-
26.
+5 -1- nereye gidiyoruz peki?
- gittiğimiz yeri de bilmiyorum.
- ya sen benle dalga mı geçiyorsun?
bunu söyledikten sonra aklıma absürd şekilde " salak yemin ederim gerizekalı bu çocuk " 'daki " ya sen beni niye çağırdın " repliği geldi aklıma...
- karargah değişir sürekli, biz de bilmeyiz yerini çoğu zaman.
- ne karargahı?
- gideceğimiz yerde anlatılacak aykut sakin ol.
- bana bak beni bulaştırma pis işlerine.
- daha ne kadar bulaşabilirsin ki aykut?
haklıydı. kendim istemiştim bu durumu... -
27.
+4 -2internet gitti geldim beyler kusura bakmayın.
Neyse ben deniz ve adını bilmediğim kişi arabaya bindik.
Denize diyorum ne olacak diye bekle diyor. Bende korkunun ecele faydası yok mantığıyla beklemeye başladım.
Karanlık yollarda geçerken bir eve girdik orada biraz sohbet ettik deniz bize içki getirdi.ilk başta zehir falan sandım.ama içmeye kara verdim.
içkilerimizi içtikten sonra ben sarhoş oldum deniz ile adam gülyorlardı. Bende içimden taku yedin olum diyordum.
Sonra deniz geldi beni öpmeye başladı. yavaş yavaş soymaya başladı.En son çırılçıplaktım. Deniz gitti. Adam çıkardığı yarağı
Aman allahım bu nasıl bir yarak zütümü parça parça eder diye düşündüm deniz mutfaktan yağ detirdi. zütüme sürdü. sonra adam beni çatır çatır gibmeye başladı.1 posta baan attı.Amk adam o kadar azgındı ki sonra denizi çatır çatır gibti.
Denizde diğer odadan takma yarak getirip beni çatır çatır gibti. buda böyle bir hikayemdi..Şimdi gibtirip olup gidin -
28.
+3 -2kafamı boşaltıp düşünmeye başladığımda, o kızın deniz çıkmasını istediğimi fark ediyordum her seferinde. hareket istiyordum, değişiklik istiyordum, kaos istiyordum. fakat nedense bunlar ateşten yükselen duman gibi, mesafe kat ettikçe dağılıp zayıflıyordu. yani, bilincime tam olarak ulaşıp düşüncelerime hakim olamıyordu bu fikirler.
videoyu durdurdum ve deniz'le olan geçmişimi gözden geçirmeye başladım. dövme konusu geçmemişti hiç aramızda. sıradaki hedefim bir şekilde bu konuda ağzını aramak olmalıydı.
artık hayatımın bir amacı vardı, hem de önemli bir amaç. adeta filmlerdeki havalı dedektifler gibi hissediyordum kendimi. hiçbir şey umrumda değildi artık, tek bir amaca adanmıştım. gerçeği bulmak... -
29.
+4 -1ve sonra yarranı çıkarıp sallamaya başladı adeta mest olmuştum ve yalamaya başlamıştım
denizde tabi soyunmaya başladı sabaha kadar gibiştik ve sonra evlere dagıldık -
30.
+5derken adam çıkardı yannanını ve beni gibti dinlediğiniz için teşekkür ederim
-
31.
+4 -1ve nihayet konuşma istediğim gibi şekillenmeye başladı denize dedimki
-bana yaşadığın herşeyi anlat
-olmaz, yapamam...
-neden deniz neden kaç gündür düzenim bozuldu bana anlatmak zorundasın
-eğer anlatırsam ikimizin sonu olur
dedi ve gitmek zorundayım falan diyip geçiştirerek çantasını alıp kapıya yönelecektiki tuttum kolundan soktum gibi çatır çatır gibtim terden ıslanmıştım adeta boğazım kurumuştu dıbını dillemekten sonra bir ses geldi
-uyan oğlum kreşe geç kalacaksın -
32.
