-
14.
0Panpa yaz artık
-
13.
0Rezorved
-
12.
0Rezzzz yaz pnp
-
11.
0Rezervasyon
-
10.
0Rez pampa veri nays
-
9.
+12Dedemle Leyla biraz bakıştıktan sonra dedem ayağa kalktı. Osman abiye bunun gözlerini elinizle kapatıp ellerini arkadan tutun dedi. Sonra bana bakarak
-Ahtapot. Bana biraz zemzem suyunu bi leğene ılıt. Not defterimi, şeytan bağlarını ve siyah örtümü getir. dedi
Yaklaşık yarım saatlik uğraş sonucu dedemin istediklerini toparlayıp odaya girmiştim.
Necla abla Leylanın gözlerini elleriyle kapatmış, Osman abide ellerini arkasında birleştirerek onu tutuyordu.
Mazlemeleri yavaşça dedemin önüne koydum. Ilık zemzem suyu, şeytan bağı dediği 1mlik ip, defteri ve siyah 2 metre karelik kalın bir örtü.
Dedem eliyle yavaşça çekilmemi işaret etti.. Ben sedirlerden birine oturup olacakları izliyordum.
Dedem yüksek sesle Ayetel Kürs-i Okumaya başladı elinde şeytan bağlarıyla Osman Abinin yanına gidip Leylanın ellerini arkadan bağladı. Ama dilinden ayetler hala düşmüyordu. Osman abi de kalkıp benim yanıma geldi. Ardından dedem leylanın önüne geçerek Neclanıın ellerini çeker çekmez kendi elleriyle yaratığın gözlerini kapadı.
-Nesin Kimsin? diyordu dedem karşısında aldığı cevap sadece yüksek sesli kahkahalar ve iniltili tıslamalardı. Kadın titriyor, korkuyor ama yine de dedeme pes etmek istemiyordu. Dedem Gözlerini kapatması için Neclaya işaret verdi ve leğenin başına geçti.
Beyler rez alın boşluğa anlatmayayım... -
8.
+11Ardından üçümüzde dedemin odasına tekrar girdik. Hafifce tarif edecek olursak dedem evde kesinlikle tablo bulundurmazdı duvarlar gayet sade evin döşemeleri ve aksesuar larıysa sıradan bir köy evininkine benziyordu sedirler renkli kilimler odanın ortasında uzanan soba boruları felan. Yerde Necla abla ve Leyla ne olduğu belirsiz vardı.
Dedem Necla ablaya kalkmasını söyledi. Dedem nefretle bakan Leylanın karşısına oturdu. Osman abi ben ve Necla ablada onları sedire oturmuş izliyorduk. -
7.
+6Dedem ağır ağır merdivenleri çıkmaya başladı tahtaların gıcırtısı bize kadar geliyordu ki, Kadın dehşetle ayağa fırladı.
"Osman kocacığım beni ona verme, ne olur gidelim"
"Sana bundan sonra hiçbir şey yapmayacağım"
"Ne olur necla zütürün beni buradan"
Ne adam ne de diğer kadın hareket bile etmiyorlardı.
Dedem kapıyı açtı, bizi karşısında görünce hiç şaşırmamıştı. Kadınla cins cins bakışarak tahta sedirlerden birine oturdu. Kadın dedeme hem korkuyla hem de nefretle bakıyordu. Dedem Osman abiyi yanına çağırdı ve dışarı çıktı bende arkalarından gittim. Dedem benim bunları duymamı istemiyordu ama ben o kadar meraklıydım ki dinlemek öğrenmek istiyordum.
-Anlat bakalım oğlum olay nasıl başladı.
-Hocam... dedi adamcağız ağlamaya başladı daha 25 yaşında yoktu, hani öyle boş bir ağlamak değildi bu öyle bir ağlıyordu ki sessiz sessiz o hüznü o kahroluşu kalbiniz de hissedebiliyordunuz beyler. Benim bile ağlayasım gelmişti.
Dedem adamın gömlek cebinden 1 sigara çıkardı adama verdi yaktı.
-Anlat evladım Anlat. dedi adam sigaradan birkaç fırtı titreye titreye hıçkırıklar arasında çekti.
-Hocam Leyla benim karım. 5 ay önce evlendik. Her şey çok iyi gidiyordu mutluyduk birbirimizi seviyorduk. Zamanla tuhaf tuhaf hareketler etmeye başladı. Olmayan şeyleri görüyordu işte ne bileyim arabayla bir yere giderken olmayan çukurları ne bileyim evde koşan fareler duvarlardaki olmayan örümcekleri felan süpürüyordu. Zamanla daha öfkeli daha asabi olmaya başladı. Bir cam elini kesti diyie tüm camları kırdı. Daha da korkutucu olmaya başladı geceleri kendi kendine kalkıyor aynanın karşısında saatlerce dikiliyordu hocam. Çok korkmaya başlamıştım doktora gittik çare bulamadık. Son olarak size getirdik. dedi sonra dedemin eline bir hamle yaparak öptü ve
-Hocam ne olur karımı iyileştirin.
-Niyet bizden evladım şifa Allah! dandır evladım. Sen tevekkülünü yap biz elimizden geleni yaparız
Beyler rez alın şuku basın ben yemek yiyp gelicem -
6.
+7 -1Dedem sanırım evde yoktu o yüzden bu insanlar kapıda kalmışlardı. Bir süre tereddüt etsemde sonunda dayanamayarak onların yanına gittim.
