-
176.
+1Cok güzel yazmissin panpa gayet sürükleyici
InsAllah bitirirsin de. Isten gücten firsat buldukca okuyorum eline saglik -
177.
+1Boynum boştu amık. Boynuma astığım çevsen yoktu kesin o muallak turist bebeler çalmıştı çevşenimi. Bir yandanda yusuf yusuf'um beyler çevşen gitti amık ne yapacaktım şimdi ya sarı çiyanla murat'ın gördükleri gerçekse bende de yoktu artık çevşen taku yemiştim anlayacağınız. Ama Kız gitti ya amık hemen ergen tribine büründüm ne olacaksa olsun amık diyerek girdim banyoya. Tam bir salaklık ne olacak dibina goyim diyordum..
.
.
Neyse girdim banyoya açtım suyu yattım küvete keyfime diyecek yok amık orada bile yaktım sigara mı... 5-10 dakika sonra amık bu böyle olmayacak diyip birde kola getiriyim dur sen şuraya dedim. Çıktım amık banyodan geçtim mini dolabın önüne aldım kolamı tekrardan banyoya geçtim.
.
.
Amık şok olmuştum, kusacaktım neredeyse o kokuda neydi öyle. Küvet komple kıpkırmızı olmuştu ve kırmızı sıvının üzerinde kıllar felan yüzüyordu. Hemen lavaboya kustum. suyu aştım ki oradanda kıpkırmızı iğrenç yoğun birşey akıyordu. Korkudan hemen alt kata indim.
.
.
Abdül yemek yiyordu. Benim o halimi görünce hemen yanıma koştu. Bornozun altında titreyen bir baden vardı beyler konuşamıyordum. Nefes nefese kalmıştım amık. Abdül'e
-Çabuk çabuk benimle gel. dedim
Koşarak yukarıya çıktık banyoya soktum bunu. Bu malda bornozlu çıplak bir adamın arkasından banyoya giriyor anlamış değilim. Küvete bir baktım amık delircektim neredeyse biraz önce kıpkırmızı bir sıvıyla dolu olan küvet şimdi su doluydu. Abdül de kızmıştı benim telaşlandırmama
-Ne oldu amık ne diye çekiştirdin beni buraya bin.
-La lan bu.. bura..da bi.raz önce kıllar kan felan vardı.
-Hastir lan oradan amık uyuşturucu mu? kullanıyorsun sen. Allahtan bir para geçti elinize hemen eroin hemen amık binleri sizi. diyerek çıktı odadan gibinin köşesine bile takmamıştı ama ben ne gördüğümü çok iyi biliyordum. -
178.
+1bREZZers
-
179.
+1Amık ne oluyordu lan Bizim Teo neler yapıyordu amık. Hocadan hocaya ayinden ayine koşuyordu bin. Lan başımıza yine belaları açmıştık. Teonun korkusu ve ruhsal bozukluğu sırrımızın yayılmasına yol açmıştı.
Mete sayfayı çevirdi. Yeni bir sigara yakıp kolaları fulledi.
169. sayfa
"Hoca dualar okuyor okudukça sesi yükseliyor, kendinden geçiyordu. Çocuk gözlerini kapamış suyun içinde ayakta öylece duruyordu. Hoca okudukça okuyor kendinden daha çok geçiyordu. Korkmaya başlamıştım lan çok korkuyordum.
Oda bir zaman sonra yavaş yavaş kararmaya başladı. Duvarların köşeleri gölgeleniyor odayı korkunç bir uğultu yayılıyordu. Hocanın arapça sesi korkumu katlatıyordu. Lanet yere nereden gelmiştim.
Çocuk birden gözlerini açtı. Ama gözleri tamamen simsiyahtı. Tamamen. Donuk donuk bakıyordu. Hoca girdiği transtan bir dakikalığına çıkınca çocuğun gözleri gördü. Belliydi o da korkmuştu.
Çocuk dev gibi genişleyen ağzını açtı.
-Beni bu bedene kim kilitledi. dedi ama sesi o sesi yok mu beni o kadar korkutmuştu ki hemen yerimde sürüklenerek duvara doğru kaçtım. O da neredeyse karartılardan görünemeyecek kadar gölgelenmişti.
Çocuk etrafa bakındı ama başını her cevirişin de boynundan kemir sesleri geliyordu.
