/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +4
    Amık çok geçmede etraftan dehşet verici sesler gelmeye başladı. Aklımızı kaçıracaktık, Her yerde cızırtılı kelimeler ve akıl almaz sesler geliyordu. Teo ve Mete mest olmuş sesleri diliyor Muhammet be ve hoca aldırmıyor kazmayı vurdukça vuruyorduk. Pat Küt sesleri Uuuuu Çat Çat seslerie karışarak ovanın etrafında oradan oraya çarpıp yükseliyordu.

    Yasin oturduğu yerde korkmuş bizim ne yaptığımızı anlamaya çalışıyordu. Birkaç dakika sonra hoca durun dedi. Biz de bir soluk alıp sigaramızı yaktık. Hoca yeterice derinliğe geldiğimizi artık gömebileceğimizi söyledi. Çıkardık altın sandıklarını indirdik çukurun dibine koyduk tam çıkacağız. Bizimkiler salak salak etrafa bakıyor.

    Çıktığımızda bizde neredeyse sıçıyorduk. Etrafta kara kara gölgeler bizi izliyordu beyler kedi aralarında konuştuklarını rahatlıkla anlayabilirdiniz. Fısıltılar arada çıkan iğrenç çığlıklar bizi korkutuyordu. Yasin in sinirleri bozulmuştu. Ayağa kalkıp tüfeğini kaptığı gibi gölgelerin kalabalıklaştığı bir noktaya 2 el sıktı. Biraz önceki eşeli fısıltılar öfkeli cümlelere dönmüştü. Hoca oldukça soğuk kanlı bir şekilde dualarıı okuya okuya sadıkları üzerine toprağını atıyordu.

    Bizde yavaşta toparlanıp küreklerin başına geçtik. toprağı attıkça etrafta biraz daha kara gölge azalıyordu. Sonunda tamamen gömdük hoca tepsideki küllü ve kanlı suyu toprağı üzerine döktü. Herşey rayına oturdu arabalarımıza bindik ve memleketlerimize gittik.

    Teo: Aylarca pgibolojik yardım aldı.
    Muhammet: Hala aynı evde kalıyoruz.
    Mete:Okulu değiştirdi. Giderken Teoyu payına düşe parayı ve çevşenlerden birii almayı unutmadı.
    Yasin:O günden kimseye bahsetmemeye yemin etti tabi 10 bin liraya ikna oldu.
    Ben: Birkaç sene paramla Zeynep'i aradım fakat bir işe yaramadı şu an okulumu son senesini okumaya hazırlanıyorum
    ···
  2. 27.
    +4
    -Bak evladım bu ejder Yesus'u buradaki hayat dalgalarıda seni işaret ediyor. Bunu yapan adam işini baya iyi biliyor ama bizim görevimiz planları altüst etmektir değil mi?
    -Hocam aklım almıyor gerçekten aklım almıyor.
    -Oğlum işte üzerinde oyun oynanmış anlamayacak ne var...
    -Şey hocam peki Daniel'e ne olmuştur.
    -Daniel bey çok sevdiğim bir abimdir inşallah başına bir şey gelmemiştir ama kesin bir şey diyemem bu adam senin gibi genç dinamik bir adama bunları yapabiiliyorsa Daniel'i o adamdan Allah korusun...
    ···
    1. 1.
      0
      Şimdi Daniel ve mete kütahyada mı şimdi brn onu anlamadım
      ···
      1. 1.
        +1
        Kardeş Mete kayıp Danielse Teoyla Bizim hazineyi gömdüğümüz köye gitmiş bir daha da geri dönmemiş. Teo Dönmüş fakat gelince de intihar etmiş anladım mı şimdi.
        ···
      2. 2.
        0
        Anladım panpa
        ···
  3. 28.
    +4
    Lan olum kimse anlamıyormu birinci entry şukulayın...
    4 Şuku ne la 4 kişi mi okuyor sadece
    ···
  4. 29.
    +4
    Çok uzatmadım artık ayrılmamız gerekiyordu... Bu problemli durumları atlatabilirsem bigün gidecektim yanına sahiplenecektim, sahibi olacaktım o da benim...

    Aşk böyle bir şeymiş demek ibadet gibi, farz gibi...

