalıntı başlık dıbını Yaladığım Buda hikayenin sonu hatta "esrarengiz ölümün arkasındaki sır"
manşet aynen böyleydi. küçük yazı olarak da "iş adamı h*** (no name no cry) ölümü aralanıyor"
zütüm çok pis tutuşmuştu. büyük bir heyecan ve korkuyla habere tıkladım. tam olarak haberi hatırlamasam da genel mevzuyu anlamıştım. h*** trafik kazası sonucu ölmüştü. h*** nın aracı, duvar ile kamyonet arasında ezilmişti. oldukça hızlı gelen gelen kamyonet arkadan çarpmış, ve olay yerinden hızla ayrılmıştı. haberde bahsedilen konu ise bir mafya hesaplaşmasının olduğuydu. bu herifin bana öldürtmek istediği herifte büyük ihtimal mafya liderlerinden birinin çocuğuydu. olayı yavaş yavaş kavramaya başlamıştım. haberin ayrıntılarını incelerken şok oldum.
"polis, ondan şüpheleniyor.
h*** nın son görüşmeleri incelenediğinde ukrayna' da yaşayan birisine ulaşılıyor. polis, olayın bu kişiyle doğrudan alakası olduğunu düşünüyor." tarzı bir yazı vardı.
faka bastığımın farkındaydım. hazırlanmalıydım, hiç bir çelişki bırakmamalıydım polis ile olacak konuşmamda. önümde 2 gün vardı.
seni hırsız bin seni (bkz: ) Buda link http://yeraltidunya.blogs...-hayatm-mahvetti.html?m=1 -
-
1.
0Ulan batıyor mu anlamıyorum ki millet bilgilensin. Biseyler okusun ne oluyor yani. Ben kendi yazımı burada paylasıyorum. Çalıntı oldu diyelim okunmuyor mu ilk defa biyerde mi yazılması gerek. daha cevap vermıycem size
-
2.
0Emek vermeden bi gib yapmadan bişeyler yapıp düşünüp yannan patlatan yazarların fikirlerini gibiyorsun bunu yaparak
-
1.
-
1.
-
99.
+2 -1kafamda bir teori belirledim. teorime göre julian assange da o kanalın konuşmalarında vardı. kendisi kanalın başından itibaren orada olup, belgeleri derleyip sadece sitesinde yayınladı. bunun dışında benim konuştuğum kişinin o olduğunu hiç sanmıyorum. julian assange sadece belgeleri yayınladı , o kadar. deeb web de bir çok belge var zaten. e kitaplar olsun, yasaklı kitaplar olsun, hepsini burada bulabilirsiniz.
neyse, beni de yakalayacakları düşüncesinden kurtulmuştum. bütün bu olanları değerlendiriyorum. film olsaydı, imdb de 7,5 puanı rahatlıkla alırdı. "böyle şeyler ancak filmlerde olur" diyebileceğimiz şeyler yaşadım. gerçekte olabiliyormuş demek. insan yaşayınca anlıyor.
daha genç yaşta bu kadar şey yaşayabileceğimi hiç düşünmemiştim. aldım başıma bir bela , böyle gidecek benim kafa... -
98.
+2 -1okudukça ilgimi çekti. sonuna kadar okudum. bir çok şey yazıyordu burada.
-türkiye kıbrısı halletmeden ab ye giremez.
-kaddafi botoxcu
falan filan. bir çok madde vardı. kanalı beğenmiştim fakat saatin geç olması sebebiyle kanaldan çıktım ve uyumaya çalıştım (1-2 saat yatakta dönsemde uyumayı başardım) 1 hafta sonra dünyayı sarsan şeyler ortaya çıktı. julian assange yakalandı !!! wikileaks belgeleri ortaya çıktı !! nedir bu wikileaks derken bu wikileaks de bulunan belgelerin yarısı, o irc kanalında paylaşılmıştı. orada okumuştum. korkmuştum. hem de çok. ben de mi yakalanacağım ?? daha yapacak çok şeyim vardı ? hem de çok. şu seri katil işini de boşlamıştım. adam da hiç aramadı zaten. ne yapacaktım?
aslında yapacak onca şeyim vardı... -
97.
+1anlat panpa dinliyorum
-
96.
+4işten çıkmadan önce son bir kez daha aramak için telefonun tuşlarına, özenle bastım, aradım. telefon çaldıTümünü Göster
anında açıldı.
"efendiiioommm" diye ürkütücü bir ses karşıladı beni...
"anooooğğğ" dedim.
"pardon" dedi. az önce 'efendiiioommm' diye haykıran adam kibarca bunu dedi. evet cidden dedi.
hatamı anlayarak düzeltmeye çalıştım. birden fazla dil bilince ister istemez karışıyor. adam nerden anlaasın amk. neyse ben konuşmaya başkadım.
"alo, pardon ben ilanınız için aramıştım."
"ne ilanı"
"numaranızı internete koymuştunuz oradan buldum"
"anlamadım" dedi amk geri zekalısı. zaten biliyordum geri zekalı olacağını.
"deep web" dedim
"haa o iş" dedi. ipneye bak ya. burada adam öldürtecek, gelmiş hiçbir şey yokmuş gibi konuşuyor.
"ben kanada'da yaşıyorum" dedim
"türk müsün dedi"
"türk asıllıyım" dedim.
"türkiyeye gelebilecen mi, iş burada"
"eğer anlaşırsak neden olmasın."
"haa tamam ne kadar istiyorsun?"
