/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 76.
    +2
    Kalktım yerden Hafifce doğrularak oturdum. Kulşaklarım öyle bir çınlıyordu ki Mete başımda bir şeyler söylüyor bana sadece boğuk boğuk birkaç kelime geliyordu onu da anlamıyordum daha doğrusu umursamıyordum.

    Kalbimde hafif bir ağrı vardı. Amık onca zaman hor kullandık organı haliyle o da tepkiliydi. Mete ye döndüm gözlerim seçemiyordu. Amık bini beni fena fırlatmıştı ha. Duvardan sıva felan dökülmüş düşünün kuyruk sokumumdaki ağrı ha keza saplanıyordu sinir uçlarıma.
    Neyse beyler sendeleyerek ayağa kalktım ama Metenin söylediği tek kelimeyi bile duymuyordum. Kafam da sadece temiz hava almak düşünmek vardı beyler. Şöyle sigara mı yakacak insanların içinde dolaşarak düşünecektim. Dünü bugünü yarını.
    Mete bir den kolumu tuttu. Karşı koydum kendimi azad etmiş bir dingil gibi sendeleye sendeleye kapıdan çıktım

    -Sabah dönerim dedim. Saat zaten 4ü bir saat sonra güneş doğardı o vakit eve geri dönerdim. 1 Saat bana yeterdi lan yeterdi.
    ···
  2. 77.
    +2
    Beyler şukuları görelim 1. entry şukulayın rez alın akşam buradayım ilgi olmazsa bilmiyorum
    ···
  3. 78.
    +2
    Ananı gibim öyle bir korku yok. Bir yandan Allah'a şükürler ediyordum bir yandan da sövmediğim şey kalmadı. Hemen yataktan doğruldum.

    Sövüyorum bir yandan Ananı gibim huur evladı. Bir yandan başımı kollarımın arasına almış kendime gelmeye çalışıyordum bu ne amık ya bitmeyecek mi bu gibik hayat. Elimde hiçbir şey kalmamıştı. Paranın dıbına goyim eski 1000 lirayla üniversite okuduğum zamanlara dönmek için neyim var neyim yok verirdim. Evin dıbına goyim o huzurla uyuduğum yurt odama dönmek istiyordum. Standart bir öğrenci olarak yaşamak istiyordum bu kadar amık işte. Para lanetini de getirmişti.

    Ezan bitti. Öbür odadan Mete esneye esneye gelmişti. Geriliyor esniyordu anca bin. Benim bembeyaz yüzümü görünce hemen endişeyle yanıma fırladı. Terlemişim amık o kadar terlemişim ki gömlek sırılsıkam. Tenim beyaz gömleğimden görünüyordu.

    Yanıma oturdu hemen ne oldu kardeşim felan o da afallamıştı amık. Gözlerinden belli oluyordu binin korkusu. Önceden müşrik bi bin olan bu tip olaylarla dalga geçen Mete 4 sene de korkunun en saf halini içinde hissetmeye başlamıştı. En korkutucu beyler göremediğinle savaşmak.

    Hırsızlık damgasının yüzüne vurulması en kötüsü buydu. Yarım saat kadar kendime gelmeye çalıştım ağlıyordum amık yitip giden hayatıma ağlıyordum.

    Yüzümü yıkadım bir şeyler yedim ama Meteden de benden de gram ses çıkmıyor. Ağzımızın şıpırtısı hatta nefeslerimiz bile çok sessizdi. Korkuyorduk amık yalnız kalmaya, uyumaya korkuyorduk.

    Biliyorduk ki hiçbir zaman yalnız değildik. Hissedebiliyorsunuz beyler sokakta yürürken sizi takip eden biri varmış gibi oluyorsunuz beyler. Oda da tek kaldığınızda gözlendiğinizi hissediyorsunuz. Üzerinizde sürekli bir ağırlık sürekli bir isteksizlik olduğunu hissediyorsunuz. Hayatınız rutinleşiyor. insanlardan kaçar hale geliyorsunuz.

    Benim 3 senem aynen böyle geçti beyler okula git gel evden dışarı çıkma. Arkadaş edinemedim insan içine çıkamadım alkolü bıraktım. 3 sene de tek bir cinsel tecrübem olmadı sadece kaldım öylece sadece düşünüyordum. Param var ama yiyemiyordum amık.