Selamün Aleyküm Abi. Elinde sigarasıyla sokağğa düşünceli düşünceli bakan adam birden irkilip Aleyküm Selam dedi.
-Hayırdır abi dedem evde yok mu?
-Hızır Hoca senin deden mi?
-Evet abi
-Kapıyı açan olmadı kardeşim.
-Ben açayım abi rüzgarın karşısında dikilmeyin girin evde bekleyin.
-Eyvallah kardeşim.
Kadınlar kenara çekildi ben kapıyı açtım,
Ama o kadının gözlerindeki nefret beni dehşete düşürmüştü. Bana öldürecek gibi bakıyordu, sanırım kapıyı açmam onun hiç hoşuna gitmemişti. Kadını güç bela içeri soktular ama nasıl çığlık atıyor "Beni sokmayın buraya, Hadi Osman ben iyileştim bak hadi evimize dönelim" "Ne olur o adam gelmeden gidelim" "Bak Necla sana bir daha kötü davranmayacağım ne olur dönelim diye bağırıyor kadın"
Ama benim aklım daha o kadar işlemiyordu bu tip konulara.
Kadını dedemin üst kattaki odasına çıkarttırdım. Dedem genellikle hastalara burada bakardı.
Çok geçmeden akşam ezanı okundu
-Abi ezan okundu dedem namazdan sonra anca gelir kalk beraber namaz kılalım dedim.
Adam sanki bunu dememi bekliyor gibi kalktı ayağa abdest aldı namazımızı kıldık tekrar oturduk birkaç dakika geçmişti ki kadın tekrar çığlıklar atmaya başladı.
-O geliyor Necla hadi gidelim ne olur gidelim gelmesin, gelmesin.
Kırmızı yazmalı kadın azarlar gibi konuşmaya başladı.
-Hiç bir yere gitmiyoruz dedi. -
5.
+9 -1Sene 2006 o zamanlar yaşım daha 12 6. sınıfa gidiyorum iyi hatırlıyorum.
Aklıma gelen ilk anım işte 2006nın serin bir sonbahar akşamı gerçekleşmişti. Üzerimde bir kaç beden büyük lacivert bir ceket. Aklımda ev vardı.
10 15 dakikalık yalnız bir yürüyüşten sonra eve varmıştım. Kapının önünde 3 kişi vardı. Daha önce görmediğim 3 kişi, 2 kadın ve bir erkek. Adam elinde uzun 2000 marka bir sigara gözlerinde biraz yaş biraz uykusuzluk vardı.
Sağlam olan kadın diğer kadının koluna girmiş onu ayakta tutmaya çalışıyordu. başı yazmayla sıkı sıkı örtülmüş, yüzünde hafif bir endişe ve korku vardı. Kadını zor bela ayakta tutuyordu.
Diğer kadının gözlerinden sürekli yaşlar boşalıyor, Ben o eve girmem diye mırıldanıyordu. Kendini sıkıyor hareket etmemek için elinden geleni yapıyordu.
Evimiz 2 katlı ahşap bir evdi. Dedemin şehrin merkezine birkaç dairesi daha olsa da bu evden bir türlü vazgeçmezdi.
Herneyse beyler kadın evimizin kahverengi kapısına tutunuyor bir türlü hareket etmiyordu. Göz bebekler büyümüş yüzünde ve ellerinde yer yer çürükler vardı. Korkmuştum kadının görüntüsünden ve sesinden. -
4.
0bıktık anılarınızdan şu sözlükte kaliteli espriler laf sokuşturmacalar göremicekmiyiz artık.
-
3.
0Tutar anasını satayım tutmazsa zütüme çubuk kraker sokarım
-
2.
0Okurum başla
-
1.
+33 -3Anadolunun küçük bir ilçesinde oturan bir yetimdim. Babam delirmiş annemi öldürmesi üzerine yalnız yaşayan dedemin evinde büyümüştüm. Dedem medrese eğitimi görmüş oldukça bilgili, kültür olarak gördüğüm en anlayışlı en mantıklı adamdı. Hayatım boyunca anne sevgisinden ve baba şefkatinden mahrum kalsam da dedem bana onların yokluğunu hissettirmemeye çalışıyordu.
Yaşım kaçtı bilmem ama ufaktım ya ilkokula yeni başlamıştım ya da 2. sınıfa felan gidiyordum.
Keyfim yerindeydi genel olarak, okulda akli dedemin yanında ilmi bilgiler alıyordum. O küçük yaşlarımda hatırı sayılır bir dini bilgi edinmiş, o küçük yaşta da olsa bazı derin konuları öğrenmiştim.
Dedem harbi el almış, imanlı bir hocaydı (Hocaydı derken beyler dedem mesleği bırakalı yıllar olmuş olsa da ruhani olaylar için dedemin kapısına dayanan çoktu.)
Kısaca anlatacak olursak dedem 70 küsür yaşlarında ama oldukça dinç bir adamdı, beyaz takım giyerdi. Öyle bembeyaz ceket pantolon ve yakasız o kadife gömleği. Tepeden tırnağa beyazlar içinde sakallı nur yüzlü bir adam. Sadece göğsünden göbeğine inen gri şeridi (kravatı) hariç.
Seveni sayanı çok olurdu dedemin gününü okuyarak ve kahvede millete bir şeyler anlatmaya çalışırken hatırlıyorum onu
Beyler size dedemin yanına gelen ruhani hastaları anlatacağım.
Rezzz alın
başlık yok! burası bom boş!