    3 gibi evime vaardım. inanılmaz hafif hissediyordum. sanki kütleme inat uçacaktım. Ellerim ayaklarım uyuşşuk yüzümde inanılmaz saçma bir tebessüm vaardı. Bakan biri aşık olduğu mu anlamazsa kesin deli derdi sanırım. Kendime mani olamıyordum gülüyordum beyler tutmak istiyordum içimde ama olmuyordu. Şehrin elit caddelerinde kalabalık semtlerinde ara ara kahkaha atıyordum...
    ···
  5. 30.
    +4
    20 yaşındaki körpe bir gencin 1 senesini anlatacağım beyler size
    .
    .
    .

    Güneşli bir nisan günüydü güneş kafamızın üstünde dans ediyor, bizde Anadoluda hatırı sayılır bir üniversitenin kampüsünde oturuyorduk. Çaylar yudumlanıyor, peşpeşe sigara yakıyor muhabbet ediyorduk . Metehan siyasi görüşü yüzünden Teomanla dalga geçiyor. Muhammet 2. Dünya savaşı sırasında gerçekleşen ilginç olayları bana anlatıyor. Abdül arkamda tuttuğu takımın marşını dinliyordu. Zaman böylece geçip gitmişti, ikindi sıralarıydı sanırım Teoman namaz için hafif hafif ayaklanmış, güneşin sıcağı yerini serin serin esen bir rüzgara bırakmıştı. "Zıırrrrr" diye telefonum çalmaya başladı. Kimin aradığını görünce biraz afallamıştım. Arayan Memleketimde kapı komşumuz olan Cevdet Abiydi. Cevdet abi memur tiplemeli bir adamdır dürüst, kibar ve en önemlisi ayın sonunu zor getiren bir adam. "Hayırdır inşallah" diyerek arkadaşlarımdan biraz uzaklaştım ve telefonu açtım. Cevdet abinin nefes alış verişinden kötü birşey olduğunu anlamak zor değildi. Sesi titrek ve oldukça kasvetliydi, kekeleyerek konuşmasına başladı.

    C:Cevdet Abi
    B:Ben

    C: Ahtapot nasılsın koçum
    B: iyilik sağlık be abi senden ne var ne yok?
    C: Nerdesin koçum şuan ne yapıyorsun?
    B: Okuldayım abi arkadaşlarla oturuyordum. Hayırdır abi birşey mi oldu?
    C: Oldu ya koçum oldu. Deden deden...

    diyebildi sadece o yumuşak kalpli adam. Kolay değildi tabi hem yetim hem öksüz bir gence son akrabasınında öldüğünü söylemek.

    B: Ne oldu abi dedeme söylesene. diye çıkıştım, kalbim sızlamış, gözlerime yaşlar birikmeye başlamıştı bile.

    C: Deden, bugün öğle vakitlerinde kalp krizi geçirdi ve vefat etti. dedi

    Ağlamaya başlamıştım bir anda kampüsün ortasında çocuk gibi ağlıyordum. Telefonun öteki ucundan duymuş olacak ki Cevdet abi

    C: Ağlama evladım metin ol!.. diyebildi sadece
    ···
    1. 1.
      -2
      resme beş posta
      ···
    2. 2.
      -3
      Okursam en adı huur çocuğu olayim
      ···
    3. 3.
      +1
      Okumana gerek yok...
      ···
    4. diğerleri 1
  6. 31.
    +3
    -Zeynep
    -Efendim.
    -Zeynep benim gitmem gerek. Saat 12 ye gelmişti. içimi anlamız bir umut ve heyecan sarmıştı kendimi aşık bir liseli gibi hissediyordum
    -Nereye kal hep yanımda kal. Kucağında Sabahı tutuyor bir yandan da saçlarını tutturmaya çalışıyordu.
    -Ama
    -Biraz daha kal ne olur bira daha kal bir şarkılık da olsa kal
    -Geri geleceğim ama önce yapmam gereken bir şey var.
    -Ne Ne yapman gerekiyor
    -Bu seni hatta beni bile açan bir şey Zeynep
    -Olsun bende yardım edeyim sana
    -Olmaz yapamazsın zaten.
    -Tamam ama bir şarkılık kal...

    Olur dememi beklemeden kucağından Sabah'ı indirdi. Ve Telefonundan bir melodi açtı. Göğsüme sarılıp yattı ve şarkıyı kendi söylemeye başladı

    https://www.youtube.com/watch?v=-8AgevPwEzE

    Hayatımın en güzel günü yaşıyor olabilirdim. Bu sıcaklık bu duygu sanki insanın insan olduğunu anlatıyordu.
    Daha düne kadar hiç bir duyguyu hissetmeyen ben artık kalbimin farkına tekrardan farketmiştim. Allah'ım bu nasıl birşeydi kalkamıyordum. Sesi tutuyor kolları beni buraya bağlıyordu sanki. Öpsem doyabilirmiydim acaba bir kereyle?
    ···
  7. 32.
    +3
    Mete defteri bulmuş ve sallıyordu.

