/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +18 -2
    Beyler Necmi silik yedi sanırım buradan devam edeceğiz
    ···
  2. 2.
    +8
    Beyler Halukta Silik yedi aq bu nedir yaaa
    Rez alın devam edeceğim
    Baskılar bizi yıldıramaz
    Şuku atın millet gelsin efsane birşey gelecek takipte kalın...
    ···
    1. 1.
      0
      Rez panpa devam
      ···
    2. 2.
      0
      #Rez hızlı amk
      ···
  3. 3.
    +7
    Beyler şukuları göreyim 2. bölüme geçeceğim

    1. Rez alın
    ···
    1. 1.
      0
      Dedemin korkunçlu binliği lanet devam ediyoru anlatcan mı panpa yarıda kalmıştı
      ···
    2. 2.
      0
      Ayraç burda kaldım
      ···
  4. 4.
    +6
    içeriye girdik. Cevdet abinin evi bizimkine nazaran biraz daha küçüktü. Ama Cevdet abi gibi yalnız yaşayan bir adam için bu ev büyük bile sayılırdı. Karısı Neriman abla birkaç sene önce kanser yüzünden hayatını kaybetmiş. 15 Yıllık evliliklerinde bir çocukları olmadığı içinde Cevdet abi bu koca evde tek başına kalakalmıştı.

    Koltukları kurulmuştuk ama kimse ağzını açıp bir şey diyemiyordu. Cevdet abi paketinin içinden bir sigara aldı ve antika zipposuyla sigarasını ateşledi. Teomanla Muhammette Cevdet abinin ardından birer dalı gömdüler ama ben hala mal mal boşluğa bakıyor artık ne yapacağımı düşünüyordum.

    Dedemin tek geliri imamlıktan gelen emekli maaşı ve şehir merkezindeki 2 dairesinden gelen 1000 liralık kiraydı. Zaten kirayı direk bana yönlendirmiş emekli maaşıyla geçinmeye çalışan yaşlı bir adamdı. 87 Yaşında olmasına rağmen oldukça diri ve hareketliydi, yani dışarda görseniz 60 yaşında olduğunu düşünürdünüz. Göğsüne kadar uzamış beyaz sakalı ve beyaz takım elbisesiyle derviş görünümlü bir adamdı.

    Sigaralar ardı ardına yanıyor ama vakit bir türlü geçmiyordu. Sonunda dayanamadım bir tanede ben yaktım. Birkaç dakika böyle geçtikten sonra Cevdet abi ağlamaklı bir sesle

    C: Alışıyorsun be koçum, gidiyorsun, gömüyorsun. Yok oluyorlar ama alışıyorsun.
    B: Nasıl alışacaz abi nasıl? Cevdet abi onu diyene kadar kendimi zorda olsa tutuyordum ama o kelimeler ağzından dökülünce bende kendimi bırakıverdim. Ağlıyordum hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.
    B: Ben nereye gideceğim şimdi ne yapacağım
    C: Hayatına devam edeceksin koçum ama evine ses, seni arayan biri olmayacak artık.
    B: Ailem öldü abi son kişide öldü abi işte. Delirmiş babamın yanına mı gidim annemin mezarına mı yoksa dedimin naaşına mı? dedim

    Cevdet abi ben ağladıkça sarılıyordu. Bu o kadar iyi gelmişti hıçkırıklarım kesilmişti. 10 15 dakika sonra oturduğum yerde uyuyakalmıştım.
    ···
  5. 5.
    +5
    Kapıyı genç bir Anadolu kadını açtı, başında yazma ve ayağında şalvarıyla. Ben demeye kalmadan beni nazikçe eve davet etti.

    -Oğlum Hoca efendi için mi? dedi ben ürkekçe başımı salladım. Odanın tekini gösterdi ve mutfağa yarım kalan işinin başına geri döndü.

    Kapıyı tıklattım içerden kendine güvenen bir ses
    -Gel. dedi

    içeri girdim. Boylu poslu bir adam vardı karşımda, Sakalları ağarmış yüzü nurlanmış bir adam. Saçları hafiften dökülmeye başlamış ve çekik gözleriyle bana bakan bir adam. Sonradan öğrendim ki Tatarmış (Kırım Türküymüş yani)

    Hemen bana yer açtı karşısında oynayan tvyi kapattı ve.