Hoca hala okuyordu. Ama çocuğun onu dinlediğini sanmıyordum. Çocuk gülmeye başladı hoca okudukça o kahkahalar atıyordu. Hoca duaları bırakıp konuşmaya başladı.
-Senin adın sanın nedir dumansız ateşten yaratılan.
-Yesus derler bana ihtiyar. Tanırsın elbet beni.
Hoca korkmuştu. Neyle karşı karşıya olduğunu bilir gibiydi.
-Yesus bu Allah kulundan ne istersin.
-Altınlarımı. dedi sonra başını hızla bana çevirerek
-Hepsini diye ekledi.
-Şerden Allah'a sığınırım ki senin o altınlarda hakkın yoktur. Mülk Allah'ındır. dedi hoca
Çocuk kahkaha atmaya başladı etraf her ses tonuyla daha da kararıyordu. Hoca cümlelerle baş edemeyeceğini anlayınca dualar okumaya başladı.
Ama çocuk bir anda Hocayı boynundan tuttu ve sesini kesti." -
180.
+1Hoca Musa diye bağırdı. içeriden biraz önceki çocuk girdi. Çocuğun kulağına birşeyler fısıldayıp gönderdi. Bende neler yaptığımızı anlattım hocaya düşünceli ve dur şimdi sen neler olduğunu anları dedi.
Çocuk içeriye plastik bir leğen, bir şise su ve bir defterle girdi.
Hoca dualar okuyarak leğene suyu boşalttı ve defteri eline alıp gömleğinin iç cebindeki kalemiyle arapca bir şeyler yazdı deftere her cümleyi yırtım dualar okuya okuya suya attı. Sonra O sessiz çocuğu leğene sokup soydu. Çocuğun üzerinde sadece baxırı kalmıştı.
Saçımdan bir tel alıp suya attı." -
181.
+1"Uzun bir yolculuktan sonra hocanın evini bulmuştum. Kapısını çaldım çok geçmeden kapısı 8 yaşlarında bir çocuk aştı. Hoca efendi içeride mi? diye sordum hiç ses etmeden beni içeri kabul etti.
Ayakkabılarımı çıkarıp içeriye girdim. Ev 2 oda bir salon köy evlerine benziyordu. Hocayı kapı aralığından görmüştüm bağdaş kurmuş yerde tesbih çekiyordu.
Çocuk kapısı açtı içeri girmemi işaret etti. Girdim hoca hemen ayağı kalktı. Sızka uzun bir adamdı hoca sesi kalın düşündüğümün aksine sakalsızdı. Buyur etti beni. oturdum karşısına" -
182.
+1Beyler o birinci entry 10 şuku olunca Devamı gelecek beyler
-
183.
+1Şu birinci Entry 10 Olsun bi beyler hadi bi yüklenin bi zahmet...
Hikaye 3 ya da 4 bölüm olacak 2 bölüm yazılı...
3.Bölüm ise başlandı... -
184.
+1Ben artık yorulmuş ve bıkmıştım. Yerde durak yatak bazasının üzerine bağdaş kurup oturdum. Beyaz gömleğimin cebinden kırmızı Winstonumu çıkarıp bir dal yaktım. Derin derin nefesler alıyordum elimdeki zehirden. Gözlerim bir noktaya kilitlenmiş 3 yıl önce yaptıklarımızı düşünüyordum. Aklım Teoyla geçirdiğim onca senede süzülüp duruyordu. Metenin karıştırdığı raflar ve resimler umurumda bile değildi. Sadece geçmişi düşünüyordum. O geceyi hep hazineyi gömdüğümüz o geceyi düşünüyordum.
Bir yanım keşke o çukura beni gömselerdi diyor bir yanım kurtuldun diyordu. Nah kurtulmuştuk amık bu bir lanetti senelerce sürecek bir lanet arada unutturuyordu işte sonra normalleştiğin bir anda tekrar başlayıveriyordu işte. Ne kadar da taktan bir hayattı bu be param var, iyi bir okulum var ama yeter mi bunlar tabi yetmez amık. Bu ikisini alana yanında bir de ölü bir anne delirmiş bir baba ve satanist bir dede hediye.
Amık dedem ölmüş ardında hayatım boyunca belki kazanamayacağım kadar para bırakmıştı tabi laneti ekgib olur mu aq? Tabi olmaz Yesus isimli bir ifriti başıma musallat etmişti. Tamam amık her şeye tamamda bitti dediğimiz bu zamanlar da neden tekrardan başlamıştı bu gibiklik.