    Meteye yanıma oturmasını söyledim pantolon cebinde bir sigara çıkarıp o da oturdu yanıma sigarasını yaktı yüzündeki tebessümle beraber açtı defteri. Okuduk beyler sabah saatlerine kadar okuduk. Okuyor okudukça da içimizi dehşet verici bir duygu kaplıyordu amık. Metenin hez keza Teonun elinde gördüğü bu defter Teonun 3 yılda neler yaptığının yazılı belgesiydi.

    Neler döndüğünü ortaya bu kitap çıkarmıştı.

    Teo hiç bir zaman tam olarak iyileşmemiş kabuslar ve halisülasyonlar 3 yıl boyunca devam etmişti. Neler yaşadığını tek tek anlatmıştı bin yazmış yazmış yazmış. O an kendi kendime seni bu bin Meteyle bırakmayacaktım Teo bırakmayacaktım dedim. Ama artık çok geçti adam sonunda dayanamayarak intihar etmiş üstüne gitmeden de bizi uyarmıştı.

    Teo tedavinin ardından Meteyle beraber Bursaya gidip bir üniversiteye kayıt olmuş ve okumaya başlamış ama kabusların yeniden başlamasıyla konuyu kendi araştırmaya başlamış.
    ···
  8. 33.
    +3
    Sanırım sigarasını yakmaya çalışıyordu ama ya gazı bitmişti ya da ellerinin titremesini bile kontrol edemez hale gelmişti ayyaş bin yakamıyordu bir türlü sigarayı. Yaklaştım hani yüzüne dahi bakmıyorum sigarasıyla uğraşıyor bu hala. Cebimde çakmağımı çıkarıp elemana uzattım.
    -Buyrun.
    Yüzünü çevirdi lan elim ayağım titredi. Zeynep, Zeynepti lan bu. O da şaşırmıştı. Sigara dudaklarının arasından ha düştü ha düşecek. Üstüne bir ton alkol. Kalakalmıştı öylece. Ne diyeceğini bilmiyordu.
    ···
  9. 34.
    +3
    Ne yapmam gerekiyordu. Ne söyleyecektim. Onu seneler önce makus kaderiyle baş başa bırakmıştım. Ne diyebilirdim ki beyler. Hayatımın aşkı karşımdaydı ama bir şey diyemiyordum. Yine o tebessümünü yapmıştı. Ben kendimi zor tutuyordum lan sarılmamak için. içim titriyordu bir yandan da.

    Beyler bilirsiniz belki sırtınız buz gibi olur eliniz ayağınıza dolanır, içinize tam göğsünüzün üzerine biri oturur konuşamazsınız bu tip durumlarda belki başına geleniniz vardır işte o an ki duygularım aynen öyleydi.
    Ne diyeceğimi kestiremiyordum. Ama Allah razı olsun o beni bu iğrenç andan çıkarmıştı. Söze başladı.
    Kaşlarını çattı emin olmak istiyordu sanırım. Yay gibi kaşlarından birini kaldırıp.
    -Ahtapot sen misin? Dilim tutuldu bir süre sadece bakakaldım. Halimde ki esrarı ve ifadesizliği anlamış olmalıydı sanırım hemen kenara kaydı.
    -Otursana.
    ···
  10. 35.
    +3
    Amık korka korka gittik hastaneye işte Cevdet Y. isimli kişi kaç numaralı oda da kalıyor yanına girmemiz mümkün mü? Felan diye sorduk işte uzun bir soru cevap klasiğinden sonra yanına girmemizin mümkün olduğunu ama fazla yormamamız gerektiğini çok fazla konuşturmamız gerektiğini söyledi.

    Tabi bir de yalnız birimiz girebilirdik Cevdet abinin yanına bu şanssız kişide bilin bakalım kim?

    Uzun uzun koridorlar geçildi "pıst pıst" kapılar açıldı amık sanki uzaya çıkıyoruz hepi topu ölmek üzere olan bir adamın yanına gidiyorduk.
    ···
  11. 36.
    +3
    Zaten istese de şu an için hiçbir şey anlatamazdım, ah o güzelliği yok mu beni böyle kilitleyen o güzelliği.

