-
1.
+66 -7DAHA ÜST EDiT:beyler hikaye bitti. Okuyan herkese teşekkürler. Sukulayan ellerinize sağlık.
lise cağlarımdı. aileden uzakta anadolu lisesinde okuyor olmanın burukluguyla daha bir anlamlı olurdu yaz tatilleri. tarla bahçe işlerimizde annem babam kardeşim ; anlayacağınız ailecek çalışır sofraya bir ekmek daha fazla koymaya çabalardık. dedem vardı bir de. gençliğini çok hızlı yaşamış mali mülkü keyfe keder masalarda ziyan etmiş ama yine de adam gibi adam. kendimi bildim bileli hep bakkal harcligimi o vermişti. hic kırmamıştı beni. o yüzdendir ki bir dediğini iki etmezdim. babaannemin ölüm yıldönümü için annem mevlid okutacaktı. yemekler yapıldı sekerler alındı. sadece kadınlar olacağı için evin erkekleri olarak biz çıktık. mahallede bi kahvehane vardi. dedem babam ben ve kardeşim oraya gittik. oralet istedim hemen bilinçaltımın en güzel yerinde yatan anılarımla. bi süre sonra dedem kalktı ve bana seslendi. "hadi bigibletle tarlaya gidelim de domatesleri sulayalım hem belki keklik vururum sen de yersin küçüklüğündeki gibi" dedi. hayatımın sekteye uğrayacağı olayları yaşayacağımdan habersiz bu şekilde "tamam dede" dedim sıkılmışlıgın da etkisiyle.
edit: beyler șukuyu çok görmeyin -
2.
+30 -1Gittik evin arkasindaki bahcemizde bulunan kömürlüğe. Volvo kadar sağlam kırmızı bisana atladık çıktık yola. Su dinamosunun yanında bulunan tarlamıza varmıştık. Hava öyle güzel ki, çocukluğumda; 90 li yıllarda sabah kahvaltısında pokemon izler gibi bi his bırakıyor. Bi yandan domatesleri suluyoruz bi yandan da kırmIZılasmis olanları koparıp yiyorum. Oyalanirken gözüm biseye takıldı. Yaklaşık 200m ilerdeki tarladan yasli bi kadın el sallayıp gel isareti yapiyo. Bulunduğu tarlanın sahibi de 4 çocuğu ve karısı da ölmüş olan muharrem amcanın tarlası. Muharrem amca kim derseniz su anda bakırköyde tedavi gören bi adam.
-
3.
+25Dedeme döndüm hemen ve gördüğümü söyledim. Baktı ama isin garip yani o baktığında orda hic kimse yoktu. Biraz ürkmüştüm ama neyse deyip gecistirdim. Aradan 15 dk geçti geçmedi bi çığlık sesi duydum ve irkildim. Ses, o yaşlı kadını gördüğüm yerden geliyodu. Bu kez korkmuştum. Ama dedemde yine bi tepki yoktu. Duymadığını anladım ve hic bahsetmedim. Çocuk muamelesi görmek istemiyodum. Dedeme artik gitmek istediğimi evdeki misafirlerin de artik gitmiş oldugunu hatırlattım. Peki dedi ve donduk eve. O gece sürekli gün içinde yaşadığım şeyleri düşünüyordum ve garip bu şekilde tekrar oraya gitme isteği içimi yiyip bitiriyordu. Günah oldugunu bile bile sevişmeyi istemek içgüdüsü gibi. Beni oraya çeken bisey vardı korkmama rağmen.
-
4.