Mete bir an odaklandığım noktada kahverengi vir defter sallamaya başladı. Buldum amık buldum diyordu. Bilmiyordum amık Metenin bu hayatta yaşaması için önemli olan neydi amık dünyayı daha iyi bir hale getirecek bir bilim insanı değildi ya da ne bileyim eline bakan 3 çocuk babası biri de değildi. Neden bu kadar hayatına önem veriyordu acaba. Yok olup gitse ne beni ne de onu arayacak kimse yoktu büyük ihtimal yokluğumuzun anlaşılması seneleri alırdı.
Metenin gülüş sesi ve odaklandığım yerde hareket eden gibik madde beni daldığım dünyadan uyandırdı. -
185.
+1Tam bir sayfa daha çevirecektim ki Mete artık yeter kardeşim şimdi biraz uyuyalım kalktığımız da kalan kısmı da okuruz dedi. Mecbur kabul ettim amık bana kalsa uyumak istemiyordum ama vücut dayanmayacaktı artık o kdar hüzne ve uykusuzluğa. O günlerden sonra derin derin uyuyan ben yeniden uykusuz günlere alışmam oldukça zor olacak gibiydi.Tümünü Göster
Son bir sigara son bardak kolamı da içtikten sonra Metenin gösterdiği yere yattım üzerimi felan değiştirmedim ha öylece yığıldım. Ağır içkili olduğuınuz bir gün eve geldiğiniz yattığınız gibi yüzü koyun serili verdim yatağa. Saat sabahın 6 buçuğuydu uykuyu bulduğum zaman.
Birkaç dürtükle uyanıverdim. Hala uykusuz bir o kadar da sersemlemiştim. Uyandıran vefasız Mete biniydi. Kalk lan kalk kahvaltı hazırladım. istemeye istemeye kalktım Saat kaçtı ne zamandı hiç umurumda değildi. Kalktım yüzümü yıkarıp üstümü başımı düzelttim.
Birkaç dakika sonra Masada bekleyen Meteye katıldım Mete vefasızı yine vefasızlığını göstermiş. Yemeğe benden önce başlamıştı. Çayımı doldurdum yemeğe başladım amık Meteye bakmadan sadece karnımı doyurmak için yiyordum.
Derken Mete elimi tuttu. Tamda zeytinlere uzanırken. Ama bir tuhaflık vardı, tırnakları uzun ve sivri elleri ise et renginden çok bir cesedin ellerine benziyordu. Kafamı çevirdim. Mete odaklanmış bana bakıyordu amık Gözleri simsiyahtı, öyle gözünün aklığı felan yoktu lan bildiğin simsiyahtı saçlar havalanmış oraya buraya uçuşmuştu. Yüzü kırış kırış sanki 70 yaşındaki dedelerin yüzüne dönmüştü yüz kasları sanki bir kaç aylık cesedin kasları gibi hafiften çürümüştü.
O an onu görür görmez hiç hareket etmedim amık refleks olmuş artık amık normal karşılıyordum böyle şeyleri düşündüğü tek şet kıprdamazsam belki birşey yapmazdı.
Korku değil artık tamamen rahatsızlık duymaya başlamıştım. Yeter diyordum içimden neler gelecekti daha başımıza.
Neyse ama düşündüğüm gibi olmadı kıpırdamadım ama o yinede dev ağzını açtı ve masa da bir şey aldı ve tam karşımda salladı.
Aman Allah'ın bir göz masadan çürümüş elleriyle bir göz almıştı amık. Benim yüzümdeki dehşetten mutluluk duymuş olacaktı ki tebessüm ederek ağzına attı gözü ve çiğnemeye başladı lanet mahluk.
içime dolan korku ve nefretle hemen masaya baktım biraz önce peynir yediğim tepsinin üzerinde şimdi Teonun bir gözü oyulmuş çürümekte olan kafası vardı. Kalbimi ele geçiren dehşet ve adrenalinle hemen ayağa fırladım ama Mete bu hareketimi beğenmemiş olacak ki. Anlamadığım bir kaç kelime söyleyip beni olduğum yerden havalandırıp karşı duvara sabitledi. Amık hareket edemiyordum bir yandan da ölesiye korkmaya başladım ne kadar hareket etmeye çalışsam da sanki vücudumdaki her hücreye binlerce ton ağırlık yüklenmişcesine kendimi ağır hissediyordum.