    Çocuğun ismi Sabah'mış. Sabaha karşı sancılı bir doğumun izi olduğu için. Fazla gürültücü ve yaramaz bir çocuk olmamış tek kaldığı 2 buçuk senelik hayatında Zeynep'i çok üzmemiş.

    Onunla hayata tutunduğunu anlattı ZZeynep bir de benimde yanında olmamı dilediğini.
    Dualarının kabul olduğunu söyledi.

    Bir süre sonra gülmeye başlamıştık artık. Sabah benim kucağımda Zeynep kolumun altındaydı.
    ···
  12. 37.
    +3
    Hafif ve yüzünü ekşilterek mutfağı işaret etti bana sanki biraz çekimsedi ama bunden bir anlam çıkarmadım. Hafif ve yalpalayan adımlarla...

    Tam köşeyi döndüm mutfağa girdim sandalyemi çekeceğim karşımda bir çocuk 2-3 yaşlardında kumral saçlı renkli gözlü bir kız çocuğu o ana fark ettim durumu.

    Zeynep, Zeynep'im çocuğa kıyamamış aldırmamış. Doğurmuştu.

    Ah be içim cız etti o çocuğu görünce, ayrılmamızın sebebiydi bu kız babası olacak huur çocuğuydu onu sevememiin sebebi ne kadar sürecekti bu içimdeki uğursuzluk, nefret, kin, çaresizlik
    Çaresizlik...
    ···
  13. 38.
    +3
    Kilidi açtım, kapının hemen ardındaydı zaten çıkar çıkmaz kucakladım. Sıktım sıktım oda beni, hayatımda bu kadar iyi hiçir zaman hissetmemiştim.

    -Bırakmayacağım seni asla bırakmayağım
    -Bırakma beni
    -Söz veriyorum bırakmayacağım seni artık

    Hıçkıra hıçkıra ağlıyorduk...
    Sanki senelerin hüznü bir andan akıp gitmişti gözlerimden.
    Yılların intikdıbını alırcasına ağlıyorduk.
    ···
  14. 39.
    +3
    Beyler iyi hos yaz diyorsunuz da benim de işim gücüm var sürekli takılamıyorum. Lütfen anlayış. Neyse tekrar başlıyorum.

    172. ve 173. sayfalarda Meteyi ikna etme ve taşınma anıları vardı bu yüzden direk 174. sayfayı yazıyorum.

    174. sayfa.

    "Eskişehir tanımadığım için adresi bulmak epey uzun sürdü. Dolaşmadığım han hamam kalmadı adresin hikamet yerini en son bir iş hanının en alt katında buldum.

    iş hanından içeri girdim. Elimdeki kağıda baktım adresin yazılı olduğu dükkana baktım. Tamam doğru yerdi fakat kepenkler kapalıydı. Hayal kırıklığına uğramıştım. Onca yolu ve hayatımdan bir kesit vererek geldiğim bu şehirde de umduğumu bulamamıştım. Kalbim öfke ve hayal kırıklığıyla doldu. O kadar karmaşık bir ifadeye bürünmüştüm ki intihar etmek aklımdan geçmişti. Artık aklımın varlığını hissedemez olmuştum ölmek ve bu hayatı geride bırakmak istiyordum. Çok yorulmuştum koşmaktan, uğraşmaktan. Uyumuyor yemiyor içmiyordum. Düşünmek ve korkmak yaşadığım 24 saati kaplıyordu zaten.

    Kepenklere yaslanıp hanın ortasına oturdum. Kalbim bu kadar yükü taşıyamaz olmuştu. içimi boşaltamaz dola dola taşmaya başlamıştım."

    Teonun yazdığı intihar kelimesi kalbimi burkmuştu. Çok kötü olmuştum, ağlamak istiyordum saatlerce ağlamak ve kendime geldiğimde hiçbir şey olmamış gibi o 20 yaşımdaki mütevazi halime dönmek istiyordum.

    Dayanamadım beyler, Teonun yazdıklarını okumaya dayanamadım. Masanın öteki tarafına geçip, sigaramı yaktım Metenin sesini duymak istiyordum sadece Teonun hissettiklerini ve benim yüzümden intihar etmiş olması gerçeğini kabullenmek istemiyorum. Teo gibi bende belkide intihar etmeliydim.

    Sayfa tekrar çevrildi bardaklar ve küllükler tekrar doldu. Mete yine sesindeki titremeyi gizleyerek okumaya başladı.
    ···
  15. 40.
    +3
    Beyler öncelikle sizde özür dilerim. işe başlamam ve kişisel problemlerim yüzünden fazla vakit bulamadım. Neyse o zama devam edelim.