+5deniz'le göz göze gelmemek için pencereden etrafı süzüyordum. siyah bulutlar arasında birden gök gürüldedi ve aniden yağmur bastırdı. yağmur damlaları pıtır pıtır cama çarparken düşüncelere daldım yine... zaten son günlerde yaptığım iki şey vardı, düşünmek ve hayatın akışına kapılmak.
olanları kafamda düzenlemeye başladım. bir şirket vardı. ölmek isteyen insanlara hizmet sağlıyordu. güzel, peki kanunlardan nasıl kaçabiliyordu bu şirket? kurumsallaştıkça açık vermek kolaylaşırdı oysa bu adamlar bir şirketten bahsediyordu...
ikinci husus yaşam konusunda hizmet vermek. sağlık desteği değildi muhtemelen bu. mistik şeylere inanmazdım, birilerinin ömrüne ömür katılacağına ihtimal vermiyordum, öyleyse neydi bu yaşam sağlamak?
arabanın yavaşlamasıyla düşüncelerimden uyandım. büyük bir fabrikanın önünde durmuştuk şimdi. etraftaki yazılardan anladığım kadarıyla hazır etlerin işlendiği bir yerdi burası..
merakla arabadan indim. -
33.
+2 -3- niye öyle garip garip bakıyorsun bana?
kendime gelmeliydim bir an önce. deniz'e bir şey çaktırmamalıydım ayrıca durumdan da emin değildim. muhtemelen son günlerde maruz kaldığım görseller ve açlık birleşince zihnimi bulandırmıştı.
- hiç ya, dün uyuyamadım da.
- iyi ben işe başlıyorum, müşteriler birikmeye başladı. sen de iyi hissedince kendini gelirsin.
- tamam.
iş, para o an umrunda değildi. bir an önce eve gidip deniz'in durumunu kesinleştirmeliydim. zira eğer videodaki gerçekten oysa, büyük bir sıkıntımız vardı. yavaşça ayağa kalkıp şefin yanına gittim.
- şef, bugünlük izin verir misin?
sıkıntıyla baktı yüzüme. onun gözünde 24 saat çalışması gereken bir makineydim sadece, biliyordum.
- bir daha olursa, kovulursun. git bugünlük.
deniz'e hiçbir şey demeden ceketimi alıp çıktım. -
34.
+2 -3acemice kodlanmış bir forum topic'indeydim sanki, en azından izlenimim bu yöndeydi. çeşitli başlıklar sunulmuştu karşıma, güncel bir hidden wiki adresi veriyordu bir tanesi, bir diğeri ot satıyordu ucuz ve kaliteli mala sahip olduğunu iddia ederek... fazla korkmadığımı fark ettim o anda, savaşa girmiş bir asker pgibolojisi yaşıyordum. egom, korkularıma galip gelmişti bu savaşta. başlıkları incelemeye devam ettim.
kiralık bir katil, kendi rekldıbını yapıyordu bir başlıkta. şaka olduğunu düşünerek tıkladım ve herkesin aşina olduğu o sayfayla karşılaştım. bana kalırsa hala şakaydı bu, hiç kimse bu kadar ucuz yollu bir katil olamazdı... en azından ben öyle düşünüyordum o sırada, eski ciddiyetimi ve korkumu kaybetmiştim nedense. kiralık katilin sayfasını okumaya başladım. -
35.
+3 -2yıllarca içine hapsolduğum silikliğimden dolayı bu videolara mide bulandırıcı bir hayranlık duyduğumu hissetim. bunları yapanlar normal, senin benim gibi insanlar olamazdı, onlar farklı olmalıydılar belki de üstün...
bu düşünceler eşliğinde yeni açtığım videodaki kadının kahverengi saçları dikkatimi çekti. tanıdık geliyordu sanki bir yerlerden... yüzünde maske olması sonuca varmamı engelliyordu. kaşlarımı çatarak düşünmeye devam ettim. kimdi bu?
aklıma gelen ihtimal bile kanımı dondurmaya yetti. yo yo bu kadar şiddetli görsele şahit olmam zihnimin düzgün çalışmasını engelliyor olmalıydı. uyku vakti gelmişti artık zaten yarın erken kalkmalıydım.
uykuda bile peşimi bırakmadı deep web, şiddet dolu rüyalarla devam ediyordu bu pgibopatlığın resitali. -
36.
+4dıbına koyim ota taka bayılıyosun sende.
-
37.
+2 -2artık plan yapmaya gerek yoktu, işler deniz'in istediği gibi yürüyecekti ne de olsa. korkmuyordum garip bir şekilde, hissettiğim en baskın duygu meraktı. deniz'in evine vardım ve kapısını çaldım, kimbilir kaç kişinin son gördüğü ev olmuştu burası?
kapı açıldı. gayet normal görünüyordu deniz, ağlamış birinin ifadesi yoktu yüzünde. hiçbir şey söylemeden kolumdan tutarak içeri aldı beni.