    Neyse amık. Kalktık yemekten sigaralarımızı içtikten sonra defterin başına oturmak için uzunca bir zaman bekledik gece 10 cıvarlarıydı sanırım. Mete aldı bu sefer defteri eline o okuyor ben dinliyordum.

    Bismillah dedi Mete ve başladı 166. sayfayı. Masamızın üzerinde 2 bardak fanta bir küllük bir paket kısa mavi lark yarım pakette kırmızı winston soft vardı.

    166. Sayfa Mete okuyor arada kola ve sigara fırtlatıyordu.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 79.
    +2
    Caddeye indim. Her yerim ağrıyor, aklım karışık duygularımda sadece Teo vardı. Ağlamak istiyor ağlayamıyordum. Saat 4 aylardan mart 30. Eskişehiri bilen bilir o keskin ayazını insanın içine içine sinen o korkunç soğuğunu.
    Annemi hatırladım bir an için. Çok küçüktüm öldüğünde. Dedemin para hırsına kurban gittiğinde. Onu sadece sarı saçlarını hatırlıyorum. Siyah Beyaz fotoğraflar bırakmış geriye sadece, acaba o da görüyor muydu oğlunun derdini?
    Annem geliyordu aklıma ağlayamıyordum beyler. Ellirim titriyor, sinir krizi geçiriyordum ama yine de ağlayamıyordum beyler. Ölmek ne garip şey anne dedim bir an için. Toprak olmak. Sevgini hatırlamıyorum anne, yüzünü, sesini hatırlamıyorum annem hatırlamıyorum.
    ···
  5. 80.
    +2
    -Eeee sonra ne oldu
    -Sürekli yanlız kalmaya çalışıyordu.
    -Hiç neden olduğunu sormadın mı?
    -Sordum sormasına da beni azarlayıp gitti.
    -Nereye
    -Bilmiyorum 3 gün sonra geldiğinde bana yaptıklarından utandığını fela söyledi.
    -Ne yapmış olabilir hiçbir şey söylemedi mi?
    -Söylemedi bilirsin zaten öyle her şeyi söyleye bir adam da değildir.
    -Ya asıl söylemez hiçbir şeyden de mi şüphelenmedin?
    -Teo lan bu Teo standart adam namaz kılar gelir yatar bilmiyor musun?
    -Nereden bilim lan 3 senedir arayıp sormadınız Muhammette olmasa kafayı yerdim şimdiye
    -Ne yapsaydık Ahtapot ne yapsaydık arayıp ne söyleyecektik.
    -Ne bilim lan sesiniz bile yeterdi.
    -Para ve ev bıraktık rahat edersin diye düşündük.
    -Ne rahatı lan sizden sora zarar veririm diye bir arkadaşım bile olmadı Muhammet ayrı oda da ben ayrı oda da senelerce sadece birkaç cümle konuşarak yaşadık. Biliyoruym benden nefret ediyorsunuz ama insan sövmek için bile arar lan
    -Arayamadık Ahtapot arayamadık. Korktuk tekrar Yesusla başımız belaya girer diye.
    -Neyse neyse gibtir et artık vefasız bin. Teo Yesusla ilgili ne dedi?
    -Odaya girdim Teo ağzından köpükler saçıyordu baş ucuna geçip ambulası aradım bir yandanda bunu teselli ediyorum bir ara bir şeyler mırıldandı.
    -Ne dedi tam olarak
    -Yesus dedi bizi bulmuş benim yüzümden dedi.
    -Vay anasına şimdi ne yapacağız.
    -Yine başlıyoruz Ahtapot bu sefer sadece sen ve ben
    -Ya o kadar sene sonunda artık normaliğe dönmüşken.
    -Ya ne yapacağız Ahtapot oturup bekleyecek miyiz bizi bulmasını delirtmesini mi bekleyeceğiz?
    -Tamam tamam peki nereden başlayacağız.
    -Ben biliyorum sanırım.
    ···
  6. 81.
    +2
    Beyler öyle bir duygu karmaşasına girmiştim ki bunalım yanında hiç kalırdı. Neden sorusu yok mu işte her şey onun başının altından çıkıyordu. Düştüğüm yerde kalbimi tutmuş öylece yatıyordum. Beni koruyup kollayan Allah’a dua ediyordum. Geçen seneler beni dine yöneltmişti. Hani beş vakit namazında niyazında olan bir adam değildim yine. Ama ara ara namaz kılıp Kur-an okur olmuştum (Not hem Arapça hem Türkçe halini)

    Göğsünde azıcık imanı olmayan adam zaten bu tip şeylere katlanamazdı. Kolay kopan adam Teo gibi olurdu. Ya da Mete gibi gibik dünya hayatını seven bünyevi bir bin olmanız lazımdı.