"yalnız ben grivna biriminden istiyorum dedim"
"pardon" dedi. yine tekrarladı. nedense bu sinirimi bozuyordu. ama büyük bir pot kırdığımı anlamıştım. grivna ne amk. euro de geç. neyse adam geri zekalı çakamaz zaten diyerek toparladım."
"euro cinsinden alırım ücreti."
"tamam, 10 bin € iş öncesi, iş bittikten sonra da 15 bin € olur mu dedi?"
normalde seri katil ilanlarına baktığımda atıyorum 5 bin iş öncesi, 5 bin de iş sonrası veriyorlardı.
bu herif niye böyle yaptı diye düşünürken "orda musunnn ?" diye bir haykırma duydum.
"evet, tamam anlaştık. bilgileri alayım dedim"
"tamam". dedi
herifi iyi kekliyecektim. hem de çok iyi...
adamın bana ev adresini ve telefon numarasını verdi. hiç ara vermeden aldığım numarayı aradım.
"merhaba sizinle konuşmak istiyorum" dedim
"buyrun" dedi.
"sizi öldürmek isteyen birileri var" dedim.
"dalga mı geçiyorsun arkadaşım git başkalarıyla uğraş" dedi.
'hayır' dememe fırsat kalmadan telefonu kapattı ipne. ulan adamı kurtarmak senin neyine. sırf türk diye başımı belaya sokacaktım. lanet okudum. acaba benim gibi yapanlar var mı diye düşünmeye koyuldum. deeb web de onlarda seri katil ilanı vardı. sonra da 'yok lan' benim kadar insaflısı yoktur dedim. şu adamdan da parayı almayı düşünmüyordum aslında. parayı bitcoin (deeb web para birimi) olarak istemeyi düşündüm, sonra da boşver dedim. hiç almayayım, hiç bulaşmayayım dedim. şimdi ne yapacaktım? adam inanmiyor ki bana. aslında gidip vuracaktın headshotu. ama korkarim ki ben. insan canına kıymak bu kadar kolay mı ? diye düşüncelere daldım, daldım datttttttttttttt...
telefon çalmıştı. mesai saati bitti bitecekti.
"alo açık mısınız" dedi bir bayan
"kusura bakmayın, şu anda kapatıyoruz" dedim
"peki iyi akşamlar" diyerek kapattı.
neyse dedim. uzun zamandır deeb webe girmiyordum. şu seri katil işi de bekleyebilirdi. başkasına yaptıracak hali yoktu ya. adamı ikna edebilirdim.
deeb web de bu sefer ırc chat kanallarını buldum. anonymous un bile kanalını orada buldum. girdim, baktım. bir tak anlamadım. herkes kendi dilinde yazıyordu. giberim böyle kanalı dedim çıktım. high quality diye bir kanal vardı. oraya girdim. kanalda 120 ye yakın kişi vardı. ve kimse birşey yazmıyordu.
"hi" dedim. hala yanıt yoktu.
"are you here guys?" hala yanıt yoktu.
bunu yazmamdan 2-3 saniye sonra adamın teki postunu yolladı. resmen kitap yazmış. anladığım kadarıyla herkes bu adamın yazmasını bekliyordu. özelden adam bana yazmıştı. "sen yenisin galiba ?" dedi. "evet" dedim. bana kanalın içeriği hakkında bilgi verdi. politik bir kanalmış. ülkelerin gizli belgeleri falan filan. bunların hepsini deeb web de rahatlıkla bulabileceğimi söyledim. "bu kanalda onları tartışıyoruz" dedi. "tamam" dedim. ne yazdığını okuyayım bari dedim. şu efsane yazısının ilk paragrafını okudum.
sonra vazgeçtim. bunu deeb web de bile bulamayacağımı anladım... -
95.
+5 -2işe gittiğim gün, izin günümde yaşadıklarımı düşünüyordum. adamı aramak için öğle paydosunun gelmesini bekliyordum. saat geçmiyordu. ama sonunda öğle paydosu gelmişti. numarayı iş yerimden aradım. her ne kadar geri zekalı olsa da tedbiri elden bırakmamak gerekir. !!! önce güvenlik ééé aradım herifi. telefon uzunca bir süre çaldı. açan olmadı. 2 dakika sonra bir daha denedim, olmadı. neyse sonra ararım diyerek bir şeyler atıştırmaya başladım. paydosun bitmesine 10 dakikadan daha az bir süre kalmıştı. numarayı son kez bir daha tuşladım. uzunca bir süre çaldı, çaldı, çaldı.
en sonunda bir kadın açtı...
ne diyeceğimi bilemedim. bir kadını hiç beklemiyordum, hatta erkek çıksa bile ne diyeceğimi bilmiyordum.
kadın aloo dedi. ben de aloo dedim, kadın buyrun dedi. bende ne diyeceğimi düşünürken ağzımdan birden " deep web ?? " çıktı(soru işaretinin anlamı, soru sorarmış bir tonda söyledim o yüzden) yok yanlış numara dedi kapattı. bu ne iş dedim. niye kapattığını düşünürken birden aklıma geldi. tabi ya amk numarayı yanşlış yazdım dedim. başka bir açıklaması olamazdı çünkü. neyse akşama bir kez daha ararım diyerek işime döndüm. o gün kendimi işe yeteri kadar verememiştim. müşterilere adresi, menüyü 2 defa tekrarlattırıyordum. en sonunda "yok kalsın" demelerinden korkuyordum ki böyle bir şey olmadı. bulunduğum semtte medeni insanlar vardı çünkü, anlayışlılardı.