Mete korkutucu bir hızla masadan kalkıp tam karşıma geçti. Eğilip bükülüyor her hareketinde iğrenç bir kemir kıtırtısı seni yükseliyordu eklemlerinden. Ağzını yılan gibi açtı ve binlerce erkek ve kadın sesinin aynı anda çıktığı ses telleriyle konuşmaya başladı.
-Benden kaçacağınızı mı sandınız? Ben zaten konuşamıyordum konuşsam da cevap veremezdim, vermezdim zaten ne diyecektim ki
-Ahahahahaha. çok korkutucu cızırtılı ve yankılı bir kahkaha attı.
Bir an da o korkunç kahkahayı bir ses kesti derinden gelen bir ses. Her yerden yükselen bir ses. Allah'ın daveti böldü ifritin zafer dolu kahkahasını. Kudretliydi fakat bilmiyordu ki asil zafer inananlarındır.
Allah-u Ekber, Allah-u Ekber... ...
Beni bu dehşet verici kabustan Akşam ezanı uyandırmıştı. -
186.
+1Sayfayı tekrar çevirdim Mete yanımdan bir an olsun ayrılıp dolaptan bir şişe kola ve 2 tane bardak alıp gelmiş. Dakikalardır yere çırptığımız küllerden artık uzanmış olacak ki salondan da küllüğü kapıp gelmişti. Bardakları fulledi Winstondan ikimize de birer dal yaktı. Bir yandan okuyor bir yandan da her nokta da sigaramdan bir nefes alıyordum arada susadığım zamanlarda koladan bir fırt alarak dudaklarımı ıslatıyordum.
165. sayfa
"Bir kaç dakika sonra yazıhanenin arkasından adam elinde 1 sayfayla çıktı. Yağlı kağıda yazılmış arap alfabesiyle yazılmış kelimeler vardı. Bana doğru söylüyorsun Yesus tehlikeli bir ifrit dedi.
Demek ki bana güvenmemiş gidip araştırmıştı. Ama neyse umrumda değildi şimdilik bunlar.
Hazinelerin üzerine yatan bir cin aşiretinin reisi ve cinler arasında en uzun yaşayan soya bağlı bir mahlukmuş. Hoca anlatıyor ben daha çok korkuyordum.
Korktuğumu anlamıştı sanırım bana dönüp inna Fetahna Lekefetten Mübina dedi
Tüm kapalı kapılar açılır demekmiş. Evet bende tüm kapalı kapıları açmaya gelmiştim.
Bu işi iyice araştıracak sonuna kadar gidecektim. Ama bu sefer yalnız kimseyi bulaştırmadan. Sadece ve sadece kendi başıma."
Vay amık Teo tek başına bir ifrite kafa tutmuştu ha. Lan bu çocuk ne yapmıştı. Kafayı yiyecektim. Buraya gelmeden öce 3 günde içtiğim paketi yine günlük bitirmeye başlamıştım.
Lan zarfi ziyandık lan bu hayatta bende bir avuç ilaç içip son vermek istiyordum bu saçmalıklara ama aklım izin vermiyordu buna.
Ne de olsa
"Rabbin olan Allah seni ne terk etmiştir ne de sana darılmıştır" /DUHA suresi 3. Ayet/ diye düşündüm. -
187.
+1Devam et hacı
-
188.
+1Okuyoruz okudukça duygulanıyoruz, meraklanıyorduk. Mete hız kesmeden sayfayı çevirdi.
176. sayfa
"Beni kaldırıp iş yerine soktu oturttu bir sandalyeye kendisinden başka kimse yoktu iş yerinde. 2 çay söyledi bana döndü.
-Evladım nereye gelmiştin sen?
-Abi ben, ben o kapalı iş yerine gelmiştim.
-Evladım sen Daniel beyi mi arıyorsun?
-Evet abi ama iş yeri kapalı
-Ne için gelmiştin
-O konuyu onunla konuşacağım abi.
-Evladım ben Daniel'in nerede olduğunu biliyorum.
-Nerede abi söyler misin?
-Daniel bey tam 5 ay önce taşındı buradan. Eline bir kalem kağıt alıp tekrar adress yazmaya başladı. Offf Allah'ım tekrar adres aramakla uğraşacaktım.
