1. 1.
    0
    Tutarsa amimi gibsinler
    ···
  2. 2.
    0
    Deden eşşegimi gibti aq
    ···
  3. 3.
    +1 -4
    Öncelikle herkese merhaba bu anlatacağım olay kesinlikle gerçektir. Bizzat dedemin başından geçmiştir.

    Dedem Muş’ta yaşarken, diğer köylere gidip çay ve bakliyat benzeri ürünleri satarak geçimini sağlıyormuş.

    Yine bir gün hazırlığını yapar, akşam olunca da eşeğinin sırtına, satacağı yükü yükleyip yola koyulur. Köy kahvesinin önünden geçerken onu gören köylüler; “Mahmut saat geç oluyor, istersen gitme. Gideceğin dağ yolunda kurt veya yırtıcı hayvanlar vardır, biz sana borç verelim vazgeç gündüz vakti gidersin” Derler. Dedem ise sabaha kadar çok geç olur düşüncesiyle bu söylenenleri önemsemeyip reddeder ve yola koyulur.

    Gideceği en yakın köy 4 km uzaklıktaymış. Tabii dağ yollarının taşlı ve engebeli yollar olduğunu varsayarsak yol mesafesi daha uzun zaman alır.

    Dedem bu azimle yoluna devam ederken, bir iki km’lik yolu katetmiş.

    Her şey yolunda devam ederken,  yolun ilerisinde beyaz bir şey görür ve yaklaşır. Bir de ne görsün gecenin 02:00″si ve bir kuzu otluyor.  Hayret edip etrafına bakınır, belki kuzu sürüsünü kaybetmiş veya bir çobanın kontrolünden kaçmıştır düşüncesiyle. Ama etrafta ne bir sürü, nede çoban var.

    Neyse demiş yapacak bir şey yok, bari kuzuyu yanımda zütüreyim. Buralarda kurtlara yem olmasın. Hem gittiğim yerde sorarım sahibini, diye düşünür. Kuzuyu kucaklayıp eşeğin sırtına oturtur ve eşeğe deh der. Der ama eşek bırakın yürümeyi kımıldayamaz bile.

    Biraz evvel dedemi taşıyan eşek sanki bir ton ağırlık sırtına yüklenmiş gibi yorgunluktan ayakları titriyormuş. Dedem öncelikle garipsememiş belki eşeğin farklı bir durumu vardır diye, kuzuyu indirmiş eşeğin sırtından.  Yürütmüş eşeği. Bakmış ki eşek yürüyor, bir kaç deneme daha derken düşünmüş ve  kuzuyu zütürmekten vazgeçmiş. Binmiş eşeğin sırtına. Deeehhhh demiş eşeğe. Eşek tam hareket etmiş ancak gidememiş yine. Olduğu yerde kalmış. Dedem o an bir şeyin kendisine sarıldığını hissetmiş, şöyle bir arkasına bakmış,  kuzu dedemin arkasında oturuyor, üstelik dedeme sarılmış ve kuzunun arka ayakları öyle bir uzamış ki eşeğin boyu kadar olmuş, yerde sürünüyormuş. Bir hiddetle kuzuyu eşeğin üzerinden atmış, dehhh demiş eşeğe ve başlamış dua okumaya. Eşek de o hızla başlamış koşmaya, hızla ordan uzaklaşmışlar.

    Köyün yakınlarında bir yerde, bir akarsu varmış oraya kadar gelmişler. Akarsuya yaklaşınca bir de ne görsün! Aynı kuzu suyun kenarında  dikilmiş dedemi beklercesine dimdik ayakta duruyormuş.

    Dedem ona doğru yaklaşmış bir kuzuya bakmış, bir etrafına bakmış, ne yapabilirim diye düşünürken, biri seslenmiş dedeme;

    “Mahmut ne arıyorsunuz?” Diye alaycı bir ses. Dedem ise, arkadaşlarının kendisiyle dalga geçtiğini düşünmüş. “Arkadaşlar bakın bu kadar şaka yeter.” Demiş.

    Yine aynı ses cevap vermiş dedeme;
    Tümünü Göster
    ···