-
51.
+3"Sevgili Kızım Zehra
Öncelikle senden özür dilerim. Şimdi soruyorsundur kesinlikle. Neden özür diliyorum neden cesetim çürükler içinde diye (dayı ne çürüğü sen bildiğin kurda kuşa yem olmuşsun). Bunların hepsini cevaplayacağım.
Belki hatırlarsın seni yıllar önce bir adama zütürmüştüm. Sen o zamanlar daha çok küçüktün. Hanir hıtrlarsın ya 70lerine merdiven dayamış bir adam oğlu delirmiş ve karısını vahşice öldürmüştü. Bir oğlan çocukları vardı ismi Ahtapot. işte zarfımdan düşen çevşeni ona ulaştırman gerekiyor. Neden mi? Şimdi diyeceklerimi iyi kulak ve delirdiğimi düşünme. Ben kızım çok kötü birşey yaptım birkaç yıllık dünya hayatımı neredeyse heba ediyordum ama o ihtiyar adam ahiretini yıllar önce Azazil'in oğluna satmış. Şeytanların hazinesinden pay kapmak için oğlunu kurban etmiş. Ama tek başına olduğu için hiçbir zaman hazineyi çıkarmayı başaramamış. Oğluda benim gibi iğrenç bir şekilde ölecekti lakin karısının laneti bozması sonucu o delirdi karısıysa vahşice öldü. Kızım bundan yaklaşık bir kaç ay önce bende seni kurban ederek hazineyi almaya gittik. Uzun bir kazma kürek ve ayin meselesinden sonra altın paraları çıkardık. Üzerinde "Kanlı yazılar olan altınları çıkardık". Kişi başı 1000 altın alabildik. Ben kendimi veda ederek sana miras olarak bin altın bıraktım. Artık bilmiyorum ahiretim yandı mı yoksa kaldı mı? Ama bu altınlar sana helaldir.
Sözün kısası kızım bu çevşeni Ahtapota zütürmen gerekiyor. Ve altınlar benim yatağımın altındaki sandıkta yatıyorlar.
Seni seven Baban 21.12.2009
Dedem meğer ölmeden 4 ay önce hazineyi çıkarmıştı ha. -
52.
+4 -1Amık korka korka gittik hastaneye işte Cevdet Y. isimli kişi kaç numaralı oda da kalıyor yanına girmemiz mümkün mü? Felan diye sorduk işte uzun bir soru cevap klasiğinden sonra yanına girmemizin mümkün olduğunu ama fazla yormamamız gerektiğini çok fazla konuşturmamız gerektiğini söyledi.
Tabi bir de yalnız birimiz girebilirdik Cevdet abinin yanına bu şanssız kişide bilin bakalım kim?
Uzun uzun koridorlar geçildi "pıst pıst" kapılar açıldı amık sanki uzaya çıkıyoruz hepi topu ölmek üzere olan bir adamın yanına gidiyorduk. -
53.
+3Beyler şuku ve ilgi geldikçe partlarda gelecek.
-
54.
+4 -1Sabah 10 gibi uyandım kalktığımda yine kahvaltım hazırdı Teo ve Muhammet teselli için uğraşsalarda. inatçı yapım asla kolay kolay teselli olmazdı. Yemeğimi yedikten sonra vasiyet işi aklıma geldi hızlıca hazırlandıktan sonra xxxx Bürosuna doğru yola çıktık Teo ve Muhammet beni konuşturmaya neşelendirmeye çalışsalar da benim üzerimdeki bitkinlik ve halsizlik gülmeyi bırakın nefes almamı bile zorlaştırıyordu. 20 dakikalık bir yürüyüşün sonunda xxxx bürosuna varmıştık ama ben Avukatın ismini bilmiyorum. Hemen dün beni arayan numarayı aradım. Birkaç çalıştan sonra telefon açıldı.
B:Merhabalar ben Ahtapot Necmi
A:Ha merhabalar Ahtapot bey
B:Bugün öğlen için randevu almıştım.
A:Evet evet geldiniz mi?
B:Evet fakat kaçıncı katta ve hangi numaradasınız
A: 3.kat 7 numaralı oda Yıldıray Koru dedi.