- teşekkür ederim geldiğin için.
- önemli değil. ne oldu?
- göstereceğim.
salona aldı beni. içerde bir adam daha vardı. -
38.
+2 -2sonra dedim ki banane gibtimin annesinden sen noldugunu anlat kaltak huur
o de dediki osendin aykut
ben kimdim dedim anan zaaaa xd dedi sonra amk liselisi diyip oldurdum kaltagı. -
39.
+3 -1- uyanıyor galiba.
gözlerimi kırpıştırarak etrafıma baktım. deniz ve şef başımda bekliyorlardı. dehşetle deniz'e baktım tekrar, o da şaşkın şekilde beni izliyordu.
- noldu aykut, dedi şef.
- şey kahvaltı etmedim, şekerim düştü galiba.
- al iç şu meyve suyunu. adam gibi gelin şuraya, işleri aksatıyorsunuz.
- özür dilerim şef.
- 5 dakika içinde işinin başına geç.
diyerek çıktı. deniz'le baş başa kalmıştım. -
40.
+3 -1bir kahve hazırlayıp tekrar bilgisayarın başına geçtim. deep web'i biraz daha keşfetmeye çalışacaktım. bu yoldaki tek yoldaşım tor'la birlikte seyahatime başladım. bu defa ferrelara da göz atmak istiyordum. anlatılanlar gerçekten ürkütücüydü, acaba ne kadarı gerçek olabilirdi ki?
izlediğim yolları anlatıp da deneyimsiz kardeşlerime kötü örnek olmak istemediğim için ayrıntıya girmeyeceğim. her neyse, az buçuk bilgisayar bilen herkesin ulaşabileceği türde ferrelara rastladım. daha fazlası olmalıydı, bunlar sıradandı dedim kendi kendime ali ağaoğlu misali. içimde altı delik bir kova vardı sanki, dolmak için aradığı sıvının deep web'de olduğunu fısıldıyordu bana.
daha da hırslanıp yeni videolar aramaya koyuldum. -
41.
+2 -2konudakilerin hepsi gib kırığı amk.ruh hastası mısınız be lamerler?ya hayır giriyonuz hiç anlamadığınız etmediğiniz saçma sapan sitelere "kankaaaa deepwebe girdim.çp izledim, uyuşturucu satan gördüm, devlet sırlarını gördüm ehehe"ingilizce beginner seviyede bile değil. öyle bakıyonuz mal mal. ferre izleye izleye 3-5 kelime öğrenmişsiniz
ne yani ne elinize ne geçti? -
42.
+4adam deli
-
43.
+2 -2özür dilerim internet kesildi. devam ediyorum.
deniz'le yaklaşık 6 ay önce ortak bir arkadaş vasıtasıyla tanışmıştım. işsizdim o sıralar, bana kendi çalıştığı yerde iş bulup hayatımı kurtarmıştı bir anlamda. zor zamanımda bana böyle bir faydası dokunan deniz'den istemsizce hoşlanmaya başlamıştım o sıralar. hoş kızdı, kahverengi uzun dalgalı saçları, koyu kahverengi gözleri ile her ne kadar sıradışı olmasa da gözlerindeki anlam onu diğer kızlardan ayırıyordu.
duygularımı ona da açmaya karar verdim. birkaç cümle sarf etmiştim ki eliyle ağzımı kapattı. yapma, dedi. sakın aramızdaki ilişkiyi bozma. şaşkın bakışlarla süzüyordum onu, gururum kırılmıştı. fakat öyle bir güç yayıyordu ki karşı koyamadım o anda. uysalca itaat ettim. ve o günden beri sıkı birer arkadaş olmuştuk. o gün ona karşı hissettiğim duyguları alıp arkadaşlığımıza katkıda bulunması için yeniden düzenlemişti sanki.
- iyi oldu geldiğin, canım sıkkındı zaten. -
44.
+3 -1ilgimi çekmeyen felsefe faslı sırasında denizin deep web denen illetle ilk tanışmasının babası yüzünden olduğunu öğrendim. babası denize tecavüz edişini broadcasting şeklinde deep webin derinliklerine sunuyormuş. duyduklarım başlarda ilgimi çekmiyordu ama sonra merakla dinlemeye devam ettim.