+25 -5Yine gece olmuş ve odanın karanlığında yatağıma uzanmış başka şeyler düşünmeye çalışarak sabah etmeyi planlarken kendimi yine aniden uykuda ve rüyada buldum. Bu kez görüyordum etrafı ama hic ses yoktu. Yürümeye başladım önümdeki patika yoldan. Tedirgin bakışlarla etrafı süzüp nerde olduğumu anlamaya çalışırken ilerde bi gurup insan gördüm. Onlara doğru ilerleyerek nerede olduğumu soracaktım. 5 kişilerdi uzaktan secebildigim kadarıyla. Acaba dedim bunlar dünki rüyamda duyduğum seslerin mümessilleri miydi. Bu düşünce beni yürüdüğüm yoldan geri çevirmeye yetti. Arkamı döndüm ve geldiğim istikamete doğru koşmaya basladim. Olabildiğince koşuyor ve arkami kontrol ediyordum pesimden gelen olup olmadığını görebilmek için. Baya bi koşup önüme döndüm ve kanım dondu. Nasıl olurdu o kadar koşmuştum. Ayni grup ayni şekilde ayni uzaklıkta önümdeler. Burdan çıkmanın mümkün olmayacagiNi düşünürken omzumda bi el hissettim ve gözümün ucuyla arkama baktım.
Edit: panpalar eğitimden kalan zamanlarda yazıyorum. Siz de biraz sukulayin ki hevesim kaçmasın. -
5.
+18Arkama baktığımda gördüğüm manzara beni rüyamda bayıltmıştı. Uyandığımda hala etkisindeydim olanlarin. Ve dikkatimi çeken bisey olmuştu. Beni bu rüyalara iten her ne ise duyularimla oynuyordu. ilk rüyada gorememem ve dun geceki rüyamda duyamamam. Bundan bi anlam cikarmali mıydım. Annem odaya gelip kahvaltı için çağırana kadar çıkmamıştım. Düşünerek de bi yere varabildigimi söylemek aptallık olur. Kahvaltıda gözüm dedemdeydi. Kaçamak bakışlarla onu süzüyor ve beynimdeki puzzle da ona bi yer olmadığını düşünüyordum. Evet rüyamda omzuma dokunan el dedemin eliydi ve döndüğümde hıçkırarak ağlıyor, gözlerinden kan damlıyordu. Ama neden dedem? Rüyada yasadiklarimla onun ne ilgisi vardı. Bu olayların başladığı ilk gün tarlada dedemle beraber olduğumdan süregelen bir bilinçaltı yansıması olmalıydı.
-
6.
+17Tüm bunları düşünürken uyuyakalmışım. Rüyaya daldım. Ama sanki böyle dalmak değil de uyumami bekleyen biri varmış da uyur uyumaz beni kolumdan çekmiş gibi. Pat diye kendimi orda buldum. Rüyamda gözlerim görmüyo ama sesleri duyuyorum. Yaklaşık 5 - 6 kişi var bulunduğum mekanda. Fısıltılar alıyorum ama bilmediğim bi dilde konuşuyorlar. Ve tenime değen hafif esinti dışarda olduğumu hissettiriyo. Neler olduğuna anlam veremeden kimseye tek kelime edemeden bi akım oluştu adeta önümde. Ortamdaki 5-6 kişi koşmaya başladı ve oluşan akımda ben de peşlerinden koşuyorum. Hic yorgunluk, nefessiz kalmak yok; ciğerlerim alınmışcasina bir koşu... uzun bi sure o akımın içinde peslerinden koştuktan sonra ayağımın takılmasıyla şiddetli bi şekilde yere düşmem bir oldu. Afallamıştım, ellerim bileklerime kadar çamura saplanmış ve bir koku burnumda gezinen. Ellerimi çamurdan çıkarıp etrafta gezdirdim ve evet koku beni yanıltmamıştı. Taze domates kokusu. O an anladım sabahki tarladaydım.
-
7.