    Pat vir o vuruyor kazmayı pat bir diğeri. Teo ağacı dibide domuş gibi duruyor ben ve diğerleri kazma kürek çukuru kazıyoruz amk. Gel zaman git zaman. Biz 1 metre felan kazdığımız aralarda uzaklardan biri el feneriyle yavaş yavaş yaklaşmaya başladı.

    Muhammet aha sıçtık diye düşünürken gelen elemanın arkadaşım Yasin olduğunu anladım. Avcı binin tekiydi. Üstünde kamuflaj omzunda tüfekle ağır ağır bize yaklaşıyordu. Yakınlaşınca o da beni tanıdı. Ağır ağır giden adımları hızlandı neredeyse koşar adım yanımıza geldi. Nefes nefeseydi tabi bu arada biz onu görünce kazma küreği bıraktık.
    Yanımıza gelir gelmez hemen tüfeği bir yana koydu bir yere oturup solukladı.

    Korktuğu her halinden görünüyordu. Selam verdi hemen söze başladı.
    Y: Ahtapot ne işiniz var burada
    A:Bizi bırak Yasinim sen niye bu kadar korktun.
    Y:Anlatsam da inanmazsın zaten boşver. Bir sigara var mı?
    A:Var cebimdeki winston box paketinden bir tae uzatıp yaktım. Normalde öyle sigara içen biri felan değildir ha.
    A:Anlat dinleriz hiç yoktan.
    Y: Sigarasından bir nefes daha aldı. Elleri bir an için titreyiverdi. gözleri dolu doluydu. Bilmiyorum bilmiyorum ne gördüğümü bilmiyorum dedi.
    A:Baştan anlat şunu bilader
    Y:Ormandaydım Paris le avladıyorduk (Paris köpeği) Bir ada ağaçlardan kuşlar ve yarasalar küme küme havalandı. Bir domuz olabileceğini ya da ayıdır diye düşünüyordum.
    A:Eeee sonra korkuyordu bir fırt daha aldı.
    Y:Paris, paris ağaçların arasına doğru koştu. Bir süre sora havlamayı kesti ve garip bir mızıklamayla tüm sesi kesildi. Gölgelre geçmeye başladı sonra dalları ağaçların arasında hızla gölgeler geçiyordu. Arkamı döndüğüm gibi koşmaya başladım buraya kadar koştum.
    ···
  16. 41.
    +3
    180. sayfa Mete okuyor ben sigaraya kolaya vuruyordum kendimi

    " Daniel elleriyle çenesini bir ovduktan sonra bana tekrar döndü.
    -Evladım karanlık bir yerde kuru bir zemine işedin mi? diye sordu ama adam bilmiyordu ki daha çok daha kötü şeyler yaptığımızı.
    -Hayır efendim daha kötü şeyler geçti başımdan.
    -Anlat o halde evladım. Ne uğraştırıyorsun beni.
    -Efendim benim bir arkadaşım var. Ona dedesinden yüklü bir miktar para kaldı ama adam bu parayı ne kazanabilir ne de biriktire bilirdi. Ama o zamanlar genç ve toyduk efendim aklımızdaki tek şey o parayı yemekti. Güzel güzel eğleniyor parayı yiyorduk ama bir süre sonra korku dolu rüyalar ve hayaller görmeye başladık. Korkuyorduk ama ne neden oluyor bilmiyordum anlamıyordum.
    -Devam et evladım.
    -işte efendim araştırmaya başladık sonunda öğrendik ki bizim elemanın dedesi satanist bir tarikata iman edip bolca altın almış bir cinin hazinesini çalmıştı.

    Daniel biraz düşündü yüzünü ekşiltti. Anlamıştım bu adam da arayışlarıma bir cevap veremeyecekti sanırım. Bana yarın tekrar gelmemi o zaman bir şeyler düşüneceğini söyledi. Yarın aynı saat için sözleştik."
    ···
  17. 42.
    +3
    182. Sayfayı çevirdi Mete başladı tekrar okumaya.

    "Köpek havladıkça benim için ürperiyordu. Anlamıştım bana karşı sinirli olmadığını tepkisi kesinlikle göremediklerime karşıydı. Cesaretimi topladım köpeğe yaklaşmaya başladım. Aramızda 2 metre felan kalmıştı ki köpek havlamayı kesmiş saldıracak posizyonda hırlamaya dişlerini gösterip ağzını köpürtmeye başladı.