    Neyse beyler ben orada kaç dakika ya da saniye yattım bilmiyorum bir süre sonra Mete geldim yanıma. Beni o halde yerde görünce bir an telaşlandı adam.
    ···
  7. 82.
    +2
    işte Mete zaten Teonun ailesine falan haber vermişti. Ailesi yıkılmıştı Amik annesi ağlıyor babası yumruklarını sıkıyordu. Yikadilar sardılar sarmaladilar üzgündük lan nereden baksan 12 senelik arkadasim intihar etmişti üstelik beni en zor zamanlarim da bırakmamış bir adamdı Teo. işte beyler ağlaya sizlaya gömdük adamı helvasını fela yedik işte. Kosturmacayla geçen bir kaç günden sonra sonunda Meteyle yalnız kalmıştık.

    Bir kafeye gittik ama sinirli ve üzgündüm çayı söyledik yaktım winston softumu basladim konuşmaya.
    -Mete anlat bakam ne oldu.
    -Kardeşim geçen bir haftaya kadar Teo normal bir adamdi.
    ···
  8. 83.
    +2
    178. sayfa artık yerimde duramaz olmuştum heyecanlanmıştım neler olacak diye hemen Meteye sayfayı çevirmesini istedim. Belli ki o da baya heyecanlıydı hemen sayfayı çevirdi. Yüksek sesle okumaya başladı.

    "
    -Evladım Daniel şu an burada değil
    -Ne zaman gelir efendim
    -Bir kaç saat sonra gelir sanırım
    -Bekleyebilir miyim?
    -Evet elbette evladım geç şu köşeye otur, istersen kitapta seç kendine beklerken sıkılma.

    Hanımın gösterdiği yere oturdum rafta gözüme takılan ilk kitabı aldım. Şimdi adını hatırlamıyorum ama eski bir kitaptı sayfaları dağılıyordu. Ama zaten öyle okuyacağım bir kitap değildi sadece vakit geçirmek için elime almıştım.

    Başladım okumaya kısa zamanda sarmıştı kitap akıcı bir o kadar da esrarengizdi. Galiba 24. sayfadaydım nur yüzlü teyze bana seslendi
    -Evladım
    -Efendim
    -Daniel seni bekliyor."
    ···
  9. 84.
    +2
    179. sayfa

    "Vay anasına demek adam o kadar zamandır buradaydı da bana haber vermemişlerdi. Belki unutmuşlardı belki de daha yeni gelmiş ve içeri girdikten sonra beni öyle çağırmıştı. Bilmiyorum ama artık önemsemiyordum da. Hanımefendi yolu gösterdi iş yerinin 2. katına çıktım.

    bir kapı çıktı karşıma hafifçe tıklatıp içeri girdim. Karşımda 70 lerine merdiven dayamış takım elbiseli fötr şapkalı ufak bir adam çıkmıştı. Ama yüzü o kadar nurluydu ki evliya sanki mübarek.

    Okuduğu kitaptan başını kaldırarak.
    -Otur bakalım oğlum. dedi ama o kadar içten gelmişti ki bu ses beni duygulandırmıştı. Babam bile bana öyle oğlum dememişti.
    -Birşey içer misin?
    -Yok efendim
    -Bana Daniel desen yeter evladım sıkma kendini. Bu arada okuma gözlüklerini de çıkarmıştı.
    -Daniel bey beni size Bursadaki bir hoca yolladı.
    -ismi neydi
    -Efendim valla ismini hatırlayamayacağım şimdi. Sormamıştım ki adama ismini zaten Yesus'u duyunca korkmuştu eleman.
    -Hmm evladım bir problemin mi var?
    -Evet efendim çok büyük
    -Anlat bakalım belki bir çare buluruz
    -Efendim nasıl söylesem. Adam Müslüman değildi nasıl işimi görecekti.
    -Rabbin olan Allah'ın adıyla konuş evladım korkma. Vay anasına adam sanki, aklımı okumuştu hemen cevap vermişti. Şok olmuştum büyük şaşkınlık içindeydim.
    -Daniel Bey ben kabuslar ve halissülasyonlar görüyorum."
    ···
  10. 85.
    +2
    Anını gibi elimö ayağım titriyordu yere düştüğümde kapıya baktım bizim servisci eleman gitmişti çoktan. Amık lan biz bunun parasını vermiştik bizim hoca bize oyun etmez başka bir tak dönüyordu bu işin içinde. Yıllardır normal seyrinde devam eden hayatım neden şimdi tekrardan taka dönmüştü bunun bir açıklaması olmalıydı.
    ···
  11. 86.
    +2
    Öğleden ssonraydı sanırım güneş pencereen girip yüzümü yakıyordu. Zeynep'in hunharca öğürme sesiyle uyandım. Sanırım geçen gece içtiği alkolü şimdi çıkarıyordu. Yanına gitmek yerine yattığım yerde neler olacak onu düşünüyorudum.