    -Söyle bakalım delikanlım derdin nedir.
    -Biraz karışık. dedim sanki herşeyi gözümden anlıyor gibiydi. Cengiz diye bağırdı. içeriye 13- 14 yaşlarında çekik gözlü sevimli bir çocuk girdi.
    -Koş abine bi bardak çayla bir küllük getir baki oğlum. dedi Çocuk tamam baba diyerek koşturdu içeriye bir dakika kadar sonra çayımla küllüğüm gelmişti.
    ···
  6. 6.
    +5
    Adam bana sarma bir sigara uzattı.
    -Delikanlı bu daha iyidir dedi. Aldım yaktım gerçekten daha yoğundu kendide yaktı bir tane.
    -Anlatabilecek misin şimdi.
    Derin bir nefes daha alarak anlatmaya başlamıştım. Anlattıkça yeniden duygudan duyguya geçmeye başlamıştım adamın yüzünden de anlayabildiğim kadar olay gittikçe daha da karmaşıklaşmıştı.

    Yarım saat kadar her şeyi anlattım ardından adam sessizce yerinden kalktı. Üç mum bir tas ve bir kara çarşaf alıp geldi mumları üçgen şeklinde yaktı ortasına tası koydu içine bir miktar su koydu artık zemzem miydi yoksa başka bir su muydu bilmiyorum ardından arapça bir şeyler diyerek çarşafı tasın üzerine örttü ve Arapça konuşmaya devam etti birkaç dakika sonra çarşafı bir kaldırdı ki.

    Tasın içindeki su komple kırmızıya dönmüştü. Adamın kaşları çatılmıştı.

    -Evladım biri sana musallat büyüsü yapmış.
    -Ne
    -Evladım biri sana Yesus'u musallat etmiş.
    -Ama
    -Bak evladım sesin dedinin meselesini siz çözmüşsünüz artık tekrar senle uğraşmasının bir anlamı yok bunu anlayamamıştım ama artık herşey daha berrak. Biri sana musallat büyüsü yapmış.
    ···
    1. 1.
      +1
      Spoiler: panpa kesin teo yaptı sana ama nerden
      ···
  7. 7.
    +5
    -imkansıza değil şu ana inanalım sadece Zeynep.
    -inanalım o zaman.
    Her ağzını açtığından alkol kokusu yayılıyordu etrafa dehşet bir koku. Ne kadar içtiyse artık.
    -Ne kadar içtin
    -Haddimden fazla diyelim. Dedi hınzır hınızr ardından yine çaktı tebessümü. Vay anasına kız benim sözlerimi bana karşı kullanıyordu.
    -Vay sözler geri dönüyor ha. Dedim
    -Sadece sözler mi baksana tarih bile tekerrür ediyordu.
    -Karakterler değişmiş sanki
    -Karakterler değil hayatlar değişti.
    -Nasıl yani
    -Bittik yani Ahtapot bitti.
    Ayağa kalkmaya çalıştı. Ama yürüyemeyeceğini bildiğim için hemen kalktım. Biliyordum hemen düşmeye yattı. Tuttum.
    ···
  8. 8.
    +5
    Yüzümde ki ifadesizlik ve dilimde ki mühür bir türlü çözülmüyordu. Sadece onu izliyordum ne tuhaf bir karşılaşmaydı lan seneler sonra aynı durumda farklı bir şehirde sabahın köründe kargalarla beraber aynı duygulara mahzar oluyorsunuz beyler. O saflık o güzellik hala aynıydı. Gözleri ah o gözleri baktıkça bakasım geliyordu. O an hiç bitmesin istedim. ince koyu kırmızı dudaklarını araladı ve konuşmaya başladı.
    -Ahtapot dedi. Elini gözümün önünde savurdu. Dalmışım lan deniz gibi pürüzsüz tenine bakarken dalmışım olum hala düşünüyorum da tekrar ağlayacak gibi oluyorum lan.
    Öyle her gün sevgili değiştiren cinsten adamlardan olamadım ben. Bir kişiyi kalbimi çalan kişiyi bekledim lan hep. Sadece birini Zeynep’i onu da kirletmişlerdi be. Ah lan namussuz dünya dedim içimden.
    Elini savurmasıyla kendime geldim. Biraz önce üşüyen bedenim yanıyordu beyler terlemiştim bile. Hem de gözle görülür derece terlemiştim.
    -Zeynep bu sen misin?
    -Garip değil mi?
    -Sadece garip mi diyorsun buna bu imkansızın gerçekleşmiş hali?
    -imkansızlara inanmamak gerek o zaman.
    ···
  9. 9.
    +5
    Dünya başıma yıkılmıştı ama artık daha iyi anlayabiliyordum neden bunca zaman sonra lanet devam ediyordu. Ama anlayamadığım yeni bir sorun çıkmıştı kim bana neden bu ifriti musallat etmişti. Adam tekrardan konuşmaya başladı kaşları çatılı ve yüzünde bir soru işareti vardı evladım şimdi sen burada otur ben birazdan geliyorum.