Neyse beyler girdik büroya çıktık 3. kata 7 numaralı odayı bulup kapıyı tıklattım. içerden kalın bir ses gel dedi. Girdik içeri koltukta 30lu yaşlarında top sakallı saçları hafiften kelleşmeye başlamış kısa bir adam oturuyordu. Ayağa kalkarak ceketini ilikledi ve "Buyrun Ahtapot Bey" diyerek bize yer gösterdi. Oturduk birşeyler içip içmediğimizi sordu bizde birer çay söyledik. Çaylar gelene kadar başsağlığı vs muhabbetler ettik işte klagib mevzular anlayacağınız. Çaylar geldi ilk yudumlarımızı almıştık ki avukat arkasındaki mavi dosyaların arasından uzunca ve kalın bir zarf çıkardı.
.
.
.
A:Ahtapot bey bu zarfta dedenizin size ne kadar mal varlığı bıraktığı ve kişisel istekleri var.
B:Hemen burada mı açmam gerekiyor
A:Saklayacak bir şey yok, dedeniz o zarfı doldururken ben bizzat yanındaydım.
Bunu deyince kalakalmıştım. Biraz düşünür gibi olmuştum ama sonrasında "la ne bırakcak be 2 daire bi ahşap ev neyii vardı ki herifin neyi bıraksın" kafasıyla açtım zarfı. -
55.
+2Beyler neyse işte Hoca geldi. Böyleyken böyle dedi. Sabah saatleri yaparsak bu işi jandarma alır zütürür geceyi bekleyelim dedi. Bizde el mecbur kabul ettik. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar ibadet ettik abdest tazeleyip ayin için malzemeleri aldık. Hocaya Yesus hikayesini ve rüyalarımı anlatınca oldukça korkmuştu. O bile bir satanist tarikatın içinde olduğumuzu düşünememişti.Tümünü Göster
Hoca bize geçmişten gelen bir tarikattan bahsetti işte.
Kendi dünyalıkları ve para için Şeytana tapan bir tarikat ayinin için olduğumuzu dedemin medrese de öğrendiklerini kötüye kullandığını kurban verip ibadet ederek şeytana taptığını neler döndüğünü özet geçmişti. Kendisi bu tip insanlarla çok az karşılaştığını ahiretlerini yaktıklarını söylüyordu. Tamam hiç birimiz 5 vakit namazında olan insanlar değildik ama tutup ta şeytana da tapmıyorduk.
Zaman geçti beyler fark edilmemek için farları kapatarak hazinenin gömülü olduğu mekana doğru aracımızı sürdük. Ama başımıza geleceklerden bir haberdik.
Beyler mekanı görseniz zaten burada bir takluk var dersiniz. Her yer düz beyler doğudan batıya her yer düz sadece artık kurumuş bir derenin yatağının derinleştirdiği bir yer var. Ağaçlar yarı kurumuş yarısı hala hayat ta bizim aradığımız yerde bu dere yatağının ortasında artık ölmüş bir çınar ağacının dibiydi. Amık bir düşünün ortamı ölü bir çınar ağacı ve üzerine çullanmış onlarca karga. Kargalar her yerde bizi takip eden kargalar. Kara bir bulut gibi üzerimize gölgelenen kargalar.
Arabayı durdurduk hep beraber inip ağacın dibine geçtik. Hoca ağacın etrafına kırmızı mumları dizdi ve yaktı her mum yanına 3er tütsü yaktı kibrite benziyordu bu tütsüler aynı hurma gibi kokuyorlardı. Metal bir tepsi çıkardı çantadan üzerine zemzem suyu döküp daha önce yazdığı ayetleri gömlek cebinden aldı.
Ne yazdığını bilmiyordum ama onları görmem bile bana bir ferahlık getirmişti. Tepsi yere koydu ayetleri tek tek yakarak küllerini suya attı. Ne yaptığını bilmiyorduk ama heyecanlı ve bir o kadar da korkuluyduk. Yakma işi bittikten sonra hoca benden bir damla kan istedi çakısı çıkarıp elimden az bir yer kesti kanım yavaş yavaş küllerden dolayı grileşen suya aktı.
Hoca o andan itibaren birşeyler söylemeye başladı. Bir kaç dakika sonra tütsüler yarıya inince kazma küreği gitirtti bizimkilere. Tutuşturdu ellerimize
Ya Allah! diyerek ilk kazmayı o vurdu. -
56.
+2Yemekten sonra
-Bütün bu olanlar ne Ahtapot? amık ne diyeceğimi bilmiyorum ortalıkta camdan atlayan fenerle dolaşan şeyler var evi inler cinler mi bastı diyim kıza hemen sattım yalanı tabi.
-Ya köpek gibi içiyorlar sonra etrafta birbirlerini candan atlarken görüyorlar. Anasını satim işte ne olacak ya başka. dedim.