    Neden yıllar sonra tekrar karşılaşmıştık bu bir tesadüf müydü yoksa bir işaretmiydi.

    Neydik? Ne Olduk?

    Hiçbir şeyi hatırlamak istemiyor geçmişi hemen burada arkamda bırakmak istiyordum.

    Mete, Teo hepsi bir anda silinip gitmişti bu kızın yanında.
    ···
  12. 87.
    +2
    3 buçuk 4 saat sonra Eskişehire giriş yapmıştım. Meteyi aradım tam olarak şehrin neresinde kalıyorsunuz dedim. Yerlerini tarif etti işte çocuk hala ağlıyordu beyler. Ses mes gitmiş çocuk bertaraf olmuştu aklım almıyordu Teoman gibi bir adam nasıl intahar ederdi. Neyse zorlanarak ta olsa yarım saatlik bir arayışın sonunda Metelerin evini bulmuştum. Öğrenci mahallesi olduğu daha sokağa girer girmez fark ediliyordu. Ne bileyim işte Çantalı üniversiteli kızlar dubarlara yaslanmış sigara içen cool bebeler felan yani anlamışsızdır yaşlı ebeler yok yani.

    Birkaç dakikaya bir evin önünde kalabalık bir grup gördüm aralarında bizim Metede vardı çektim arabayı sağa aldım bunu karşıma. Yüzünde dehşet verici bir ifade vardı öyle hüzün felan değil beyler adamın beti benzi atmış amık. Dedim.
    -Lan ne oldu Teo niye intihar etti. Amık gözlerimiz dolu dolu ha ağladık ha ağlayacağız. Endişeyle beni bir kenara çekti sesimizi kimsenin duymayacağı bir köşe.
    -Ahtapot kardeşim. Amık adam konuşmayı unutmuş ne diyeceğini seçemiyor garibim.
    -Ne oldu lan, adama bir şey mi yaptın.
    -Kardeşim Teo ölmeden önce Yesus bizi buldu dedi. Aha yine yan basmıştık lan bu sefer gömecek altın felan da yok öyle Korkmuştum senelerdir duymadığım bir isimdi bu. Yesus ha Yesus
    (Not: Teo kedini zehirleyerek intihar etmiş ağzından köpükler saçarken de öylece ölmüş gitmiş.)
    ···
  13. 88.
    +2
    "Adamla uzun süre konuştuk kabusların peşimi bırakmadığını her gün rüyalarımda min-el cehennemin sözünü duyduğumu söyledim. Yalnız kalamadığımı sürekli birinin beni izlediğini hissettiğimi söyledim.

    Kargaların peşimi bırakmadığını gölgelerin hareket ettiğini gördüğümü söyledim. Çevşenlerden ve hatta Ahtapot'un dedesinin ne haltlar yediğinden bahsettim. Kısacası o baharda ve yazda neler yaşadıysam hepsini anlattım.

    Adama yalvarıyordum resmen abi beni bu durumdan kurtar diye. Gözlerim kararmış ağlamaya başlamıştım. Bu genç yaşımda üzüntüden tansiyonum düşmüştü. Ne ara bu hale gelmiştik ha ne ara. Huzurluydum lan parasızdım ama huzurluydum. Mutsuzdum ama huzurluydum amık. Elimde hiç bir şey kalmamıştı artık. Ben yoktum hayatım yoktu."
    ···
  14. 89.
    +2
    Çaresizlik ve düşünerek bir gün geçirdim ara sıra Meteyi aradım. Ama hala ulaşamıyordum. Ne oluyordu lan ne oluyordu.