- aynı şeyi ikinci sefer yaptığında kararımı vermiştim aykut. hapiste yatmaktan daha büyük bir cezayı hakediyordu çünki o.2. seferden sonra yastığımın altına ekmek bıcağı koydum. artık geceleri uyuyamıyor onun gelmesini bekliyordum.onu en savunmasız olduğu anda,en beklemediği anda öldürecektim.3 gün sonra odamın kapısının aralandığını duydum. nihayet finale yaklaşıyorduk. bana 2 kere tecavüz edip gündüz hiç birşey olmamış gibi davranan bu adamı öldürecektim. yanıma gelmesini bekledim. önce bilgisayarı masaya bıraktı.o anda hatırladım. geçen seferlerde de bilgisayarı masanın üzerinden alıp çıkmıştı odamdan. aklımda başka şeyler olduğundan olsa gerek dikkat bile etmemiştim ama o anda gözümün önünde canlandı herşey. sonra tekrar sinsice sokuldu yanıma. bıçağı elimde tutuyordum. boynumdan öpmeye çalışırken ilk darbeyi indirdim karnına.ne olduğunu anlamasına imkan tanımadan 3-4-5 diye devam ettim. belki ilk seferde ölmüştü ama ben devam ettim. acımı çıkarırcasına defalarca bıçakladım onu. sonra ağlamaya başladım belki bir saat ağladım aykut...
-peki nasıl bulaştın bu illete?
-izleyicilerden biri çat pat türkçesiyle bana yardım edeceğini, adresimi mail hesabına atmamı ve o kapıyı 4 uzun 3 kısa şeklinde çalmadan hiçkimseye açmamamı, kimseyle görüşmememi ve hemen bilgisayarı kapatmamı söylemişti. kaybedecek bişeyim yoktu aykut. hapise girmektense bu pgibopata teslim ettim kendimi.
-sonra ne oldu?
-başka bir yere gidelim lütfen aykut.
zaten baskın taraf olan deniz otoriteyi tamamen eline almıştı artık. içimdeki merak ve korku silsilesi arasında tamam dan başka birşey çıkamadı ağzımdan. deniz ödedi hesabı ve pubdan ayrıldık. -
45.
+2 -2o kadar hızlı yürüyordum ki bileklerim acımaya başlamıştı. bilgisayara olan mesafem kilometrelerce uzunlukta gibiydi, bir an önce orda olmalıydım. tuvalete yaklaştıkça çişin artması gibi, ben de eve yaklaştıkça heyecanlanıyordum.
sonunda kapıya ulaştım, hızla içeri girip kaydettiğim videoyu oynatmaya başladım tekrar. ilk önce gizli bir kamera kaydıyla başlıyordu yayın, deniz olduğunu sandığım kişi ve kurbanı öpüşerek eve giriyorlardı. kameranın konumundan dolayı yüzleri gözükmüyordu.
buradan sonra görüntü bir anda adam çırılçıplak şekilde bir döner sandalyeye bağlanmış şekilde devam ediyordu. kendi rızasıyla bağlanmış gibi konuşuyor, gülüyordu. fakat videoda ses olmadığı için anlamıyordum söylediğini.
daha sonra meçhul bayanın çıplak sırtı giriyordu görüntüye. saçları tıpkı deniz'in uzunluğundaydı ve vücut yapısı da tıpkısı gibiydi. o sırada bir ayrıntı dikkatimi çekti, poposunun hemen üstünde küçük bir orak dövmesi vardı.
bu ipucundan devam edebilirdim.
-
bakircanda kişiliksizlik hastalığı var
-
40 yasında abınız olarak sozlugu bırakıyorum
-
iffeti olan kadın
-
dindar degilim yanlis anlasilmasib
-
1 ekimden itibaren yazarların zamlı maaşı
-
güzel yazmış herif
-
ultra zengin olsam münzevi olurdum
-
darwinizm materyalizm
-
keske turkiye gelseydin
-
aceyip iti hangi ilde okuyacan
-
vajinam olduğuna inanmayanlar var
-
beeyler gelin re cep tayyibe neden oy verdiklerini
-
23 yasinda genc bi ukreynali kiz
-
aşkın bende
-
charlie kirk denilen adi herif
-
incici cuck aile ziyareti
-
beyler bir kızın sevdiğini nasıl anlarım
- / 1