-Senin gibi içiyorlar o zaman dedi biraz gülüştük ama bunun kaşlar hala çatılı amık.
(Not:Bu arada beyler Meteden başka eve gelen olmamış o gece )
Hemen başka bir muhabbet açmam gerekiyordu ki unutsun bu olanları. Mete de tek başına iyi duruyordu amık altta ben kızın yanında neredeyse sıçtım. Arkadaşlarımın çoğu münafık çıktı ya. derken girdim muhabbete
-işin var mı bugün? diye sordum.
-Yok ne oldu ki?
-Denize gidelim beraber olmaz mı?
-Olur ama giyecek bir şeyim yok eve gitmem gerek. dedi
-zütürürüm o önemli değil. Tamam mısın şimdi.?
-iyi tamam gidelim bakalım. dedi ama bu kız da korktu lan. Sarı çiyan zangır zangır titreyip anlatınca. Bizim kızıda korkutmuştu. -
57.
+3 -1Kalktım beyler ne olduğunu bilemiyorum. Öğle saatleriydi sanırım bizim bebeler hala sere serpe yatıyorlar amık. Bu kadar erkek kalktığıma bende inanamamıştım. Saatlerin koşuşturmacası ve korkusu beni bu kadar erken kaldıramazdı diye düşünürken kapı çaldı.Tümünü Göster
Gittim kapıyı açtım kırmızı giysili bir oda servisine bakan elemandı kapıdaki 18 yaşlarında belli ki yazları çalışıyor burada. işte konuşmaya başladı.
-Abi buyrun yemeğiniz. Metal bir tepside bir kapakla kapatılmış bir tepsiyi uzattı bana. Aldım hemen elinden çok açtım beyler çok hemen gibtirsin gitsin de yemeğimi yiyeyim diye cebimden hemen bir 20 lira verdim elemana.
Kurt gibi açtım amık hemen girdim içeriye bizim bebeleri uyandırmadan bir sandalye çekip oturdum yemeğe. Kapağı açtım koca bir tavuk beyler işte etrafı yeşillikle felan süslenmiş fırnda güzelce kızartılmış bir tavuk. Hemen tabağın yanında duran bıçaklarla dışından dışından yemeğe başladım amık şeyi oldukça lezzetliydi ya da ben çok aç olduğumdan öyle hissediyordum. Taki bıçakla tavuğu ikiye ayırana kadar. Aman Allah'ım içi böçek ve solunala doluydu hemen ağzımdaki çiğnenen yemeği de tepsinin üzerine kustum. Sandalyeden fırlamıştım ne oluyor lan dedim kendi kendime. Korku ve hiddetle hemen resepsiyona koştum tabi elimde de kurtlu tepsiyle beraber. Ben katları indikce tavuğun içindeki kurtlar ve böceklerde tavuğu yiyor kemiklerini ortaya çıkarıyordu. Birkaç kat indikten sonra karşımda güzel bir kadın vardı. Elimdeki tepsiyi ve kurtları göstererek.
-Bu yemeği kim hazırladı. dedim
Güzel kadın=GK
GK:Yunus usta hazırladı. Çok sinirlenmiştim lan amık karısı elimdeki böcekleri takmıyor yüzsüz yüzsüz "yonos hoco hozorlodo"
-Neredeymiş bakalım şu yunus usta zütür onun yanına beni söyleyecek birkaç şeyim var.
GK:Tamam. dedi ve düştük bunun peşine beni mutfak gibi bir yere getirdi amık karısı neyse.
Karşımda arkası bana dönük yaşlı bir adam havuç kesiyor.
GK:Usta bu adam seninle birşey konuşmak istiyormuş. Usta da ses yok havuca devam
-Usta bir bakar mısın? Usta da ses yok havuca devam.
-Ustaaa. dememle adam havuçları bırakıp parmaklarını kesmeye başladı amık. O anki adrenalinle koşup hemen adamı kurtarmaya çalıştım, yüzünü bana çevirmiştim ki karşımda simsiyah gözleriyle dedemi gördüm. Aman Allah'ın bir anda korkuyla tepsiyi bir köşeye fırlattım çıokan ses beynimde öyle bir yankılanmıştı ki gözlerimi kapatıp başımı iki elimin arasında çınlamaları dindirmesi için kulaklarıma yaklaştırdım. Gözlerimi bir açmıştım ki biraz önce mutfak olan bu küçük oda. Şimdi kanla yıkanmış mermer zeminii tavandan yere sarkan sinekli etleri ve küçük dar pencereleriyle tam bir mezbahaya benziyordu.