    Durduk uzunca bir süre. Köpek bir anda sendeledi ve mızıklayarak koşmaya başladı olağanca hızıyla benden kaçıyordu. Mızıklaya mızıklaya kaçtı. Korkmuştum bende bu ara sokakta bir köpek tarafından öldürülerek manşet olmak istemiyordum. Caddeye kadar korkudan koştum.

    Artık daha tedirgin ve daha temkinli yürüyordum zaten çok geçmeden de kitapçının önüne gelmiştim."
    ···
  18. 43.
    +3
    Belirtiler ilk Teo da başladı. Bizim Teo öyle sık bir içki kullanıcısı değildi. Biz bu binle liseden beri ark olduğumuz için (o zamanlar da cemaatte kalıyordu) toplamda 5 kere içtiğini görmüştüm. Ama bu it elimize bu para geçtiği ilk günden beri alkolik olup çıkmıştı. Ailesi zaten fazla bir şey gönderemiyordu ama gelen bursları felan komple gömüyordu içkiye. Ama bizimde öyle bir gaflet vardı ki üzerimizde kimsede kardeşim yapma etme demiyordu... Okula gidiyoruz takıl baba takıl eve gel takıl baba takıl caddeye in takıl baba takıl hayat güllük gülistanlık. Bizim Teo içkiye düştükçe Mete de karıya kıza düşmeye başlamıştı. Bizim kız milletinden tiskinen Metehan am'a müptela olmuştu resmen. Ne yalan söyleyeyim eleman yakışıklıydı, hemen hemen her gece bir kız düşürüyor bir yerde gibip öyle geliyordu eve. ..
    .
    .
    .
    .
    ilk ay bitmiş biz 10 bine yakın para harcamıştık. Ama görmeniz lazım her yerden para fışkırıyordu resmen kaldırdığın yastığın altında en az 200 lira buluyordun. Cepler paradan yırtılıyordu (cepler parasızken de yırtık aq paralıyken de yırtıktı). Ama evde sağlıklı adam neredeyse kalmamıştı, Metehan karıda-kızda Teo deseniz iyice müptezel bir bin olmuştu. Benle Muhammet birbirimizi idare ediyorduk. Ha beyler birbirimizden koptuğumuzu düşünmeyin yine muhabbet akıyor yine beraber takılıyorduk ama kimse ağzını açıp ta kardeşim abarttın artık kendine çeki düzen ver diyemiyorduk. Bir şey bizi alıkoyuyordu.
    ···
  19. 44.
    +3
    Birkaç gün sonra Muhammet te elinde sayısal vs kuponlarıyla gelmeye başladı. Bin tam bir kumarbaz olmanın ilk adımını atmıştı. Lotonun totonun biri bin para. Aldığı parayı tekele gömüyordu. Zamanla aramızdaki bağlarda zayıflamaya başlamıştı.
    .
    .
    .
    .
    Okula daha seyrek gidiyor birbirimizle daha az konuşuyorduk. Bu durum iyicve kanıma dokunmaya başlamıştı. Teo yattığı odayı akol kokusu dolduruyor. Metehan eve gusül almak için geliyor, Muhammet kuponlarıyla yatıyordu. Yani beyler birileri kulağımıza günah işle diye fısıldıyordu. Gel zaman git zaman finalleri zar zor vermiştik haziranın ilk haftasıydı sanırım. Bunlar memlekete gitmek için hazırlanıyorlardı. Ama benim gönlüm el vermemişti.
    Aldım karşıma bunları
    ...
    B:Beyle kalamaz mısınız bu yaz burada?
    T:Ben kalamam kanka evdekiler çalışmazsam giberler beni
    M:Aynı be bilader. Yüzümü özlediklerinden değilde bi gibe yarayayım diye çağırıyorlar.
    Muhammet: Beni biliyorsunuz beyler gitmesem arayıp niye gelmediğimi sormazlar siz kalırsanız bende kalırım.
    B:Lan arayın o zaman evleri burada çok güzel maaşlı iyi bir iş bulduğunuzu bu yaz gelemeyeceğinizi söyleyin. Bizde bir araba alır çıkarız yollara gezeriz şöyle bi.
    .
    .
    .Fazla düşünmemişlerdi bile, ailelerini de kandırmak çok kolay olmuştu. Bu sıcak parayla 3. ayımıza giriyorduk ama olayların birbirini böyle izleyeceğini hiçbirimiz bilmiyorduk.
    ···
  20. 45.
    +3
    Daha köye gidiceniz büyüyü kim yaptı onu bulcanız
    ···