    Odadan çıktı. ben orada yetim bir çocuk gibi oturuyordum doğru ya zaten yetimdim. Bin dedesinin elindde büyümüş lanetlenmiiş bir yetimdim. Duygularım birbirine girmiş artık hissizleşmiştim. Teo Mete Daniel hepsi aklımdan çıkmıştı. Geçmiişe dalmıştım.

    Eziktim lan ben ezik hiç aşk yaşayamadım çünkü hiçbir kızın bana yazacağını düşünemiyordum. Mesela hiç hayır diyemedim kimseye. içimde kaldı hiç fikrimi söyleyemedim kimseye. Aklım karmakarışıktı.

    Bir süre sonra hoca girdi içeriye
    -Delikanlı bu giysiler sana olur bunları giy üzerindekileri bana ver dedi. Çıkardım herşeyi giyindim hocanın verdiklerini. ,
    -Yaarın bir şeyler alırız sana bilirim yeni gençliği hoca kısmısının giysileri açma sizidedi ve kahkahayla güldü bende güldüm. Neşemi yerine getirmek istiyordu anlamıştım.

    Oturdu yanıma
    -Bak evladım Yesus günlüklerde yazıldığı gibi güçlü ve bir reistir emrinde binlercesi vardır. Sevmez parasının alınmasının. Altına tapar bu mahluk. Kızdırmışsınız ama payını vermişsiniz ona. Teomanın derinden etkilendiğini ve bu yüzden rüyalar gördüğünü düşünüyorum evladım. Sonra ne olduysa bu işi kendi kafasına göre deşelemiş bu yüzden tekrardan uyandırmış bu mahluku ve biri de sana musallat büyüsü yapınca ihale tamamen sana kalmış delikanlı.

    Hoca konuştukça her şey yerli yerine biraz daha oturuyordu. Ama kim niye böyle bir şeyi yapardı.
    ···
    1. 1.
      0
      Müdür bak şimdi siz teonun günlüğünü okurken bu daniele gitmişti ya o daniele gittimi onuda açıklarmısın bana sana zahmet
      ···
      1. 1.
        +4
        Teo daniel'e gitti ben günlüğü 183. sayfaya kadar okudum sonra kayboldu işte panpa bağlanacak her şey kafanı yorma 3. bölümün sonunda her şey gün yüzüne çıkacak rahat ol panpa sen.
        ···
  10. 10.
    +5
    Hoca sonra hiysilerimi önüne aldı ve kurcalamaya başladı. Bir süre inceledikten sonra montumun sırtını yoklarken bir şey hissettiğini anladım. Etrdıbına baktı iç kesimde bir santimli bir dikiş izi gördüm. Hemen bir bıçakla dikişleri söktü. Montu yardı ardından Montumun arasından A5 büyüklüğünde bir sarı kağıt levha çıktı üzerinde Arap harfleri ve değişik figürler vardı ejder kafalı insanlar, dalgalı karışık işaretler felan.