Dedem hala bir tabakanın üzerinde elinde paslı bir bıçakla parmaklarını kesiyordu. Bir anada korkunç bir sesle şoktan arınıp tekrar dehşete kapıldım.
Yesus:Benim altınıma dokunanın ellere ne olur görün. Bir anda elime bakakalmıştım. Biraz önce zararsız gibi görünen böcek ısırıkları elimin etini ve kemiğini birbirinden ayırmıştı. Geriye sadece kuru var kansız beyaz kemikler kalmıştı.
Şok Dehşet korku ne arasanız kalbimin içindeydi. Kadına döndüm bakmak için. Eli yüzü şişmiş dudaklar kırmızıdan mora gözlerse etlerin arasında küçüçük hale gelmişti. Elinde benim attığım metal kutu duruyordu.
Ses tekrar yankılandı mezbahanenin duvarlarından.
Senide deden gibi köle yapac---.
Bir anda Muahmmet'in yüzüme vurduğu suyla uyandım.
(Kardeşlerim bu hikaye kısmi olarak gerçek bir kısmıyla da oldukça uydurmadır. Kişilerin isimleri ile birazcık oynasam da karakterler vardır ve gerçektir. Hikayenin içerisinde geçen Zeynep karakterinin ismi gerçek olmasa da yaşananlar tamamen gerçektir.
Son Not: Olay kesinlikle benim başımdan geçmemiştir. Ben sadece olayı ana hatlarıyla birinci ağızdan dinleyen ve olayı hikayeleştiren biriyim.
Yazdığım notlar tamamen doğrudur mesela olayı yaşayan kişi Abdülle bir daha hiç görüşmemiştir.) -
58.
+2Masada olanları anlattım bizim bebelere rüyamı korktuğumu cevşenleri işte Muratın Metenin kevaşesinin ve benim başıma gelenleri öylece gün yüzüne çıkardım. Teo Korkmuş Muhammet le Metehan münafıklarının gibinde bile değildi. Muratla Abdülde nötrdü işin doğrusu. Beyler bakın bu parada birşey var. Benim dedim kuru bir emekli maaşı alan bir adamdı tüm hayatı boyunca maaşını biriktirse bu kadar para etmez lan. dedim
Bizimkilerin gibinde miyiz amık yok elemanlara giren çıkan yok ki. En son dedim artık benim dedeme sık sık elinde parşömenlerle gelen huurlar olurdu. Define gömü işi işte bilirsiniz lan. işte o zaman biraz dikkatlerini çekmiştim, bende başta ihtimal vermek istemiyordum ama dedem belkide bu huurlarla beraber gömü işine girmiş ve bu parayı kaldırmıştı.
.
.
.
Bebelerde ihtimal verdi dediklerime Teo bilirdi bu işleri anlatmaya başladı.
-Beyler üç harfliler kimi zaman sahipsiz hazineleri sahiplenirler kimi zamanda hazineyi gömen kişiler hazineyi sadece soylarından biri çıkarabilsin diye başına bir üç harfli dikerler. Kimi zaman kandırırsın bu üç harfliyi ama genelde sonu hüsran olur. dedi
Tabi bizimkiler yusuf yusuf. Murat birşeyler demeye başladı.
-Bak kanka benim bildiği bir hoca var xxx köyünün xxx ilçesinde onun yanına gidelim o bize bir yol gösterir gerekirse dibina godumun parasını geri gömeriz. Üç harflilerle mi? uğraşacağız. Dedi.
-Tamam ondan sonrada kalkar benim memlekete gideriz orada neler olup bittiğini öğreniriz. dedim
Beyler buraya kadar sıradan bir hikayeydi asıl macera buradan sonra başlıyor... Kimler neye bulaşmış bu para nereden gelip nereye gitmiş onu anlatacağım size. -
59.
+2Hemen bir parça odun aldım kömürlükten gerekirse camı kırcak sonrada eve girecektim. Polisler gelse de Selman amca beni kurtarırdı ne de olsa. Biraz daha kapıyı kırarcasına vurduktan sonra baktım olmuyor evin arka tarafına geçtik orada hem bizi görecek kimse yoktu hem de buradaki pencere yere daha yakındı.