    Ellerim kollarım titriyordu. Aklım karışmıştı ne yaacağımı nasıl bir yol çizeceğimi şaşırmıştım. Birşey yiyemiyordum. Bir ara aklımdan Zeynep'i de alıp çok uzaklara hatta varımı yoğumu satıp ülke bile değiştirmeyi düşündüm. Ama yapamadım Teo yu ve bin Meteyi aydınlatmam gerekiyordu yoksa bu vicdan azabıyla asla yaşayaazdım. Öte yandan ya Yesus peşimi bırakmazsa ya kabuslar ve bu şizofrenik durum devam ederse.

    Karar veremiyordum.
    ···
  15. 90.
    +2
    Bir kaç saatlik yolun ardından evime geri döndüm, kapı açıktı ürpermiştim bu durumdan
    mutluluğum tekrardan kursağımda kalmıştı neden oluyordu bunlar asla işlemediğim bir günahın vebalini çekiyordum sırtımda. Kambur olmuştu artık dedemin günahları sırtımda. Asla sağlıklı bir ruh haline bürünememiştim.

    Yetimliğin öksüzlüğün ezikliği yetmez gibi birde bu mesele artık beni darlıyordu...

    Girdim içeri ev darmadaın bir haldeydi sanki bütün eşyalar önce havalanmış ardında yere tekrar düşmüştü. Ne Mete ne de günlük vardı. Kaybolmuşlardı. Ne olduğunu anlayamadım. içimdeki o çaresizlik duygusu tekrardan aklıma hakim olmaya başlamıştı. inanın bu duygu insanın akl-i ve duygu foksiyonlarını ekliyordu. Sağlıklı düşünemiyordu insan.
    ···
  16. 91.
    +2
    Giyinir giyinmez bizim bebelerin hepsini uyandırdım. Bağıra bağıra amık kalkan bana sövüyordu. Kaldırdım yinede bunları oturttum masaya olanların hepsini anlattım bir Teo korkmuştu amık Murat "lan hani sarhoştum amık sende sarhoş geldin eve amık hayal görmüşsün işte" dedi amık en çok ta o ağrıma gitti.
    .
    .
    .
    Teo biraz dindar bir adamdı o yüzden korktu ve evde bir sıkıntı olabilir evi değiştirelim dedi.
    Bizimkilerde "Ahtapotun içi rahat olacaksa değiştirelim tamam " dediler öğleden sonra hemen başka bir ev bulup oraya geçtik. Hani rahatlamadım değil ama yinede içimde bir kuşkuyla denize gittim. Amık turistleri çevşenimi çalmasalardı hiçbiri başıma gelmeyecekti.
    .
    .
    Gib varda bende evdeki çevşeni getirmemiştim. Çevşenler varken dibimiz rahattı anasına satim... Amık ama ilk gün evde hep pusudaydım, kim tuvalete gidiyorsa onunla gidiyordum olmasa bile işiyordum o derece korkmuştum amık. Hani çevşen olayını bizim bebeler bilmiyor bilseler onlarda yusuf yusuf olurlar da. Söylemeye de yemiyordu doğrusu.
    ...
    ilk gecemiz bitmişti yeni evimizde. Teo Muhammet ben yine üst katta kalıyorduk diğerleri yine alt kattaydı. Gece başımı yastığa koyar koymaz birinin merdivenlerden düştüğünü duydum.
    ···
  17. 92.
    +2
    Birinin başına bir şey geldi korkusuyla hemen koştum koridora merdivenlerin dibine bi baktım. Aman Allah'ım Teo yerde sere serpe yatıyor. Hemen merdivenleri üçer beşer inmeye başladım ama gözümü biran Teodan ayırmamla Teo yattığı yerden yok oldu. Amık Göz açıp kapanıncaya kadar herif gitmişti. Amık merdivenlerin ortasında öylece kalakalmıştım. Korkudan da kıpırdayamıyordum. Put gibi duruyordum ses çıkmasın diye nefes dahi almıyordum ki.
    .
    .
    .
    Teo merdivenlerin başından "Ne yapıyorsun lan" demesiyle sıçradım amık başladım buna sövmeye.
    -Lan senin dibina goyim çocuk. Biraz önce şurada yatıyorsun ne ara oraya çıktın.
    -Lan ne yatması ne orası amık ben odamda sigara içiyordum. Senin sesini duydum öyle çıktım dışarıya.
    -Ya olum oyun mu oynuyorsunuz? Böyle şaka olmaz bakın, kafayı yiyeceğim.
    -Ne şakası kardeşim,Şaka felan yok. Yapma böyle beni de korkutuyon bin.
    -Lan şurada yatıyordun merdivenlerden ses geldi diye çıktım hah işte şurada yatıyordun başına birşey geldi sandım. Koştum yanına gözlerimi bir an kaçırmamla kayboldun sonrada orada bittin lan bin.