    Beynimden vurulmuşa döndüm bir anda bu ne ara buraya girmişti kim sokmuştu bunu buraya. Hay Allah'ım neler oluyordu...
    ···
  11. 11.
    +5
    "Zırrr, zırrr zırrrr" telefonun lanet melodisi gecenin 3 ünde neden çalıyordu acaba. Üstelik numara bilmediğim gibko bir numaraydı. istemeye istemeye dibına godumun telefonunu açtım. Kızgın ve uykulu bir sesle.
    -Efendim.
    -Ahtapot Ahtapot.
    Vay amık bu Metenin sesiydi. ne olmuştu ki 3 senenin ardından ilk defa aramıştı. Teonun tedavisi bittikten sonra 500 bin lirayı da alıp kayıplara karışmışlardı. O günden sonra bir daha da aramamışlardı. Şaşkınlıkla
    -Mete ne oldu.
    -Teo
    diyebildi sadece. O an bir taklar olduğunu anlamıştım zaten. Sesi çok kasvetli geliyordu. Ya ağlamış ya da ağlayacaktı. Seneler sonra beni aramasından anlamalıydım
    -Ne olmuş lan Teoya.
    -Teo Teo
    gerisini getiremiyordu garibim belli ki olanlar çok kötüydü. Kalbim sıkışmıştı amık benim için onca derde göğüs germiş bir adamdı Teo. Mete neyi saklıyordu. Sinirlenmiştim amk panik ve endişede yanına kardı.
    -Ne oldu lan söylesene ne oldu Teoya.
    -Abi Teo intihar etti.
    Amık şok olmuştum bunu da beklemiyordum. Bir anda gözlerim boşalıverdi beyler senelerdir korkuyla kalbime gömdüğüm tüm gözyaşları boşalıverdi. Ağlamaya başladım. Benim ağlamamla Mete de açılmış olmalı ki oda ağlamaya başladı beraber 3-4 dakika konuşmadan sadece ağladık. Dilimin ucundan çıkan tek kelime.
    -Neredesin. oldu konuşmaya ikimizinde mecali kalmamıştı
    -Eskişehir. diyebildi sadece
    .
    .
    .
    .
    .
    Ne olmuştu o kadar senenin ardından? Teo neden intihar etmişti? Sırrımız ortaya mı çıktı? Dedemin tarikatı bizi öğrenmiş miydi? Ağzını tutamayanlar mı oldu? Ne oldu ne?

    Rez alın beyler
    ···
  12. 12.
    +5
    Beyler inanın bende yazmak istiyorum ama şuan içimden gelmiyor gerçekten gecenin ilerleyen saatlerinde belki atarım bir iki part daha zaten bölüm sonuna da birkaç part kaldı. 4. Bölüm kısa ve son bölüm olacaktı gönümden geçen hikayeyi trende yada hiç yoktan bi 30 40 kişiye okutmaktı ama olmadı. ilerleye zamanda da Hikayenin içerisinde ki Hocanın oğlu Cengiz'i anlata bir hikaye yazacağım ama onun için Ahtapot Necmi nin çaylaklıktan çıkması gerekiyor. Bu hesapla yazmayacağım onu... iyi geceler yorumlarınız beklerim. Aynı zamanda beyler ilerleyen zamanda (haziran temmuz gibi) fantastik kurgu dalında bir kitabım çıkacak desteklerinizi beklerim panpalarım kalın sağlıcakla eyvallah beyler sizi seviyorum.
    ···
    1. 1.
      +1
      Panpa betimlemelerin cok Iyi böyle olaylardan fazla etkilenmedigim halde bazi yerlerde gercekten korktum. Keske Trend e girebilseydin hayirlli geceler kardesim
      ···
  13. 13.
    +4
    Memleketime geldikten sonra hızlı adımlarla dedemin ahşap evine doğru yürümeye başladım. Bizim bebelerde korka korka arkamda geliyorlar akıllarında kesinlikle Abdül gibi gitmek vardı kesin ama geçmişti artık o tren bir kere onları artık zorlu ve kafa karıştırıcı bir yap boz bekliyordu. Muhammet ve Mete münafıklarında gram korku yok amık sanki Avrupalı turistler gibi geziyorlardı memleketimi Teoyla Murat amık koptu kopacaklar ama.

    Neyse beyler lafı uzatmayalım. Evin olduğu sokağa dönünce Mustafayla Mete bile korkmuştu. Ahşap evin üzerin öbek öbek kara kargalarla doluydu beyler hayal edin evin kızıl kiremitleri bile kapkara tüylerle kaplıydı. Pencerelerin önünde tavanda balkonda her yerdelerdi.

    Teo bunu görür görmez zaten bir fenalaştı. Muratta bir kötü olmadı değil. Sürekli gaklayan yüzlerce karga evin etrafını sarmıştı. Mustafa ve mete bile tırsmışlardı. Geri dönelim amık giberim parasını pulunu diyorlardı.

    Binbir güçlükle bunları eve girmeye ikna etmiştim. Eve yaklaştıkça zaten kargalar birbir uçuyorlardı. Biz evin önüne geldiğimizde neredeyse hiç karga kalmamıştı ama hayvanlar sanki onları canlı canlı yakıyormuşuz gibi huzursuzlar...