Kırdım camı içeri girdim normal bir evdi 1. kattaydım bizimkiler gibi aile bireyleri kesinlikle taban katta oturmazlardı çünkü orası gayet soğuk olurdu. Selman amcada üst katta olmalıydı diye düşündüm. hemen ahşap merdivenleri çıktım. odaları tek tek geziyorum yatak odasına girmiştimki. Oracıkta kusacaktım, Selam dayı yaklaşık 5-6 ay önce nalları odasında yatarken dikmiş gibi beyler.
Beyza çarşafların üzerinde kurtlar kemiklerinden ayrılan eti yiyordu. Midem kalktı amık Teo bunu görmemeliydi. Cama çıktım bizimkilere bağırdım işte gelin diye ama Meteye Teoyla alt katta kalın Muhammet sen yanıma gel dedim.
Bunlar gelene kadar bir sigara yaktım artından etrafı kolacan ediyordum ki. Aynalığın önünde kızıma yazan bir mektup buldum. Hemen açtım amk münafık'ı ne yazmış olacakki acaba.
Zarfı açar açmaz bir çevşen daha düştü. Vay anasına neydi bu cevşen aşkları bu adamların.
Her neyse koydum cevşeni masanın üzerine Kağıdın katlanmış yüzeyini açıp okumaya başladım. -
60.
+3 -1Elimizde fenerler odanın köşesine kümelendik amık elimde o iğrenç kutu. Köpek gibi korkuyorduk Teo elindeki gibik feneri kapının ağzına doğru tuttu. Bir gölge kapının arasından hızla diğer tarafa çekip insan kahkahasına benzer bir ses çıkardı bizim Muhammet imana geldi resmen putperest bin Dua felan okuyor. Teo ağlamaya başladı. Ben zaten iptaldim lan bizim bebeler kurban değildi ki. 1 sırada olan bendim bana bıraktılar bütün musibeti öldülar amık.
Herneyse aramızda tek mantıklı kalan Meteydi. O da Allah tan öylebir durumda plan geliştirip. Korku ve kasvet dolu sesiyle kekeleye kekeleye.
-Pencere beyler pencere dışarı atlayalım.
Amık Teo hala yerde titriyordu adam resmen kilitlenmişti. Muhammet hemen ayağa kalktı. (Hah ha ha. koridordan hala korkunç bir kahkaha sesi duyuluyordu.) Ben hemen elimdeki gibik kutuyu kapattım ve Muhammetin arkasından bende ayağa kalktım.
Muhammet ne kadar zorlasa bir türlü açılmıyordu amık penceresi. Elimdeki kutuyu o pencereyi zorlarken son güzümle cama vurdum. "Küt çangır çungur" Bütün cam anında yere inivermişti Sağda solda kalan cam parçalarınıda temizledikten sonra Muhammet hemen dışarıya atladı. Yerde korkudan titreyen Teoyu Meteyle beraber kaldırarak Muhammetin şefkatli kollarına bıraktık. Ardından Meteyi attım dışarıya Kutuyu Muhammet'e uzatarak bende dışarıya çıktım Son Hız evden kaçıyorduk.
Uzaktan eve döndüğümde çatıda dedemi koşarken gördüm dehşet verici bir görüntüydü. Dedem çatıta dikilmiş bizi izliyordu. Gözleri tamamen siyah kollar gövde kadar kalın ve yerde sürünüyordu. Her zaman giydiği beyaz takım elbisesi leş gibi kan olmuştu. Ve hala tiz bir kadın sesiyle bize karşı kahkaha atıyordu.
Biz ise Meteyle beraber Teonun konula girmiş sokakta hızla belirsiz bir yere doğru içi kan dolu bir kutuyla koşuyorduk. -
61.
+3 -1Birkaç metre son metal bir kutu çıktı karşımıza mühürlü felan beyler öyle boş beleş bir kutu değil yani. Normalde gri olan kutu toprakla beraber kararmaya başlamış bile. Kalın bir iple iyice dolanmış sonrada mumla mühürlenmiş bir kutu öyle korkutucu bir şey bu amık kutucu yani.
Teo nas felak okuya okuya açtı huur kutuyu amık öyle bir koku yok lan kan insan dışkısı sidik ve bol bol çürümüş hayvan kokuyordu amık kutusu. (Not: Bizim Muratla bir daha asla görüşmedim o da aramadı zaten geçenlerde bir yerde uzaktan göz gööze geldik resmen benden kaçtı.) (Not2: Metenin midesi biraz hassatır kusarak odadan dışarı çıktı)
Teo bağırıyor zaten adam korkuyor amık birde olanlar hep bunun başına geliyor. Kutu kan doluydu amık üzerinde jaletinlenmiş kağır parçaları yüzüyordu.