-Evladım al bu adresi Daniel bey burada bir iş yeri işletiyor ama onunla konuşmak o kadar kolay olmayacak uğraşman lazım.
-Neden?
-Yoğun adamdır Daniel insanlardan da pek haz etmez.
-Peki abi dedim çaylar bile gelmeden hemen adamın elini öpüp kalktım. Israr etti ama bu işi hemen halletmem gerekiyordu." -
189.
+1Rezerve ahtapot
-
190.
+1Sayfayı çevirdim okumaya devam ediyorum Mete bir sigara daha yaktı o da benidinliyor saat sabahın 6 sı gözler kan canağı kalpler korku dolu zaten şu an okumayı bıraksam gidip de gibsen uyuyamam. Çevirdim sayfayı başladım tekrar okumaya
164. Sayfa
"Adam sessizce bir kaç dakika daha düşünerek. ifritin adını bilip bilmediğimi sordu. Ona isminin Yesus olduğunu söyledim. Adam bu ismi sanırım anımsayamamıştı. Megafona uzanıp birer daha çay söyledi önüme bir küllük uzatıp sigara içebilirsin dedi. Zaten içmemek için kendimi zor tutuyordum ben sigaramı yakınca o da yazıhanenin arkasına izin isteyerek geçti. Saniyeler sonra çaylar geldi ben çayımdan ve sigaramdan fırtlar alıyor günün stresini bu huzur dolu ortamda birazcık da olsa atıyordum.
Gözlerim etrafa takılıyordu. Allah lafzı olan çerçeveler rafları süsleyen hadis kitapları ve renk renk Kur-anlar ve mealler. Allah'ın ne kadar huzur bir ortamdı.
Ben bilirim Allah'ım senin dergahın ümitsizlik dergahı değildir." -
191.
+1Rezerved
-
192.
+1vay aq saat 9 dan beri okuyorum 3 bardak kahve bitirdim
-
193.
+1Şimdi yaz işte amk
-
194.
+1Akşam oldu Yol yorgunluğu bir de akşama kadar yüzme keyfi felan derken yataklarımıza saat 10 gibi girivermiştik. Ama beyler şöyle söyleyeyim. Eve girer girmez ben bir gariplik hissetmiştim. Işıklar bile çok garip yanıyordu sanki beyaz değilde gri gibiydi. Yani üzerimizde ağır bir kasvet vardı. kalbimde büyük bir huzursuzluk vardı. Yatağıma girdim ama uyuyamıyordum beyler sürekli bir uyaknıklık hali vardı. Yorgunluktan ölüyordum ama gözlerimi bir türlü kapatamıyordum.
.
.
.
Yarım saat kadar sonra sigara içmek için üst kattaki solana geçiyordum ki. (Not Ben Teo Muahmmet Üst katta ki 3 oda da kalıyorduk.) Koridorda yaktım sigaramı ama alt kattan Murat'ın sesini duydum, bir şeyler diyordu ama tam anlayamıyordum sanırım biriyle konuşuyordu. Merak etmiştim ya amık aşağıya inmeye kadar verdim. (Ne gib var da indiysem alta) Merdivenleri indim Muratta merdivenlerin dibindeymiş zaten tuvaletin olduğu koridora bakıyordu. Bunun omzuna dokundum. Beni görür görmez. Gözleri büyüdü anasını satim böyle bir korku ifadesi yok. Adam bağıramadı bile
-Ka.. ka kanka se sen tuvalete gitmiştin nasıl yukardan indin dedi.
-La sen neyden bahsediyorsun. Ben yatağımdan şimdi çıktım sigara yakmak için kalktım lan dedim. Ama bu malın dedikleri beni çok korkutmuştu ki sigaramı titrerken neredeyse düşürecektim.
-Lan şimdi konuştuk elinde bir fenerle dolaşıyordun ne oldu kanka dedim tuvalete kalktım dedin.
-Ananı giberim bak çocuk saçma sapan konuşma
-Lan ne sövüyorsun bana oyun mu? oynuyorsunuz lan siz şimdi gittin yanımdan arkandan bakıyordum yukardan geldin lan şerefsiz. Ağlamaya başladı eleman korkudan ikimizde neredeyse zaten sıçacaktık. -
195.
+1Devam et bin 10 şuku olmuş
başlık yok! burası bom boş!