    "Gak Gak Gak" Anahtarlarımı ayarladım soktum kilide evin anahtarını "Tık Tak Tok" kilidi çevirip açtım kapısı ev saat 11 gibi olmasına rahmen sanki akşam saatleri gibi loştu beyler etrafta derin bir yanık kokusu vardı ama öyle plastik felan değil et yanığı kokusu vardı. Et.

    Çok korkuyorduk amık yusuflardaydık anlayacağınız ne bulmamız gerekiyorsa hemen bulmalıydık. Dedim bunlara "dağılın lan binler arayın parşömen isim hsapp cüzdanı ne bileyim işte bir ipucu arayın"

    Dakikalarca 5 adam evi taradık... Ve sonunda birşey bulmuştuk işte
    ···
  14. 14.
    +3 -1
    Hikayenin yorumlarını alayım...
    Yarın devam edeceğim bugün çok yorgunum...
    ···
    1. 1.
      0
      Emme olmuyo be yarin sabah yaz bari
      ···
  15. 15.
    +4
    Çok uzatmadım artık ayrılmamız gerekiyordu... Bu problemli durumları atlatabilirsem bigün gidecektim yanına sahiplenecektim, sahibi olacaktım o da benim...

    Aşk böyle bir şeymiş demek ibadet gibi, farz gibi...

    3 gibi evime vaardım. inanılmaz hafif hissediyordum. sanki kütleme inat uçacaktım. Ellerim ayaklarım uyuşşuk yüzümde inanılmaz saçma bir tebessüm vaardı. Bakan biri aşık olduğu mu anlamazsa kesin deli derdi sanırım. Kendime mani olamıyordum gülüyordum beyler tutmak istiyordum içimde ama olmuyordu. Şehrin elit caddelerinde kalabalık semtlerinde ara ara kahkaha atıyordum...
    ···
  16. 16.
    +4
    Kadın beni kapıdan yollarken birle ağlamamak için kendini zorluyordu. Belliydi Daniel'i çok seviyordu ya da ona aşk kadar ihtiyaç duyuyorduç Daniel'i o kadına sağsalim getirmem gerekiyordu ama naasıl.

    işlerin bu denli büyüyeceğini ve hatta ölümlere kaybolmalara kadar yol açacağını hiç düşünmemiştim.

    Allah'ım ben nasıl bir pisliğin içine düşmüştüm. Korkum artıyor yalnız kaldıkça da daha çaresiz kalıyordum. Bitsin artık bu korku bitmeli. Düşünceli ve titrek adımlarla tüm yolu tek başıma ve düşünerek yürüdüm bir kaç saat sürdü yürüyüşüm. Akşam üzeriydi hava yavaş yavaş kararmaya insanlar artık işlerinden evlerine dönmeye başlamıştı ben bir gece kondunun önüne gelmiştim.

    Korkarak çaldım kapıyı bu artık benim son şansım olmalıydı.
    ···
    1. 1.
      0
      Yaz hadi
      ···
  17. 17.
    +4
    Beyler şukuları dayayın... Devamı Yarın gelecek büyük ihtimal...
    2. Bölümde bitmek üzere.
    ···
  18. 18.
    +4
    -Beni evime bıraakır mısın? Ahtapot
    -Bırakırım evin nerede

    Hafif hareketlerle sokağı işaret etti ve devam etmemi söyledi. Onun tenine temas etmek beni yıllar öncesine tekrar zütürmüştü. O kadar huzur bulduğum başka bir an daha yoktu. Hayatım lanet bir Türk dizisi gibi rutindi. Bu kız bu kız beni etkiliyordu ama nasıl beni bağlıyordu, düğümlüyordu kendine.

    Saatler ilerliyor, güneş yavaş yavaş semada kırılıp tüm şehri aydınlatıyordu. Soğuk, ayaz ve bozkır Eskişehir'in kısaca tanımı buydu. Etrafta okullarına doğru yürüyen çiftler ve tabiki bir sarhoşla amansız bir deli.

    Hastalık gibiydi bu kıza duyduklarım, sanki beni ona bağımlı eden bir şey vardı. Kollarımda yarı baygın bir şekilde evini tarif ediyor, gözlerinin altında biriken siyahlıkla ara sıra bana bakıyordu.

    Suratında anlamsız bir ifade, bir kin bir öfke vardı sanki. Bana mı sinirliydi acaba yoksa zamanın ta kendisine mi?