Teo:Aman Allah'ın Aman Allah'ın Bismillah bismi, llah.
Muhammet: Amık Murat'ı kaçtı tabi bin.
Ben: Tamam tamam amık tamam sakin olun artık
Teo:Allah'ın yardım et bize yardım et.
Kutuyu aldım Teonun elinden bu sırada Mete koşarak içeri girdi
Mete: Ananı gibeyim o ne lan dışarıda birşey var amık koridorda biri var
Muhammet:Lan ne diyorsun sen
Ben:Murattır belki amık korkmayın
Teo: O huur kaçtı lan gördüm amık arabaya biner binmez son hız kaçtı bin.
Mete: Ne oluyor lan Ahtapot senin takuna geldik buralara
Teo: Bismillah Bismillah
Ben: Sakin olan lan binler
Amık koridorda biri yoktu amık birileri vardı. Garip bir uğultu ve patırtı sesi vardı. -
62.
+2Boynum boştu amık. Boynuma astığım çevsen yoktu kesin o muallak turist bebeler çalmıştı çevşenimi. Bir yandanda yusuf yusuf'um beyler çevşen gitti amık ne yapacaktım şimdi ya sarı çiyanla murat'ın gördükleri gerçekse bende de yoktu artık çevşen taku yemiştim anlayacağınız. Ama Kız gitti ya amık hemen ergen tribine büründüm ne olacaksa olsun amık diyerek girdim banyoya. Tam bir salaklık ne olacak dibina goyim diyordum..
.
.
Neyse girdim banyoya açtım suyu yattım küvete keyfime diyecek yok amık orada bile yaktım sigara mı... 5-10 dakika sonra amık bu böyle olmayacak diyip birde kola getiriyim dur sen şuraya dedim. Çıktım amık banyodan geçtim mini dolabın önüne aldım kolamı tekrardan banyoya geçtim.
.
.
Amık şok olmuştum, kusacaktım neredeyse o kokuda neydi öyle. Küvet komple kıpkırmızı olmuştu ve kırmızı sıvının üzerinde kıllar felan yüzüyordu. Hemen lavaboya kustum. suyu aştım ki oradanda kıpkırmızı iğrenç yoğun birşey akıyordu. Korkudan hemen alt kata indim.
.
.
Abdül yemek yiyordu. Benim o halimi görünce hemen yanıma koştu. Bornozun altında titreyen bir baden vardı beyler konuşamıyordum. Nefes nefese kalmıştım amık. Abdül'e
-Çabuk çabuk benimle gel. dedim
Koşarak yukarıya çıktık banyoya soktum bunu. Bu malda bornozlu çıplak bir adamın arkasından banyoya giriyor anlamış değilim. Küvete bir baktım amık delircektim neredeyse biraz önce kıpkırmızı bir sıvıyla dolu olan küvet şimdi su doluydu. Abdül de kızmıştı benim telaşlandırmama
-Ne oldu amık ne diye çekiştirdin beni buraya bin.
-La lan bu.. bura..da bi.raz önce kıllar kan felan vardı.
-Hastir lan oradan amık uyuşturucu mu? kullanıyorsun sen. Allahtan bir para geçti elinize hemen eroin hemen amık binleri sizi. diyerek çıktı odadan gibinin köşesine bile takmamıştı ama ben ne gördüğümü çok iyi biliyordum. -
63.
+3 -1Bizim binler zar zor ikna olmuşlardı. Hatta Murat neredeyse cayacaktı ama onu da arkamızda zorla da olsa sürüklemiştik.
Saatlerce süren yolculuklar yemeden içmeden hatta uyumadan geçen günler bizim bebeleri çok yormuştu. Ama dib korkusuna hepsi arkamdaydı. isterlerse olmasınlar.
Neyse tekrar gelmiştik bizim dedenin evine Amk kargaları sanki evi bekliyorlardı. Amık evinin üzerinde bir parça kara bulut ekgib o da olsa tam cafı evi aq. Allahtan çevşeni iki sallayınca kaçıyor binler.
işlerimiz acildi beyler korku ve yorgunluk hepimizi esir edecekti neredeyse. Ece girdik her yer zaten incin (Geçen ki taramada hiçbir yeri düzeltmemiştik)
Zemin kata indik dedem burayı hiç kullanmazdı soğuk olurdu (Lamba bile yok amık katında fenerlerle indik aşağıya) . Adam tabi 87 yaşına kadar yaşadı her türlü hastalık vardı. Her neyse odaları tek tek kontrol ettik. Sonunda bir oda da sehpayı bulduk ama altında felan bir şey yoktu.