+15Kalp atışlarım hızlanmış bir şekilde sıçrayarak uyandım. Bütün vücudum kasilmisti. Ama uyandigima seviniyordum . Ayılmak için gözlerimi ovuşturmak üzere yüzüme zütürdüm ve bu mümkün müydü? Ellerimde domates kokusu... bu anda fırladım yataktan kendimi odadan dışarı attım. Aklımdan çıkmıyordu. Vücudumun kasılmasını mantık çerçevesinde açıklayabilirim ama domates kokusu nasıl olabilirdi. Aklım bana oyun oynuyo diye kendimi teselli ederek konudan uzaklaştırmaya çalıştım beynimi. Arkadaşlarla buluşup takılmaya başladık ve güneşli günün de verdiği hislerle bikac saat unutmuştum yaşadığım garip olayı. Çok uzun sürmedi tabi. Bi anda beni o tarlaya çeken duygu içimi kemirmeye başladı. Yüzüm düştü ve ortamdan uzaklaştım kafa olarak. Arkadaşlar canımı gibicak bisey mi olduğunu sordular ama gitmem gerektiğini söyleyerek evin yolunu tuttum. Biliyordum ki annemin yanında olmak , küçük bi bebeğin anne göğsünde uyuması kadar huzur verirdi. Ama ona da anlatamazdım. Bi rüya iste, ne diyecektim ki.
-
-
1.
+5Dün tarlada gömüyodun domatesleri kokar tabi ibıne
-
1.
-
8.
+14 -1Hem içimdeki arzu hem de olayların iyice karışmaya başlamasıyla tarlaya gitmem gerektiğini hissettim. Artık korkmanın bi faydası yoktu. Zaman geçtikçe aklım daha da karışıyor ve gerçeklikten uzaklaşmaya başlıyordum. Aldım bigibleti bahçeden ve sürdüm herşeyin başladığı domates tarlasına. Zaman geçirmek için ailemle gittiğim yer, belki de korkumla yüzleşeceğim ya da herşeyin basit bir rüyadan ibaret olduğu kanısını benimseyeceğim yer olacaktı. Korkuyordum... bigibleti sürerken direksiyonun titremesinden de belliydi bu. Tarlaya vardım ve derin bir nefes çekerek girdim otların arasına. Bi yere varmalıydım. Ya da zaten olayların burayla ilgisi varsa beni kendisi çekecekti içine. ilerledim ilk gün teyzeyi gördüğüm yöne. Pis bi koku almaya başladım yaklaştıkça. tak desem tak değil leş desem leş değil. ve o tarlaya ulaştığımda bir çığlık daha patladı kulaklarımı parçalarsina ve dengemi kaybedip yere düştüm. Ses kesildikten sonra kalkmak için elimi attigim yerde bisey takıldı parmagima. Bir küp kulpu. Belki de dedim tılsımlı bir gömü olabilir. Bütün yaşananların sebebi budur. Çıkardım küpü nazikçe ve sildim üzerindeki toprağı. Bir takım işaret ve yazılar vardı ama anlamadım tabiki. Ne olursa olsun bu küpü açıp bakmalıydım. içimdeki itici kuvvet beni olaya itmeye devam ediyor korkumun esiri olup kaçmama izin vermiyordu.
-
9.
+14 -1Ve ev sallanmaya başladı tarlada dedemle beraber bıraktığım 5 varlık(artik muharrem amcanın ailesi oldugunu anladığım kişiler) bir anda odada belirdi. Hemen terkettim orayı koşmaya başladım. Evden gelen sesler o kadar korkunçtu ki arkami bile dönmedim. Tarlaya koştum. Dedeme ne oldugunu çok merak etmistim. Yerde buldum onu ağzı köpürmüş ve kolları bacakları dönmüş. Hemen babamlari aradım. Ambulans çağırdılar. Kolları ve bacakları kırılmış ve nöbet geçirmiş. Tedavi gördü bikac ay ve iyileşti. Muharrem amca ise ertesi gün komşularının ihbarı üzerine bakirkoye kaldırıldı. Artık o evde o gece ne yaşadığını bilemem. O gece aklini oynatmış. Hak yerini bulmuş diyelim. Ailenin lanetinin çözülmesiyle de ben huzuru buldum.
THE END -
-
1.
0Hikayeci tayfanın tümden dıbına koyıyım
The END
-
1.
-
10.