    Korkudan aklımı kaçıracak gibi olmuştum. Hemen Teonun yanına çıktım.
    -Lan olum bakın bu bir şakaysa sizi gibtim biliyorsunuz di mi?
    -La şaka felan yok amık ne oluyor sana. Orada Teoya bu olayların sadece bana değil Muratla Metenin kevaşesine de olduğunu anlattım. Anlatmaz olaydım Amık Teo Korkudan gel beraber yatalım dedi.

    Ne yalan söyleyeyim o demese ben diyecektim zaten sabahı beraber ettik. Sabah Muhammet başımıza geldi.
    MKalkın çifte kumrular kahvaltı hazır.
    T: Bi gittir git ya
    B: Tamam La Tamam geliyoruz. dedim sırf açtığı saçma sapan şarkıyı kapatsın diye

    Bu indikten sonra bizde giyinip indik aşağıya.
    ···
  18. 93.
    +2
    Aşağı ya indik Teoyla ama amık herkes bıkkın, bitkin görünüyor. Çatalları zar zor ağızlarına zütürüyorlar. Sıkıldıkları belliydi. Mete hemen atladı zaten
    -Beyler deniz deniz sıktı artık daha değişik birşey yapalım bugün.
    Murat:Olur kanka ne gibi
    Abdül:Uçalım lan bugün Planör iyi olur
    Mete:Adam haklı beyler Planör iyi olur
    Abdül:Ben geçen bir barda afişini gördüm.
    Teo:iyi amık yapalım o zaman.

    Beyler ama benim içimde öyle bir bitkinlik vardı ki hiç gitmek istemedim. Onun yerine bizim bebelere karı -kız meselesi var diyip ev de kalmayı yeğledim. Zaten yükseklik korkusu var hafiften bir de yerin bilmem kaç kilometre üzerinde kalp krizi geçiremezdim. Hem yeni o kadar param olmuştu. Ha Gerçi o paralar nereden gelmişti. Aklımda işte hep bu sorular vardı. Bir türlü anın keyifini çıkaramıyordum. Aklım hep o paraların nereden geldiğindeydi. Düşündükçe ev daha bir ürpertici daha bir korkutucu geliyordu. Korkmuştum ve içimde garip bir özlem vardı. Zeynep Zeynep Zeynep kalbimin bir köşesinde hep o vardı.
    ···
  19. 94.
    +2
    Belki bir yerde görürüm diye evden çıktım saat 3 civarıydı. Hava hafif kapalı ve serin serin esiyordu. işte beyler belkilerle çıktım yollara Zeynep'i bir kere daha görmek için herşeyimi verirdim. Yani kısacası aklımı ona emanet ederek düştüm yollara. Gezmediğim sokak gezmediğim cadde kalmadı ama hiç bir yerde yoktu. Evine gitmeye karar verdim birkaç kez ama her seferinde geri adım attım. (Şimdiki aklım olsa amık giderdim.) Akşam saatleri iyice ilerlemiş bende oldukça yorulmuştum. Sonra aklıma şarkı söylediği kulüp gelmişti.
    .
    .
    .
    Beyler ne yalan söyleyeyim giderken illa göreceğim diye gitmiyordum. Yoksa da bir iki birşeyler içer eve öyle geçerdin. Uzun lafın kısası daha kulübün olduğu caddeye girer girmez o ilahi sesini duymuştum.

