-
351.
+4Öğleden ssonraydı sanırım güneş pencereen girip yüzümü yakıyordu. Zeynep'in hunharca öğürme sesiyle uyandım. Sanırım geçen gece içtiği alkolü şimdi çıkarıyordu. Yanına gitmek yerine yattığım yerde neler olacak onu düşünüyorudum.
Neden yıllar sonra tekrar karşılaşmıştık bu bir tesadüf müydü yoksa bir işaretmiydi.
Neydik? Ne Olduk?
Hiçbir şeyi hatırlamak istemiyor geçmişi hemen burada arkamda bırakmak istiyordum.
Mete, Teo hepsi bir anda silinip gitmişti bu kızın yanında. -
352.
+5-Ahtapot Ahtapot
-Efendim
Cılız ve tinsinen bir ses duydum ardından
-Kahvaltı hazır.
Toparlandım üstüme birşeyler alıp yanına gittim üzerinde ince bir pijama vardı. Saçlar incin makyajı hafiften bozulmuştu ama bu haliyle de çok çekiciydi
Hah Zeynep ne güzel şeydin sen ya
Halada öylesin bu aşk değildi beyler bu bambaşka birşeydi. Maddeyi geçmişti artık duygularım manaya yükselmiştim tasavvufum bu kızı sevmekti. -
353.
+3Hafif ve yüzünü ekşilterek mutfağı işaret etti bana sanki biraz çekimsedi ama bunden bir anlam çıkarmadım. Hafif ve yalpalayan adımlarla...
Tam köşeyi döndüm mutfağa girdim sandalyemi çekeceğim karşımda bir çocuk 2-3 yaşlardında kumral saçlı renkli gözlü bir kız çocuğu o ana fark ettim durumu.
Zeynep, Zeynep'im çocuğa kıyamamış aldırmamış. Doğurmuştu.
Ah be içim cız etti o çocuğu görünce, ayrılmamızın sebebiydi bu kız babası olacak huur çocuğuydu onu sevememiin sebebi ne kadar sürecekti bu içimdeki uğursuzluk, nefret, kin, çaresizlik
Çaresizlik... -
354.
+4Ardından Zeynep geldi arkamdan otursana dedi bana düşmüş biz yüzle ama suratıma bakamıyordu, utanıyordu sanırım ama onun utanması gerekmiyordu.
Ben Oturdum oturmasında sofraya iştahım kaçmıştı, bırak yemeği neredeyse midemi dolduran mide öz suyunu bile çıkarmak üzereydim...
Kalbim sıkışmıştı, çaresizlik her hücremi zabdetmişti. Biraz daha dursaydım kafayı yiyecektim. Hemen kalktım ayağa fırladım lavaboya. Kapıyı kilitleyim ağladım ama ne ağlamak, hıçkıra hıçkıra, salya sümük beyler.
Bu nasıl bir duygudur bilmiyorum tarif edemiyorum.
Sevgi, korku, endişe, suçluluk duygusu, dehşey ne kadar huur çocuğu duygu varsa kalbimi esir almıştı.
Ağladım aynaya baka baka ağladım.
Zeynep geldi kapının önüne Oda ağlıyor belli
Arada hıçkırarak.
-Ahtapot senin bir suçun yok
-Var dıbına goyim var işte
-Seni o sahilde bırakmayacaktım, sahip çıkacaktım
-Nasıl yapabilirdin bunu Ahtapot olmayız olamayız biz beraber
-Olurduk, oluruz -
355.
+7Kilidi açtım, kapının hemen ardındaydı zaten çıkar çıkmaz kucakladım. Sıktım sıktım oda beni, hayatımda bu kadar iyi hiçir zaman hissetmemiştim.
-Bırakmayacağım seni asla bırakmayağım
-Bırakma beni
-Söz veriyorum bırakmayacağım seni artık
Hıçkıra hıçkıra ağlıyorduk...
Sanki senelerin hüznü bir andan akıp gitmişti gözlerimden.
Yılların intikdıbını alırcasına ağlıyorduk. -
356.
015 panpa bi anda seri atıyon sonra kayboluyon şöyle bi yarım saat falan seri atda sonra kaybol. Ama baya baya sardı helal olsun adamsın rezervasyon
EDiT:imla -
357.