+12Malum araziye ulaştığımızda dedem yeniden gömdüğü küpü çıkardı ve içine tekrardan doldurduğu kalan külleri avcuna bosaltti. içinden biseyler söyleyerek üfürdü külleri ve bir gürültüyle bikac saniyelik sert bir rüzgar geldi. Rüzgar kesildiğinde önümde gördüklerim altıma sicmama yetmişti. 5 kişi... birisi orta yasli bir kadın , 20-30 yaslarinda 3 kız ve 1 de benim yaşlarımda erkek. Kadının kulakları kesilmiş , kızların derileri yüzülmüş ve erkek çocuğun da gözleri oyulmuş. Ve hepsinde iğrenç bi koku. Bu sahne ruyalarimdaki duyu kaybımin açıklayıcısı olmaya yeterdi. Ama nasıl olurda bu bana tezahür edebilir. Dedemin bunlarla be alakası var ve nasıl varlıklarla karşı karşıyayız. Bir yandan bunu düşünüp bir yandan da altıma sıçarcasina korkuyordum.
-
-
1.
+2Az salla dıbın oğlu
-
1.
-
11.
+12Bu teselli fayda etmeyecekti elbette. Çünkü yasayan bendim ve benden başka kimse anlamayacaktı neler hissettiğimi. Anneme dedemin nerede olduğunu sordum ve tarlaya gitti cevabını almamla evden kendimi atıp tarlaya doğru koşmaya başlamam bir oldu. Dedemin olayla bir ilgisi yada ne gibi bir bağlantısı olabileceği aklımı kemiriyor ve bu kemirgenden kurtulmadıkça daha da kötüye gideceğimi biliyordum. Gittiğimde dedem küpü bulduğum noktada biseyler yapıyor ve küfrediyordu. Beni görünce hışımla üzerime yürüdü ve bi tokat patlattı. Hayatimda ilk kez dedemden fiske yemiştim. Aldı beni ve tekrar eve zütürdü. Odamda sürekli düşünüp neler olduğuna anlam vermeye çalışırken annem girdi. Oğlum diye başladı söze
- ben ilkokuldayken kuran kursunda bir hocam vardı, beni çok sever ve ilgilenirdi. Bir gün beni yanına çağırıp bi muska verdi ve bunu ihtiyaç duyduğun zaman kullan demişti. Al bunu boynuna tak oğlum.
Tamam anne deyip aldım muskayı çekmeceye koydum. Hava karardı. Aksam yemeğinden sonra dedem yanıma geldi ve madem bu taku yedin , bitirmek de bize düşer. Bu gece uyuma, Herkes yattıktan sonra arka kapıdan dışarı gel seninle oraya gidicez dedi. -
12.
+11Onca yıllık dedem bi anda gizemli bir kişilik oluvermisti. Peki dedim ve gece yarısını beklemeye koyuldum iliklerine kadar geçen korkuyla. Ve herkes yattı. Sessiz adımlarla arka kapıya ilerledim çıktım. Dedem arkada bigibletle beni bekliyordu. Hic konuşmadık tarlaya gidene kadar. vardığımızda dolunay etrafı aydınlatıyor ve gece kuşları etrafın sessizliğini bozuyordu.
-
13.
+12 -1Dedem bağırmaya başladı onlar da ona bağırıyor fakat ne dediklerini anlamıyordum. Dedem bana bağırdı kaç arkana sakin bakma eve git ve annenin verdiği muskayı ve bi ekmek bicagi alıp muharrem amcanın evine git , bıçağın ucuna kükürt sürüp muharrem in boğazını kes dedi. Donup kalmıştım. Dedemin benden yapmamı istediği şeye mi şaşırayım, içinde bulunduğumuz durumu mu idrak edeyim yoksa korkumla mi mücadele edeyim. Yüzüme gelen sert bir darbeyle yığıldım ve kendime gelip koşmaya başladım. Eve ulaştım ve koşup muskayı aldım çekmemeden. Ardından mutfağa dalıp kaptım ekmek bıçağını ama bi sorun vardı. Kükürtu nerden bulacaktım lan.