    https://www.youtube.com/watch?v=W5If8eYeiiA

    iz bırakanlar diyordu unutulmaz diyordu. Utangaç bir havayla girdim kulübe öyle ön sıralara felan geçmedim. arkada barmenin olduğu yerde bir kaç şat söyledim dinliyor bir yandan da içiyordum. Ben onu öylece izliyordum ama o beni görmüyordu bile. Zaten amacımda oydu ne zaman görecek gibi olsa siniyordum. Görse ne derdim ne yapardım o an için bilmiyordum o yüzden göz göze gelmenin hiçbir anlamı olmayacaktı.
    .
    .
    .
    Kaçtım yani beyler kısacası hayatımın aşkından kaçtım. iyice kafa olunca çıktım, ne yalan söyleyeyim biraz daha kalsam ağlayacaktım çünkü. Saat 12 civarıydı hafif yağmur tiselemişti cebimden bir dal çıkardım ve kulübün önünde bekledim belki yine gelir yakarda yeni baştan başlarız diye ama ne o geldi ne de benim biraz daha beklemeye cesaretim vardı kendim yaktım sigaramı başladım yürümeye o hala söylüyordu.

    https://www.youtube.com/watch?v=OzFRE5nWkOA
    ···
  20. 95.
    +2
    (Not: beni gördü herhalde ben gittikten sonra çalıştığı yerden ayrılmış, eş keza bu sene Antalya ya gittim bir cesaretle evine de baktım ama taşınmıştı. şimdi bile ağlamaklı oldum binler)

    Neyse Asıl konumuza dönelim. Eve geçtim beyler ama sallanıyorum. Yoldayken Teoyu aradım evdelermiş Allah tan (Çünkü anahtarı o kafayla almamıştım). ,işte beyler muhabbet sohbet gün nasıl geçti felan ardında uyumak için çıktık odalara. Amık ama o kadar sarhoşum ki kafayı koyar koymaz daldım. O yorgunlukla kapıyıda açık bırakmışım gecenin ilerleyen saatlerinde kendi kendime uyanıverdim. Kapının arasından koridorda yürüyen gölgeler görüyordum ama yusuf yusuf beyler kalkamadım hatta yorgana daha sıkı sarıldım.
    .
    .
    .
    Birden kapıdan Abdül bini girdi. Elde aha yarah gibi bir bıçak ucu kanlı amık diğer eline bakınca korkudan işedim neredeyse amık. Diğer elinde dedemin kelleyi sallıyordu huur. Onu attı bir köşeye hızla koşup benim üzerime çıktı. Amık korkuyor ama birşey de yapamıyordum kaderime razı gelmiştim kafayı elemana vermeyi kabul etmiştim neredeyse.
    .
    .
    .
    Huur bir anda konuşmaya başladı.
    -Altımlarım nerede. Amık ne altını valla ben altın felan bilmem amık zaten ha sıçtı ha sıçacam amık kalakaldım orada birşey diyemiyorum. Bu yine başladı ağzını ayıra ayıra konuşmaya amık ama dil bir yana sallanıyor dudakalr değişik değişik bükülüyor. Lan şu gündüz gözü bile korktum yine amık. Neyse bu konuşuyor ama ses değişik abi sanki onlarca kadın ve erkek aynı anda konuşuyor cızırtılı gibko bir ses.
    -Altınlarımı geri getir. dedi ve Elindeki bıçağı kaldırım göğsümde delikler açmaya başladı. Çayır çayır kesiyor beni amık acıma yok. Ben bağırıyorum ama sesim çıkmıyor.
    .
    .
    .
    Son bir anda şarkı çalmaya başladı.
    https://www.youtube.com/watch?v=GH6MB7YH-Bg
    Ne alakaydı amık biraz önce kesiliyordum amık etraf kanımın kırmızısına boyanıyordu ama bir anda bir şarkı çalmaya başlamıştı. Hafif bir irkildim ardından gözlerim açıldı amık bini Muhammet cebinde telefonu altında kısa pantolonuyla odaya girmiş beni uyandırmıştı.
    .
    .
    .
    Sövsem mi? yoksa sevsem mi? bilemedim. Ama irkilmemi ve yüzümdeki korku ifadesini o da görüyordu. Amık adam benim yüzümdeki ifadeden korkmuştu rüyamın aynısını görse herhalde çarşafı kahverengine boyardı.
    .
    .
    .
    Hemen kalktım yüzümü yıkadım ama amık ben hafif esmer bir adam olmama rağmen yüz A4 kağıdı gibi amık bembeyaz yüzerine birşey yazsan yansıtır o derece.

    (Spoiler: dedemin 3 aylık çürümüş kellesini getirmişti huur.)
    Tümünü Göster
    ···