0Lan bi tanesini 1750 kere yazma bin
-
358.
0Rezervasyon
-
359.
0Rezidans
-
360.
0Rizorvid 15
-
361.
0Nerdesin amcik
-
362.
0291 rez
-
363.
0zezezrrzezezrzr
-
364.
0hadi aq
-
365.
0Rez bin devam
-
366.
0Öldünmü yannam
-
367.
+5O küçük çocuk geldi bir anda yanımıza sevimli ve zorlanarak yürüyerek.
Zeynep daha sonra herşeyi anlattı bana
Vicdanı el vermemiş kürtaja onun yerine doğurmaya karar vermiş, Eskişehir'e kuzeninin yanına gelip herşeyi anlatmış haftada 3 gün bir barda şarkı söyleyerek hayatını kazanmaya başlamış doğum yaklaşınca da işi bırakıp iyice kuzene yerleşmiş.
Çocuk doğmuş ardından da kuzeni Kayserili bir gençle evlenince ev ona kalmış, Şimdi Gündüzleri çocuğu bakıcıya bırakıp bir kursta gençlere entürüman dersi veriyor haftada birkaç gün şarkı söylüyormuş.
O anlattıkça ben ağladım.
Ama benim hayatımla ilgili hiçbir şey bilmiyordu. -
368.
+5Zaten istese de şu an için hiçbir şey anlatamazdım, ah o güzelliği yok mu beni böyle kilitleyen o güzelliği.
Çocuğun ismi Sabah'mış. Sabaha karşı sancılı bir doğumun izi olduğu için. Fazla gürültücü ve yaramaz bir çocuk olmamış tek kaldığı 2 buçuk senelik hayatında Zeynep'i çok üzmemiş.
Onunla hayata tutunduğunu anlattı ZZeynep bir de benimde yanında olmamı dilediğini.
Dualarının kabul olduğunu söyledi.
Bir süre sonra gülmeye başlamıştık artık. Sabah benim kucağımda Zeynep kolumun altındaydı. -
369.
+6-Zeynep
-Efendim.
-Zeynep benim gitmem gerek. Saat 12 ye gelmişti. içimi anlamız bir umut ve heyecan sarmıştı kendimi aşık bir liseli gibi hissediyordum
-Nereye kal hep yanımda kal. Kucağında Sabahı tutuyor bir yandan da saçlarını tutturmaya çalışıyordu.
-Ama
-Biraz daha kal ne olur bira daha kal bir şarkılık da olsa kal
-Geri geleceğim ama önce yapmam gereken bir şey var.
-Ne Ne yapman gerekiyor
-Bu seni hatta beni bile açan bir şey Zeynep
-Olsun bende yardım edeyim sana
-Olmaz yapamazsın zaten.
-Tamam ama bir şarkılık kal...
Olur dememi beklemeden kucağından Sabah'ı indirdi. Ve Telefonundan bir melodi açtı. Göğsüme sarılıp yattı ve şarkıyı kendi söylemeye başladı
https://www.youtube.com/watch?v=z1Dg1irRIYM
Hayatımın en güzel günü yaşıyor olabilirdim. Bu sıcaklık bu duygu sanki insanın insan olduğunu anlatıyordu.
Daha düne kadar hiç bir duyguyu hissetmeyen ben artık kalbimin farkına tekrardan farketmiştim. Allah'ım bu nasıl birşeydi kalkamıyordum. Sesi tutuyor kolları beni buraya bağlıyordu sanki. Öpsem doyabilirmiydim acaba bir kereyle? -
370.
+6Çok uzatmadım artık ayrılmamız gerekiyordu... Bu problemli durumları atlatabilirsem bigün gidecektim yanına sahiplenecektim, sahibi olacaktım o da benim...
Aşk böyle bir şeymiş demek ibadet gibi, farz gibi...
3 gibi evime vaardım. inanılmaz hafif hissediyordum. sanki kütleme inat uçacaktım. Ellerim ayaklarım uyuşşuk yüzümde inanılmaz saçma bir tebessüm vaardı. Bakan biri aşık olduğu mu anlamazsa kesin deli derdi sanırım. Kendime mani olamıyordum gülüyordum beyler tutmak istiyordum içimde ama olmuyordu. Şehrin elit caddelerinde kalabalık semtlerinde ara ara kahkaha atıyordum...