-
14.
+10-Kendime geldiğimde yaptığım vahşeti bir kez daha gördüm. Ailemin küllerini bi küpe doldurup tarlanın yolunu tuttum. Tam kazıp gömerken deden geldi tarlanıza ve hemen yanıma kostu. Herşeyi anlattım ona. inanamadı inanmak istemedi. Ama olanlara gözlerini ve kulaklarını kapattı. 40 yıldır bu olay hakkında kimseye bahsetmedi. Dostluk için yaptı bunu ama masum karimi ve ailemi kaybettiğimin farkına varmamla duyduğum pişmanlığın artik hic biseye faydası yoktu. Karimin beni aldatmasını bırak, selaminin tehditlerini bile korkusuzca umursamamış. O gün selami benim evde olmadığımı fırsat bilip karıma tecavüz etmiş. O anda da ben girmişim. Yıllar sonra anlattı onun yakin arkadaşı. Yapma etme demişler ama o muharremin karisini gibicem deyip çıkmış kahveden.
Velhasıl kelam evlat; ben yanılgilarımın, büyüye başvuracak cahilliğimin kurbanı oldum ailemi de buna kurban ettim. Deden de dostluk adına bile olsa buna göz yumdu. Bu lanetin size de ulaşmasının sebebi budur. Simdi beni öldürebilirsin dedi. -
-
1.
0öldür oçu
-
1.
-
15.
+11 -1Saat sabaha karşı 4 olmuştu. Uyuyor olabileceğini düşünerek belki uykusu ağırdır diye odaları kontrol ettim. Üst kata doğru yöneldim. Merdivenlerin karşısındaki odanın kapısının biraz aralı olduğunu farkettim ve yavaşça yaklaştım. Sanki arkamdan heran birisi çıkacak gibi tedirgindim. Kapıyı parmagimla hafifce ittim ve sandalyesini pencerenin önüne koymuş kapıya sırtı dönük olarak oturan adam muharrem amca. Evet olayın gizemine yakışır bir duruşla karşılamıştı beni. Arkadan yaklaştım usulca. Gel dedi hasanın torun sen misin? Naa na nasıl yani? Diye kekeledim
-
16.
+10Bundan 40 yıl oncesiydi diye başladı sözüne ben daha bisey demeden.
- dedenle sıkı ahbaptik. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi, vur patlasin çal oynasın yaşardık. Bir de kahveci selami vardi. Karimin beni onunla aldattığı dedikodusu çıkmıştı etrafta. Ben de selami ipnesine yan köydeki büyücüye gidip büyü yaptırmıştım. Karima toz konduramıyor, herşey selaminin uydurması diyerek kendimi tutuyor ve onu da çocuklarımı babaSiz bırakmamak için öldürmüyordum. Bigun fena kaçırmıştık rakıyı. Zil zurna gittim eve ve karşımda gördüğüm manzara karşısında kan beynime sıçramıştı. Kahveci selami karimi divanın üstünde gibiyor. Kızlarımı da divanın kenarına bağlamış ve ellerini tenlerinde gezdiriyor. Yiğit oğlumu da sandalyeye bağlayıp kendilerini izlemeye zorluyor. Hemen mutfağa koşup bi bıçak aldım elime önce selamiyi öldürdüm. Ve selami canını verdikten sonra bedeni yanmaya başladı. Bedeninden azad olan varlık başımı döndurmustu. Durduramadım kendimi. Önce karimin kulaklarını kestim. Öfkemi bile duymayı haketmiyor diye. Oğlumun gözlerini çıkardım hic elim titremeden. Bu manzarayı gördüğü gözleri bir daha görmesin diye. Sonra kızlarımın derilerini yüzdüm o pisliğin ellerinin değdiği tene ihtiyaçları yok diye. Çığlıklar arasında öldüler. Selamiye yaptirdigim büyü dönüp dolaşıp beni bulmuştu. Sarhoşluğun da verdiği idrak zorluğu beni ona teslim etmişti. Karim ve evlatlarım o varlığın ateşiyle kül oldular. Sonra yığılıp kaldım. -
17.