    Son gördüğüme göre biraz kilo almış yüzü çökmüş ve o güzelim saçları biraz yıpranmıştı. Önceden yüzüne her baktığımda içimdeki negatif enerjiyi söküp atan bu kız artık kalbimi olumsuzluklarla dolduruyor. Onu her gördüğümde dünyayla bağlantısını koparan aklım artık soru işaretleriyle kaplanıyordu.

    Ne vardı ne olmuştu ya da ne olmak üzereydi.

    1 Saat kadar yürüdükten sonra evini zar zor bulmuştuk saat 6 buçuk civarıydı. Alkolün etkisiyle bir süre 2 cadde de sürekli dolandığımızı hatırlıyordum. Ama o kollarımda olduğu sürece buna en ufak bir itirazım yoktu.

    Bir apartmanın önünde durduk. Cebinden bir anahtarlık çıkardı ve apartman girişini açtı ve merdivenlere doğru yol aldı.

    Gitmek için arkamı döndüğümde.

    -Gir içeri?! dedi. Sesinde öfke ve birazda belirsizlik vardı.

    içeri adımlarımı attım.

    3 Kata çıktık kapıyı açtı. içeri girdik. Seneler önce girdiğim evin biraz daha değişiğiydi ama ana hatlar aynıydı 2+1 lüx sayılabilir bir ev. Sıcak ve huzurluydu. Sallana sallana kapıyı kapattı salona geçti bir koltuğa uzanıp bana da bir köşe yatmamı söyledi uyandığımızda konuşuruz dedi. Ağzını gevrete gevrete.

    Karşısındaki koltuğa uzandım. Onu uyurken birkaç dakika izledikten sonra uyuyakalmışım.
    ···
  19. 19.
    +4
    Amık çok geçmede etraftan dehşet verici sesler gelmeye başladı. Aklımızı kaçıracaktık, Her yerde cızırtılı kelimeler ve akıl almaz sesler geliyordu. Teo ve Mete mest olmuş sesleri diliyor Muhammet be ve hoca aldırmıyor kazmayı vurdukça vuruyorduk. Pat Küt sesleri Uuuuu Çat Çat seslerie karışarak ovanın etrafında oradan oraya çarpıp yükseliyordu.

    Yasin oturduğu yerde korkmuş bizim ne yaptığımızı anlamaya çalışıyordu. Birkaç dakika sonra hoca durun dedi. Biz de bir soluk alıp sigaramızı yaktık. Hoca yeterice derinliğe geldiğimizi artık gömebileceğimizi söyledi. Çıkardık altın sandıklarını indirdik çukurun dibine koyduk tam çıkacağız. Bizimkiler salak salak etrafa bakıyor.

    Çıktığımızda bizde neredeyse sıçıyorduk. Etrafta kara kara gölgeler bizi izliyordu beyler kedi aralarında konuştuklarını rahatlıkla anlayabilirdiniz. Fısıltılar arada çıkan iğrenç çığlıklar bizi korkutuyordu. Yasin in sinirleri bozulmuştu. Ayağa kalkıp tüfeğini kaptığı gibi gölgelerin kalabalıklaştığı bir noktaya 2 el sıktı. Biraz önceki eşeli fısıltılar öfkeli cümlelere dönmüştü. Hoca oldukça soğuk kanlı bir şekilde dualarıı okuya okuya sadıkları üzerine toprağını atıyordu.

    Bizde yavaşta toparlanıp küreklerin başına geçtik. toprağı attıkça etrafta biraz daha kara gölge azalıyordu. Sonunda tamamen gömdük hoca tepsideki küllü ve kanlı suyu toprağı üzerine döktü. Herşey rayına oturdu arabalarımıza bindik ve memleketlerimize gittik.

    Teo: Aylarca pgibolojik yardım aldı.
    Muhammet: Hala aynı evde kalıyoruz.
    Mete:Okulu değiştirdi. Giderken Teoyu payına düşe parayı ve çevşenlerden birii almayı unutmadı.
    Yasin:O günden kimseye bahsetmemeye yemin etti tabi 10 bin liraya ikna oldu.
    Ben: Birkaç sene paramla Zeynep'i aradım fakat bir işe yaramadı şu an okulumu son senesini okumaya hazırlanıyorum
    ···
  20. 20.
    +4
    Lan olum kimse anlamıyormu birinci entry şukulayın...
    4 Şuku ne la 4 kişi mi okuyor sadece
    ···