Teo: Beyler yerin altında olmasın
Murat:Beyler gibtir edelim ya bırakalım bu işi
Ben:Lan ne bırakması bu lanetle m,? yaşayalım
Muhammet:Amık buraya kadar geldik ben bırakmıyorum lan
Mete:Lan amma da korktun lan gibtir git istemiyorsan.
Ben:Kimseyi burada zorla tutamam. Tek başıma olsam da elimden geleni yapacağım
Teo: Buradayım amık giden gitsin.
Murat:Eeee gibetim lan sizin işinizi ben gidiyorum
Mete:Gibtir git lan ödlek herif
Muhammet:Bu kadar dayandığı iyi lan bu herifin
Ben:Lan tamam git. Kimsenin nazıyla uğraşamam şu saatten sonra.
Amık verdik bine bir fener çıktı yukarıya teo ve meteden bununla çıktı (Bahçeden kazma kürek alacaklardı. Birkaç dakika sonra bu binin arabasının sesini duydum ardından Mete ve Teo da geldi.
"Ya Allah vurduk" zemine kazmayı (Tabi önce parkeler söküldü. -
64.
+3 -1Odasına girdim elemanın sere serpe yatırmışlar bunu amık alçı almadıkları yeri kalmamış aq pipetle besleniyordu bin. Diş kalmamış ki konuşsun eleman bir de girişte laga luga yapıyorlardı. Neyse geçtim bunun yanına oturdum. Abi dedim
Kafayı bana doğru çevirdi ama beyler çıkan ses aynen şöyle "tard dad da dart" felan amık kütür kütür kemikleri dönüyordu adamın. Nereden atladıysa artık.
Beni görür görmez bir gözleri büyüdü. Ağlamaya başladı la adam ağlıyor hıçkıra hıçkıra ağlıyor amık. Ne oldu diyemeden konuşamaya başladı. Ama elemanın ağzında diş kalmamış ki
-Ahtapot koçum geldin ha
-Geldim abi ne oldu sana. Niye intahara kalkıştın nereden geldi bu kadar para.
-Koçum benim fazla vaktim kalmadı. Dedinin evine git zemin katta ki sephanın altına bak evladım. dedi
Bunları der demez zaten öksürmeye başladı eleman öyle öksürüyor ki amık sanki akciğerlerini kusmak için çırpınıyordu. Hemşireler geldi beni dışarıya çıkardı. Ne yapacağımı bilemedim benim başıma bıraktıkları musibet yüzünden kızsam mı yoksa şimdiye kadar yaptığı iyilikler için üzülsem mi bilemedim. Oda dan öylece ifadesiz ve sessizce çıktım.
Ama bizim bebelere tekrar memlekete dönüyoruz demek kolay olmayacaktı. -
65.
+2Amık çok geçmede etraftan dehşet verici sesler gelmeye başladı. Aklımızı kaçıracaktık, Her yerde cızırtılı kelimeler ve akıl almaz sesler geliyordu. Teo ve Mete mest olmuş sesleri diliyor Muhammet be ve hoca aldırmıyor kazmayı vurdukça vuruyorduk. Pat Küt sesleri Uuuuu Çat Çat seslerie karışarak ovanın etrafında oradan oraya çarpıp yükseliyordu.
Yasin oturduğu yerde korkmuş bizim ne yaptığımızı anlamaya çalışıyordu. Birkaç dakika sonra hoca durun dedi. Biz de bir soluk alıp sigaramızı yaktık. Hoca yeterice derinliğe geldiğimizi artık gömebileceğimizi söyledi. Çıkardık altın sandıklarını indirdik çukurun dibine koyduk tam çıkacağız. Bizimkiler salak salak etrafa bakıyor.
Çıktığımızda bizde neredeyse sıçıyorduk. Etrafta kara kara gölgeler bizi izliyordu beyler kedi aralarında konuştuklarını rahatlıkla anlayabilirdiniz. Fısıltılar arada çıkan iğrenç çığlıklar bizi korkutuyordu. Yasin in sinirleri bozulmuştu. Ayağa kalkıp tüfeğini kaptığı gibi gölgelerin kalabalıklaştığı bir noktaya 2 el sıktı. Biraz önceki eşeli fısıltılar öfkeli cümlelere dönmüştü. Hoca oldukça soğuk kanlı bir şekilde dualarıı okuya okuya sadıkları üzerine toprağını atıyordu.