+10Elime bir kenarı sivri olan bi taş aldım ve vurdum küpün başına. Gövde kısmına zarar vermeden kırıldı boyun kısmı. Ama bekledigim şey yoktu içinde. Küpü ters çevirip salladım içinden bisey çıkabileceği ümidiyle. Evet çıktı ama hic de tahmin ettiğim gibi değil.. o da ne? bu kül evet küpün içinden küller savrulmuştu kucağıma diz çökerek oturduğum toprakta. Ama bisey olmamıştı bu küpün olaylarla bir ilgisi yok mu acaba diye düşünmeye başladım. Etrafımdan bir ses bir kıpırtı bekledim ama hic bisey olmadı. Evin yolunu tuttum hem sevinç hem de bekledigim yüzleşmeyi yapamamanın vermiş olduğu boşlukla. Dedeme karşı bir ürperti oluşmuştu dünkü rüyadan beri. Farklı bir yorumlamam vardı artik ona her bakışımda ama geçecekti nihayetinde. Pgibolojik bi yaptirimdan fazlası değildi onun olaya dahil olması. Gece oldu ve yatagimdaki kuyu beni yine derin bir rüyanın sularına daldırdı. Bu kez farklı bir yerdeydim. Ve o beş kişi de yoktu. Yürürken sabah tarlada bulduğum küpü gördüm ve elime aldım. Yerden kalkıp dogrulmamla karşımda gözleri dışarı firlamiscasina bana bakan ve avazının çıktığı kadar bağıran çirkin ve pis kokulu bir adam vardı. Ne dediğini anlamasam da bana zarar vereceğini anladığım için kaçmaya başladım. Ama kacmak mümkün değildi. Elindeki demir sopayla bana öylesine vurmaya başladı ki. Normalde olsa iki vuruşla beyninizi patlatabilir. Her vuruşunda yer sallanıyordu. Ama garip olan bisey vardı. Hic bir aci hissetmiyordum. Kan revan içinde kalan vücudumla ayağa kalkıp yuruyememe rağmen tek bir sızı bile yoktu. Uyandığımda değil tabi. Sağlam bir dayak yemiş ve hatta burnumda bir damla kanla açtım gözümü. Artik aklımı oynatmak üzereydim ve birilerine anlatmam gerek diye çıktım odadan. Yine farketmiştim bu kez hissetme duyumu almışlardı benden. Ama neydi bunların anlamı. Anneme anlattım bütün olanları , korktu yüzünden anladığım kadarıyla ama bana çaktırmayacaktı tabiki. Korkma oğlum endişelenecek bisey yok gibisinden bi teselli verdi.
-
18.
+7Aklıma kibrit geldi. Evde büyük boy kibrit vardı hemen aldım bıçağın ağzına sürdüm olabildigince. Yanıma da bi kutu alıp çıktım evden. Muharrem amcanın evine doğru koşarken aklım bir yandan da dedemdeydi. Nolmustu acaba. Bu olay nasıl bitecekti daha doğrusu bitecek miydi. Ve muharrem amcanın evde beni bekleyen şey neydi. 3 gün önce tarlada domates yerken simdi bi adamın boğazını kesmeye gidiyordum. Bu adamın evi ilçenin dışında, müstakil bahçeli bi ev. muharrem amcanın kapıya dayandım başladım yumruklamaya. Ben yumruklarken kapı birden kilitten kurtuldu. (Kapı öyle filmlerdeki gibi gıcırdamadı beyler). Girdim içeri ve bağırmaya başladım muharrem amca konuşmamız lazim diye ama evde hic bir kıpırdama yoktu
-
19.
+7 -1okumayın dedeler
-
-
1.
-1okumayın dedesini bahçede gibmiş
-
1.
-
20.
+2gun gecmıyor kı bı panpamız daha cınlere karısmasın