Bizde yavaşta toparlanıp küreklerin başına geçtik. toprağı attıkça etrafta biraz daha kara gölge azalıyordu. Sonunda tamamen gömdük hoca tepsideki küllü ve kanlı suyu toprağı üzerine döktü. Herşey rayına oturdu arabalarımıza bindik ve memleketlerimize gittik.
Teo: Aylarca pgibolojik yardım aldı.
Muhammet: Hala aynı evde kalıyoruz.
Mete:Okulu değiştirdi. Giderken Teoyu payına düşe parayı ve çevşenlerden birii almayı unutmadı.
Yasin:O günden kimseye bahsetmemeye yemin etti tabi 10 bin liraya ikna oldu.
Ben: Birkaç sene paramla Zeynep'i aradım fakat bir işe yaramadı şu an okulumu son senesini okumaya hazırlanıyorum -
66.
+3 -1Dinleyen var mı? Beyler
-
-
1.
0Devam et amk hadiii
-
1.
-
67.
+1Burdayız devamm et
-
68.
+3 -2Nasıl koştuysan amık yarın saatklik yolu 5 dakikada gitmiştik. Amık soluk soluğa kaldık. Teo hala titriyor hala dua ediyordu. Mete çatıdaki huur kimdi lan kimdi diyordu. Muhammet bir köşe çökmüş
-Allah'ın affet bizi biz neye bulaştık diyordu. Mete aniden kalkıp yakama yapıştı bunlar hep senin yüzünden oldu lan bin. Dedeni de senide gibeyim. Diyip bana bir yumruk attı. Muhammet ve Teo hala şoktaydı. (Bende artık çevşenlerin bile bir işe yaramadığını anlamıştım.) Yanağım Metenin yumruğuyla kızarmış ama korkunun getirdiği adrenalin bana hiçbir şey hissetirmemişti.
Mete tekrar oturduğunda kutuyu açtım ve içindeki inanılmaz kokuya dayanarak içindekileri yere döktüm içinde 3 parça jaletinlenmiş kağıt vardı.
Şunlar yazılıydı. -
69.
+1devam et panpa takipteyim.
-
70.
+1Belki bir yerde görürüm diye evden çıktım saat 3 civarıydı. Hava hafif kapalı ve serin serin esiyordu. işte beyler belkilerle çıktım yollara Zeynep'i bir kere daha görmek için herşeyimi verirdim. Yani kısacası aklımı ona emanet ederek düştüm yollara. Gezmediğim sokak gezmediğim cadde kalmadı ama hiç bir yerde yoktu. Evine gitmeye karar verdim birkaç kez ama her seferinde geri adım attım. (Şimdiki aklım olsa amık giderdim.) Akşam saatleri iyice ilerlemiş bende oldukça yorulmuştum. Sonra aklıma şarkı söylediği kulüp gelmişti.
.
.
.
Beyler ne yalan söyleyeyim giderken illa göreceğim diye gitmiyordum. Yoksa da bir iki birşeyler içer eve öyle geçerdin. Uzun lafın kısası daha kulübün olduğu caddeye girer girmez o ilahi sesini duymuştum.
https://www.youtube.com/watch?v=W5If8eYeiiA
iz bırakanlar diyordu unutulmaz diyordu. Utangaç bir havayla girdim kulübe öyle ön sıralara felan geçmedim. arkada barmenin olduğu yerde bir kaç şat söyledim dinliyor bir yandan da içiyordum. Ben onu öylece izliyordum ama o beni görmüyordu bile. Zaten amacımda oydu ne zaman görecek gibi olsa siniyordum. Görse ne derdim ne yapardım o an için bilmiyordum o yüzden göz göze gelmenin hiçbir anlamı olmayacaktı.
.
.
.
Kaçtım yani beyler kısacası hayatımın aşkından kaçtım. iyice kafa olunca çıktım, ne yalan söyleyeyim biraz daha kalsam ağlayacaktım çünkü. Saat 12 civarıydı hafif yağmur tiselemişti cebimden bir dal çıkardım ve kulübün önünde bekledim belki yine gelir yakarda yeni baştan başlarız diye ama ne o geldi ne de benim biraz daha beklemeye cesaretim vardı kendim yaktım sigaramı başladım yürümeye o hala söylüyordu.
https://www.youtube.com/watch?v=OzFRE5nWkOA
başlık yok! burası bom boş!